ÇÜTAD
Çukurova Üniversitesi
Türkoloji Araştırmaları Dergisi
Cilt 3, Sayı 2
Aralık 2018
23
Bihruz kadar kimsesiz ve başarısız göstermez
12
. Müştak Bey'in öne
çıkan özelliklerinden biri şair olmasıdır. Fakat tavırlarında şair
olmanın getirdiği incelik, olgunluk veya estetik görülmez. Bu haliyle
Müştak Bey, Şinasi tarafından sözde şairlerin veya sanatçıların
eleştirisini yapmak amacıyla da kullanılmıştır
13
.
Alafranga züppe tipinin diğer temsilcisi Şeyda Bey ise birçok
özelliğiyle Müştak Bey’in karşıtı gibidir. Etrafındaki tüm kadınlara
ayrım yapmaksızın sarkıntılık eden ahlak yoksunu, şehvet düşkünü
biri olarak tanıtılır. Evliliğin kendisi için fikr-i sabit haline geldiği
Şeyda Bey, evliliği kurulacak bir yuva, eşini ise bir hayat arkadaşı
olarak görmez. Tanıma, aşık olma, sevme onun için önemli değildir.
Evleneceği kişide aradığı tek kriter genç bir kız olmasıdır. Cinsellik
temelli bu yaklaşım Müştak Bey’in “aşık evlenmesi” fikriyle tam bir
karşıtlık oluşturur. Sergilediği ahlaksız tavırlarıyla Şeyda Bey daha
çok
Şık’daki Şöhret Bey ile Şıpsevdi’deki Meftun’u hatırlatır.
Alafranga tipler bazı ortak özellikler taşımakla birlikte bazı
yönleri
yle de birbirlerinden ayrılırlar
14
. Babalarını kaybetmiş
12
Mehmet Selim Ergül aşağıda künyesi verilen çalışmasında bu durumu şu
şekilde yorumlar: "Yerlilik yeni ve Batıyı temsil eden tipi tuzağa düşürür.
Bundan kurtulması ise, yerli aydının dahliyle gerçekleşir. Bunu şöyle formüle
etmek mümkün
dür. Müştak Bey de ardılları olan Bihruz, Ali Bey, Felatun Bey
gibi hayata müdahil değil, maruzdur. Ancak ardılların aksine bu oyunda Doğu
ve Batıyı temsil eden tipler, birbirlerini dışlamaz, tam aksine birbirlerini
tamamlarlar. Bunu bir sentez olarak an
lamak ve adlandırmak mümkündür.
Ergül,M.Selim.(2009). "
Türk Şiirinde Taşra:1859-1959", Yüksek Lisans Tezi,
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü: Ankara, s.62.
13
Burak Armağan aşağıda künyesi verilen yazısında bu konuyu şu şekilde dile
getirmektedir:
"Duruşu, davranışı, yüz görümlüğü olarak öne sürdüğü şiiri
düşünüldüğünde Müştak Bey için "şair nitelemesinin yapılması zor, aşıklığı ise
tartışmalıdır. Eser içinde kendisine bu vasıfların atfedilmesi onun vasıtasıyla
gerçek hayatta örneğine rastlanır müteşairlere yönelik eleştiriden gelir.
Armağan, B.(2017). Şairin İronik Tasviri: Şair Evlenmesi. Curr Res Sci,3(3),90.
14
Berna Moran, “Alafranga Züppeden Alafranga Haine” başlıklı, altta künyesi
verilen yazısında bu konu üzerinde durarak aşağıdaki görüşlerine yer verir: “İlk
züppelerle 1920'lerdekiler arasındaki farkı toparlayacak olursak, diyebiliriz ki,
Felâtun ve Bihruz aptal, cahil ve gülünçtürler, sonrakiler okumuş, zeki ve
tehlikeli. Birinciler alafrangalık uğruna servetlerini batıran mirasyedilerdir;
ötekiler alafrangalığı servet yapma yolunda kullanırlar. Birinciler alay
konusudurlar çünkü “olmak istedikleri” ile “oldukları” arasındaki farktan
güldürü doğar; ikinciler ise gülünç değillerdir, çünkü olmak istedikleri gibi
olmuşlardır. Bundan ötürü Ahmet Mithat, Recaizade Ekrem ve Hüseyin Rahmi
Gürpınar’da anlatım yolu mizahtır ve kahramanlarına gülerek bakar, onlara
acırlar. Peyami Safa ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nda mizah yerine acı bir
|