mıkdâru-hu
: onun miktarı
|
milhun
|
: tuzlu
|
millete
|
: topluluk, dîn
|
millete ibrâhîme
|
: İbrâhîm'in milleti, dîni
|
millete kavmin
|
: bir kavmin dîni
|
millete-hum
|
: onların dîni
|
milleti-him
|
: kendi dînlerine
|
mil'u el ardı
|
: yeryüzü dolusu
|
mim mâ (min mâ)
|
: şeyden
|
mim mâ (min mâ) tekûlu
|
: söylediğin şeyler
|
mim-mâ
|
: şey(ler)den
|
mimmâ (min mâ)
|
: şeyden dolayı, sebebiyle
|
mim-mâ (min mâ)
|
: şeyden: şeylerden
|
mimmâ (min mâ) ted'û-nâ
|
: bizi davet ettiğin (çağırdığın) şeyden
|
mimmâ (min mâ) tuşrikûne
|
: şirk koştuğunuz şeylerden
|
mimmâ (min-mâ)
|
: şeylerden
|
mim-mâ (min-mâ)
|
: o şeyden
|
mimmâ iktesebne
|
: (kadınların) kazandıkları şeylerden
|
mim-mâ iktesebû
|
: kazandıkları şeylerden
|
mim-mâ tuhibbûne
|
: sevdiğiniz şeylerden
|
mimmen
|
: (min men)
|
mimmen (min men)
|
: o kimse(ler)den, ondan (onlardan)
|
mimmenifterâ
|
: iftira eden kimseden
|
mimmenittebea
|
: tâbî olan kimseden
|
min
|
: den, dan
|
min âbâi-him
|
: babalarından
|
min acelin
|
: acele olarak, aceleci özellikte
|
min aduvvi-hi
|
: onun düşmanlarından
|
min aduvvi-kum
|
: düşmanlarınızdan
|
min ahî-hi
|
: kardeşinden
|
min ahî-hi
|
: onun kardeşi tarafından
|
min ahî-hi
|
: onun kardeşi tarafından
|
min aksa
|
: en uzak
|
min aktâri
|
: çapından, çaplarından
|
min aktâri-hâ
|
: onun kenarlarından, yan taraflarından
|
min alakatin
|
: alakadan (bir noktadan asılı duran şeyden), (rahim cidarına bir noktadan asılı duran embriyo)
|
min alakın
|
: bir alaktan, bir yere bir noktadan bağlı olan şeyden, döllenmiş hücreden, embriyodan
|
min âli fir'avne
|
: firavunun ailesinden
|
min âli ya'kûbe
|
: Yâkub'un ailesinden (ailesine)
|
min allahi
|
: Allah'tan: Allah tarafından
|
min allâhi
|
: Allah'tan (azabından), Allah'a karşı
|
min a'mâli-kum
|
: sizin amellerinizden
|
min ameli eş şeytâni
|
: şeytanın amelinden, şeytanın işinden
|
min ameli-him
|
: onların amellerinden
|
min amelin
|
: amellerden
|
min a'nâbin
|
: üzüm bağından
|
min arafâtin
|
: Arafat'tan
|
min ardı-kum
|
: sizin yurdunuzdan
|
min ardı-nâ
|
: bizim arzımızdan, ülkemizden
|
min aselin
|
: baldan
|
min ashâbi
|
: ehlinden, halkından
|
min ashâbi el kubûri
|
: kabir halkından, kabirdekilerden
|
min ashâbi el yemîni
|
: yemin sahiplerinden, yeminlerini yerine getirenlerden
|
min âsımin
|
: bir koruyucu
|
min aslâbi-kum
|
: sizin sulbunuzdan, soyunuzdan, neslinizden
|
min atâi
|
: ihsan(lar)dan
|
min âyâti
|
: âyetlerden
|
min âyâti allâhi
|
: Allah'ın âyetlerinden
|
min âyâti-hi
|
: (onun) âyetlerinden
|
min âyâtillâhi (âyâti allâhi)
|
: Allah'ın âyetlerinden
|
min âyâti-nâ
|
: âyetlerimizden, mucizelerimizden
|
min âyetin beyyinetin
|
: açıklanmış âyetten, mucizeden
|
min aynin
|
: pınardan
|
min azâbi
|
: azaptan
|
min azâbi allâhi
|
: Allah'ın azabından
|
min azâbi-hâ
|
: onun azabından
|
min azâbin
|
: (azaplardan bir) azap
|
min azmi
|
: azmedilecek (mutlaka yapılması gereken şeylerden)
|
min azmi el umûri
|
: işlerin "âzim" olanlarından
|
min bâbin
|
: kapıdan
|
min ba'di
|
: sonradan, sonra
|
min ba'di allâhi
|
: Allah'tan sonra
|
min ba'di el mevti
|
: ölümden sonra
|
min ba'di ez zikri
|
: zikirden sonra
|
min ba'di ilmin
|
: ilimden sonra
|
min ba'di mâ
|
: şeyden sonra
|
min ba'di mûsâ
|
: Musa'dan sonra
|
min ba'di nûhin
|
: Nuh'tan sonra
|
min ba'di zâlike
|
: bundan sonra
|
min ba'di-hî
|
: ondan sonra (oldu, ondan önce olmadı ki...)
|
min ba'dı-hım
|
: onlardan sonra
|
min ba'di-ke
|
: senden sonra
|
min ba'dın
|
: bazısından, bir kısmından (birbirinizden)
|
min ba'din (ba’du-hâ min ba’din)
|
: bazılarından (birbirinden)
|
min ba'dın (ba'du-kum min ba'dın)
|
: bir kısmınızdan (birbirinizden)
|
min ba'du
|
: sonradan, bundan sonra
|
min bakli-hâ
|
: onun baklagillerinden
|
min ba'li-hâ
|
: kendi kocasından
|
min behîmeti
|
: yürüyen (dört ayaklı) hayvanlardan (deve, koyun, sığır cinsinden)
|
min behîmeti el en'âmi
|
: yürüyen (dört ayaklı) hayvanlardan
|
min benî isrâîle
|
: İsrailoğulları'ndan
|
min beredin
|
: buzdan, doludan
|
min be'si-kum
|
: sizin şiddetli çarpışmalarınızda
|
min beyni
|
: arasından
|
min beyni eydî-him
|
: onların elleri arasından, önlerinden
|
min beyni yedeyhi
|
: onun önünden
|
min beyni yedey-hi
|
: onun önünden (onun elleri arasından)
|
min beyni-him
|
: onların arasından, kendi aralarında
|
min beyni-nâ
|
: aramızdan, içimizden
|
min beyti-hî
|
: kendi evinden, evinden
|
min butûni
|
: karnından
|
min butûni-hâ
|
: (onun) karnından
|
min buyûti-kum
|
: sizin evlerinizden
|
min cânibi et tûri
|
: Tur'un yanından
|
min celâbîbi-hinne
|
: cilbablarından, dış giysilerinden
|
min cennâtin
|
: bahçelerden
|
min cenneti-ke
|
: senin bahçenden
|
min cibâlin
|
: (dağlardan) bir dağ
|
min cûın
|
: açlıktan, açlığa
|
min culûdi
|
: derisinden, ciltlerinden
|
min cundin
|
: bir ordu(dan)
|
min dâbbetin
|
: dabbeden, hayvandan, canlıdan
|
min dâbbetin
|
: hayvanlardan
|
min dâbbetin
|
: yürüyen bir canlıdan, bir hayvan dan
|
min dâbbetin
|
: dabbelerden (yürüyen canlılardan)
|
min dâfiin
|
: defedecek kimse, uzaklaştırıp engel olacak
|
min da'fin
|
: güçsüz, zayıf (bir şeyden)
|
min dâri-him
|
: yurtlarından, evlerinden (yurtlarına, evlerine)
|
min darîın
|
: acı, pis kokulu dikenli ağaçtan
|
min diyâri-him
|
: kendi diyarlarından, yurtlarından
|
min diyâri-kum
|
: diyarlarınızdan, yurtlarınızdan
|
min diyâri-kum
|
: sizin yurdunuzdan
|
min diyâri-nâ
|
: diyarımızdan, yurdumuzdan
|
min duâi
|
: duadan, istekten
|
min duburin
|
: arkadan
|
min dûni
|
: başka, ayrı olarak: den
|
min dû-nî
|
: benden başka
|
min dûni allâhi
|
: Allah'tan başka
|
min dûni el mu'minîne
|
: mü'minlerden başkasını
|
min dûni en nâsi
|
: diğer insanlardan başka
|
min dûni en nâsi
|
: diğer insanlardan başka
|
min dûni en nisâi
|
: kadınlardan başka, kadınlar yerine
|
min dûni zâlike
|
: bundan başka
|
min dûni-hi
|
: ondan başka, onun dışında
|
min dûni-hi
|
: ve ittihaz etmezler (edinmezler)
|
min dûni-him
|
: onlardan başka, onlardan ayıran
|
min dûni-himâ
|
: o ikisinden başka
|
min dûni-ke
|
: senden başka
|
min dûni-kum
|
: sizlerden başka, kendinizden
|
min dûnillâhi
|
: Allah'tan başka, Allah'ın yerine
|
min dûnillâhi (dûni allâhi)
|
: Allah'tan başka
|
min dûni-nâ
|
: bizden başka
|
min durrin
|
: (zarardan) bir zarar
|
min ebî-kum
|
: sizin babanızdan
|
min ebsâri-hinne
|
: (onların) gözlerinden, bakışlarından, bakışlarını
|
min ebvâbi-hâ
|
: onun kapılarından
|
min ebvâbin
|
: kapılardan
|
min ecrin
|
: bir ecir, ücret, karşılık
|
min ed dâllîne
|
: dalâlette olanlardan
|
min ed dîni
|
: dînden
|
min ed dunyâ
|
: dünyadan
|
min efvâhi-him
|
: onların ağızlarından (sözlerinden)
|
min ehadi-him
|
: onların birinden, hiç birinden
|
min ehadin
|
: birisi
|
min ehadin
|
: hiç kimse, hiçbiri
|
min ehli
|
: ehlinden, halkından
|
min ehli el kitâbi
|
: kitap ehlinden, kitap verilenlerden, yahudiler ve hristiyanlardan
|
min ehli el kurâ
|
: şehirler halkından, beldeler halkından
|
min ehli-hâ
|
: onun (kadının) ailesinden
|
min ehli-hî
|
: onun (erkeğin) ailesinden
|
min ehli-ke
|
: ailenden
|
min el âhireti
|
: ahiretten
|
min el âhirîne
|
: sonrakilerden
|
min el ahyâri
|
: hayırlı olanlar
|
min el ahzâbi
|
: hiziplerden, fırkalardan
|
min el âminîne
|
: emniyette olanlardan
|
min el a'râbi
|
: bedevilerden, göçebe yaşayan Araplar'dan
|
min el ardı
|
: yerden, yeryüzünden, arzdan
|
min el âyâti
|
: âyetlerden
|
min el azâbi
|
: (azaptan) azabı
|
min el ba'si
|
: beas edilmekten, tekrar diriltilmekten
|
min el bedvi
|
: çölden
|
min el beşeri
|
: beşerden
|
min el beyti
|
: evden (evin)
|
min el beyyinâti
|
: beyyinelerden, deliller, mucizeler, ispat vasıtalarından
|
min el câhilîne
|
: cahillerden
|
min el cenneti
|
: cennetten
|
min el cibâli
|
: dağlardan
|
min el cinneti
|
: cinlerden (cinlerle)
|
min el ecdâsi
|
: kabirlerinden
|
min el emri
|
: emirden, işten
|
min el emvâli
|
: mallardan
|
min el enbâi
|