Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O'na icabet etmeyenler, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yeri cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o!..
Rab'lerinin çağrısına uyanlar güzeli hak ederler. O'nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzündekilerin hepsine ve bir o kadarına sahip olsalar dahi kurtulmak için hepsini fidye olarak vermeye hazır olacaklardır. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir ve yerleri cehennemdir; ne de felaketli bir konaktır o!
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardır. O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarını bütünüyle kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte onlar, hesabın kötüsü kendileri için olanlardır. Varacakları yer de cehennemdir. Orası da ne fena yataktır.
Rablerinin buyruğuna uyanlara, en güzel karşılık vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde bulunan her şey ve bunun bir misli daha kendilerinin olsa, (Allah'ın azabından kurtulmak için) onu fidye verirlerdi. Onların hesabı çok kötüdür. Varacakları yer de cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Rablerinin çağrısına olumlu cevap verenler için güzellik vardır. O'na olumlu cevap vermeyenlere gelince, yeryüzündekilerin tamamı onların olsa, bir o kadar da ilave edilse, kurtulmak için bunların tümünü fidye verirlerdi. Böylelerinin hesabı kötü olacaktır; varacakları yer de cehennemdir. Ne kötü yataktır o!
Yusuf Ali (English)
For those who respond to their Lord, are (all) good things. But those who respond not to Him,- Even if they had all that is in the heavens and on earth, and as much more, (in vain) would they offer it(1833) for ransom. For them will the reckoning be terrible: their abode will be Hell,- what a bed of misery! *
M. Pickthall (English)
For those who answered Allah's call is bliss; and for those who answered not His call, if they had all that is in the earth, and therewith the like thereof, they would proffer it as ransom. Such will have a woeful reckoning, and thee habitation will be hell, a dire abode.
Peki, sana Rabbinden indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen (a'ma) gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünürler.
Edip Yüksel Meali
Sana indirilenin gerçek olduğunu bilen biri, görmeyen gibi midir? Ancak akıl sahipleri öğüt alır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Şimdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak ederler.
Süleyman Ateş Meali
Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, (bunu kabul etmeyen) kör gibi olur mu? Ancak sağduyu sahipleri öğüt alır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biriyle aynı mıdır? Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır.
Yusuf Ali (English)
Is then one who doth know that that which hath been revealed unto thee from thy Lord is the Truth, like one who is blind?(1834) It is those who are endued with understanding that receive admonition;- *
M. Pickthall (English)
Is he who knoweth that what is revealed unto thee from thy Lord is the truth like him who is blind? But only men of understanding heed;
Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir.
Edip Yüksel Meali
Ve onlar ki sadece Rab'lerinin onayını kazanmak için sabredip direnirler, namazı gözetirler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık yardım için harcarlar ve kötülüğü iyilik ile savarlar. Son durağı onlar hak etmişlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. İşte bunlar, bu hayatın akibeti kendilerinin olacak olanlardır.
Süleyman Ateş Meali
Ve onlar Rablerinin yüzünü (rızasını) arzu ederek (nefsin gücüne giden şeylere) sabrederler; namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık olarak (hayır yoluna) harcarlar ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte şu yurdun sonucu onlarındır:
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı/duayı yerine getirirler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir sürekli yurt.
Yusuf Ali (English)
Those who patiently persevere, seeking the countenance of their Lord; Establish regular prayers; spend, out of (the gifts) We have bestowed for their sustenance, secretly and openly; and turn off Evil with good: for such there is the final attainment of the (Eternal) Home,-(1836) *
M. Pickthall (English)
Such as persevere in seeking their Lord's countenance and are regular in prayer and spend of that which We bestow upon them secretly and openly, and overcome evil with good. Theirs will be the sequel of the (heavenly) Home.
Ra’d Suresi 23
جَنَّاتُ
cennetlerine
عَدْنٍ
Adn
يَدْخُلُونَهَا
girerler
وَمَنْ صَلَحَ
ve iyi olanlar
مِنْ آبَائِهِمْ
babalarından
وَأَزْوَاجِهِمْ
eşlerinden
وَذُرِّيَّاتِهِمْۖ
ve çocuklarından
وَالْمَلَائِكَةُ
ve melekler de
يَدْخُلُونَ
girerler
عَلَيْهِمْ
yanlarına
مِنْ كُلِّ بَابٍ
her kapıdan
Türkçe Transcript (*)
Cennâtu ‘adnin yedḣulûnehâ vemen saleha min âbâ-ihim veezvâcihim veżurriyyâtihim(s) velmelâ-iketu yedḣulûne ‘aleyhim min kulli bâb(in)
Ali Bulaç Meali
Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından 'salih davranışlarda' bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler:)
Edip Yüksel Meali
Adn cennetlerine girerler. Atalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanlar da onunla beraberdir. Melekler de her kapıdan yanlarına varırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Adn cennetlerine girecekler, atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar. Melekler de her kapıdan yanlarına girip şöyle diyecekler:
Süleyman Ateş Meali
(Onlar) Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlar da kendileriyle beraber olur. Melekler de her kapıdan yanlarına varırlar:
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Adn cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden hayra ve barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte girerler oraya. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar.
Yusuf Ali (English)
Gardens of perpetual bliss: they shall enter there, as well as the righteous among their fathers, their spouses, and their offspring:(1837) and angels shall enter unto them from every gate (with the salutation): *
M. Pickthall (English)
Gardens of Eden which they enter, along with all who do right of their fathers and their helpmeets and their seed. The angels enter unto them from every gate.