Konuşma metinleri ve biLDİRİ Özetleri Kİtabi



Yüklə 6,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə47/73
tarix03.02.2017
ölçüsü6,44 Mb.
#7521
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   73

Sonuç:
Böbrek  yetmezlikli  hastalarda  kanser  tarama  yöntem  ve 
zamanının  genel  toplumdan  farklı  olup  olmadığı  henüz  net 
değildir. Nefroloji ve onkoloji uzmanlarının birlikte yapacakları 
çalışmalarda bu sorulara cevap aranmalıdır.
EP-135
KANSERLİ HASTA YAKINLARINDA SİGARA İÇME 
ALIŞKANLIKLARI
MUTLU HAYRAN 
1
, SAADETTİN KILIÇKAP 
2
, TAMER ELKIRAN 
3

HAKAN AKBULUT 
4
, HÜSEYİN ABALI 
5
, DENİZ YÜCE 
1
, DİCLEHAN 
KILIÇ 
6
, SERDAR TURHAL 
7
 
 

HACETTEPE ÜTF 

CUMHURİYET ÜTF 

İNÖNÜ ÜTF 

ANKARA ÜTF 

ADANA BAŞKENT ÜTF 

GAZİ ÜTF 

MARMARA ÜTF
Amaç:
Kanserli  hastaların  yakınlarında  (KHY)  sigara  alışkanlıkları  ve 
bağımlılık düzeylerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem:
Çalışma TOG Epidemiyoloji ve Prevansiyon alt grubu tarafından 
planlandı. KHY’na demografik özellikleri ve sigara alışkanlıkları 
ile  ilgili  anket  formu  ve  Fagerstrom  Nikotin  bağımlılık  testi 
uygulandı.
Bulgular:
Çalışmaya 562 KHY katıldı. Yaş ortalaması 48’di. Katılımcıların 
%57’si  erkek  idi.  KHY’ında  sigara  kullanma  oranı  %43’tü. 
Ortanca  sigara  kullanma  süresi  25  yıldı.  Sigara  kullanımı 
erkeklerde daha fazlaydı (%73 vs %27; p
Sonuç:
KHY’larında sigara bırakma oranı daha yüksektir. Sigara bırakma 
kampanyaları yapılırken FS düşük olan bireylerin hedeflenmesi 
başarı oranını arttırabilir.
EP-136
ANKARA SİGARA BIRAKMA MERKEZLERİ PLATFORMU 
ELEKTRONİK KAYIT PROJESİ
DENİZ YÜCE 
1
, FİLİZ TEMEL 
2
, CANAN HASANOĞLU 
3
, ŞULE 
AKÇAY 
4
, TİJEN ŞENGEZER 
5
, DERYA AKBIYIK 
6
, PINAR KOÇYİĞİT 
GENCER 
7
, MEHMET AYBAŞ 
8
, ELİF ŞEN 
9
, GÜLİN YILDIRIM 
10

SÜREYYA POLAT 
11
, İSKENDER KÖG 
12
, CAN ÖZTÜRK 
13

SEYFETTİN GÜMÜŞ 
14
, EYLEM AKPINAR 
15
, İSMAİL ÇELİK 
1
 
 

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ PREVANTİF 
ONKOLOJİ ANABİLİM DALI 

AHMET ANDİÇEN HASTANESİ 

ANKARA ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ  

ANKARA BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ  

ANKARA NUMUNE HASTANESİ AMATEM  

ANKARA ONKOLOJİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE 
HEKİMLİĞİ  

ANKARA SİNCAN DEVLET HASTANESİ KLİNİĞİ  

ANKARA ULUS RUH SAĞLIĞI DİSPANSERİ  

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ  
10 
ANKARA YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ  
11 
DR. ABDURRAHMAN YURTARSLAN ANKARA ONKOLOJİ 
EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KETEM  
12 
ETLİK ZÜBEYDE HANIM KETEM 
13 
GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 
14 
GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMİSİ 
15 
UFUK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
Amaç:
Hacettepe  Üniversitesi  Onkoloji  Enstitüsü  Prevantif  Onkoloji 
Anabilim Dalı koordinatörlüğünde toplumun en önemli sağlık 
sorunu  olan  sigara  kullanımının  önüne  geçebilmek  amacıyla 
“Ankara  Sigara  Bırakma  Merkezleri  Platformu”  adıyla  geniş 
katılımlı  bir  platform  oluşturulmuştur.Bu  platforma  TC 
Sağlık  Bakanlığı  Kanserle  Savaş  Dairesi  tarafından  da  destek 
verilmiştir.İlaç  firmaları  ile  yapılan  görüşmeler  neticesinde 
uygun katılımcılara ücretsiz ilaç desteği de programa entegre 
edilmiştir.
Gereç ve Yöntem:
Müdahalesiz  kayıt  projesi  olarak  tasarlanmış  olan  program 
Ankara’daki  16  Sigara  Bırakma  Merkezine  başvuran  kişilerin 
kayıt,takip ve rutin destek tedavisi verilerinin dinamik bir web 
tabanlı kayıt sistemine kaydedilmesi ile gerçekleştirilmiştir.Proje 
prospektif olarak yürütülmüştür.Proje kapsamında uygulanan 
tedavi seçenekleri arasında Vareniklin veya Bupropion içeren 
farmakoterapiler yada farklı preparatlar halinde nikotin içeren 
Nikotin Replasman Tedavisi yer almıştır.
Bulgular:
Ağustos-Aralık  2010  tarihleri  arasında  yürütülen  projeye 
%56’sı erkek 1097 kişi alındı.Yaş ortalaması 42.0 ± 12.8 yıldı.
Katılımcılar  %4  eğitimi  yok,  %16  ilkokul,  %19  ortaokul,  %31 
lise  ve  %30  yükseköğretim  mezunu  idi.  %17  bekar,  %71  evli, 
%8  dul/boşanmış,  %40  eşlik  eden  diğer  bir  hastalığı  olan, 
%32  diğer  hastalıkları  nedeniyle  tedavi  alanlardı.  Sigaraya 
başlama  yaşı  17.2±4.6  yıl  idi.Fagerström  bağımlılık  puanı 
ortalaması  5.9±2.4,günlük  içilen  sigara  ortalaması  22.2±10.1 
idi.Katılımcıların en önemli sigaraya başlama nedeni özenti idi.
Sonuç:
Proje katılımcılarının 1. ay sonunda sigara bırakma oranları %72, 
3ncü ve 6ncı aylarda ise bu oranlar sırasıyla %66 ve %60 idi.
Sigara  bırakma  oranları  incelendiğinde,  proje  katılımcılarında 
ilk  6  ayda  ulaşılan  %60’lık  bırakma  oranı  ile  dünyanın  birçok 
ülkesinde ulaşılan başarı oranlarının üzerine çıkılmıştır.
EP-137
TESTİS GERM HÜCRELİ TÜMÖR OLGULARININ RETROSPEKTİF 
DEĞERLENDİRİLMESİ.
TARKAN YETİŞYİĞİT , AYŞE GÖK DURNALI , KAAN HELVACI , 
ARİFE ULAŞ , BERNA ÖKSÜZOĞLU , GÖKHAN ÇELENKOĞLU , 
NECATİ ALKIŞ   
 

202
ANKARA ONKOLOJİ HASTANESİ 
Amaç:
Germ hücreli tümörler (GHT), 15-35 yaş arası erkeklerde görülen 
en  sık  neoplazidir  ve  testis  kanserlerinin  %95’ini  oluşturur. 
GHT’lerin  başlıca  tipleri  seminomalar  ve  nonseminomatöz 
germ hücreli tümörlerdir (NSGHT).
Gereç ve Yöntem:
Bu  çalışmada,  merkezimizdeki  testis  GHT  tanılı  hastaların 
demografik, klinik, patolojik özelliklerini ve sağkalım oranlarını 
değerlendirmeyi amaçladık. Merkezimize Nisan 1995 ile Kasım 
2010 tarihleri arasında testis GHT tanısıyla başvuran ve yeterli 
verisi olan 95 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi.
Bulgular:
Otuziki (%33.7) hasta seminoma, 63 (%66.3) hasta ise NSGHT idi. 
Ortanca yaş seminoma grubunda 40 (min-maks 21-77), NSGHT 
grubunda  30  idi  (min-maks;  17-57).  Tümör  lokalizasyonu,  92 
(%96.9) hastada gonadal iken, 3 (%3.1) hastada ekstragonadal 
idi.  Ortanca  takip  süresi  seminoma  grubunda  19  ay  (2-121), 
NSGHT grubunda 21 aydı (0-196). Takip süresinde seminoma 
grubundan 4 (%12.5), NSGHT grubundan 35 (%29.9) hastada 
relaps veya progresif hastalık saptandı. Beş yıllık progresyonsuz 
sağkalım  (PFS)  oranı  seminoma  grubunda  %82,  NSGHT 
grubunda  %79’u  (p=0.52).  Seminoma  grubunda  postoperatif 
laktat  dehidrogenaz  (LDH)  serum  düzeylerinin  relaps  oranı 
üzerine  etkisi  yoktu  ancak  ß-HCG  düzeyinin  yüksekliği  ile 
nüks  arasında  istatiksel  bir  ilişki  saptanmıştı  (p=0.047).    Beş 
yıllık  genel  sağkalım  seminoma  grubunda  %92  iken  NSGHT 
grubunda %84 olarak saptandı. NSGHT grubunda ECOG, klinik 
evre ve birinci basamak kemoterapiye yanıt oranları sağkalımı 
etkilerken  (p<0.001),  tümör  lokalizasyonu  genel  sağkalım 
oranını etkileyen önemli bir faktördü (p=0.003).
Sonuç:
Testis  germ  hücreli  tümörü  büyük  oranda  kür  elde  edilebilir 
bir  hastalıktır.  Çalışmamızda,  literatürle  uyumlu  olarak 
seminoma grubunun prognozu NSGHT grubundan daha iyiydi. 
Ekstragonadal  germ  hücreli  tümörler  de  gonadal  olanlarla 
kıyaslandıklarında daha kötü prognoza sahipti.
EP-138
OLGU BİLDİRİMİ: 17 YIL SONRA NÜKS EDEN BİR TESTİS 
TÜMÖRÜ OLGUSU; MALİGN GERM HÜCRELİ TÜMÖRLERDE 
GEÇ NÜKSLERİN ÖNEMİ
LEYLA KILIÇ , FATMA ŞEN , İBRAHİM YILDIZ , SERKAN KESKİN , 
MELTEM EKENEL , MERT BAŞARAN  
 
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ, MEDİKAL 
ONKOLOJİ BİLİM DALI 
Amaç:
Germ  hücreli  tümörlerin  >%90’ında  nüksler  ilk  iki  yıl  içinde 
gerçekleşir. Tüm testis kanserlerinin % 1-6’sında iki yıldan daha 
geç dönemde nüks görülebilir.  En sık nüks yeri retroperitoneal 
bölge ve akciğerlerdir.
Gereç ve Yöntem:
Literatürde en geç testis tümörü nüksü  43 yıl sonra bildirilmekle 
birlikte on yıllar sonra olabileceğine dair yayınlar bildirilmiştir. 
Bizim olgumuzda 14 yıl sonra nüks eden germ hücreli tümör 
mevcuttu. 
Bulgular:
1994  yılında  karın  ağrısı  şikayetiyle  başvuran  29  yaşındaki 
erkek  hastanın  tetkiklerinde  testis  tümörü  saptanarak  opere 
edilmiş;  mikst  germ  hücreli  tümör  (teratom  ve  endodermal 
sinüs  tümörü)  saptanmış.  Batında  konglomere  LAP’lar    ve 
pelvik düzeyde 130x145 mm kitle tespit edilerek kemoterapi 
başlanmış. 4 kür VeIP (etoposid, ifosfamid ve sisplatin ) sonrası 
parsiyel  yanıt  elde  edilen  hasta  rest  kitle  için  opere  edilmiş. 
Postop 3 kür BEP ve lokal RT uygulanmış. Nisan 2011’e kadar 
sorunsuzken  retroperitoneal  41x80  mm  kitle  saptanmış.  Bu 
sırada  tümör  belirteçleri  normalmiş.  RPLND  yapılan  hastanın 
patolojisi endodermal sinüs tümörü gelmişti. Hastaya yeniden 
VIP (vinblastin, ifosfamid ve etoposid) tedavisi başlandı.
Sonuç:
Geç  nükslerde  konvansiyonel  kemoterapiler  ve  rezidüel 
lezyonların  eksizyonu  ile  uzun  dönem  sağkalım  oranları  % 
50’lerdedir.  Daha  önce  kemoterapi  almamış  olanlarda  ve 
komplet rezeksiyonda sağkalımın arttığı bildirilmektedir.
EP-139
İLERİ YAŞTA NADİR GÖRÜLEN EKSTRAGONADAL YERLEŞİMLİ 
GERM HÜCRELİ TÜMÖR OLGUSU
MEHMET TÜRKELİ , KERİM CAYIR , MEHMET BİLİCİ , NİLGÜN 
YILDIRIM , SALİM BAŞOL TEKİN 
 
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MEDİKAL ONKOLOJİ
Amaç:
Testis ya da over kaynaklı primer tümör olmaksızın ortaya çıkan 
germ  hücreli  tümörler,  ekstragonadal  germ  hücreli  tümörler 
olarak  adlandırılırlar  ve  görülme  sıklığı  tam  bilinmemekle 
birlikte  tüm  germ  hücreli  tümorlerin  %2-5’ini  oluşturduğu 
düşünülmektedir.
Gereç ve Yöntem:
Olgumuz  73    yaşında  erkek  hasta;  karın  ağrısı,  iştahsızlık, 
şişkinlik,  kilo  kaybı  şikayetleri  ile  başvurdu.  Hastanın  dış 
merkezde yapılan üst GİS endoskopide  Mide CA (Germ hücreli 
tümor?)tanısı  konmuş.  Bakılan  AFP>10000  IU/ml  idi.  Çekilen 
PET  de    mide  korpusda  hipermetabolik  asimetrik  kitlesel 
duvar kalınlaşması ve lokal lenf bezi metastazları tespit edildi, 
uzak metastaz tespit edilmedi. Temmuz 2010 tarihinde  total 
gastrektomi+Roux  NY  tipi  özefagojejunostomi+omentektomi 
yapıldı.  Postop.  patolojisi;  malignite  pozitif  doku  örneği, 
tümor  çapı:8,5x7x3  cm,  serozaya  invaze,  21  adet  lenf  nodu 
pozitif  bulunmuş  olup  bulgular  Yolk  Salk  Tümörü  (Hepatoid 
Patern  )  lehine  yorumlanmıştır.  Hastaya  Adjuvan    4  kür  BEP 
kemoterapisi verildi.
Bulgular:
KT sonrası takibe alınan hasta ilk kontrolüne öksürük, dispne, 
hemoptizi şikayetleri ile PS:3 -4 olarak geldi. Bakılan  AFP>20000  
IU/ml    idi.    Çekilen  Akciğer  BT  de  her  iki  akciğer  bazallerde 
buzlu cam görünümü mevcuttu.Yapılan bronkoskopide şüpheli 
görülen  sağ  alt  lop  posterobazal  içersinden  BAL  yapıldı. 

TIBBI
ONKOLOJI
KONGRESI
203
Sitolojisi malign kuşkulu sitoloji şeklinde yorumlandı. Akciğer 
metastazı  ile  geldiği  düşünülen  hastanın  takibi  ve  destek 
tedavisi sürerken solunum yetmezliği, sepsis nedeniyle Aralık 
2010’da kaybedildi.
Sonuç:
Nadir  görülen  Ekstragonadal  mide  yerleşimli  germ  hücreli 
tümörün; tanı, tedavi ve takiplerinin planlanmasında literatüre 
katkı amacıyla bu olguyu sunmayı uygun bulduk.
EP-140
ATİPİK EKSTRANODAL TUTULUMLAR İLE SEYREDEN DİFFÜZ 
BÜYÜK B HÜCRELİ LENFOMA OLGUSU
ALPASLAN ÖZGÜN , TOLGA TUNCEL , LEVENT EMİRZEOĞLU , 
BÜLENT KARAGÖZ , OĞUZ BİLGİ , EMİN GÖKHAN KANDEMİR  
 
GATA HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ TIBBİ ONKOLOJİ 
SERVİSİ 
Amaç:
Diffüz Büyük B Hücreli Lenfoma, en sık görülen B hücreli lenfoma 
tip  olup,  vakaların  yaklaşık  %  30’u  ekstranodal  yerleşimlidir. 
Bizim  olgumuz,  ekstranodal  yerleşimli  olarak  ortaya  çıkan, 
farklı zamanlarda üç defa nüks eden ve nüks yerlerinin hepsi 
atipik  ekstranodal  yerleşimli  olan  bir  Diffüz  Büyük  B  Hücreli 
Lenfoma olgusudur.
Gereç ve Yöntem:
60  yaşında  erkek  hasta,  karın  ağrısı  şikayeti  ile  başvurdu. 
Yapılan  kolonoskopide  sigmoid  kolondan  çekuma  kadar 
uzanan  bölgede  yaygın  polipoid  lezyonlar  görüldü.  Polipoid 
lezyonlardan  alınan  biyopsi  sonucu  hastaya  Diffüz  Büyük  B 
Hücreli  Lenfoma  tanısı  kondu.  Bunun  üzerine  hastaya  6  kür 
R-CHOP  tedavisi  verildi.  Tedavi  sonrası  tam  yanıt  elde  edildi. 
Tedavi  bittikten  8  ay  sonra  sol  ön  kolda  kitle  lezyonu  ortaya 
çıktı.  Buradan  alınan  biyopsi  sonucu  Diffüz  Büyük  B  Hücreli 
Lenfoma  olarak  rapor  edildi.  Hastaya  4  kür  R-DHAP  tedavisi 
verildi. Sol ön kola lokal radyoterapi uygulandı. 
Bulgular:
Tedavi sonrası tekrar tam yanıt elde edildi. 9 ay sonra hastalık 
tekrar nüks etti. Hastada mide korpusunda polipoid bir lezyon 
şeklinde  ve sağ inguinal bölgede kitle lezyonu şeklinde nüks 
gelişti. Nüks, biyopsiler ile doğrulandı. Bunun üzerine hastaya 
3 kür R-ICE tedavisi verildi. Tedavi sonrası yine tam yanıt alındı. 
Bunun  üzerine  hastaya  Otolog  Kemik  İliği  Transplantasyonu 
(Otolog KİT) planlandı. Otolog KİT hazırlıkları sırasında hastada 
sağ  uylukta  kitle  lezyonu  şeklinde  nüks  ortaya  çıktı.  Otolog 
KİT ertelendi. Hastaya 3 kür Gemcitabin + Oxaliplatin tedavisi 
verildi.  Tedaviye  rağmen  progrese  olan  hastaya  önce  2  kür 
ICE tedavisi, ardından Otolog KİT planlandı. 2. Kür ICE tedavisi 
tamamlanan hasta, Otolog KİT için hazırlanmaktadır.
Sonuç:
Diffüz  Büyük  B  Hücreli  Lenfoma  ekstranodal  tutulum 
gösterebilmektedir. En sık görülen ekstranodal tutulum yerleri 
gastrointestinal  sistem,  santral  sinir  sistemi  ve  kemiklerdir. 
Bizim olgumuzun nüks yerleri ön kol, inguinal bölge ve uyluk 
bölgesi gibi atipik yerler olmuştur. Olgumuz, atipik tutulumlar 
ile  seyreden  bir  ekstranodal  Diffüz  Büyük  B  Hücreli  Lenfoma 
olması nedeniyle burada sunulmuştur. 
EP-141
MULTİPL MYELOM NEDENİYLE YÜKSEK DOZ KEMOTERAPİ 
VE OTOLOG KÖK HÜCRE NAKLİNDEN SONRA GELİŞEN 
SEKONDER AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ OLGUSU
ŞÜKRÜ ÖZAYDIN , SELMİN ATAERGİN , NURİ KARADURMUŞ , 
GÖKHAN ERDEM , BİROL YILDIZ , MUSTAFA ÖZTÜRK , FİKRET 
ARPACI 
 
GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMİSİ
Amaç:
Kemoterapi,  yüksek  doz  kemoterapi  ve  kök  hücre  nakli, 
radyoterapi  uygulamaları  sonrasında  gelişen  aml,  mds  gibi 
sekonder  maligniteler  önemli  bir  tedavi  komplikasyonunu 
oluşturmaktadır.  Bu  tür  tedaviler  sonrasında  gelişen  akut 
lenfoblastik lösemi oldukça nadir bir durumdur.
Gereç ve Yöntem:
58  yaşında  erkek  hastaya  10  yıl  önce  sırt  ve  boyun  ağrıları 
nedeniyle  yapılan  tetkiklerde  T6  vertebrada  plazmositom 
tanısı konuldu.
Bulgular:
Yapılan diğer tetkikler sonrasında ise tanının IgG tipi evre 3 A 
multipl myelom olduğu belirlendi. Hastaya 30 Cgy x 10 seans 
radyoterapi  ve  4  kür  VAD  protokolü  (vincristine  0,4  mg  (1-
4),  doksorubicin  9  mg/m
2
(1-4)  ve  deksametazon  40  mg/gün 
(1-4,9-12,17-20)  günler)  ve  ayda  bir  4  mg  zolendronik  asit 
tedavisi  uygulandı.  Akabinde  hastamıza  melfalan  140  mg/
m
2
  hazırlama  rejiminden  sonra  tandem  otolog  kök  hücre 
nakli  yapıldı.  Kök  hücre  nakli  sonrasında  ayda  bir  zoledronik 
asit  tedavisi  devam  eden  hastaya  IgG  düzeylerinde  tedrici 
artış nedeniyle 5 yıl önce 3,5 yıl süreyle talidomid 50 mg 2x1 
tedavisi başlandı. Tedavi sonrası şikâyetleri gerileyen ve fizik 
muayene laboratuvar bulguları normal düzeylerde olan hasta 
kendi isteğiyle tedavisine ara verildi.  Son altı aydır tedavisisiz 
takip  edilen  hastada  bayılma  baş  önmesi  şikâyetleri  üzerine 
yapılan  tetkikler  sonucu  WBC:  235.000,  hemoglobin  5,4  gr/
dl ve Plt sayısı 13.000 olarak saptandı.. Periferik yaymasında 
silme  blast  tespit  edildi.  Kemik  iliği  aspirasyonu  ve  biyopsisi 
ile  akut  lenfoblastik  lösemi  (ALL)  tanıları  konularak  flow 
sitometri  ile  de  CD10,  CD19,  CD34,  HLA-DR  ve  CD79a 
moleküllerinin  ekspresyonu  Bhücreli  all  fenotipi  ile  uyumlu 
olarak değerlendirildi. Bunun üzerine hastaya ALL indüksiyon 
tedavisi başlandı. Takiben konsolidasyon tedavilerine geçildi. 
Hasta halen hematolojik kısmı yanıt içinde olup, konsolidasyon 
tedavilerinin  tamamlanmasının  ardından  allojenik  kemik  iliği 
nakli planlanmaktadır.
Sonuç:
Multipl  myeloma  nedeniyle  kemoterapi,  radyoterapi,  yüksek 
doz tedaviler almış bir hastadır. Güncel literatür verilerine göre 
sekonder ALL gelişmiş olan 2. olgudur. Bu tür nadir olguların 
daha  geniş  verilerinin  toplanması  etyoloji,  prognoz  vs. 
konularında daha geniş platformda bilgi kaynağı sağlayabilir.

204
EP-142
UNİLATERAL PLEVRAL EFÜZYONLA PROGRESE OLAN 
MULTİPLE MYELOMA OLGUSU
BERNA BOZKURT DUMAN 
1
, MELEK ERKİŞİ 
2
, BERKSOY SAHİN 
2

OĞUZ KARA 
2
, MERAL GÜNALDI 
2
, ÇİĞDEM USUL AFŞAR 
2

VEHBİ ERÇOLAK 
2
 
 

ADANA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MEDİKAL ONKOLOJİ 
B.D.
Amaç:
Giriş:
Multipl  Myelom  (MM),  anormal  plazma  hücrelerinin; 
monoklonal immunoglobulin veya hafif zincir fazla üretimi ile 
birlikte  malign  proliferasyonudur.  Plevral  efüzyon  myeloma 
%6 oranında eşlik edebilir. Burada unilateral plevral efüzyonla 
progrese olan MM olgusu sunulmuştur.
Olgu Sunumu:
63  yaşında  erkek  hasta  ,  yaklaşık  4  aydır  bel  ağrısı  olması 
üzerine  doktora  başvuran  hastaya  çekilen  torakal  MR 
incelemede: T3-6 düzeylerinde sağ paravertebral, T4 vertebra 
sağ pedinkülünü destrükte eden kitle saptanmş. Kitleye total 
eksizyon  ve  posterior  dekompresyon  uygulanmış.  Patoloji 
sonucu  plazma  hücreli  neoplazi  (CD38+,  Lambda+  keratin(-), 
kappa  (-)  olarak  değerlendirildi.  Kemik  iliği  aspirasyon,  
biyopsi  sonucu;  plazma  hücre  neoplazisi,  plazma  hücreli 
myeloma  olarak  (CD38+,  Lambda+,  Kappa-)  saptandı.  Durie 
Salmon  evreleme  sistemine  göre  Evre  IIA,  International 
Staging  System(ISS)’  e  göre  Evre  II  olarak  değerlendirildi. 
FISH  analizinde;  p53(17p  13.1)  delesyonu  için  (+),  13q14 
delesyonu  için  (-),t(11,14)  translokasyonu  için(-)  saptandı. 
Hastaya  Vincristine,  Adriamisin,  Deksametazon,Zoledronik 
asit  kombinasyon  rejimi  3  kür  uygulandı.Kontrol  kemik  iliği 
incelemesinde  rezidüel  hastalık  saptandı.  Hastada  ciddi 
nefes  darlığı  gelişti.  Başlangıçta  akciğer  grafisi  normal  olan 
hastanın; nefes darlığı olması üzerine çektirilen direk akciğer 
grafisinde  sol  hemitoraksta  plevral  efuzyon    ve  yapılan 
bilgisayarlı  tomografide  solda  basınçlı  plevral  efüzyon  ve  sol  
alt lobda total üst lobda subtotal atelektazi saptandı. Plevral 
mayi  boşaltıldı.Plevral  mayiden  alınan  sıvı  santrifüj  edilerek 
giemsa  ile  boyandı.  Yapılan  mikroskopik  incelemede  plazma 
hücre infiltrasyonu saptandı (şekil 1).Patoloji sonucuda plazma 
hücre infiltrasyonu olarak değerlendirildi.Hastaya Bortezomib 
deksametazon kombinasyon tedavisi başlandı.
Tartışma:
Myelamatoz plevral efüzyonun patogenezi net değildir. İskelet 
lezyonlarından  veya  göğüs  duvarı  plazmositomlarından 
plevraya    direk  yayılım  ortaya  konulan  sebeplerden  birisidir. 
Plörodezis ve agresif kemoterapi rejimleri ile gerileyebilir fakat 
buna rağmen sağkalım süresi 4 ay gibi kısa bir süredir. MM’da 
çok çeşitli sebeplere bağlı plevral efüzyon olabilir. Plevral mayi 
eksuda  vasfındaysa  bir  sonraki  basamak  myelomatoz  plevral 
efüzyonu ekarte etmektir.
Sonuç:
SONUÇ:  MM  tanılı  hastalarda  plevral  efüzyonun  birçok 
sebebi olabileceği  gibi burda sunulan olguda olduğu gibi MM 
tutulumuda akla getirilmelidir.
EP-143
HEMATOLOJİK MALİGNİTELERDE ENDOMETRİUM, OVER VE 
SERVİKS TUTULUMU
ÇİĞDEM USUL AFŞAR 
1
, İSMAİL OĞUZ KARA 
1
, MERAL 
GÜNALDI 
1
, BERNA BOZKURT DUMAN 
2
, VEHBİ ERÇOLAK 
1
 
 

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MEDİKAL ONKOLOJİ BD 

ADANA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ
Amaç:
Kronik lenfoproliferatif hastalık (KLL) ve diffüz büyük B hücreli 
lenfoma  (DBBHL)  sık  görülen  hematolojik  maligniteler  olup, 
kadın  hastalarda  genital  organlarda  tutulum  ve  buna  bağlı 
komplikasyonlar yapabilmektedirler.
Gereç ve Yöntem:
KLL  ve  DBBHL  olan  2  vakada  genital  organ  tutulumlarını 
vurgulamak istedik.
Bulgular:

TIBBI
ONKOLOJI
KONGRESI
205
VAKA-1:  49  yaşında  kadın  hasta,  14  aydır  evre  1  KLL 
nedeniyle  tedavisiz  izlemde  iken,  sistosel  ve  sol  over 
torsiyonu  nedeniyle  2  kez  opere  oldu.  Patolojisinde  7.5x6x5 
cm  boyutlarında  hemorajik  rüptüre  over  kisti,  duvarında 
hematom, intravasküler CD 20 (+), CD 5 (+) lenfoid hücreler 
görülmüş  olup  bu  hücreler  kronik  lenfositik  lösemi  hücreleri 
olarak  düşünüldü.  Daha  sonra  menometrorajisi  gelişen 
hastaya  uygulanan  endometriyum  biyopsisi  kronik  lenfositik 
lösemi, endometriyal polip, menstrüel evrede endometriyum, 
özellikle kanama alanlarında ve kan damarları içerisinde CD 20 
(+), CD 5 (+), CD 23 (+) lenfoid hücreler ile uyumlu olarak geldi. 
Hastanın WBC: 70.000/mm
3
 (%58 lenfosit), Hb: 10.6 g/dl, Htc: 
%32,  PLT:  214.000/mm
3
  idi.  Biyokimyasal  testleri  normalDİ. 
Hastanın BT’lerinde bilateral servikal, supraklavikuler, aksiler 
LAP saptandı. Hastaya bunun üzerine kemoterapi (rituksimab 
içeren)  başlandı.
Yüklə 6,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin