128
köselesini büktü, çivi kutusunu kapadı. Bunları hep yavaş yavaş yaptı. Hasan,
yüreği
burkul
arak sordu:
—
Gidiyor musun?
Eskici:
—
Gidiyorum ya, işimi bitirdim. O zaman gördü ki, küçük çocuk, memleketlisi
minimini yavru ağlıyor... Sessizce, titreye titreye ağlıyor.
Eskici:
—
Ağlama be! Ağlama be! Eskici başka söz bulamamıştır. Bunu işiten çocuk
hıçkıra hıçkıra
ağlamaktadır; bir daha Türkçe konuşacak adam bulamayacağına
ağlamaktadır. Eskici, “Ağlama diyorum sana! Ağlama”derken onun da katı,
nasırlaşmış
yüreği yumuşamıştı.
Önüne geç
meye çalıştı ama yapamadı,
kendini tutama
dı; gözlerinin
dolduğunu ve sakallarından kayan yaşların, Arabistan sıcağıyla yanan kızgın göğsüne, bir
soğuk su kadar serin,
ürpertici
, döküldüğünü duydu.
Refik Halid Karay
SÖZCÜKLER, EYLEMLER
VE DEYİMLER:
Vapur:
Su buharı gücüyle çalışan gemi.
Rıhtım:
Bir akarsu veya deniz kıyısında doldurularak yapılmış, gemilerin indirme
bindirme veya yükleme boşaltma yapabileceği yer.
Dostları ilə paylaş: