min rabbi-hî
: Rabbinden
|
min rabbi-him
|
: Rab'lerinden
|
min rabbi-ke
|
: senin Rabbinden
|
min rabbi-kum
|
: Rabbinizden
|
min rabbin
|
: Rab'lerinden
|
min rabbi-nâ
|
: Rabbimizden
|
min rahîkın
|
: rahykten, cennetteki halis içecekten, halis şaraptan
|
min rahmeti
|
: rahmetten
|
min rahmeti-hi
|
: onun rahmetinden
|
min rahmetin
|
: rahmetten
|
min rahmeti-nâ
|
: rahmetimizden
|
min rahmeti-nâ
|
: rahmetimizden
|
min ra'si-hi
|
: (kendi) başından
|
min resûlin
|
: resûlden (resûl olarak)
|
min resûlin
|
: bir resûl(den)
|
min revhi allâhi
|
: Allah'ın rahmetinden, Allah'ın vereceği ferahlıktan, sevinçten
|
min revhi allâhi (er revhu)
|
: Allah'ın rahmetinden, Allah'ın vereceği ferahlıktan, sevinçten (sevinç, ferahlık, rahmet)
|
min riben
|
: ribadan, faizden
|
min ricâli-kum
|
: erkeklerinizden
|
min riczin
|
: azaptan
|
min rızkı
|
: rızkından
|
min rızkıllâhi (rızkı allâhi)
|
: Allah'ın rızkından
|
min rızkıllâhi (rızkı allâhi)
|
: Allah'ın rızkından
|
min rızkın
|
: rızıktan
|
min rızkın
|
: bir rızık
|
min rûhî
|
: ruhumdan
|
min rûhî
|
: ruhumdan
|
min rûhi-hÎ
|
: ruhundan
|
min rûhi-nâ
|
: ruhumuzdan
|
min rusuli-hî
|
: kendi resûllerinden, elçilerinden
|
min rusuli-nâ
|
: resûllerimizden
|
min şâfiîne
|
: şefaatçi
|
min salsâlin (salsâlin)
|
: salsalinden (toprağın su ile reaksiyona girme- siyle meydana gelmiş, zamanla sıcakta suyu uçup kurumuş ve içinde havanın dolaşabileceği, sese dönüşebileceği boşluk olan cisim)
|
min savti-ke
|
: sesinden
|
min sayâsî-hım
|
: kalelerinden
|
min şeâiri allâhi
|
: Allah'ın şiarından (emirlerinden, farzlarından)
|
min seati-hî
|
: onun (kendinin) genişliğinden (bol nimetinden)
|
min sebein
|
: Seba'dan (Yemen'de bir bölge)
|
min sebîlin
|
: bir sebîl, bir yol
|
min şeceratin
|
: ağaçlardan
|
min şecerin
|
: ağaçtan
|
min seferi-nâ
|
: seferimizden, yolculuğumuzdan (dolayı, sebebiyle)
|
min şehîdin
|
: bir şahit
|
min şekli-hi
|
: onun şeklinden
|
min semeretin
|
: ürünlerden, mahsullerden, meyvelerden
|
min semeri-hi
|
: onun ürününden, meyvesinden
|
min şerri
|
: kötülüklerinden, şerrinden
|
min şeyin
|
: bir şeyi (bir şeyden)
|
min seyyiâti-kum
|
: günahlarınızdan
|
min seyyietin
|
: bir kötülükten
|
min şîati-hi
|
: onun dîninden, dîni üzerinde, onun yolu üzerinde
|
min şîati-hi
|
: onun taraftarlarından
|
min şîati-hî
|
: gruptan, taraftarlardan
|
min siccîlin
|
: siccilden (pişirilip sertleştirilmiş kerpiçten yapılmış)
|
min sidrin
|
: sidr ağacından
|
min sıhri-him
|
: onların sihirlerinden (dolayı)
|
min şirkin
|
: bir ortaklık
|
min sıyâmin
|
: oruçtan
|
min sıyâmin
|
: oruçtan
|
min sûi
|
: kötülükten, kötülüğünden
|
min sûin
|
: kötülükten
|
min sûin
|
: (kötülükten) bir kötülük
|
min sûin
|
: (kötülüklerden) bir kötülük
|
min sulâletin
|
: özünden
|
min sulâletin
|
: özünden
|
min suleymâne
|
: Süleyman'dan
|
min sultânin
|
: bir sultanlığı, zorlayıcı gücü, nüfuzu, tesiri
|
min sultânin
|
: bir sultanlık, zorlayıcı güç, kuvvet
|
min sultânin
|
: sultan, bir delil
|
min sultânin
|
: (delilden) bir delil
|
min sultânin
|
: yaptırım gücü, bir sultan, bir kuvvet, bir güç
|
min sundusin
|
: ipekten
|
min sundusin
|
: ince ve halis ipekten
|
min şurekâi-kum
|
: sizin ortaklarınızdan
|
min tahtî
|
: benim altımdan
|
min tahti-ha
|
: onun altından
|
min tahti-him
|
: onların altından
|
min takvâ
|
: takvadan
|
min tarfin
|
: bir bakışla
|
min tayyibâti
|
: temiz ve helâl olanlardan
|
min tayyibâti
|
: temiz, helâl olanlardan
|
min tayyibâti
|
: temiz olanlardan, iyilerinden
|
min tayyibâti
|
: temiz, helâl olanlardan
|
min tayyibâti
|
: temiz olanlardan, iyilerinden
|
min te'vîli
|
: tevîlinden, yorumundan
|
min te'vîli
|
: yorumundan
|
min te'vîli el ehâdîsi
|
: olayların, sözlerin yorumundan (yorumunu)
|
min tînin
|
: balçıktan, nemli topraktan, organik ve inorganik maddelerden
|
min turâbin
|
: topraktan
|
min tûri seynâe
|
: Turi Sina'dan
|
min uhti-hâ
|
: onun kardeşinden, benzerinden, diğerinden
|
min ulâikum
|
: onlardan
|
min ummetin
|
: bir ümmet(ten)
|
min ummetin
|
: (ümmetlerden) bir ümmet
|
min umuri-hi
|
: onun ömründen
|
min umuri-ke
|
: senin ömründen
|
min unsâ
|
: (kadınlardan) bir kadın
|
min vâkın
|
: koruyucu(lardan bir koruyucu)
|
min vâlin
|
: koruyan bir dost
|
min varâi-kum
|
: sizin arkanızda
|
min varakı
|
: yapraklardan
|
min veledin
|
: veled, bir erkek çocuk
|
min veledin
|
: bir çocuk
|
min veliyyin
|
: bir velî, dost: (dostlardan)
|
min verâî
|
: benim arkamdan, benden sonra
|
min verâi-hi
|
: onun arkasında, ardında
|
min verâi-him
|
: onların arkalarından
|
min veraseti
|
: varislerden
|
min veraseti
|
: varislerden
|
min viâi ahî-hi
|
: kardeşinin heybesinden
|
min yahmûmin
|
: kara dumandan
|
min yaktînin
|
: kabak cinsinden (geniş yapraklı)
|
min yevmi
|
: (günlerden) ..... günü
|
min yûsufe
|
: Yusuf'tan, Yusuf'u
|
min zahîrin
|
: bir destekçi, yardımcı
|
min zakkûmin
|
: zakkumdan olan
|
min zâlike
|
: bundan
|
min zâlikum
|
: bundan
|
min zehebin
|
: altın'dan
|
min zekâtin
|
: zekâttan
|
min zekerin
|
: bir erkek
|
min zekerin
|
: erkeklerden
|
min zevâlin
|
: bir zeval, zail olma, gitme (yer değiştirme: bir yerden bir yere gitme, dünya yurdundan ahiret yurduna intikal etme)
|
min zikrâ-hâ
|
: onun zikrinden
|
min zikrî
|
: zikrimden
|
min zikrin
|
: zikirden, zikir, uyarı, ihtar
|
min zîneti
|
: süs eşyalarından
|
min zîneti-hinne
|
: (onların) ziynetlerinden
|
min zuhrufin
|
: altından
|
min zuhûri-hâ
|
: onun arkasından
|
min zunûbi-kum
|
: günahlarınızdan
|
min zurriyyeti
|
: zürriyyetinden, neslinden
|
min zurriyyetî
|
: zürriyetimden
|
min(e) el cinneti
|
: cinlerden
|
minallâhi
|
: Allah'tan
|
minallâhi (min allâhi)
|
: Allah'tan, Allah tarafından
|
minel âyâti
|
: ...dan, âyetler, kanıtlar, deliller
|
minel emri
|
: işten, emirden
|
minel hakki
|
: Hakk'tan yana
|
min-el muhlekîne
|
: helâk edilenlerden
|
minen nisâi
|
: kadınlardan
|
mines semâi
|
: semadan, gökten
|
min-ha
|
: ondan, onunla: on(lar)dan, oradan (orada
|
min-hu
|
: ondan, kendinden(onunla)
|
min-hu şey'en
|
: ondan birşey
|
min-hum
|
: onlardan
|
min-hum tukâten
|
: onlardan korunmak
|
min-humâ
|
: onlardan (o ikisinden)
|
min-hunne
|
: onlardan
|
min-ke
|
: senden
|
min-kum
|
: sizden, sizin içinizden, sizin içinizde, sizin aranızda
|
minkum(u)
|
: sizden
|
min-nâ
|
: bizden, bizim tarafımızdan
|
minnel husnâ (min nâ el husna)
|
: bizden güzellik
|
minnî
|
: benden
|
min-nî
|
: benden (benim)
|
min-nî
|
: benden, kendimden
|
minseete-hu
|
: onun bastonu, asası
|
mirâen
|
: bir tartışma, bir mücâdele
|
mîrâsu
|
: miras
|
mîrâsu es semâvâti
|
: semâların, göklerin mirası
|
mirfekan
|
: yardımcı olarak, arkadaş, destek olarak
|
mirretin
|
: kuvvetli, azamet sahibi
|
miryetin
|
: şüphe, kuşku
|
mîsâka
|
: misak, yemin, kesin söz
|
mîsâka-kum
|
: sizin misakleriniz, yeminleriniz
|
mîsâkan
|
: misak, kuvvetli söz
|
mîsâkı-hi
|
: onun misakı (ruhunu Allah'a
|
mîsâkı-hi
|
: onun misaki
|
mîsâkun
|
: misak, kesin söz, andlaşma
|
mi'şâre
|
: onda bir
|
mısbâhun
|
: misbah, lâmba
|
miskâle
|
: ölçü, ağırlık, miktar, kadar
|
miskâle (sekule)
|
: (en küçük) ağırlık (birimi) (ağır geldi)
|
miskâlu
|
: miskal, ağırlık, miktar
|
mişkâtin
|
: kandil
|
miskînen
|
: miskin, yoksul (çalışmaktan aciz, yaşlı kimseyi)
|
miskînin
|
: çalışamayacak durumdaki yaşlılar
|
misle
|
: benzer, gibi
|
misle
|
: gibi, misal, örnek, benzer
|
misle-hâ
|
: onun misli, onun kadar
|
misle-hum
|
: onların benzeri, aynısı, eşi
|
misle-hum
|
: onların benzerini, bir mislini daha
|
misle-nâ
|
: bizim gibi
|
misley-hâ
|
: onun iki misli, iki katı
|
misley-him
|
|