ERTUĞRUL
KARAKUŞ
130
BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
Üsküp’teki Gazi Baba Türbesi de şairi vatana bağlayan en önemli
yerlerden birisidir. Şaire göre bu türbe, kapanmış olan şanlı tarihten kalan tek
izdir.
“Yurdumda kapanmış şan tarihinin
Müstakil muazzam hür merîhinin
Sen kaldın bugün tek kalmış bir izi
Yıkılma unutma terk etme bizi” (Kadî Baba Türbesi Önünde-6 Mayıs
1957)
A. Rauf, Üsküp’te Meddah Medresesi’nde eğitim almıştır. Onu çok
sevdiği vatanına en çok bağlayan mekânlardan birisi de, rejim ve anlayış
değişiklerine bağlı olarak eskisi gibi faal durumda olmayan medresedir. Şaire
göre medrese “ilim, edeb, feyz, nur” merkezidir.
“Ey âsumân-ı ilim ve edeb arş feyz ve nur
Nerde senin sitârelerin etmiyor zuhûr
Nerde senin sitârelerin âfil oldu mu
Senden senin muhibblerin ah gâfil oldu mu” (Ey Medrese Sana)
Şiirden de anlaşıldığı gibi şairi kaygılandıran sadece bu mekânın
akıbeti değildir; aynı zamanda o mekânda yaşayanların gafil olmasıdır. A.
Rauf, böylesine değerli bir medresenin ortadan kaldırılmasına insanların
tepkisiz kalmasına adeta isyan eder.
A. Rauf’un şiirlerindeki “vatan hasreti” öncelikle, vatandan uzakta
olmanın verdiği “ayrılık duygusundan mütevellit” hasret duygusudur. Daha
sonra ise, şairin vatandaki siyasi ve kültürel değişimden dolayı bulunduğu
mekâna yabancılaşmasından kaynaklanan “geçmişin şa’şalı günlerine” hasret
duygusudur.
Şair, askerlik veya başka nedenlerle zaman zaman o çok sevdiği
vatanından ayrılmak durumunda kalmıştır. Vatanından uzakta yazdığı
şiirlerde vatan sevgisi ve vatan özlemi son derece açık ifadelerle kendini
gösterir.
“Ey vatan özledim hep hâkini eflâkini
Âbını mehtâbını, ebnâ-yı cevhernânını
Sen ne cennetsin güzel yer sen nesin ey yâr-ı dil
|