TÜRKÇENİN OĞUZ SAHASININ İKİ VATAN ŞAİRİ: BAHTİYAR VAHAPZADE VE
ABDÜLFETTAH RAUF’UN “VATAN” TEMALI ŞİİRLERİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI
BİR İNCELEME
BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
131
Özledim Allah bilir yârin cemâl-i pâkını” (Gurbet Elinden-24 Teşrîn-
i Evvel 1936)
Şairin vatana yönelik bir diğer hasret duygusu da, siyasi ve kültürel
değişimden dolayı geçmişin şa’şalı günlerine hasret duygusudur. Bunun
sebebi daha önce de belirttiğimiz gibi mekâna yabancılaşma duygusu vardır.
Şair, “Benden de askerâna kuru bir hediye, Firkat-ı vatan münasebetiyle yine
vatan terâneleri” sözleriyle başlayan bir şirinde “vatan”dan meramının ne
olduğunu gayet net bir şekilde ortaya koyar.
“Ezan sadâsını susturma âsumânında
Budur budur Yüce Rabbim bana merâm-ı vatan” (Başlık yok- 2
Teşrîn-i evvel 1936)
Şairin tıpkı B. Vahapzade’de olduğu gibi “ezan-vatan” ilişkisine
dikkat çektiği görülür. Bu, bir başka Üsküp’lü şair olan Yahya Kemâl’in
“Ezansız Semtler” yazısındaki değerlendirmelere benzer.
“Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköyü, Moda gibi
semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden
tam bir derecede nasip alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minareler
görülmez, ezanlar işitilmez, ramazan ve kandil günleri hissedilmez.
Çocuklar Müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl görürler.
İşte bu rüya, çocukluk dediğimiz bu Müslüman rüyasıdır ki
bizi henüz bir millet halinde tutuyor. Bugünkü Türk babaları havası ve
toprağı Müslümanlık rüyası ile dolu semtlerde doğdular, doğarken
kulaklarına ezan okundu, evlerinin odalarında namaza durmuş ihtiyar
nineler gördüler. Mübarek günlerin akşamları bir minderin köşesinden
okunan Kur-an’ın sesini işittiler, bir raf üzerinde duran Kitâbullah’ı
indirdiler, küçücük elleriyle açtılar, gülyağı gibi bir ruh olan sarı
sahifelerini kokladılar. İlk ders olarak besmeleyi öğrendiler; kandil
günlerinin kandilleri yanarken, ramazanların, bayramların topları
atılırken sevindiler. Bayram namazlarına babalarının yanında gittiler,
camiler içinde şafak sökerken Tekbirleri dinlediler, dinin böyle bir
merhalesinden geçtiler, hayata girdiler. Türk oldular.
”
63
Görüldüğü gibi hem Vahapzade, hem Yahya Kemal, hem de A. Rauf
vatan ile üzerinde yaşayanlar arasında sıkı bir ilişki kurmakta ve “ezan
63
Yahya Kemal, Aziz İstanbul, İstanbul Fetih Cemiyeti Yay., İstanbul 2008.
|