R
Room
maattooiidd AArrttrriitt
Prof. Dr. Vedat Hamuryudan
Romatoid artrit, nedeni bilinmeyen, kronik seyirli, sistemik iltihapl› bir
hastal›kt›r. Bir çok eklemi ayn› anda hastaland›rmas› sonucu flekil bozuklukla-
r›, ifl gücü kayb› ve önemli sakatl›klara neden olur. Ancak romatoid artriti salt
eklem hastal›¤› olarak görmek yanl›flt›r. ‹ltihapl› bir hastal›k olmas› dolay›s› ile
sistemik belirtiler ve önemli organ tutulumlar› da zaman zaman ön plana ge-
çebilmektedir.
EEPP‹‹D
DEEM
M‹‹YYO
OLLO
OJJ‹‹
Romatoid artrit, dünyan›n her yerinde ve her toplumda görülebilmektedir.
Toplumdaki s›kl›¤› %0.5 - %1 aras›d›r. Her yaflta ortaya ç›kabilmekte ise de en
çok 30 – 50 yafllar› aras›nda bafllamakta ve kad›nlarda erkeklere oranla iki - üç
kez daha fazla görülmektedir. Ülkemizde RA epidemiyolojisi ile ilgili veriler
oldukça k›s›tl›d›r. Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi Romatoloji Bilim
Dal› taraf›ndan ‹zmir Narl›dere ve Balçova Bölgesinde 2835 kifliyle yüz yüze
görüflülerek yap›lan bir çal›flmada 20 yafl üzeri nüfusta romatoid artrit kaba
s›kl›¤› % 0.5 olarak bulunmufltur. Yafl ve cinsiyete göre düzeltme yap›ld›¤›nda
genel popülasyondaki prevalans % 0.36 olarak hesaplanm›flt›r. Bu oran, Yuna-
nistan ve ‹talya gibi di¤er Akdeniz ülkelerinde bildirilen oranlara benzemek-
tedir.
EETTYYO
OLLO
OJJ‹‹
Romatoid artrit etyolojisi henüz tam olarak bilinmemekle birlikte genetik
‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri
TTÜ
ÜR
RK
K‹‹Y
YEED
DEE SSIIK
K K
KA
AR
RfifiIILLA
AfifiIILLA
AN
N H
HA
ASSTTA
ALLIIK
KLLA
AR
R II
•• EEnnffeekkssiiyyoonn H
Haassttaall››kkllaarr››,, ••R
Room
maattiizzm
maall H
Haassttaall››kkllaarr,, •• A
Affeettlleerrddee EEzziillm
mee Y
Yaarraallaannm
maallaarr››
Sempozyum Dizisi No: 55 • Ocak 2007; s. 69-86
6699
ve çevresel faktörlerin iflin içine girdi¤i çok nedenli bir hastal›k olarak kabul
edilir.
G
Geenneettiikk yyaattkk››nnll››kk
1) Hastal›k ayn› aile içinde birden çok kiflide görülmektedir. 2) Tek yumur-
ta ikizleri aras›nda hastal›¤›n birlikte görülme s›kl›¤› %15 – 20 kadard›r. Bu
oran çift yumurta ikizlerine göre 4 misli bir art›fl› ifade eder. 3) HLA DR4 ve
HLA DR1, romatoid artrite yatk›nl›k yaratan genlerin bafl›nda gelmektedirler.
HLA DR4 geni en az 22 allelden oluflmaktad›r. Bu allellerden romatoid artrit
ile iliflkili bulunanlar›n hepsinde benzer amino asit dizilimi gösteren bir bölge
oldu¤u görülmüfltür. Bu bölge DRB molekülünün 67 – 74. amino asitleri ara-
s›nda bulunur ortak epitop olarak adland›r›l›r. Bu gün için ortak epitop bölge-
sinin romatoid artrite genetik yatk›nl›¤› yaratt›¤› düflünülmektedir. Ayr›ca, ro-
matoid artrit ile iliflkili allelleri tafl›yan kiflilerde hastal›¤›n daha a¤›r seyretti-
¤ini bildiren çeflitli çal›flmalar mevcuttur.
ÇÇeevvrreesseell ffaakkttöörrlleerr
Sigara içmek bugün için seropozitif RA geliflimi için suçlanan en önemli
risk faktörüdür. Rubella, parvovirüs 19, EBV gibi çeflitli infeksiyon ajanlar› da
suçlanm›fl ancak kesin bir iliflki gösterilememifltir. Hastal›¤›n kad›nlarda daha
fazla olmas› patogenezde hormonlar›n da yer ald›¤›na iflaret etmektedir. An-
cak bilinen tek fley kontraseptif kullan›m›n›n a¤›r hastal›ktan koruyucu oldu-
¤udur.
PPAATTO
OG
GEEN
NEEZZ
Romatoid artrit patogenezinde hem hümoral hem de hücresel ba¤›fl›kl›k
mekanizmalar›n›n rol oynad›¤›na iliflkin bir çok kan›t vard›r. Hastal›¤› baflla-
tan olaylar bilinmemektedir. Antijen spesifik ve ço¤unlu¤u CD4 pozitif olan T
lenfositleri, tip A sinoviosit, makrofajlar, dendritik hücreler, B lenfositler gibi
DR pozitif hücreler taraf›ndan kendilerine sunulan ve bugün için bilinmeyen
antijenler ile aktive olmaktad›rlar. Birbirleri ile iliflkiye giren bu hücreler, de-
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
7700
¤iflik proinflamatuar sitokinleri salg›layarak sinovyal proliferasyona ve sino-
vite neden olmaktad›rlar. K›k›rdak ve kemik harabiyetine yol açan bu sitokin-
lerden en önemlileri, interlökin 1b (IL 1b), IL12, interferon gamma ve tümör
nekroz faktörü alfa (TNF?)d›r. Nitekim, bu günlerde tedaviye giren anti-sito-
kin ajanlar›n da esas hedefleri proinflamatuar T helper 1 yan›t›n› engellemeye
dayanmaktad›r. Hümoral sistem aktivasyonunun kan›tlar› ise sinovyumda ro-
matoid faktörün bulunmas›, immün komplekslerin oluflumu ve kompleman
aktivasyonudur. Ayr›ca B lenfosit yüzey antijeni olan CD 20 ye karfl› gelifltiril-
mifl otantikorlar›n romatoid artrit tedavisinde baflar›l› bulunmas› da B lenfo-
sitlerin hastal›k patogenezindeki rolüne iflaret etmektedir.
PPAATTO
OLLO
OJJ‹‹
Romatoid artritte görülen histolojik de¤ifliklikler hastal›¤a spesifik de¤ildir
ve tutulan organa göre de¤iflen özellikler gösterirler. Ana de¤ifliklikler sinov-
yum içeren tüm diartrodial eklemler, tendon k›l›flar› ve bursalarda görülür.
Bu bölgelerde geliflen iki ana de¤ifliklik, sinovyal hücrelerde kronik iltihaba
ba¤l› hipertrofi ve ço¤unlukla nötrofillerden oluflan infiltrasyondur. Zamanla
hücresel elemanlar›n prolifere olmas› sonucu hipertrofiye olan sinovyum vil-
löz bir hal al›r ve k›k›rdak içine parmak gibi uzanan
pannus olarak adland›r›-
lan oluflum geliflir. Pannusta bulunan makrofajlar›n salg›lad›klar› proteinaz ve
kollegazlar›n y›k›c› etkileri sonucu subkondral kemikte eklem harabiyetinin
ilk göstergesi olan
erozyonlar geliflir.
KKLL‹‹N
N‹‹KK BBEELL‹‹R
RTT‹‹LLEER
R
Hastalar›n büyük ço¤unlu¤unda (yaklafl›k %70) bir kaç haftaya yay›lm›fl
sinsi bir bafllang›ç söz konusudur. Bu süre içerisinde hafif bir ateflin de efllik et-
ti¤i halsizlik, yorgunluk, kilo kayb› ve bir veya bir kaç küçük eklemde a¤r›
vard›r. Eklem a¤r›s› d›fl›nda hastalar›n önemli bir yak›nmas›, uyku veya uzun
süren bir istirahat sonras›, eklemler ve eklemlerin çevrelerinde oluflan ve
sa-
bah tutuklu¤u olarak tan›mlanan sertlik hissidir. Sabah tutuklu¤u, hekime, ek-
lem a¤r›s›n›n iltihabi karakterde oldu¤unu anlatan çok önemli bir bulgudur.
Aktif hastal›kta günün geç saatlerine kadar devam edebilir. Klinik, baflta el ve
R
Room
maattooiidd AArrttrriitt ••
7711
ayak eklemleri olmak üzere bir çok eklemde simetrik fliflliklerinin geliflmesi ile
tamamlan›r.
EEkklleem
m bbuullgguullaarr››
Romatoid artrit, hemen bütün diartrodial eklemleri tutar. Hastalanan ek-
lemlerde a¤r›, flifllik ve bir miktar s›cakl›k vard›r ancak iltihab›n di¤er belirtisi
olan k›zar›kl›k yoktur. Bu nedenle romatoid artritli bir hastada k›rm›z› ve s›-
cak bir eklem görülürse en baflta septik artrit düflünülmelidir. El ve el bilekle-
ri, ayaklar, dirsek ve diz eklemleri RA’n›n en çok tuttu¤u eklemlerdir. RA, dis-
tal interfalanjeal, sakroiliak eklemler ve üst servikaller hariç omurgay› pek tut-
maz.
EElllleerr
Erken dönemde, ekstansör ve fleksör tendonlarda a¤r›l› fliflmeler (tenosi-
novit), metokarpofalangeal eklemlerin fliflmesi, proksimal interfalangeal ek-
lemlerin i¤ fleklinde (fusiform) fliflmeleri, ulnar stiloid çevresinin fliflmesi ile bu
bölgenin düzleflmesi görülür. Bir di¤er erken dönem bulgusu, el bile¤indeki
sinovite ba¤l› olarak medyan sinirin s›k›flmas› sonucu geliflen karpal tünel sen-
dromudur (parmaklarda yanma, kar›ncalanma). Distal interfalangeal eklemle-
rin tutulmas› seyrektir ve bu özellik, osteoartroz ve psoriatik artritten ay›rma-
da yard›mc› olur. Klasik geç dönem deformiteleri: Metokarpofalangeal eklem-
lerde subluksasyon, ulnar deviasyon, proksimal interfalangeal eklemlerde hi-
perekstansiyon ve distal interfalangeal eklemlerde fleksiyon ile kendini belli
eden ku¤u boynu deformitesi (swan neck), veya bunun tam tersi olan dü¤me
ili¤i deformitesi (boutonniere) ve bafl parmakta Z deformitesi olarak tan›mla-
nan flekil bozukluklar›d›r. Ayr›ca ekstansör tendonlarda gevfleme ve / veya
kopma sonucu düflük parmaklar görülebilir.
D
Diirrsseekklleerr
S›k tutulan bu eklemlerde ilkin ekstansiyon kusuru geliflir. Ancak fleksi-
yon kusuru efllik etmedikçe günlük aktivitelerde bir azalma olmaz. Romatoid
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
7722
nodüller en s›k bu bölgede görüldü¤ü için dirsek muayene edilirken aranma-
l›d›r.
D
Diizzlleerr
Hastalar›n %15 kadar›nda ilk tutulan eklemlerdir. Dizlerde oluflan sinov-
yal s›v›n›n popliteal fossaya do¤ru uzanmas› Baker kisti denilen bir flifllik ge-
liflebilir. Diz arkas›nda sert bir flifllikle kendisini belli eden bu kist, diz içi ba-
s›nc›n›n art›fl› sonucu rüptüre olabilir ve tromboflebiti and›ran bir durum ge-
liflebilir. Ultrasonografi, ay›r›c› tan›da oldukça yararl›d›r.
AAyyaakkllaarr
Hastalar›n %20’sinde ilk tutulan eklemlerdir. Yük tafl›malar› nedeni ile bu
eklemlerin tutulmas› üst taraf eklemlerine göre daha fazla a¤r› ve hareket k›-
s›tl›l›¤›na yol açar. En s›k metotarsofalangeal, daha sonra subtalar ve en az da
tibiotalar eklemler tutulur. Medial malleolun hemen arkas›nda bulunan ve
posterior tibial sinirin geçti¤i tarsal tünelin sinovit sonucu s›k›flmas› ile ayak
taban›nda yanma ve uyuflmalar görülebilir. Metotarsal eklemlerin tutulmas›
sonucu ayak ön k›sm›nda geniflleme, hallux valgus ve çekiç parmak fleklinde
deformiteler geç dönemde geliflir. Ayak stati¤inin bozulmas› sonucu geliflen
kallus, bunyon ve kronik fistüller yürümeyi oldukça zorlaflt›r›r.
SSeerrvviikkaall vveerrtteebbrraa
En s›k atlantoaksiyel (C1-C2) eklem tutulumu görülür. Normalde aksisin
odontoid ç›k›nt›s› ile atlas›n arkusu aras›nda 3 mm yi geçmeyen bir boflluk
vard›r. Sinovit nedeni ile gevfleme sonucu bu alan genifller ve böylece odonto-
id ç›k›nt› foramen magnuma do¤ru hareket ederek servikal kordu s›k›flt›rarak
önemli nörölojik sonuçlara yol açabilir. Oksipital bölgeye yay›lan a¤r›, boyun
hareketleri ile a¤r›da olan de¤ifliklik, üst ekstremitelerde parestezi, pozisyon
hissinin kayb›, reflekslerde art›fl, mesane ve barsak fonksiyon bozuklu¤u cid-
di ve uyar›c› belirtiler olarak alg›lanmal›d›r. Ani harekette (örne¤in seyahatte
ani kalk›fl ve duruflta bafl›n ileri gidip geri gelmesi) hemi veya tetraparezi gibi
R
Room
maattooiidd AArrttrriitt ••
7733
nörolojik komplikasyonlar ve ani ölüm görülebilir.
D
Dii¤¤eerr eekklleem
mlleerr
Romatoid artritin dorsal ve lomber vertebralar› tutmaz. Bel a¤r›s›ndan ya-
k›nan romatoid artritli bir hastada ilk planda mekanik nedenler, osteoporotik
çökme k›r›klar›, infeksiyon veya malinite düflünülmelidir. Romatoid artrit,
temporo mandibüler eklemleri tutarak çenede a¤r› ve aç›lma kusuru, kriko
aritenoid eklemi k›k›rda¤›n tutarak ses k›s›kl›¤› veya seste kal›nlaflma, iç ku-
laktaki küçük kemikleri tutarak iflitme kusurlar›, omuz eklemlerini tutarak
donmufl omuz yapabilir. Bilinmeyen bir nedenle lenfödem geliflmesine ba¤l›
olarak kol ve bacaklarda fliflme geliflebilece¤i ak›lda tutulmal›d›r.
EEkklleem
m dd››flfl›› bbeelliirrttiilleerr
Eklem d›fl› belirtiler, seropozitif olan hastalarda daha s›kt›rlar ve özellikle
amiloidoz, vaskülit ve akci¤er fibrozu kötü prognoza iflaret ederler.
D
Deerrii aalltt›› nnooddüülllleerrii
Büyüklükleri ile hastal›k aktivitesi aras›nda bir iliflki vard›r. A¤r›s›z, bir
kaç mm’den bir kaç sm’ye kadar de¤iflen boyutta ve s›kl›kla alttaki periosta
yap›fl›k ve sert k›vamda fliflliklerdir. Dirsek ekstansör yüzeyi, el s›rt›, oksipital
bölge, sakrum, aflil tendonu gibi bas› noktalar›nda daha s›kt›rlar. Histolojik
olarak fibrinoid nekrozlu bir merkezi bölge çevresinde ›fl›nsal yerleflim göste-
ren histiositler görülür.
‹‹çç oorrggaannllaarrddaakkii ((vviisssseerraall)) nnooddüülllleerr
En s›k akci¤erlerde rastlan›rlar. Klinik belirti vermezler. Bazen kavitelefle-
rek tümör veya tüberküloz gibi hastal›klar ile ay›r›c› tan› kar›fl›kl›klar›na yol
açarlar. Larengeal nodüller ses k›s›kl›¤›na, myokardial nodüller ritm bozuk-
luklar›na neden olabilirler.
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
7744
KKaallpp ttuuttuulluum
muu
Kalp tutulumu en s›k perikardit fleklindedir. Genellikle asemptomatiktir,
hastal›k süresi ile iliflkisizdir ve hastal›¤›n ilk belirtisi olabilir. Seropozitif, roma-
toid nodüllü, anemik ve yüksek sedimentasyon h›z› olan hastalarda daha fazla-
d›r. Semptomatik perikardit s›kl›¤› %1 iken, ekokardiografi ile tarand›¤›nda %
30, postmortem incelemede ise % 50 oran›nda tespit edilir. Perikardit s›v›s› ge-
nellikle hemorajiktir, lökosit say›s› yüksek ve fleker miktar› düflüktür. Myokard
tutulumu daha seyrektir. Ayr›ca ileti sistemini etkileyebilen fibrozis ve nodül
geliflimi de görülebilir. Kapak tutulumu, ekokardiografik inceleme ile hastalar›n
%30 kadar›nda bildirilmifl ise de genellikle hemodinamik bir bozuklu¤a yol aç-
maz. Koroner arterler ise romatoid vaskülite ba¤l› olarak tutulabilirler.
AAkkccii¤¤eerr ttuuttuulluum
muu
En fazla görülen akci¤er tutulumu flekli olan plörezi, genellikle asempto-
matiktir. Romatoid artritin süresi ve hastal›¤›n fliddeti ile iliflkisizdir. Bazen
hastal›¤›n ilk belirtisi olabilir ve ay›r›c› tan›da zorlu¤a yol açar. Plevra s›v›s›,
hücre say›s› düflük, lenfosit hakimiyeti gösteren, düflük fleker düzeyi ve yük-
sek titrede romatoid faktör içeren eksuda fleklindedir. Spontan olarak gerile-
yebilir. Parenkimal tutulum için en klasik örnek, diffüz interstisyel fibrozdur.
Geç ortaya ç›kar. Klini¤i, idiopatik akci¤er fibrozu ile ayn›d›r. Akci¤er tutulu-
munu seyrek görülen di¤er flekillerine örnek olarak, h›zl› ilerleyen ve kötü se-
yirli obliteratif bronfliolit, kömür tozlar› ile çal›flan iflçilerde görülen pulmoner
nodül ve pnömokonyoz ile karakterize Caplan sendromu ve romatoid vaskü-
lit sonucu geliflen nadir ve a¤›r prognozlu izole pulmoner arterit say›labilir.
Romatoid artrit tedavisinde kullan›lan methotrexate ile art›k neredeyse terke-
dilmifl olan parenteral alt›n ve d-penicillamine gibi ilaçlar›n da çeflitli a¤›rl›kta
akci¤er komplikasyonlar›na yol açabilece¤i daima ak›lda tutulmal›d›r.
G
Göözz ttuuttuulluum
muu
Göz yafl› azalmas› (kuru göz) ile kendini belli eden keratokonjonktivitis
sicca, en s›k görülen göz bulgusudur. Hastal›¤›n geç dönemlerinde görülür
ancak hastal›k fliddeti ile bir iliflki göstermez. Tedavisi semptomatiktir. Gözde
R
Room
maattooiidd AArrttrriitt ••
7755
ani k›zarma ve a¤r› yapan ancak nadiren vizyonu etkileyen episklerit, nodü-
ler veya diffüz olabilir. Hastal›k fliddeti ile iliflkilidir ancak selim seyirlidir ve
genellikle tedavisiz iyileflir. Daha seyrek görülen sklerit kötü seyirlidir ve viz-
yonu etkiler. Zaman içerisinde skleromalasi (mavi sklera) ile sonuçlan›r. Ro-
matoid artrit tedavisinde kullan›lan ilaçlar çeflitli göz komplikasyonlar›na yol
açabilir. Bunlara örnek olarak katarakt ve glokom yapabilen steroidler, kera-
topati ve retinopati yapabilen antimalaryal ilaçlar ve konjonktiva ve korneada
birikim gösterebilen alt›n say›labilir.
N
Nöörroolloojjiikk ttuuttuulluum
m
Romatoid artritte görülen nörolojik belirtiler 4’e ayr›labilir: 1) Servikal ver-
tebra tutulumu, 2) tuzak nöropatisi, 3) periferik nöropati, 4) vaskülite ba¤l› ge-
liflen mononöritis multipleks.
Servikal vertebra tutulumu en s›k C1-C2 seviye-
sinde subluksasyon sonucu nörolojik belirtilere yol açar. Genellikle a¤›r, ero-
zif seyirli hastal›¤›n geç dönem komplikasyonudur. En s›k belirtisi, bir kaç
hafta veya ay içinde yavaflça art›fl gösteren el ve ayaklarda paresteziler ve mo-
tor zay›fl›kt›r. Oksipital bölgeye yay›lan ense a¤r›s› efllik edebilir.
Tuzak nöro-
patisi, periferik bir sinirin sinovyum ve tendon k›l›flar› ile çevrili bir bölgeden
geçerken sinovit veya tenosinovit sonucu s›k›flmas› sonucudur. Tuzak nöropa-
tisine en klasik örnek median sinirin el bile¤inden geçerken s›k›flmas› sonucu
geliflen karpal tünel sendromudur. El parmaklar›nda, özellikle geceleri rahat-
s›z eden uyuflma, yanma, a¤r› ve ileri dönemlerde motor kusur ve tenar kas at-
rofisi görülür. Tan›da anamnez, Phalen ve Tinnel gibi provokatif muayene
metodlar›ndan ve EMG’den yararlan›l›r.
Periferik nöropati, ayn› diabette ol-
du¤u gibi eldiven – çorap tarz›nda paresteziler yapan distal sensoryal bir nö-
ropatidir.
Mononöritis multipleks, periferik bir sinirin ani ve a¤r›l› tutulumu-
dur. Düflük ayak veya düflük el gibi dramatik görüntülere neden olabilir ve
s›kl›kla romatoid vaskülitin di¤er belirtileri efllik eder. EMG’de aksonal tutu-
lum yapm›fl a¤›r nöropati bulgular› bulunur.
R
Room
maattooiidd vvaasskküülliitt
Geç dönem komplikasyonudur, erken dönemde görülmesi kötü prognoz
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
7766
iflaretidir. Seropozitif, nodüllü, eklem harabiyeti olan hastalarda daha s›k geli-
flir. Eklem bulgular›n›n aktif olmad›¤› dönemlerde de görülebilir.
Klasik olarak bir küçük damar vaskülitidir. En s›k olarak t›rnak dibi kapi-
lerlerinde tromboz, parmak uçlar›nda infarktlar ve bacak ülserleri görülebilir.
Klinik, hastalar›n ço¤unda bu belirtilerle s›n›rl› kal›r. Vasa nervorumlar›n tu-
tulmas› sonucu distal sensoryal nöropati, daha seyrek olarak sensorimotor nö-
ropati ve mononöritis multiplex görülür.
FFeellttyy sseennddrroom
muu
Deformite yapm›fl, seropozitif ve nodüllü hastalarda görülen bir geç dö-
nem komplikasyonudur. Klasik tan›m›, a¤›r RA, splenomegali ve lökopenidir.
Bacak ülserleri, hepatomegali, lenfadenopati, trombositopeni de görülebilir.
Bu hastalarda infeksiyonlara e¤ilim mevcuttur. Antinükleer antikor yüksek
titrede pozitif bulunabilir. Felty sendromlu kiflilerde non Hodgkin lenfoma
görülme s›kl›¤› artm›flt›r.
AAm
miillooiiddoozz
Hastal›¤›n geç dönemlerinde proteinüri ile kendisini belli eden sekonder
amiloidoz görülebilir, primer amiloidoz daha nadirdir.
SSjjööggrreenn sseennddrroom
muu
Hastal›¤›n geç dönem komplikasyonudur. A¤›z kurulu¤u ve göz yafl› azal-
mas› bafll›ca belirtisidir.
O
Osstteeooppoorroozz
Romatoid artrit, eklem çevrelerinde (periartiküler) ve sistemik osteoporoz
yapar. Hastal›k aktivitesi, inaktivasyon ve steroid kullan›m› gibi nedenler
önemlidir.
R
Room
maattooiidd AArrttrriitt ••
7777
KKaarraaccii¤¤eerr
Romatoid artritin aktif dönemlerinde transaminaz ve alkali fosfataz yüksek
bulunabilir. Methotrexate, non steroidler gibi ilaçlar›n kullan›m›na ba¤l› olarak
geliflen karaci¤er patolojileri daha s›k görülür ve klinik aç›dan daha önemlidir.
R
Reennaall ttuuttuulluum
m
Romatoid artrit böbrekleri tutmaz demek genel anlamda yanl›fl bir ifade
de¤ildir. Baz› hastalarda hafif seyirli bir membranöz glomerülonefrit görüle-
bilirse de as›l böbrek bozukluklar› sistemik amiloidoz ve tedavide kullan›lan
nonsteroidler – analjezikler ile siklosporin A gibi ilaçlara ba¤l› olarak geliflir.
LLAABBO
OR
RAATTU
UAAR
R
Nonspesifiktir. Klinik belirti ve bulgulara göre konulan tan›y› destekleme-
de veya hastal›¤›n gidiflini de¤erlendirmede kullan›l›r.
‹‹m
mm
müünnoolloojjiikk tteessttlleerr
Romatoid artritli hastalar›n %85’inde romatoid faktör olarak adland›r›lan
bir otoantikor bulunur. Hastal›¤a özgü de¤ildir ve di¤er romatolojik hastal›k-
lar (SLE, sistemik skleroz), kronik bakteriyel infeksiyonlar (subakut bakteriyel
endokardit, tüberküloz, sifilis), viral infeksiyonlar (sitomegalovirüs, rubella),
kronik karaci¤er hastal›klar›, sarkoidoz gibi hastal›klarda ve ilerleyen yafl ile
artan bir s›kl›kta olmak üzere normal kiflilerde de tespit edilebilir. Romatoid
faktörü pozitif olan bir kiflide tedavi s›ras›nda testi tekrarlaman›n ve titre dü-
zeyini takip etmenin bir anlam› yoktur. Son zamanlarda erken RA tan›s›nda
romatoid faktörden daha özgül olan anti CCP (anti siklik sitrüllenmifl peptid)
antikorlar tan›mlanm›flt›r. Anti CCP varl›¤›, tan›da yard›mc› olmas› yan›nda
daha a¤›r ve erozif gidiflli bir hastal›¤a iflaret etmesi aç›s›ndan da önemlidir.
H
Heem
maattoolloojjiikk bboozzuukklluukkllaarr
Hastal›k aktivasyonu ile iliflkili ancak çok nedenli bir kronik hastal›k ane-
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
7788
misi vard›r. Demir kullan›m›n›n bozulmas›, inefektif eritropoez, eritrosit ya-
flam süresinin k›salmas›, eritropoietin seviyesinde ve kemik ili¤inin eritropo-
ietine duyarl›l›¤›nda azalma bu anemide rol oynarlar. Ayr›ca tedavide kulla-
n›lan ilaçlar›n da anemi geliflmesine katk›lar› vard›r. Nonsteroid kullan›m›na
ba¤l› gastrointestinal kanaldan gizli kan kayb› sonucu demir eksikli¤i anemi-
si geliflebilir. Tedavide kullan›lan immünosüpressif ilaçlara ba¤l› olarak kemik
ili¤i bask›lanmas› da bir di¤er anemi nedenidir.
Bunun d›fl›nda hastal›¤›n aktivitesi ile iliflkili olarak milimetre küpte bir
milyona kadar ç›kabilen bir trombositoz romatoid artritte s›k görülür ve bir
akut faz yan›t› gibi kabul edilmelidir. Trombositoz, hematolojik bir neoplazi-
ye iflaret etmedi¤i gibi bu gibi kiflilerde trombotik olaylar da artmam›flt›r.
Trombopeni ise Felty sendromu ve immünosüpresif ilaç kullan›m› d›fl›nda na-
dirdir. Hastal›k aktivitesi veya steroid kullan›m›na ba¤l› lökositoz, akci¤er tu-
tulumuna efllik eden eozinofili de görülebilir.
D
Dii¤¤eerr tteessttlleerr
Aktif hastal›kta karaci¤er kökenli alkali fosfataz yüksekli¤i, düflük albü-
min, sedimentasyon h›z›nda yükselme, akut faz proteinlerinden özellikle CRP
de yükselme bulunabilir.
G
Göörrüünnttüülleem
mee
El bilekleri ve ellerin düz filmleri, bu bölgeler romatoid artritli hastalar›n
hemen hepsinde tutulduklar› için hastal›¤›n tan›s›n› koyma ve gidiflini göster-
mede önem tafl›rlar. Ayaklar›n filmleri de, en az eller kadar tutuldu¤u ve %10
kadar hastada belirtiler ellerden önce ayaklarda görüldü¤ü için tan› da yarar-
l›d›r. Düz filmlerde görülen erken de¤ifliklikler, simetrik yumuflak doku flifllik-
leri, ellerde özellikle P‹F ve MKF, ayaklarda ise MTF eklem çevrelerinde peri-
artiküler osteoporozdur. Prognoz aç›s›ndan en önemli de¤ifliklikler ise eklem
köflelerinde geliflen ve erozyon olarak adland›r›lan küçük yeniklerdir. Eroz-
yonlar, direkt grafide hastalar›n üçte birinde tan› s›ras›nda mevcuttur ve 2 y›l-
da bu oran %60’a ç›kmaktad›r. Bu gün tedavide en önemli hedeflerden biri ek-
lem harabiyetinin göstergesi kabul edilen erozyon geflimini önlemektir. Eroz-
R
Room
maattooiidd AArrttrriitt ••
7799
yonlar giderek büyüyerek baz›lar› da birleflerek büyük kistler (geode) oluflur.
Erozyonlar›n ilerlemesi ile hastal›k aktivitesi aras›nda iliflki vard›r. Son za-
manlarda manyetik rezonans ve ultrasonografik incelemeler erozyonlar›n da-
ha erken teflhisinde kullan›lmaktad›r.
TTAAN
NII
Hastal›¤›n erken dönemlerinde tan›, ço¤unlukla di¤er hastal›klar›n d›fllan-
mas› ile konur. Her ne kadar simetrik eklem tutulumu ve romatoid faktör po-
zitifli¤i ay›r›c› tan›da yar›mc› olsalar da, sistemik lupus eritematozus, sedef ar-
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
8800
TTaabblloo 11.. R
Room
maattooiidd aarrttrriitt AACCR
R 11998877 ttaann›› kkrriitteerrlleerrii**
Sabah tutuklu¤u
Eklemler ve çevrelerinde en az 1 saat süren
Üç veya daha fazla eklemde artrit
Bir hekim taraf›ndan tespit edilen, en az
6 haftal›k eklem fliflli¤i
El eklemlerinde artrit
El bile¤i, MKF ve P‹F eklemlerinde en az
6 haftal›k flifllik
Simetrik artrit
Vücudun her iki yan›ndaki eklemlerde simetri
gösteren ve en az 6 hafta süren tutulma
(Bilateral P‹F, MKF ve MTF tutulumu mutlak
simetri göstermese de kabul edilir)
Romatoid nodül
Eklem kenarlar› ve temas bölgelerinde bir hekim
taraf›ndan tespit edilen deri alt› nodülleri
Romatoid faktör
Normal kiflilerde %5 den daha düflük pozitif
bulunan bir yöntemle bak›lm›fl olmal›
Radyolojik de¤ifliklikler
Ön-arka planda çekilmifl düz el grafilerinde
görülen erozyonlar ve periartiküler osteoporoz
‹lk 4 koflul en az 6 haftad›r mevcut olmal›d›r.
Tan› için en az dört koflulun bir arada bulunmas› gereklidir.
Baflka hastal›k mevcudiyeti tan›y› d›fllanmaz
* Arthritis Rheumatism 1988; 31: 315 – 324 ten uyarlanm›flt›r.
triti gibi hastal›klar, romatoid artrit ile kar›flabilir. Bunlar›n d›fl›nda, hastal›¤›n
ilk günlerinde rubella, hepatit gibi viral infeksiyonlar romatoid artrit ile kar›fl-
t›r›labilir. Bu nedenle 6 – 8 haftadan daha k›sa süreli belirti ve bulgularla ge-
len hastalarda kesin tan› için ihtiyatl› olunmal›d›r. Poliartiküler gut hastal›¤›
ve yafll›larda geliflen yayg›n osteoartroz, ay›r›c› tan›da s›kl›kla kar›fl›kl›¤a ne-
den olabilen di¤er durumlard›r. Amerikan Romatizma Koleji’nin (ACR) 1987
y›l›nda yay›nlad›¤› tan› kriterleri bu gün için, romatoid artriti en iyi tan›mla-
yan bir araç olarak adland›r›labilir (Tablo 1).
H
HAASSTTAALLII⁄
⁄IIN
N SSEEYYR
R‹‹ VVEE PPR
RO
OG
GN
NO
OZZ
Genel olarak, eklem tutulumu, ilk y›lda %90 oran›nda tamamlanmaktad›r.
Bu nedenle uzun y›llard›r romatoid artriti olan bir hastada o zamana kadar tu-
tulmam›fl olan bir eklemin art›k hastalanmayaca¤›n› söylemek pek yanl›fl de-
¤ildir.
De¤iflik çal›flmalarda spontan remisyon oran› en iyimser oranla %20 ka-
dard›r ve bu da olacaksa hastal›¤›n ilk y›l›nda görülmektedir. Hastalar›n geri
kalan k›sm› ise ilerleyici bir seyir gösterir. Bu tür hastalar›n baz›lar›nda zaman
zaman klinik aktivitede gerileme görülmekle birlikte 5 y›l içinde hastalar›n
%50’si çal›flamaz duruma gelmektedirler. Çok say›da eklemin tutulmas›, sü-
rekli aktif seyir, yüksek romatoid faktör düzeyi, anti CCP pozitif olmak, nodül
geliflimi ve HLA DR4 haplotipi kötü bir prognozu gösteren belirti ve bulgular-
d›r. Son zamanlarda a¤›r romatoid artriti olan hastalar›n yaflam sürelerinin
beklenilene göre 10 – 15 y›l daha k›sa oldu¤unu belirten çeflitli çal›flmalar da
yay›nlanm›flt›r. Romatoid artritlilerde normallere göre artm›fl bulunan bafll›ca
ölüm nedenleri olarak infeksiyonlar, pulmoner ve renal hastal›k, gastrointes-
tinal kanamalar ve lenfoma say›labilir.
TTEED
DAAVV‹‹
Romatoid artritte tedavinin amac›n› geleneksel olarak a¤r›y› dindirmek,
eklem harabiyetini ve di¤er komplikasyonlar› önlemek ve hastalar›n günlük
yaflamlar›n› sürdürmeyi sa¤lamak fleklinde özetleyebiliriz. Bu amaçlara ulafl-
mada ilaç tedavisi d›fl›nda hasta e¤itimi, düzenli kontroller yan›nda t›bb›n bir
R
Room
maattooiidd AArrttrriitt ••
8811
çok dal› aras›nda ifl birli¤i flartt›r. Bu koflullar›n zor sa¤land›¤› az geliflmifl ül-
kelerde ise sonuç, hastalar aç›s›ndan genellikle hayal k›r›c› olmaktad›r.
Romatoid artrit tedavisinde kullan›lan ilaçlar›n hiç biri - yeni gelifltirilenler
de dahil olmak üzere - hastal›¤› tamamen ortadan kald›ramamaktad›rlar. Yi-
ne de son y›llarda romatoid artritin tedavisinde çok olumlu de¤ifliklikler ol-
mufltur. Bunlar, hastal›¤›n erken tan› ve tedavisinin uzun vadedeki prognoza
olumlu katk›s›, özellikle erken hastal›kta ilaçlar›n kombine kullan›lmas›n›n tek
tek kullan›lmas›ndan daha etkili olduklar›n›n gösterilmesi ve biyolojik etkili
ilaçlar›n kullan›ma girmesidir. Ayr›ca tedaviye yan›t› de¤erlendirmede ve
hastalar›n sa¤l›k durumunu ölçmede kullan›lan çeflitli ölçüm yöntemleri de
gelifltirilmifltir.
Romatoid artrit tedavisinde kullan›lan ilaçlar› a) nonsteroid antienflama-
tuar ilaçlar, b) kortizon; c) hastal›¤›n seyrini de¤ifltiren ilaçlar olarak özetlemek
mümkündür. Tedavi bu ilaçlar›n bir arada kullan›lmas›ndan ibarettir.
N
Noonnsstteerrooiidd aannttiieennffllaam
maattuuaarr iillaaççllaarr
Eklem a¤r›s› ve sabah tutuklu¤unu gidermede oldukça etkili olan bu ilaç-
lar›n etkileri yar› ömürleri ile s›n›rl›d›r. Sedimentasyon, CRP gibi akut faz ya-
n›tlar›n› bask›lamazlar ve ayr›ca hastal›¤›n ilerlemesi ve eklem hasar›n›n gelifl-
mesine etkileri yoktur. Etki bak›m›ndan aralar›nda büyük bir fark olmayan bu
ilaçlar›n seçimlerinde yar›lanma süreleri, gastrointestinal sistem baflta olmak
üzere çeflitli yan etkiler, hasta uyumu ve fiyat rol oynamaktad›r.
KKoorrttiizzoonn
Romatoid artritin eklem bulgular› düflük doz (günde 5 – 7.5 mg predni-
zolon) kortizona iyi yan›t verirse de ilac›n dozu ve kullan›ld›¤› süreye ba¤l›
olarak geliflen yan etkiler kortizon kullan›m›n› k›s›tlar. Yine de düflük doz
prednizolon, böbrek – gastrointestinal sistem, kalp gibi efllik eden hastal›¤›
olanlarda, yafll›larda ve gebelerde ço¤u zaman tercih edilen ilaç olmaktad›r.
Düflük doz prednizolon erozyon geliflmesini geciktirmektedir. Organ tutu-
lumlar›nda tutulumun önemine ve fliddetine ba¤l› olarak daha yüksek doz-
larda kortizon gerekebilmektedir. Hastal›¤›n alevli dönemlerinde k›sa süreli
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
8822
intravenöz ve tek tek eklemlere yönelik lokal kortizon uygulamalar› da ya-
p›lmaktad›r.
H
Haassttaall››¤¤››nn sseeyyrriinnii ddee¤¤iiflflttiirreenn iillaaççllaarr ((D
DM
MAAR
RD
D’’llaarr))
Hastal›¤›n seyrini de¤ifltirerek erozyon geliflimini durdurdu¤u veya gecik-
tirdi¤i kabul edilen ilaçlard›r. Bütün romatoid artritli hastalarda tan› konduk-
tan sonra gecikmeden bafllan›lmal›d›rlar. Metotreksat, sulfasalazin, lefluno-
mid ve hidroksiklorokin bu grupta en çok kullan›lan ilaçlard›r.
M
Meettoottrreekkssaatt
Günümüzde romatoid artrit tedavisinde en yayg›n kullan›lan ve genellik-
le ilk bafllanan ilaçt›r. Bir folik asit antagonistidir. Erozyon geliflmesini yavafl-
lat›r ancak tam remisyon sa¤lamas› seyrektir. Metotreksat, haftada tek gün ve
tercihen tek doz olarak kullan›l›r. Etkisi genellikle 3 – 6 haftada görülür. Bafl-
lang›ç dozu olarak haftada 7.5 – 10 mg önerilir ve bu doz yeterli klinik yan›t
al›n›ncaya kadar doz tedricen 2.5 – 5 mg art›r›l›r. Ortalama etkili dozu haftal›k
17.5 mg olarak kabul edilmektedir. Yeterli yan›t al›nmad›¤›nda doz haftada 25
mg’a kadar ç›k›labilir. Metotreksat ile birlikte folik asit (günde 1 – 3 mg) kul-
lan›ld›¤›nda yan etkilerde azalma görülmektedir. Metotreksat›n yan etkilerini
folat eksikli¤ine ait olanlar (bulant›, kusma, oral ülserler ve kemik ili¤i bask›-
lanmas›), allerjik olanlar (akci¤er toksisitesi) olarak özetlemek mümkündür.
Tedavi süresince her 4-6 haftada bir kan say›m›, transaminaz ve kreatinin kon-
trolü ile yan etki takibi yap›lmal›d›r. Fazla miktarda alkol alanlar, karaci¤er
hastalar› ve böbrek ifllev bozuklu¤u olanlarda metotreksat kullan›lmamal›d›r.
SSuullffaassaallaazziinn
Erozyon geliflimini yavafllat›r. Günlük ortalama dozu 2 gram’d›r. Etkisinin
bafllamas› ortalama 2 ayd›r. Kombinasyon tedavilerinde s›kl›kla yer almakta-
d›r ancak metotreksat ile birlikte kullan›m› tek kullan›m›ndan daha etkili de-
¤ildir.
R
Room
maattooiidd AArrttrriitt ••
8833
H
Hiiddrrookkssiikklloorrookkiinn
‹yi tolere edilir fakat tek bafl›na kullan›ld›¤›nda etkisi azd›r ve erozyon ge-
liflimi üzerine etkisi gösterilmemifltir. En çok metotreksat ile kombine kullan›l-
maktad›r. En korkulan komplikasyonu olan makula toksisitesi kilogram bafl›-
na 6.5 mg üstüne ç›k›lmad›kça nadirdir. ‹lac›n bu yan etkisi nedeni ile hasta-
lar y›lda bir kez görme alan›n› da içeren oftalmolojik bir muayeneden geçiril-
melidirler. Yafll› hastalar ile önceden bir göz problemi bulunanlar d›fl›nda te-
davi öncesi göz muayenesi gereksizdir.
LLeefflluunnoom
miidd
Pirimidinin de novo sentezinde rol oynayan dihidroorotat enzimini bask›-
layarak etki gösterir. Erozyon geliflimini önledi¤i kontrollü çal›flmalarda gös-
terilmifltir. Klinik çal›flmalarda methotrexate ve sulfasalazin’e eflit etkili bulun-
mufltur ayr›ca methotrexate ile kombine kullan›m›n›n da etkili oldu¤unu bil-
diren çal›flmalar vard›r. Günlük idame dozu 10 – 20 mg’d›r. Hepatotoksisite en
önemli yan etkisidir ve kullan›m› süresince düzenli transaminaz kontrolü ya-
p›lmal›d›r. Bunun yan›nda diare, kar›n a¤r›s›, döküntü, zay›flama, tansiyon
yükselmesi görülebilir. Bu günkü bilgilere göre teratojendir. Kesildikten son-
ra uzun süre kanda bulundu¤undan dolay› çocuk isteyen erkek ve kad›nlarda
kolestiramin ile kandan ar›nd›rma protokolleri uygulan›r.
SSiikklloossppoorriinn AA
Di¤er ilaçlara yan›t vermeyen hastalarda veya metotreksat ile kombine
olarak kullan›l›r. Günük tavsiye edilen dozu 2.5 – 3.5 mg/kg d›r ve 2’ye bölü-
nerek verilir. Renal toksisite en önemli yan etkisidir, düzenli kreatinin ve tan-
siyon kontrolleri gerektirir. Nonsteroidler baflta olmak üzere bir çok ilaçla et-
kileflti¤i unutulmamal›d›r.
BBiiyyoolloojjiikk aajjaannllaarr
Romatoid artrit tedavisinde bu ilaçlar›n kullan›ma girmesi ile yeni bir dö-
nem bafllam›flt›r. Günümüzde TNF?’ya karfl› (etanercept, infliksimab ve adali-
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
8844
mumab), interlökin 1’e karfl› gelifltirilmifl anakinra, anti CD20 pozitif B hücre-
lerini bask›layan rituximab ve ko-stimülatör molekülleri inhibe ederek T hüc-
re aktivasyonunu bask›layan abatecept lisans alarak kullan›ma girmifltir.
T
TN
NFF aallffaa iinnhhiibbiittöörrlleerrii, romatoid artritin belirti ve bulgular›n› geriletmekte,
erozyon geliflimini durdurarak yap›sal hasar›n ilerlemesini durdurmada fizik-
sel fonksiyonu iyilefltirmede etkilidirler. Etkileri h›zl› ve dramatiktirler. Bu
ilaçlar sayesinde eskiden hayal olan remisyon art›k hedef haline gelmifltir. Ha-
len yerleflmifl ve baflta metotreksat olmak üzere di¤er ilaçlara dirençli hastal›k-
ta uygulanan bu ilaçlar, yeni bafllayan hastal›kta da etkilidirler. Metotreksat ile
kombinasyonlar› tek bafllar›na kullan›mlar›ndan daha üstündür. EEttaanneerrcceepptt,
solübl TNF reseptör füzyon proteinidir. Haftada iki kere 25 mg veya 1 kere 50
mg cilt alt›na uygulan›r. Kontrollü bir çal›flmada metotreksat ile birlikte kulla-
n›ld›¤›nda tek bafl›na metotreksat alanlara göre oldukça anlaml› oranda etkili
bulunmufltur. ‹‹nnfflliikkssiim
maabb,, kimerik insan – fare anti TNF antikorudur. ‹ntrave-
nöz perfüzyon fleklinde uygulan›r. ‹laca karfl› antikor geliflimini engellemek
amac› ile romatoid artritte metotreksat ile birlikte kullan›lmaktad›r. Dozu, ilk
baflta uygulanan bir yükleme döneminden sonra 6 – 8 haftada bir 3 mg/kg
fleklindedir. A
Addaalliim
muum
maabb,, insan rekombinan anti TNF antikorudur. ‹ki hafta-
da bir cilt alt›na 40 mg olarak uygulan›r. Bu ilaçlar›n giderek daha yayg›n kul-
lan›l›r olmalar› ile çeflitli yan etkiler de dikkati çekmeye bafllam›flt›r. Bunlar›n
bafl›nda infeksiyonlar, lenfoma geliflimi, allerjik reaksiyonlar, multipl skleroz
benzeri demiyelinizan hastal›k, vaskülit geliflimi ve lupus benzeri otoimmün
hastal›k geliflimi gelmektedir. ‹nfeksiyonlar›n bafl›nda tüberküloz gelmekte-
dir. Daha çok latent infeksiyonun reaktivasyonu fleklindedir ve çoklukla teda-
vinin ilk befl ay›nda geliflmektedir. Akci¤er d›fl› ve miliyer tüberküloz s›kt›r.
Anti TNF tedavisi öncesi tüberküloz taramas› ve gerekli ise profilaksi ile tü-
berküloz gelifliminde azalma görülmüfltür. Ülkremizde de romatoloji ve gö-
¤üs hastal›klar› uzmanlar›n›n birlikte gelifltirdikleri tüberküloz önleme klavu-
zu kullan›lmaktad›r.
TTeeddaavviinniinn ssüürreessii
Hastal›¤›n seyrini de¤ifltiren bir ilaç 3 ay içinde maksimum doza ra¤men
hastal›k kontrol alt›na al›nam›yor ise yeni bir ilaca geçilmeli veya kombinas-
R
Room
maattooiidd AArrttrriitt ••
8855
yon yap›lmal›d›r. E¤er ilac›n etkili oldu¤u düflünülüyorsa uygun dozda teda-
vi sürdürülmeli ve olas› yan etkiler aç›s›ndan kontrollere devam edilmelidir.
Tam remisyon sa¤lansa bile en düflük etkili dozda tedavinin sürdürülmesi ge-
rekmektedir.
•• VVeeddaatt H
Haam
muurryyuuddaann
8866
Dostları ilə paylaş: |