ABD’NİN KUZEY SURİYE POLİTİKASI
45
NATO’nun genişlemesi Çin’in güvenliğinden daha çok Rusya’nın güvenliği için bir meydan
okuma oluşturmaktadır. Açıkça, Çin bugün Rusya’nın Batı cephesinde karşılaştığı durumla
yarın kendi çevresinde karşılaşabileceğinden korkmaktadır. Aslında bu da 11 Eylül saldırıları
sonrasında Bush yönetiminin Birleşik Devletler Kuvvetleri’ni Orta Asya’da Özbekistan ve
Kırgızistan gibi yerlere konuşlandırmasıyla bir nevi gerçekleşmiş durumdadır. Rusya ve Çin
arasında birtakım alanlarda anlaşma olmasını sağlayan temel unsur, her iki devletin de tek
kutuplu dünyaya karşı hissettikleri soğukluktur ki bu dünyada onlara göre Birleşik Devletler
çok büyük bir güce sahip olup, diğer ülkelerin itirazlarını ve çıkarlarını dikkate almamaktadır.
Moskova ve Pekin için buna verilecek en uygun yanıt diğer devletlerle beraber çok kutuplu
bir düzen oluşturarak bu egemen gücü dengelemektir. Birleşik Devletler önderliğinde NATO
tarafından 1995’de Bosnalı Sırplara yapılan saldırılar, 1999’da Sırbistan’a yapılan saldırılar,
2003
Irak işgali, NATO’nun devam eden genişlemesi ve Bush yönetiminin önleyici savaş
politikası, Moskova ve Çin’in neden bir dengeleyici güç oluşturmak ihtiyacı içinde
olduklarını açıklayıcı sebeplerdir (Hinnebusch, 2007). Öte yandan Rusya ve Çin’in
aralarındaki stratejik ortaklığı somut bir biçimde müttefikliğe
dönüştürmeye yönelik
istekleriyle ilgili olarak bir kanıt bulunmamaktadır. Genel olarak Rus liderleri ve birçok Rus
Batı’nın bir parçası olmak istemekte ve ülkelerin meşru çıkarları olmasına ilaveten kendi
güvenliklerini etkileyen konularda danışılması gereken büyük bir güç olarak tanınmasını
arzulamaktadırlar. Rusya’da bugün geçerli olan eğilim Batı’ya katılmaktır. Rus-Çin ortaklığı
Rusya’ya özellikle enerji ve silah satışı konusunda büyük faydalar sağlamakta ve Amerika ile
olan ilişkilerinde bir kaldıraç özelliği göstermektedir. Fakat bu kültürel yakınlaşmaya
dayanmamaktadır.
Rusya, Çin’in Doğu Asya’da genişlemesinin kendi zararına olacağını düşünmektedir. Bu
durumda Rusya’nın Amerika ile köprüleri atarak Çin ile ittifak kurması, Moskova’yı Çin’in
küçük ortağı haline getirip bağımlı olmasına yol açacaktır. Moskova, Washington’dan kendi
ulusal güvenlik çıkarlarını ciddiye almasını istemektedir fakat Amerikan’ın Kuzey Pasifik’ten
çekilerek Çin’in bu bölgede hâkim olarak bırakmasını arzulamamaktadır. Daha geniş olarak
temel güç merkezleri arasında dengeli bir ilişki olması Moskova tarafından istenmektedir.
Burada temel güçler;
Birleşik Devletler, Rusya, Avrupa, Japonya ve Hindistan’dır. 2004
sonrası dönemde silah ticareti İran ile olduğu kadar Çin ile ilişkilerde de belirleyici bir faktör
olmuştur. Giderek artış gösteren silah ticaretine ilaveten iki ülke arasında 2005 yılında yapılan
ilk ortak askeri tatbikat, taraflar arasındaki askeri ilişkilerin gelişimine kayda değer katkıda
bulunmuştur. ABD’nin uluslararası sistemdeki hâkimiyetine karşı ortak duruş gösteren bu iki