partikül veya trombüslerden kaynaklanan embolizasyon riski,
karotis ligasyonu gerektirmesi ve beyine hiperoksijenlenmiş
kan gidebilme ihtimali sayılabilir.
ENDİKASYONLAR ve KONTRENDİKASYONLAR ECMO tedavisine başlamak için klinik tecrübe, öngörü
ve sağduyu önem taşır. ECMO için özetle söylenebilecek
geçerli endikasyon; “konvansiyonel tedaviye yanıtsızlık” olup
Ekstrakorporal Yaşam Destek Organizasyonu (Extracorporeal
Life Support Organization; ELSO) kayıtlarında hasta seçimi
için bazı kriterler mevcuttur. Merkezler bu kriterleri kendi
önceliklerine ve tecrübelerine göre düzenlerler. ECMO geçici
olarak kardiyorespiratuar fonksiyonu desteklese de altta
yatan hastalığı tedavi etmez. Kardiyak yetmezlik açısından;
ECMO’nun en sık kullanım endikasyonları post-kardiyotomi
(kardiyak cerrahi sonrasında hastanın kardiyopulmoner
baypastan ayrılamadığı durumlar), kalp nakli sonrası
(genellikle graft yetmezliğinde) ve diğer ciddi ileri kalp
yetmezliği (örn. dekompanse kardiyomiyopati, miyokardit,
kardiyojenik şokun eşlik ettiği akut koroner sendrom, ilaç doz
aşımına veya sepsise bağlı derin kardiyak depresyon, refrakter
aritmiler, pulmoner emboli, akut anafilaksi veya izole kardiyak
travma) durumlarıdır
(16,17)
.
Respiratuar yetmezlik açısından; en yaygın endikasyon
ARDS (yetişkin respiratuar distres sendromu), pnömoni,
aspirasyon, travma ya da akciğer nakli sonrası primer greft
yetmezliği şeklinde sıralanabilir
(18)
. ECMO’ya yenidoğan
ve pediatrik dönemde de solunum desteği için başvurulur.
Prematüre yenidoğanlarda gelişimini tamamlamamış
akciğerler ve yetersiz sürfaktan, tedavinin dayanak noktasıdır
ve idiyopatik persistan pulmoner hipertansiyon, mekonyum
aspirasyon sendromu, konjenital diyafram hernisi, pnömoni,
infant respiratuar distress sendromu, air leak sendromu gibi
durumlarda başvurulabilir
(19,20)
.