59
Felsefe Dünyası
Râzi, akıl yürütmenin ne olduğunu zikredilen örnekle ortaya koyduktan
sonra onunla bilginin/ilmin elde edilip edilemeyeceği üzerinde durmaktadır. Ona
göre, akıl yürütme ile ilim elde edilir. Ancak “His dışında bilgi edinme yolu yok-
tur” diyen Hint fırkası Sümeniyye gibi fırkalar bunu inkar etmiştir. Bazı mühen-
disler bunu, hesapta ve geometride kabul edip, ilahiyat hususunda inkar ederler.
Bunlar, ilahiyatta varılacak en son noktanın, en uygun ve layık olanı tercih etmek
olup kesinliğe imkân olmadığını ileri sürerler. Râzi, akıl yürütme ile bilginin elde
edilebileceğini yukarıda zikredilen kıyası örnek vererek açıklar. Ona göre, zikre-
dilen kıyasın öncüllerinden her ikisi de kesindir, çıkan sonucu gerektirecek şekil-
de zihinde birleşirler. Buna göre akıl yürütme ile ilim elde edilir.
Râzi, akıl yürütmeyi reddedenlerin iddialarını dört, onun ilahiyat konusun-
da geçeriz olduğunu söyleyenlerin iddialarını ise iki nedene dayandıklarını ifa-
de etmektedir. O, önce iddiaları sonra da onlara verilebilecek cevapları zikreder.
Şöyle ki:
Akıl yürütmeyi inkar edenlerin delilleri şunlardır:
1. Akıl yürütme sonunda meydana gelen inancın ilim olduğunu bilmek asla
zorunlu değildir. Çünkü çoğu zaman durum tersine ortaya çıkar.
2. Aranan biliniyorsa, aranmasının faydası yoktur. Bilinmiyorsa,
aranan
bulunduğunda, aranılanın o olduğu nasıl bilinecektir?
3. İnsan bazen uzun süre bir delilin doğruluğunda ısrar eder, sonra ikinci
bir delil ile onun zayıflığını anlar. Bu ihtimal ikinci delil için de aynıdır. İhtimal
ile kesinlik meydana gelmez.
4. İki öncülün bilinmesi zihinde birden meydana gelmez. Çünkü biz, zih-
nimizi bilinen bir şeye hazırlamaya doğru yönelttiğimiz zaman, bu durumda onu
başka bir bilineni hazırlamaya yöneltmeye gücümüzün
yetmediğini içimizde
hissederiz. Fakat zihinde daima tek öncül bilinir. Buna göre, akıl yürütme bilgi
sağlamaz.
91
Akıl yürütmenin ilahiyat konusunda bilgi sağlamadığını
ileri sürenlerin
gerekçeleri ise şunlardır:
1. Bir önermeyi elde etmenin imkanı, konuyu ve yüklemi tasavvur etmeye
bağlıdır. Oysa ilahi hakikatler bizce tasavvur edilemez. Çünkü biz ancak duy-
gularımız, nefislerimiz ve aklımızla bulduğumuz nesneleri tasavvur edebiliriz.
Tasdik/önermenin şartı olan tasavvur bulunmayınca, tasdik’in de bulunması im-
kansızdır.
91
Râzi,
Kelam’a Giriş (
el-Muhassal), s. 27;
el-Muhassal, s. 41.