241
●
Koşuyolu Heart J 2018;21(3):236-244
Özsoy SD, Yılmaz Ak H.
hava yolu basıncı 25-30 cm H
2
O, PEEP 3-5 cm H
2
O üzerinde
tutulmalı, radyal arter kateterizasyonu yapılarak oksijen
satürasyonu sürekli olarak monitörize edilmeli ve %90’ın
üzerinde olması sağlanmaya çalışılmalıdır.
Kardiyak açıdan ise amaç; inotrop ve vazodilatör kullanımını
tamamen kesmeden minimuma indirmek ve böylece kalbin
dinlenmesini sağlamaktır, yeterli kontraktilite ve sol ventrikül
boşalmasını sağlayacak şekilde düşük doz inotrop infüzyonuna
devam edilir. Ayrıca hastanın hipovolemide olmadığından da
emin olunmalıdır.
ECMO’dan hasta ayırırken standart teknikler ya da metodlar
yoktur. Gereken hemodinaminin kazanılması, akciğerlerin
iyileşmesi (akciğer grafisinde düzelme, akciğer kompliyansının
artması, oksijenatördeki gaz akımının azaltılmasına
rağmen
CO
2
atılımının sağlanabilmesi, sistemdeki kan akımındaki
azalmaya rağmen PaO
2
düzeyinin yükselmesi, %40 FiO
2
altında
oksijenasyonun düzelmesi), hastanın durumunun inotropik ve
mekanik ventilasyon desteğin azaltılabilmesine imkan vermesi
halinde ECMO’nun sonlandırılması düşünülebilir. ECMO’dan
ayrılma aşamalı bir prosedürdür. VV-ECMO için mevcut
olan ECMO akım hızları ile oynanmaz bunun yerine ECMO
devresinden geçen gaz akımı değiştirilir. Hastanın ayrılabilmesi
için; düşük FiO
2
(örn. < %30), düşük gaz akım hızları (örn. < 2
L/dakika), ventilatörde çok yüksek olmayan solunum frekansı
ve PEEP değerlerinde (örn. sırasıyla < 25/dakika ve < 15
cmH
2
O); oksijenatöre gaz transferi sağlanabiliyor olmalıdır
(11)
.
VA-ECMO hastanın ayrılabilmesi için geçerli kriterler;
kan basıncının vazodilatör tedavi
gerektirebilecek ölçüde
yükselmesi, arteriyel basınç dalgasında pulsatil basıncın
dönmesi ya da var olan pulsatil basıncın artması, sağ radial
arteryal hattan bakılan PaO
2
’nin düşmesi (bu kalpten iyi
oksijenlenmiş daha fazla miktarda kanın pompalandığını
gösterir) ve santral venöz ve/veya pulmoner basınçların
düşmesidir. Akciğerler düzelmeye başlayıp PaO
2
arttıkça
ECMO akımı yavaşca düşürülür. Bu değişkenlere dikkat
etmek suretiyle 36-48 saat gözleyerek pompa akımını 0.5
L azaltarak 2 L/dakika’ya kadar düşürmek makul sayılır.
Bu akım hızının altında, devrede pıhtı oluşması ihtimali
yükselir buna dikkat edilmelidir. Sistemdeki akım
kardiyak
debinin %10’u seviyesine düştükten sonra destek yaklaşık
8-10 saat daha sürdürülerek hastanın ayrılabileceğinden emin
olunur. Gerekli ise inotrop ve vazodilatörler dozları ayarlanır.
Arteriyel ve venöz hatlara klemp konulur ve hasta stabil hale
gelinceye kadar antikoagülasyona devam edilir. Bazı kritik
hastalarda ECMO’dan ayırma işleminin, ECMO kan akımı
yavaş yavaş azaltılarak yapılması gerekebilir ve işlem 48-
72 saate uzayabilir. Dekanülasyon sırasında hasta sedatize
olmalıdır. Ventilatör parametreleri FiO
2
%30-40 (arteriyel O
2
satürasyonunun > %90 olacak şekilde), solunum sayısı 4-5/
dakika, hava yolu basıncı maksimum 15-20 cm H
2
O olacak
şekilde ayarlanır. Ekstübasyon ise 24-48 içinde gerçekleştirilir.
Hastaya yaklaşık 1 hafta süreyle oksijen desteği sürdürülür.
Azaltılan akım hızlarına cevabı
ve kardiyak iyileşme
seviyesini ölçmek için transözefageal ekokardiyogram (TEE)
faydalı olabilir. Bundan sonraki aşama cerrahi şartlarda
en ideali TEE altında (VV-ECMO için şart değil) hastanın
dekanüle edilmesidir. ECMO’daki hastalarda pulmoner arter
kateterinden bakılan kardiyak outputun, dolaşan kanın çoğu
pulmoner dolaşımı baypas edip ECMO devresinden geçtiği
için, doğru değerlendirilemediği unutulmamalıdır. Ejeksiyon
fraksiyonu (EF) < %30 (%8) olan hastaların ECMO’dan
ayrılabilme ihtimali EF > %30 (%54)
olan hastalardan daha
düşüktür (p< 0.01)
(16)
.
Dostları ilə paylaş: