Uyumlu davranmak: Birine aykırı davranmamak, bir kişiyle birlikte hareket etmek.
Örnek: Erkekler onların her söylediğine karşı çıkan kadınlardansa uyumlu kadınları tercih
ederler.
2. Metin (Melih): Uzman: Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse.
Samimiyet: İçtenlik, senli benli olma.
Örnek: Sayın bakanımız bir temizlik görevlisine çok yakın davrandı ve samimiyet gösterdi.
Alay etmek: Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik yönlerini
küçümseyerek eğlence konusu etmek.
Örnek: Küçük bir çocuğun elbisesi ve ayakkabısı ile alay etmek bir öğretmene yakışmaz.
Alaycı: Alay eden, küçümseyen kişi.
Örnek: Arkadaşının alaycı davranışları küçük çocuğu çok üzdü.
Kaçınmak: Herhangi bir işi yapmaktan
geri durmak, yapmamak.
Örnek: Sebze ve meyve yetiştirirken kimyasal ilâçlardan kaçınmalıyız.
Gayret etmek: Emekle çalışmak, çabalamak, uğraşmak.
Örnek: Bu kitabı bitirmek için çok gayret ettiysem de zamanında bitiremedim
.
3. Metin (Aynur): Sınıf: Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her
biri.
Kına gecesi: Düğünden önceki gece gelin adayı kızın evinde kızın parmaklarına
kına
yakılırken yapılan eğlence.
Yaratmak: Olmayan bir şeyi var etmek.
Örnek: Bu dünyâyı, hayvanları ve bitkileri Allah yarattı.
Şükretmek: Allah’a minnet duygusunu sunmak.
Örnek: her gün Allah’a bize verdiği nimetler için teşekkür ederim.
İtinâ etmek: Özen göstermek.
Örnek: Evi boyarken yerlere dökmemeye itinâ ettim.