A'dan Z'ye Felsefe



Yüklə 1,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə61/77
tarix20.01.2022
ölçüsü1,64 Mb.
#51440
1   ...   57   58   59   60   61   62   63   64   ...   77
A\'dan Z\'ye Felsefe - Alexander Moseley ( PDFDrive )

PRAGMATİZM
Pragmatist, davranışlarını ve inançlarını, bunların işe yarayıp
yaramadığına bakarak seçen kişidir. Bir edimden sonra
başarı doğmuyorsa, pragmatist o edimi bırakır, başka birine
yönelir. Bu çok makul bir şey gibi görünebilir: Her defasında
başarısızlığa uğrayan bir edimi sürdürüyor olsam, buradaki
denemelerimin tarzında hiç kuşkusuz yanlış olan bir şey
olmalıdır. Dünyanın benim çabalarım karşısında eğilmesini
bekliyorum demektir. Eğer duruma göre hareket hattımı


değiştiriyorsam bu da araçlar ve amaçlar arasındaki ilişki
bakımından makul gibi görünmektedir: Davranışın duruma
göre değiştirilmesi doğrudur.
HegePin mantıksallığı konusunda derin düşünceler ifade
etmek bir felsefeci arkadaşınızla ya da bir öğrencinizle
konuşurken uygundur, ama sevişirken değil (belki de tuhaf bir
biçimde uygun olabilir, ama bunu okuyucunun verimli hayal
gücüne bırakayım).
Ne var ki, pragmatizm bütünüyle bundan ibaret değildir.
Terimin mucidi C. S. Peirce şunu söylüyordu:
Kafamızdaki kavrayışın nesnesinin, pratik birtakım sonuçları
olduğu da düşünülebilecek etkilerinin ne olduğunu kafamızda
nasıl canlandırdığımızı düşün[meliyiz]. O zaman bu etkiler
konusundaki kavrayışımız nesnenin bütünü hakkındaki
kavrayışımızda. (C. S. Peirce, Collected Paper s, 5:402)
Başka türlü söyleyecek olursak, bir inancın pratik yararı
nedir? Pragmatizm, bir hareketin başarısının onun
“doğruluğu”nun kanıtı olduğu anlamına gelir. Yani inanç söz
konusu özne için bir araç olarak işe yaramalıdır. Bir hareketin
etkili olup olmadığı onun doğruluk derecesini, evrensel olarak
doğru anlamında doğruluk derecesini zorunlu olarak
belirlemez; bu yüzden pragmatistler doğruluk konusunda
düşünmekten veya doğruyu açıklamaktan kaçınırlar.
Tanrı’ya inancı ele alalım. Pragmatist için gün yüzüne
çıkarılacak nihai bir hakikat yoktur, belirli sonuçları olan
takınılacak bir tutum vardır. Diyelim ki ateistsiniz. Hiç
beklenmedik bir anda İspanyol Engizisyonumdan biri


ziyaretinize geliyor ve size TanrPya ilişkin inancınızı soruyor.
Dogmatik biri iseniz, inandığınız şeyi dürüstçe ortaya
koyardınız; pragmatist iseniz şöyle bir cevap verirdiniz: “Tek
bir Katolik TanrPya inanırım, O da oğluna verdiği vs____”
Sonuç olarak, pragmatik davranırsanız daha iyi bir durum
doğacaktır. Bunun aksinin doğru olması için, inancınızı terk
etmenin, şöhretiniz, namusunuz, şerefiniz vs. açısından kabul
edilemeyecek bazı sonuçlar doğuracağına ve dinden çıkma
gerekçesiyle işkence görmenin bir şekilde daha iyi olacağına
inanmanız gerekir.
Ama bir inancın “işe yaradığını” veya “yaramadığını”
söylemek ne demektir? Bu, çözümü güç bir sorun yaratır,
çünkü tipik olarak inanç başka bir şey hakkındadır ve o başka
şeyin işe yaradığı veya yaramadığı söylenebilir. Örneğin, eski
dizüstü bilgisayarımın çalışmadığına dair bir inancım var
diyelim. İşin uzmanına götürüyorum ve o bilgisayarı
çalıştırıyor. Peki benim inancımın bilgisayarın şimdi
çalışmakta olmasıyla ilişkisi nedir? Tamircinin bilgisayara ne
yaptığına bağlı olarak haklı da olabilirim haksız da. Eğer
tamirci bilgisayarı sadece açıp bir diagnostik programı
çalıştırıp mükemmel çalışmakta olduğunu beyan ettiyse,
inancımda yanılıyormuşum demektir. Ama eğer hard
diski değiştirmek zorunda kaldıysa haklıymışım demektir.
Burada inanç herhangi bir iş yapmamaktadır.
Hakikat “neyin işe yaradığı”na bağlı olamaz, çünkü hakikat
şeylerin (edimlerin, olayların) gözlem ve deneyim
tarafından doğrulanmasına bağlıdır. Bu, pragmatizmi güç bir
konuma yerleştirir: Bu konumda kendini ancak “doğru olan
işe yarayan-dır”ın çalışan nesnelere (örneğin makinelere)


uygulanabilecek dar bir versiyonunu kabul ederek savunabilir.
İnsani veya ahlaki alanlarda, pragmatizm mantıksal olarak
bencil bir teoriye işaret eder: Çıkarlarıma yarayacak biçimde
hareket etmeliyim. Ama burada teoriyi ayrıştırarak söz
konusu çıkarların niteliği üzerine sorular sorabiliriz: Kısa
dönemli çıkarlardan mı söz ediyoruz? Çünkü bunlar uzun
vadeli çıkarlarımızla her zaman aynı değildir. Uzun vadeli
çıkarlardan söz ediyorsak, bunların ne olduğunu nereden
biliyoruz? Bunlar hakkında doğru olabilecek veya
olmayabilecek birtakım inançlarımız olabilir. Bir bakıma,
bunu ancak zamanla öğrenebiliriz. Ama bu, yalnızca
pragmatist için değil, uzun bir yolculuğa çıkmakta olan her
tür felsefeci açısından da bir sorundur.
Peki, kendinizi pragmatist sayıyorsanız, inançlarınız
konusunda ne dersiniz?

Yüklə 1,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   57   58   59   60   61   62   63   64   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin