SÖZCÜKLER EYLEMLER VE DEYİMLER: Dul: Eşi ölmüş veya eşinden boşanmış kişiler.
Nefret etmek: Tiksinti
duymak, birine veya bir şeye karşı nefret duygusuyla dolu olmak,
bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik o kişiye duyulan olumsuz
duygu. Birinden ve bir şeyden nefret
etmek.
Örnek: Küçük çocuk her derste kendine bağıran öğretmenden nefret ediyordu.
Romatizma: Kaslarda ve özellikle eklemlerde kendini gösteren ağrılı hastalık.
Örnek: Babaannem romatizma ağrılarını dindirmek için farklı kremler kullanırdı.
Balgam: Mukus, solunum
organlarının salgıladığı ve ağızdan dışarı atılan sümüksü
madde.
Pamuk (Cotton)
: Pamuk bitkisinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince ve yumuşak
tellerin adı.
Örnek: Doktor yarayı tentürdiyotlu pamukla temizledi.
Tentürdiyot: Mikrop kapmasını önlemek için bir kesik veya sıyrığa sürülen iyot tentürü.
Hizmetçi: Evlerde temizlik yapan, hizmet eden kimse.
Nâmus: Dürüstlük, doğruluk.
Örnek: Bu kadın çok nâmûslu, eşinden başkasına asla bakmaz.
Şirketteki muhasebeci çok namuslu, asla para çalmaz.
Nâmusluluk: Doğruluk, dürüstlük, namuslu olma durumu, namuskârlık.
Kiler: Evlerde yiyecek ve içeceklerin saklandığı oda, ambar veya dolap.
Sürekli: Durmadan, devâmlı.
Tavan arası: Bir yapının tavanı ile çatısı arasında kalan bölüm
. Nasîhat : Öğüt, bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz.
Örnek: Babaannemin nasîhatini dinleyip kötü insanlarla arkadaş olmadım.
Hemşehri: Aynı memleketli.
Uşak: Erkek hizmetçi.