Dİl nöropsikolojiSİ Özlem ÖZTÜRK


Bozukluğun motor durumunun Broca Alanı’na bitişik bir motor alandan kaynaklandığı, bu yüzden de “dili anlama güçlüğü”yle ilgisi olmadığı belirtilmiştir



Yüklə 446 b.
səhifə9/19
tarix18.04.2017
ölçüsü446 b.
#14409
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   19

Bozukluğun motor durumunun Broca Alanı’na bitişik bir motor alandan kaynaklandığı, bu yüzden de “dili anlama güçlüğü”yle ilgisi olmadığı belirtilmiştir.

  • Bozukluğun motor durumunun Broca Alanı’na bitişik bir motor alandan kaynaklandığı, bu yüzden de “dili anlama güçlüğü”yle ilgisi olmadığı belirtilmiştir.

  • Bu hastalardaki sorunların tam olarak sentaktik olmayabileceği de olasıdır; -örneğin hastalar, semantik(anlamsal) olarak makul/mantıklı resimleri seçme eğiliminde olabilirler (Caplan, 2002).

  • Ancak Broca Alanı olarak belirtilen alanın dışında hasar meydana geldiğinde anlama güçlüklerinin olduğu bulgusu dikkate değerdir (Vanier and Caplan 1990).

  • Caramazza ve Berndt (1978), posterior sol hemisferdeki bir hasarın, konuşmanın (konuşma üretme ve anlama açısından bozulmuş) semantik temsilinde bozulmaya yol açtığını bildirmişlerdir.



Caramazza ve Berndt, Wernicke ve Broca Afazisi’ndeki farkın, kelimelerin ve motor hareketlerin duyusal temsilleri arasındaki farktan ziyade, sözdizimi ve semantik işlem arasındaki farktan kaynaklandığını ifade etmişlerdir.

  • Caramazza ve Berndt, Wernicke ve Broca Afazisi’ndeki farkın, kelimelerin ve motor hareketlerin duyusal temsilleri arasındaki farktan ziyade, sözdizimi ve semantik işlem arasındaki farktan kaynaklandığını ifade etmişlerdir.

  • Martin’e (2003) göre,1980’lerin başından itibaren elde edilen bulgular, geleneksel ve gözden geçirilmiş model için karışık kanıtlar sunar.

  • Bazı bulgulara göre, Broca alanındaki hasar, birkaç gün boyunca motor konuşma bozukluğuna yol açabilir (ama agramatizme -anlaşılmazlık derecesinde gramerden yoksunluk- yol açmaz) (Mohr, 1978).



Insula, Frontal ve Parietal operkül (beyinde frontal, parietal ve temporal loblardan insula üzerine örtü şeklinde uzanan kıvrımlar) lezyonları agramatizme yol açar.

  • Insula, Frontal ve Parietal operkül (beyinde frontal, parietal ve temporal loblardan insula üzerine örtü şeklinde uzanan kıvrımlar) lezyonları agramatizme yol açar.

  • Benzer şekilde Dronkers (1996), insuladaki hasarın, konuşmayı planlama için gerekli olan motor bileşenlerde bozulmaya yol açtığını belirtmiştir.



Yakın zamanlarda ayrıca, Wernicke Alanı’ndaki bütünlük (unitiy) sorgulanmıştır (Wise et all. 2001)- örneğin Wernicke Alanı’nın sınırları Broca Alanı’nın sınırları gibi açık/belirgin değildir. Genellikle superior temporal gyrus’un 3’te 1’i posterior olarak tanımlanmasına rağmen, uzun süren Wernicke Afazisi için daha geniş alandaki lezyonun gerekli olduğu bulunmuştur (Selnes 1983; Martin 2003). Başka incelemelerde de Wernicke Alanı dışındaki alanlarda meydana gelen hasarların Wernicke Afazisi semptomları oluşturduğu gözlenmiştir(Murdoch 1986).

  • Yakın zamanlarda ayrıca, Wernicke Alanı’ndaki bütünlük (unitiy) sorgulanmıştır (Wise et all. 2001)- örneğin Wernicke Alanı’nın sınırları Broca Alanı’nın sınırları gibi açık/belirgin değildir. Genellikle superior temporal gyrus’un 3’te 1’i posterior olarak tanımlanmasına rağmen, uzun süren Wernicke Afazisi için daha geniş alandaki lezyonun gerekli olduğu bulunmuştur (Selnes 1983; Martin 2003). Başka incelemelerde de Wernicke Alanı dışındaki alanlarda meydana gelen hasarların Wernicke Afazisi semptomları oluşturduğu gözlenmiştir(Murdoch 1986).



Burda sözü edilen nöropsikolojik incelemeler genellikle terapistlerin konuşma bozukluğu olan bireyleri tedavi ettikleri sıradaki deneyimlerini yansıtmaktadır. Broca-Wernicke-Lichtheim modelinde belirtilen açık ve spesifik semptomlar nadiren gözlenmektedir. Semptomlar daha karmaşık haldedir.

  • Burda sözü edilen nöropsikolojik incelemeler genellikle terapistlerin konuşma bozukluğu olan bireyleri tedavi ettikleri sıradaki deneyimlerini yansıtmaktadır. Broca-Wernicke-Lichtheim modelinde belirtilen açık ve spesifik semptomlar nadiren gözlenmektedir. Semptomlar daha karmaşık haldedir.

  • Nöropsikolojide açık bir şekilde vurgulanmış bir nokta vardır ki, beyin hasarlarının öne sürülen modellerde olduğu gibi kesin sonuçları olmayabilir. Örneğin Blumstein (1998), konuşmadaki fonem ve kelimeler arasındaki tanımlama-ayırdetme bozulmalarının tüm afazi türlerinde ortak olduğunu belirtmiştir.



SPESİFİK DİL FONKSİYONLARI

  • Nörogörüntüleme ve beyin lezyonları temelinde elde edilen bilgiler, beyin bölgesinin dahil olduğu karmaşık bir örüntünün;

        • söylenen kelimeleri fark etme,
        • konuşma üretme,
        • kelimelerin semantik niteliğini – dilbilgisel fonksiyonlarını belirtme ve
        • cümleleri fark etme ile cümle üretme gibi
  • yetenekleri yansıttığını göstermektedir.



Söylenen Kelimenin Farkındalığı

  • Konuşmayı konuşma olarak fark etme yeteneğinin konuşma olmayan (non-speech) uyarıcıyı fark etme yeteneğinden farklı olduğu gözükmektedir.

  • Örneğin Saf Kelime Sağırlığı semptomları (İşitsel Afazi-Pure Word Deafness) gösteren hastalar, konuşmalarına kıyasla müziği ve çevresel sesleri daha iyi fark edebilmektedirler.

  • Bu eksikliğin (konuşmayı becerememelerinin) bir açıklaması, konuşmanın karmaşık ve seri ses gruplarını algılamayı, analiz etmeyi içeriyor olmasıdır.

  • Bu açıklama, farkındalık, uyarıcı iletimindeki hızlı değişiklikleri fark etme temeline dayandığında konuşma olmayan (non-speech) kelimeleri fark etmenin çok zayıf olduğu çalışmalardaki kanıtlara dayanmaktadır (Wang 2000).



Daha önce bahsedilen afazik hastaların aksine, İşitsel Afazi’si olanlar (temporal lob’daki iki taraflı lezyonlar ya da tek taraflı sol hemisfer lezyonları bu hastalığa neden olmaktadır), konuşmadaki fonetik ipuçlarını çıkarma açısından her iki hemisferin de işin içinde olduğu izlenimini vermektedir (Praamstra 1991).

1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin