Yüksek Doz C Vitamini Son Dönem Kanser Hastalarında Hayat Kalitesini Artırıyor.
Kanser sanki bulaşıcı bir hastalık salgını gibi, sürekli artıyor… Tıptaki ilerlemeler kanserdeki artışı azaltmadığı dizginleyemiyor da. Son yıllarda bazı kanserlerin tedavisinde sağlanan ilerleme maalesef her kanser türü için geçerli değil. İlaç ve ışınla yapılan kanser tedavisi, zaman zaman kanserin kendisinden çok hastanın hayat kalitesini bozuyor. Kanser ölüme en çok sebep olan hastalık unvanı için koroner kalp hastalığı ile yarışmakta.
Son yıllarda klasik kanser tedavilerinin yanında kanserde yaşam kalitesini artıracak önlemler üzerinde daha fazla durulmaya başlandı. Yaşam süresi uzatılmasına rağmen yaşam kalitesinin düzelmemesi artık bir başarı olarak kabul edilmiyor. Journal of Korean Medical Science İsimli Tıp Dergisinin Şubat 2007 sayısında yayınlanan araştırmaya göre damardan verilen yüksek doz C vitamini son dönem kanser hastalarının yaşam kalitesini bariz artırmış (1). Önce bu araştırmanın özetini daha sonra da editörümüz Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın konu üzerindeki ayrıntılı yorumunu okuyacaksınız.
--------------------------------------------------------------------------------------------
Yüksek Doz C Vitamini Son Dönem Kanser Hastalarında Hayat Kalitesini Artırıyor.
Son yıllarda klasik kanser tedavilerinin yanında kanserde yaşam kalitesini artıracak önlemler üzerinde daha fazla durulmaya başlandı. Bu bağlamda Journal of Korean Medical Science isimli tıp dergisinin Şubat 2007 sayısında ilginç bir araştırma yayınlandı. Bahsedilen çalışmada Güney Kore’den Yeom ve arkadaşları damardan verilen damar içinden (IV) verilen C vitaminin kanser hastalarının yaşam kalitesini artırıp artırmadığını araştırmışlar(1).
Çalışmaya değişik kanserlere maruz kalıp kemoterapi görmüş 20 erkek 19 kadın toplam 39 son dönem kanser hastası alınmış.
Hastalara 1 hafta boyunca damardan (üç günde bir onar gram) ve ağızdan (günde dörder gram) C vitamini verilmiş. Tedavi bittikten bir hafta sonra hayat kalitesi ile ilgili parametreler tedaviye başlamadan öncekilerle karşılaştırılmış. Hayat kalitesi the European Organization for Research and Treatment of cancer (EORTC) kuruluşunun belirlediği parametrelere göre ölçülmüş. Uygulama sırası ve sonrasında C vitamini fazlalığı ile ilgili olabilecek hiçbir yan etki görülmemiş.
Aşağıdaki tabloda görülen sonuçlar elde edilmiş.
|
Tedaviden
önce
|
Tedaviden 1 hafta sonra
|
İstatistiksel anlamlılık (p*)
|
Global Sağlık skalası
Global Sağlık
Fonksiyonel Skala
Fiziksel
Rol
Emosyonel
Bilşsel
Sosyal
Semptom Skalası
Yorgunluk
Kusma/bulantı
Ağrı
Nefes darlığı
Uyku bozukluğu
İştah kaybı
Kabızlık
İshal
Ekonomik yük
|
36±18
66±20
59±31
68±24
69±23
62±34
52±24
24±25
30±32
23±28
32±35
50±43
19±26
16±24
25±27
|
55±16
72±15
73±22
78±19
80±16
71±24
40±19
11±15
21±25
15±20
26±25
31±29
16±25
11±18
23±24
|
0.001
0.037
0.002
0.001
0.002
0.050
0.001
0.001
0.013
0.050
0.029
0.005
0.390
0.218
0.914
|
* “p” değeri ne kadar küçükse istatistiksel anlamlılık o kadar fazladır. “p” değeri 0.05’ten büyük olan kıyaslamalarda (koyu olanlar) istatistiksel anlamlılık yoktur. p=0.001 ise en yüksek anlamlılığı ifade eder.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
C vitamininden sonra global sağlık skalası 36±18’ten 55±16’e değişerek bariz yükselmiştir(p=0.001). Fonksiyonel skalada (fiziksel, rol, emosyonel, bilişsel ve sosyal skorlar) da anlamlı artışlar olmuştur. Öte yandan yorgunluk, kusma/bulantı, ağrı, nefes darlığı, uyku bozukluğu ve iştah kaybı yakınmalarda belirgin azalma olmuş, buna karşılık kabızlık ve ishal yakınmalarında bir azalma olmamıştır.
Araştırıcılar damar içi C vitamininin son dönem kanser hastalarının hayat kalitesini yükseltmede ucuz, güvenilir ve etkili bir araç olduğunu vurgulayarak makalelerini sonlandırmışlar.
Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın yorumunu
Kanser doktorları hastalarındaki metastazları (kanserin başka dokulara sıçraması) saptamak için PET (Pozitron Emisyon Tomografisi) taramaları yaparlar. Peki bu iş için hastaya ne verirler bilir misiniz? Radyoaktif madde ile işaretlenmiş glükoz. İşaretlenmiş glükoz eliyle koymuş gibi kanser dokusunu bulur. Neden derseniz?
Çünkü kanser hücreleri biricik enerji kaynakları olan glükozu çok severler. Bu yüzden kanser hücreleri bir vantuz gibi glükozu içlerine çekerler.
Kanser hücrelerinin şekere karşı olan aşırı ilgisi nereden gelmektedir?
Kanser hücreleri zorunlu anaerobdurlar. Yani oksijenli ortamı sevmezler ve bu ortamda enerji üretemezler. 1930’lu yıllarda Prof. Dr. Otto Warburg sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur. Bu, o kadar önemli bir buluştur ki, Otto Warburg’a Nobel (1932) ödülü kazandırmıştır (2).
Otto Warburg’a göre kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde metabolize olmaktadır. Normal hücreler enerji elde etmek için oksijene ihtiyaç duyarken kanser hücreleri oksijenden kaçınırlar. Vücudun normal hücreleri, enerjileri için hem oksijenli (aerobik), hem de oksijensiz (anaerobik) metabolizma yollarını kullanırlarken kanser hücreleri sadece oksijensiz (anaerobik) metabolizma yolunu kullanabilirler.
Örneğin bir mol glükozdan oksijenli ortamda 36 ATP elde edilirken oksijensiz ortamda sadece 2ATP enerji elde edilebilir. Örneğin bir mol yağ asidinden oksijenli ortamda 131 ATP elde edilirken oksijensiz ortamda hiç enerji elde edilmez.
Kanser hücresi devamlı açlıktan ölmenin eşiğindedir ve vücuttan kendisini beslemesini talep etmektedir. Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen kapasitesinin üstünde çalışır. Besin alımı kesilirse kanser açlıktan ölmeye başlar. Tabii kendisini beslemek için ona şeker vermezseniz.
Hatırlarsanız bültenimizin eski sayılarından birinin başlığı şöyle idi. “Kanser en çok neyi sever?” Cevap basit… Tabii ki şekeri.
C vitamini-kanser ilişkileri
Yazımızın başlığı C vitamini ile ilgiliydi. Ama şimdiye kadar hep şeker-kanser ilişkilerini irdeledik. Yoksa kanserin C vitamini ile bir ilişkisi mi var?
Bilindiği gibi her kronik hastada C vitamini düzeyleri çok düşüktür. Fakat kanser hastalarının C vitamini düzeyleri diğerlerine göre çok daha düşüktür. Çünkü kanser hücreleri C vitaminini de tıpkı glükoz gibi emerler. Vücudun zaten az olan C vitamini depolarını iyice tüketirler (3,4). Biliyorsunuz kanser doktorlarının çoğu tedavilerini bozacağı korkusuyla C vitaminini kullanmaktan kaçınırlar. Ayrıca hastanın iştahının kesilmesi nedeni ile alınan C vitamini de azalmıştır.
Kanser hücreleri C vitaminini sever mi?
Aslında hayır. Ama onu glükoz zannederler. Çünkü C vitamininin yapısı glükoza çok benzer.
Bu nedenle kanser hücreleri C vitaminini glükoz zannederek içlerine çekerler. Eğer kanda çok yüksek miktarda askorbik asit varsa, kanserli dokuya geçen C vitamini miktarı da artar(5). Aslında kanser dokusunun başı fena halde belaya girecektir. Ama bunu bilmemektedir. Ama bu durumu onlar gibi bilmeyen doktorlar yaşamlarını sürdürmelerine izin verecektir.
Bir antioksidan olan C vitamini kanser hücrelerinin tahribatını engeller mi?
Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ve radyoterapi serbest radikalleri artırarak kanser hücrelerini tahrip ederler. Birçok kanser doktoruna göre C vitamini gibi antioksidanlar (serbest oksijen radikali temizleyicileri) kanser hücrelerinin tahribatını engellerler ve bu yüzden kanser tedavisi sırasında kesinlikle kullanılmamalıdırlar.
Bu durum birçok vitamin ve mineral eksikliğine yol açar. Vücut direnci düşer, hasta çabuk yorulur ve sık sık ağır enfeksiyonlar geçirmeye başlar. Birçok kanser doktoruna göre bu kaçınılmaz bir durumdur ve sineye çekilmelidir. Ama bu sineye çekilen komplikasyonlar hastanın hayatını tehdit eder ya da en azından yaşam kalitesini bozar.
C vitamini gibi antioksidanlar gerçekten de kanser tedavisini bozar mı?
C vitamini normal dokularda ve oksijenli ortamda bir antioksidandır (serbest oksijen radikallerini temizleyerek doku tahribini engeller). Fakat Kanser dokusunun farklı metabolizması nedeni ile yüksek dozdaki C vitamini hücre içindeki bakır ve demir ile reaksiyona girerek prooksidan (oksijen radikali oluşturucu) haline geçer. Bu reaksiyonlar sonucunda küçük miktarlarda hidrojen peroksit denilen serbest radikal oluşur. Kanser hücresinde katalaz denilen antioksidan miktarı çok düşüktür. Bu nedenle peroksitler kanserli hücrelerde oluşan hidrojen peroksiti nötralize edemez ve onları tahrip ederler (5). Normal dokularda yeteri kadar katalaz olduğu için hidrojen pereoksit sağlıklı hücreleri tahrip edemez.
Sonuç olarak C vitamini gibi antioksidanlar farklı metabolizmaları nedeni ile kanser dokusunda nitelik değiştirerek oksidan olurlar. Yani serbest radikal oluşturarak kanser hücrelerini öldürürler. Halbuki sağlam dokularda antioksidan olup onları tahribattan korurlar. Anlayacağınız tam bir nokta atışı…
C vitamini kanser ilişkisini ortaya koyan çalışmalar
C vitamininin kanserden koruyucu ya da tedavi edici etkisi üzerine Yüzlerce hayvan, insan ve hücre kültürü çalışması yapılmış ve bu araştırmaların birçoğunda C vitamininin anti-kanser özelliklerinin altı çizilmiştir (6-8).
Yetmişli yılların başlarında Cameron ve iki Nobel ödüllü Pauling yüzlerce terminal dönemdeki kanserli hastaya günde 10 gram C vitaminini 10 gün süre ile damardan, ölünceye kadar da ağızdan vermişler. Bu hastaların yaşam sürelerini 1000 kadar C vitamini almayan fakat aynı ağırlıktaki kanser hastalarınkiyle kıyaslamışlar. Sonuçta C vitamini alan kanser hastalarının almayanlardan 150 ile 300 gün daha uzun yaşadığını tespit etmişler (9-11).
Heyecan uyandıran bu çalışmaya klasik tıp Dünyası hemen itiraz etti. Bilimsel bir çalışma çift-kör plasebo kontrollü olmalı idi. Bu çalışma bu özelliklere sahip değildi.
Yani kanser hastaları rastgele ikiye ayrılmalı, birinci gruba C vitamini içeren hap ya da ampul verilirken, ikinci gruba C vitamini ya da başka bir madde içermeyen yalancı ilaç (plasebo) verilmeliydi. Hastaların hiç biri plasebo mu yoksa C vitamini mi aldığını bilmemeliydi. Ancak bu şartlar yerine getirildikten sonra yapılan kıyaslama bilimsel olarak kabul edilebilirdi.
1979 yılında son dönem kanserli hastalar üzerinde yapılan çift kör plasebo kontrollü olan bir araştırmada ünlü Mayo Kliniğinde 60 hastasına C vitamini, 63 hastaya ise plasebo verdiler. Her iki gruptaki haslar da ortalama 6 hafta içinde öldüler.
5-6 yıl sonra aynı araştırmacılar benzer bir çalışmayı daha önce kemoterapi almamış 100 kalınbağırsak kanseri hastasında da tekrarladılar. Sonuç yine aynı idi; yani C vitamini yine etkisizdi ve hastalar yine kısa sürede kaybedildi (12,13).
Klasik tıp Dünyası için artık mesele kapanmıştı. Bilim Dünyasında paylaşılmamış iki Nobel kazanmış tek bilim adamı olan Linus Pauling ve onun arkadaşlarına belki uydurukçu demeseler de Pauling’in artık yaşlandığını ve bu işlerden elini ayağını çekmesi gerektiğini söylediler.
Bilimsel dergiler ve tıp kitaplarının önemli bir bölümünün tekelini elinde tutan “klasik tıp Dünyası”nın bu antipropogandası gerçekten de çok etkili oldu.
Ama Pauling taraftarları Mayo kliniğindeki çalışmaların Cameron ve Pauling’inkilerden farklı olduğunu bas bas bağırdılarsa da nedense fazla etkili olamadılar. Peki iki grubun çalışmaları arasındaki fark neredeydi?
C vitamininin damar ya da ağızdan alınmalarının etkisi birbirinden çok farklı mı?
Fark şuradaydı. Mayo kliniği çalışmalarında damardan C vitamini verilmemişti! Bilimselliğe toz kondurmayan Mayo kliniği doktorları nedense konunun bu kısmını hiç irdelememişlerdi.
C vitamininin kanser hücrelerini tahrip edebilmesi için kan seviyesinin 1000 µmol/L’nin üzerinde olması gerekir. Ancak bu seviyenin üzerinde kanser hücrelerine toksik serbest radikaller, askrobil radikalleri oluşabilir. Bu oksidatif hasar normal hücrelerin antioksidan sistemleri ile tamir edilebilirken, anaerobik metablizmaya sahip olamayan kanser hücresi bunu yapamaz (14-16).
Ağızdan alınan C vitamini bu yüksek seviyeleri sağlayabilir mi?
Günde 5-9 porsiyon taze sebze ve meyve yiyen kişi (genellikle 300mg C vitamini içerir) C vitamini kan seviyesini 70 ile 85 µmol/L civarına çıkarır (17, 18).
Günde 6 kez 3 gram C vitamini (toplam 18 gram) alan kişide bile bu değerler en fazla 220 µmol/L’ye ulaşabilir. Günde 20 gramın üzerindeki C vitamini, gaz çıkarma, karın ağrısı, ishal gibi mide-bağırsak yakınmalarını artırır.
Damardan verilen C vitamini ile kanser hücrelerinin ölmesini sağlayacak kan düzeylerine erişmek mümkün mü?
2004 yılında yayınlanan, C vitamininin farmakolojik etkileri ile ilgili yapılan bir araştırmada bu durum çok netleşmiştir.
Padayatty ve arkadaşları değişik miktarlardaki C vitamini damardan sağlıklı gönüllülere verdiklerinde (4 dakikada 1000 mg olacak şekilde) aşağıdaki kan seviyeleri elde etmişler (19).
Verilen miktar
|
C vitamini kan seviyesi
|
3 gram
5 gram
10 gram
50 gram
100 gram
|
1760 µmol/L
2870 µmol/L
5580 µmol/L
13 350 µmol/L
15 380 µmol/L
|
C vitamini kanser hücrelerini nasıl tahrip ediyor?
C vitamini (askorbik asit) kanda dehidroaskorbik asite dönüşür ve glükoz transport proteini ile hücre içine girer ve çıkar.
Dehidroaskorbik asit kanser hücresinin içine girdiğinde glütatyon aracılığı ile tekrar askorbik asite döner. Bu askorbik asit hücre dışına çıkamaz. Bu askorbik asit dehidroaskorbik asite dönüşür ve bu sırada bir oksijen radikali olan hidrojen peroksit açığa çıkar. Hidrojen peroksit kanser hücrelerini tahrip eder (20).
Casciari ve arkadaşları yaptıkları araştırmada vitamin C kan seviyesi 11,200 µmol/L iken hastaların %42.9’unda tümor hücresi apopitozu, %24.4’ünde ise tümör hücresi nekrozu saptamışlar. Vitamin C kan seviyesi 37,700 µmol/L’ye çıkınca bu oranların sırası ile %57.6 ile %33.1’e yükseldiği görülmüş (21).
C vitamininin kanser üzerine olan etkileri
C vitamini kollajen (bağ dokusu elemanı) sentezini artırır. Kanser hücrelerinin büyümesine ket vurur. Erken apoptoza (programlı hücre ölümü) ve nekroza (programsız –patolojik- hücre ölümü) yol açar (22).
Kanser hücreleri kollajenaz salgılarlar. Kollejenaz hücre ya da dokular arasındaki kollajeni (bağ dokusunun temel maddesi) eritir. Hücreleri saran bazal zar kollajenden yapılmıştır. Eger bazal zar parçalanırsa kanser hücreleri sağlam dokuları istila ederler (metastaz). C vitamini kollajen sentezini artırarak bazal zarı sağlamlaştırır ve mekanik olarak bütünlüğünü korur. Böylece kanser hücrelerinin istilası önlenmiş olur.
C vitamini enfeksiyon karşı savaşan hücrelerin sayısını ve alfa-interferon düzeyini artırır. Böylece kanser hücrelerinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur (23).
C vitamini antienflamatuvar etki (24) ve kemikte kalsiyum birikimini (25) sağlayarak ağrı eşiğini azaltır.
C vitamini enerjiyi artırarak kişinin kendini iyi hissetmesine sağlar (26).
Yüksek dozda C vitamini Porto Riko Üniversitesinde yaklaşık 30 yıldan beri kanserli hastalarda kullanılmış olmasına rağmen ve bariz bir komplikasyonla karşılaşılmamıştır (27).
Yüksek doz C vitamini almanın sakıncaları nelerdir?
C vitamini hemosiderozlu hastalarda demir birikimini ve G6PD yetersizliğinde ise alyuvar parçalanmasını artırabilir. olan hastalara verilmemelidir.
Bu nedenle hemoideroz ve G6PD yetersizliği olan hastalarda C vitamini çok dikkatli kullanılmamalıdır.
Yüksek doz C vitamini alma bazı bağırsak-mide yakınmalarına neden olabilir, ama doz azaltılırsak bunlar kaybolur.
Ailede taşı hikayesi olanlarda böbrek taşı oluşmasını biraz artırabilirse de uzun yıllardan beri yüksek doz C vitamini kullanan sağlık merkezlerinde taş riskinin fazla olmadığı tespit edilmiştir.
-
Kanser hücrelerini tahrip ederek öldürür (nekroz).
-
Kanser hücrelerinde programlanmış ölümü (apoptoz) hızlandırır.
-
Kollajen (bağ dokusu) oluşumunu artırarak kanserli dokuyu sağlamca sarar, böylece metastazı (sıçramayı) engeller.
-
Hiyalurinidazı inhibe eder. Hiyalurinidaz bağ dokusu nu parçalar; metastazı artırır. C vitamini bunu önler.
-
Ağrı eşiğini düşürür.
-
Efora tahammülü artırır.
-
Bağışıklığı güçlendirerek kanserli hastayı enfeksiyonlardan korur.
C vitamini kanseri tedavi edebilir mi?
C vitamini kanser tedavisinde tamamlayıcı bir tedavi şekli olması bircok kanser doktoru tarafından biraz zor olsa da kabul edilebilir. Ama kemoterapi ya da radyoterapi yapılmayan hastalarda kanseri tedavi edebilir mi?
Kemoterapi ya da radyoterapiyi kabul etmeyen üç çok ağır kanserli hastada damar içi C vitamini hastaların kanserlerini geriletmistir (remisyon). Bunlardan ilki olan renal hücreli karsinomlu hasta 4 yıl remisyonda kalmıştır. İkincisi primer mesane kanseri 9 yıldır remisyonda ve makale yayınlandığında sorunsuz yaşıyormuş. Üçüncüsü B-hücreli lenfoma 10 yıldır remisyonda ve makale yayınlandığında sorunsuz yaşıyormuş (28).
Bu yötemi, klasik tedaviyi kabul etmeyen hastalara kullanmak iyi olmaz mı? Ne derinsiz?
Prof. Dr. Ahmet Aydın
besahmet@yahoo.com, metahmet@hotmail.com, www.beslenmebulteni.com
Okunması önerilen yazılar
Beden görüntüleme cihazlarına da yaylım ateş!
Dikkat hormonlu sütler kanser yapabilir!
Kanser en çok neyi sever?
Fazla şeker tüketimi pankreas kanseri ihtimalini artırıyor!
Kansere 'günışığı ilacı'
Kırmızı biber kanser hücrelerini öldürüyor!
Kanser ve beslenme
Güneş yağı neden deri kanserini önlemiyor?
Evdeki kimyasal silahlar:Poşet çay ve damacana
Neden mamografi değil?
İki Nobelli tek bilim adamı olan Prof. Dr. Linus Pauling bir uydurukçu mu?
Kaynaklar
-
Yeom CH, Jung GC, Song KJ. Changes of terminal cancer patients' health-related quality of life after high dose vitamin C administration. J Korean Med Sci. 2007 Feb;22(1):7-11
-
Warburg O. On the origin of cancer cells. Science 1956;123:309-14
-
Khanzode SS, Muddeshwar MG, Khanzode SD, Dakhale GN. Antioxidant enzymes and lipid peroxidation in different stages of breast cancer. Free Radic Res 2004;38:81–85
-
Lee JG, Chung HW, Lee KH, Ahn HS. Antioxidant vitamins and lipid peroxidation in patients with cervical intraepithelial neoplasia. J Korean Med Sci 2005;20:267–272.
-
http://orthomolecular.org/library/ivccancerpt.shtml, Ron Hunninghake, Intravenous Vitamin C And Cancer
-
Padayatty SJ, Katz A, Wang Y, Eck P, Kwon O, Lee JH, Chen S, Corpe C, Dutta A, Dutta SK, Levine M. Vitamin C as an antioxidant: evaluation of its role in disease prevention. J Am Coll Nutr 2003;22:18–35.
-
Tamayo C, Richardson MA. Vitamin C as a cancer treatment: state of the science and recommendation for researchAltern Ther Health Med 2003;9:94–101.
-
Gonzalez MJ, Miranda-Massari JR, Mora EM, Guzman A, Riordan NH, Riordan HD, Casciari JJ, Jackson JA, Roman-Franco A. Orthomolecular oncology review: ascorbic acid and cancer 25 years later. Integrative Cancer Therapies 2005;4:32–44.
-
Cameron E, Pauling L, Leibovitz B. Ascorbic acid and cancer: a review. Cancer Res 1979;39:663–681.
-
Cameron E, Campbell A. The orthomolecular treatment of cancer. II. Clinical trial of high-dose ascorbic acid supplements in advanced human cancer. Chem Biol Interact. 1974;9:285-315.
-
Cameron E, Pauling L. Supplemental ascorbate in the supportive treatment of cancer: reevaluation of prolongation of survival times in terminal human cancer. Proc Natl Acad Sci U S A. 1978;75:4538-42.
-
Creagan ET, Moertel CG, O'Fallon JR, Schutt AJ, O'Connell MJ, Rubin J et al. Failure of high-dose vitamin C (ascorbic acid) therapy to benefit patients with advanced cancer. A controlled trial. N Engl J Med. 1979;301:687-90.
-
Moertel CG, Fleming TR, Creagan ET, Rubin J, O'Connell MJ, Ames MM. High-dose vitamin C versus placebo in the treatment of patients with advanced cancer who have had no prior chemotherapy. A randomized double-blind comparison. N Engl J Med. 1985;312:137-41.
-
Leung PY, Miyashita K, Young M, Tsao CS. Cytotoxic effect of ascorbate and its derivatives on cultured malignant and nonmalignant cell lines. Anticancer Res. 1993;13:475-80.
-
Sakagami H, Satoh K, Hakeda Y, Kumegawa M. Apoptosis-inducing activity of vitamin C and vitamin K. Cell Mol Biol (Noisy-le-grand). 2000;46:129-43.
-
Wang X, Liu J, Yokoi I, Kohno M, Mori A. Direct detection of circulating free radicals in the rat using electron spin resonance spectrometry. Free Radic Biol Med. 1992;12:121-6.
-
Levine M, Conry-Cantilena C, Wang Y, Welch RW, Washko PW, Dhariwal KR, et al. Vitamin C pharmacokinetics in healthy volunteers: evidence for a recommended dietary allowance. Proc Natl Acad Sci U S A. 1996;93:3704-9.
-
Levine M, Wang Y, Padayatty SJ, Morrow J. A new recommended dietary allowance of vitamin C for healthy young women. Proc Natl Acad Sci U S A. 2001;98:9842-6.
-
Padayatty SJ, Sun H, Wang Y, Riordan HD, Hewitt SM, Katz A, Wesley RA, Levine M. Vitamin C pharmacokinetics: implications for oral and intravenous use. Ann Intern Med 2004;140:533–537.
-
Agus DB, Vera JC, Golde DW. Stromal cell oxidation: a mechanism by which tumors obtain vitamin Cancer Res 1999;59:4555–4558.
-
Casciari JJ, Riordan NH, Schmidt TL, Meng XL, Jackson JA, Riordan HD. Cytotoxicity of ascorbate, lipoic acid, and other antioxidants in hollow fibre in vitro tumours. Br J Cancer 2001;84:1544–1550.
-
Henson DE, Block G, Levine M. Ascorbic acid: biologic functions and relation to cancerJ Natl Cancer Inst 1991;83:547–550.
-
Cameron E, Pauling L. Vitamin C and the immune system. In: Cancer and vitamin C. 2nd ed. Philadelphia, Camino Book; 1990; 108.-111.
-
Jensen NH. Reduced pain from osteoarthritis in hip joint or knee joint during treatment with calcium ascorbateUgeskr Laeger 2003;165:2563–2566.
-
Lewin S. Maintenance of physiological actions by c-AMP and c-GMP. In: Vitamin C: Its molecular biology and medical potential. London: Academic Press; 1976. p. 92.-93.
-
Luo G, Xie ZZ, Liu FY, Zhang GB. Effect of vitamin C on mitochondrial function and ATP content in hypoxic rats Zhongguo Yao Li Xue Bao 1998;19:351–355.
-
Gonzalez MJ, Miranda-Massari JR, Mora EM, Guzman A, Riordan NH, Riordan HD, Casciari JJ, Jackson JA, Roman-Franco A. Orthomolecular oncology review: ascorbic acid and cancer 25 years later. Integr Cancer Ther. 2005 Mar;4(1):32-44
-
Padayatty SJ, Riordan HD, Hewitt SM, Katz A, Hoffer LJ, Levine M. Intravenously administered vitamin C as cancer therapy: three cases CMAJ 2006; 174 (7). doi:10.1503/cmaj.050346
Dostları ilə paylaş: |