iş birliği yapıp kopya çektik, dersin boş
olduğunu öğrenince hep birlikte sevinç
çığlık ları attık, birlikte ödev yaptık, kafelere ve
kulüplere gittik. Benim için arkadaşlık, bir şeyleri paylaşmak ve güvenmektir. Eşimin
akrabâları ve komşularımla çok az sohbet ediyorum. Çünkü Türkçeyi rahat
konuşamıyorum. Biriyle ana dilimde
konuşmanın bir ihtiyâç olduğunu Türkiye’de fark
ettim. Başka memleketlerdeki en büyük
özlem , sâdece vatan özlemi değil, ana dilinde
sevdiğin
insanlarla rahatça konuşabilmektir. Vatan senin
dilini konuşan ve seninle aynı
kültürü yaşayanlar sâyesinde bir
toprak parçası olmaktan çıkar ve
kutsallaş ır.
SÖZCÜKLER, EYLEMLER VE DEYİMLER: 1. Metin (Elif) Kapris: Huysuzluk.
Gergin: Huzursuz, sinirli.
Koşul: Şart.
İletişim: Komünikasyon, duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla
başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme.
İnatçı: Bir konuda ısrar eden, ayak direyen, inat eden kişi.
Örnek: Keçi gibi inatçı bir adam, yaptığı hiçbir şeyden kolay vazgeçmez.
Hırslı: İhtirâslı, aşırı istekli.
Agresif: Saldırgan.
Tanımlamak: Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtmek ve açıklamak, târif
etmek.
Örnek: bu adamın sorununu tanımlayamıyorum ben, çok sorunlu bir adam.
Güçlük çekmek: Zorlanmak.
Örnek: Minsk’e geldiğinde Yaşar dil bilmediği hâlde zorluk çekmedi.
Empati kurmak: Duygudaşlık kurmak, birini anlamak, birinin yerine kendini koymak.
Örnek: Arkadaşım empati kurmaktan yoksun bir kadın, onun için bana iftira atmaktan
çekinmedi.