ÇÜTAD
Çukurova Üniversitesi
Türkoloji Araştırmaları Dergisi
Cilt 3, Sayı 2
Aralık 2018
24
mirasyediler olmaları, çalışmadan tüketmeleri, Fransızca konuşmaya
çalışmaları, Batıya hayranlıkları, Batılı giyim kuşama olan
düşkünlükleri, milli ve yerli olan her şeyi küçümsemeleri vb. hemen
hemen
hepsinde ayrılmaz özelliklerdir. Ancak Bihruz romantik aşık
kimliğiyle, Meftun dolandırıcı oluşuyla nasıl diğerlerinden ayrılırsa
Şeyda Bey de şehvet düşkünlüğüyle benzerlerinden farklılık gösterir.
Alafranga züppe tipinin prototipleri olarak niteleyeceğimiz
bu kahramanların hemen yanında onlarla karşıt özellikler taşıyan ve
bu halleriyle onları dengelemeye veya çözüm üretmeye çalışan
Hikmet Efendi ile Muttali Efendi yer alır. Bu kahramanların, eserlerde
bulunma amaçları benzerlik gösterse de Muttali Efendi planını
başarıyla uygulayamadığı, Şeyda Bey’i ıslah edemediği için işlevini
yerine getiremez ve bu açıdan bir farklılık gösterir.
Eserlerde kişileştirme yöntemi olarak alegoriden faydalanılır.
Bütün kahramanlar karakter özelliklerine uygun biçimde isimler
alırlar ve bu onların en baskın özellikleridir. Müştak Bey, Kumru adlı
sevgilisiyle evlenme konusunda çok isteklidir. Bu şevkli hali onun en
belirgin özelliğidir. Biraz deli dolu ve havai bir karakter sergileyen
Müştak Bey’in karşısında daha soğukkanlı, ayakları yere basan ve
düğümün çözümünde büyük rol oynayan Hikmet Efendi yer alır. Bu
şablon Karagöz ve orta oyununda da mevcuttur. İyi kalpli ancak
aklına geldiği şekilde hareket eden Karagöz’ün karşısında bilgili,
uyumlu, onu olumlu yönde etkilemeye, der
leyip toparlamaya çalışan
Hacivat yer alır. Karagöz halktan bir tip Hacivat ise bilgili oluşuyla
eğitimli kesimi temsil eder. Müştak, Karagöz’le deli dolu, olduğu gibi
hareket eden, samimi halleriyle bir kesişim kümesi oluşturur. Hikmet
Bey ise bilge ve çö
züme yönelik tavırlarıyla Hacivat’ı hatırlatır.
Benzer bir biçimde Şeyda Bey, adına uygun bir biçimde çılgınca
hareketler sergiler ve önüne geçemediği şehvet düşkünlüğüyle türlü
rezillikler yaşar. Onu dizginlemeye çalışan Muttali Efendi ise adına
uygun ola
rak bilgili ve olgun bir insandır. Şeyda Bey, eserde mekân
değiştirerek hayatını yeniden şekillendirmeye çalışır ve bu amaçla
adını değiştirip kendini Akil olarak tanıtır. Yazar, bu kez adlandırma
için alegoriyi değil ironiyi tercih eder. İroni anlatıcı tarafından
yergi görürüz; yansıttıkları sömürücü, alafranga, kokuşmuş zümreye tiksinti ve
nefretle bakar, onlara değil savaşan, sömürülen millete acırlar. Bütün züppeler
arasında ortak tek nokta Türkleri ve Türklerle ilgili her şeyi hor görmeleridir.
"Moran, Berna.(1987). “Alafranga Züppeden Alafranga Haine”, Türk Ro
manına
Eleştirel Bir Bakış I, İstanbul: İletişim Yayınları, 258.
|