1. Abbas Sehhet’in “Tercüme-i Hâlim Yahut Hululu” Şiirinde Lirik Ben ile Vatan Karşılaşması “Tercüme-i Hâlim Yahut Hululu” (Səhhət, 2005: 58) adlı şiir 1912 yılında büyük bir romantik coşkuyla
kaleme alınmıştır. Vatanın içler acısı durumu ve vatandaşların bu durumdan kurtulmak için hiçbir çaba
göstermemesi gibi hususlar, yüce idealler peşinde koşan lirik ben’i çileden çıkararak aklını yitirmek safhasına
getirmiştir. “İçtimai varlıkla şairin “ben”i arasındaki tezadı doğuran kederin mahiyetini, ona kavuşmuş derin
umut kıvılcımlarını müşahede etmek için tek “Tercüme-i Hâlim Yahut Hululu” şiiri zengin materyal
vermektedir. “Tercüme-i Hâlim…” hakikaten romantik bir kahramanının tercümeyi hâlidir” (Talıbzadə, 1986:
94).
Aşk zinciri kırıldı, yol açın, Ey uşaklar, hululu 7
geldi, yol açın. Od saçar ağzı, vücudu alışır, Od tutar kim ona bir dem yanaşır. Magzı 8
bir saige 9
, bir volkandır, - Gönlü niran 10
, emeli hüsrandır. Uçurumlar, kayalar meskenidir, Kanlı, müdhiş 11
kuyular memenidir 12
. Daldığı fikr-i derin deryalar, Düştüğü eşk-i çetin sevdeler 13
. Kalbi kan, hâli yaman, hane-harab 14
, Gözyaşı içtiği su, bağrı kebap. Sattığı cinsi büyük niyetler, Aldığı nef-i fena töhmetler . İstiklal mücadelesi yolunda karşılaştığı engellerin sertliği ve acımasızlığı karşısında lirik ben’in düştüğü
umutsuzluk ve çaresizlik birkaç mısrada maharetle ifade edilmektedir. Bu şiirde lirik kahraman ile şair
“ben”inin kavuştuğunu aşağıdaki mısralardan da görebiliriz:
Fikri âli, bedeni hâr-ü zelil, 7
Hululu – delirmiş (kimse).
8
Magz – beyin.
9
Saige – yıldırım.
10
Niran – nurlar, ziyalar. Ateşler, nârlar. Nurlar, ateşler.
11
Müdhiş – korkunç, dehşet verici.
12
Memen – sağlam. güvenilir, emin yer.
13
Sevde – karalık, siyahlık.
14
Hane-harab – evi yıkılmış, hâli perişan olmuş, sefil.