128
Bitkilerle Tedavi Sempozyumu
rus
uçucu yağının deri lösyonuna katılması sonucu dezenfekte özelliğinin arttığı tes-
pit edilmiştir. Dezenfektan özelliğin diş macununa katılmasıyla da arttığı gözlemlen-
miştir (Erenler, 1997).
Juniperus excelsa
M.Bieb.’nın meyvelerinden hazırlanan dekoksiyon ülkemizde soğuk
algınlığı ve bronşit tedavisinde kullanılmaktadır (Fujita, 1995). Ayrıca Anadolu’da
J.oxycedrus
L. yağı yerine ardıç yağı olarak bu türün de kullanıldığı
belirtilmiştir
(Baytop, 1963).
Küba’da ardıç meyvelerinden sıcak su ile hazırlanan ekstre abortif olarak kullanıl-
maktadır (Roig, 1945). Meksika’daysa bitkinin ince dallarından hazırlanan sulu eks-
tre içeceklere katılarak soğuk algınlığına karşı kullanılır (Pennigton, 1973).
Meyve ve yapraklarının kaynatılması ile elde edilen pomadın Hindistan’da halk ara-
sında haricen romatizmal olarak, köklerinin ise oral olarak yetişkinlerde astım hasta-
lığına karşı kullanıldığı belirtilmiştir (Aswal and Goel., 1989; Singh, 1995). Kurutul-
muş yapraklarının sigara gibi içilmesi sonucunda halusinojenik etki gösterdiği tespit
edilmiştir (Siegel, 1976).
Amerika’da kurutulmuş ardıç yapraklarından sıcak su ile hazırlanan ekstrenin, gün-
de birkaç kez sıvı halde içilmesi ile kadınlarda gebeliği önleyici olarak ve genital ra-
hatsızlıklarda kullanıldığı belirlenmiştir (Camazine ve Bye, 1980). Fakat ince dal-
larından hazırlanan çayın, doğuma yardımcı olduğu belirtilmiştir (Ishikura, 1982).
Yine kurutulmuş meyveler infuzyon halinde emenagog olarak kullanılmıştır (Krag,
1976).
Juniperus pachyyplae
(Torr.)Martinez. meyvelerinden elde edilen uçucu yağ, stimu-
lan etkilerinden dolayı parfümeri sanayinde kullanımı yaygındır, kurutulan yaprak-
larından hazırlanan ekstre ise halk rasında öksürüğe karşı kullanılmıştır (Qasim et
al., 1993).
Finike ardıcının toprak üstü kısımları, emenagog ve menstrüasyonu kolaylaştırı-
cı olarak kullanılmıştır (Lemordant et al., 1978; Bellakhdar, 1991). Yapraklarından
hazırlanan dekoksiyon, antidiyabetik ve laksatif olarak kullanılmıştır (Boukef et al.,
1982; Khalil, 1995). Keçilerde meme iltihaplarında da kurutulmuş yaprak ve gövde-
den sıcak su ile hazırlanan ekstre kullanılmıştır (Darias et al, 1986).
129
Bitkilerle Tedavi Sempozyumu
Afrika’da bulunan ardıçlardan olan
J.procera
Hochst. Ex. Endl
.
’nin tomurcuk ve ince
dallarından hazırlanan sulu ekstre antihelmentik olarak kullanılır. İnfuzyonlarının
oftalmik amaçla proptozis’e karşı kullanıldığı belirtilmiştir (Kokwaro, 1976; Klauss
and Adala, 1994).
Jansen (1981) ve Bruits vd. (2001), yine ardıçların meyve, yaprak, ince dal ve to-
murcuklarının ülser, başağrısı, mide ağrısı düzensizliklerinde, bağırsaklardaki solu-
canları temizlemede emenagog olarak kullanıldıkları ve romatizmal rahatsızlıklarda
hastalığı iyileştirici özelliklerinin bulunduğunu belirtmişlerdir.
J.oxycedrus
L. odun ve dallarından elde edilen ardıç katranı yağı insanlarda ve hay-
vanlarda, kronik egzema ve deri hastalıklarında kullanılmaktadır (Bouhlal et al.,
1998). Yalnız bu ürünlerin kullanımında karsinojenik etkisi
nedeniyle uygulama sü-
resinin kısa olmasına dikkat edilmesi gerektiği belirtilmiştir ( M. Tanker ve N. Tan-
ker, 1990; Mamoru,
1986). Tekrar işlenen bu yağdan güzel koku içeren sabunlar, de-
terjanlar, kremler, losyon ve parfümler yapılır ve dezenfektan olarak kullanılır (Le-
ung and Foster, 1996). Parçalanmış yapraklarının gilaburu ile karıştırılarak haşerele-
ri uzaklaştırmak amacı ile insektisit olarak da kullanıldığı belirtilmiştir ( Rivera and
Obon, 1995).
Holtom ve Hylton (1979), benzer kulllanım alanlarından söz etmiş, ardıçların uçucu
yağlarla birlikte koku amaçlı kullanılan oda spreyi, vb. spreylerin, traş losyonlarının,
çeşitli parfümlerin ve kolonyaların dahi yapısına girdiğini belirtmiştir.
İspanya’da Sierra de la Pandera bölgesindeki dağlık alanlarda bulunan ardıç bitkisi
halen geleneksel tıpta ağız analjeziği ve mide düzenleyicisi olarak kullanılmaktadır.
(Fernandez et al., 1996). Duke (1985) ve Lawless (1995), ardıçların üzümsü koza-
laklarından elde edilen uçucu yağların diüretik, midevi ve karminatif etkilerinin ol-
duğunu belirtmiştir.
Steinmetz (1954) ve Arctander (1960), ardıçların, cilt hastalıklarında, romatizma,
selülit, gut, soğuk algınlığı, grip, dismenore ve sistit tedavisinde halk arasında kulla-
nıldığını,
J.oxycedrus
L. uçucu yağının, analjezik, antipirüritik, antiseptik ve vermifüj
etkileri bulunduğunu belirtmişlerdir.
J.oxycedrus
L. üzümsü kozalaklarının halk arasında karminatif hemeroid tedavisinde,
soğuk algınlığı, bronşit ve öksürükte, idrar yolları enfeksiyonlarında ve böbrek taş-
130
Bitkilerle Tedavi Sempozyumu
larını düşürmek amacıyla kullanıldığı bazı kaynaklarda belirtilmektedir (Yeşilada et
al., 1993; 1995; Sezik et al., 1992;1994)
Öztürk ve Pirdal’ın (1990)
J.oxycedrus
L. üzümsü kozalaklarının İzmir bölgesinde-
ki kullanımıyla ilgili tuttukları kayıtta, öğütülmüş üzümsü kozalakların eşit oranda
balla karıştırılarak bilhassa oksalat menşeli böbrek taşlarını düşürmede kullanıldığı-
nı, karışımın bu amaçla on gün süreyle aç karna bir çorba kaşığı alınması gerektiği-
ni belirtmişlerdir.
Yaltırık (1996) benzer bir araştırmada havanda dövülmüş 8-10 tane
J.oxycedrus
L.
üzümsü kozalağının 100 g balla karıştırılmasıyla hazırlanan karışımın haftada 2-3 kez
sabahları alınması halinde böbreklerde kum ve taş problemi kalmadığını belirtmek-
tedir.
J.sabina
L.yapraklarının toz halde düşük dozlarda emanagog, yüksek dozlarda kustu-
rucu, müshil ve abortif bir etkiye sahip olduğu belirtilmiştir (Baytop, 1984). Yalnız
bağırsak ve böbrekleri tahriş edici özelliğinden dolayı dâhilen kullanımının azaldı-
ğı, haricen pomat veya solüsyon halinde siğil tedavisinde ve saç çıkartmada kullanıl-
maktadır (Jochle, 1962; Tümen ve Sekendiz, 1989). Zargari (1991),
J.sabina
L.’nin
diğer türler gibi abortif etki yaptığını, o yüzden hamile bayanlarda kesinlikle kullanıl-
maması gerektiğini belirtmiştir.
J.sabina
L.’nin uçucu yağının antiromatizmal, vermi-
füj ve emenagog olarak da kullanıldığı belirtilmektedir (Karamanoğlu, 1974).
Dostları ilə paylaş: