Aklını En
Doğru
Şekilde Kullan
Bu yüzden her yıl verdiğim lisans dersinde bu düşünce tarzla
rını öğretirim; sadece dersin bir konusu oldukları için. değil ayrıca
öğrencilerin hangi baskılar altında olduklarını
bildiğim için bunu
öğretiyorum. Her yıl öğrenciler bana bu fikirlerin hayatlarının her
alanında onları nasıl değiştirdiğini anlatırlar.
İşte yazar olmayı arzulayan Maggie:
Fark ettim ki, iş sanatsal ve yaratıcı gayrete geldiğinde sa
bitlenmiş düşünce tarzıyla özdeşleşiyordum. insanların ya
özünde ya da yaratıcı olduklarına ve çaba sarf ederek bunları
geliştiremeyeceğinize inanıyordum. Bu beni doğrudan etkiledi
çünkü her zaman bir yazar olmak istedim ama yazma ders
lerini
takip etmekten korkuyordum, yaratıcı yazılarımı baş
kalarıyla paylaşmaktan korkuyordum. Bu doğrudan düşünce
tarzımla ilgiliydi çünkü herhangi
bir olumsuz eleştiri, özümde
bir yazar olmadığım anlamına geliyordu. Kendimi ''doğal" ye
teneğe sahip olmadığım olasılığıyla karşı karşıya getirmekten
çok korkuyordum.
Şimdi derslerinizi dinledikten sonra, bir sonraki dönem yara
tıcı yazım dersine katılmaya karar verdim ve uzun süredir haya
lim olan bir ilgi alanımın peşinden koşmamı engelleyen şeyin ne
olduğunu gerçekten anladığımı hissediyorum.
Bu bilginin beni
gerçekten güçlendirdiğini hissediyorum.
Maggie' nin iç monologu eskiden derdi ki:
Onu yapma, yazma
derslerine gitme. Yazılarını başkalarıyla paylaşma. Bu riski almaya
değmez. Hayallerin yıkılabilir. Kendine sakla onu.
Şimdi ise diyor ki:
Peşinden koş. Gerçekleşmesini sağla. Becerilerini
geliştir. Hayalinin peşinden koş.
İşte sporcu Jason:
293
Telegram: @cinciva
Dr. Carol S. Dweck
Columbia'da öğrenci olan bir sporcu olarak özel bir sabitlen
miş düşünce tarzına sahiptim. Kazanmak her şeydi ve öğrenmek
o resmin içine girmiyordu. Neyse ki derslerinizi dinledikten son
ra fark ettim ki, bu iyi bir düşünce tarzı değil Devamlı geliş
meye devam edersem, çok daha iyi bir atlet olabilirim.
Bunun
farkında olarak, bir süredir rekabet ederken öğrenmek üzerine
çalışıyorum.
Jason'ın
iç
monologu eskiden şöyleydi:
Kazan, kazan. Kazanmak
zorundasın. Kendini ispatla. Her şey buna bağlı.
Şimdi ise:
Gözlemle, öğren, geliş, daha iyi bir atlet ol.
Ve işte son olarak iyileşen dahi Tony:
Lisede
az
çalışarak ve
az
uyuyarak en yüksek notları alabili
yordum. Bunun her zaman böyle olacağına inanmaya başladım
çünkü ben üstün anlama kabiliyetim ve üstün hafizamla doğuş
tan yetenekliydim. Ancak bir yıl kadar süren
uyku eksikliğiyle
anlama kabiliyetim ve hafizam artık o kadar da üstün olma
maya başladı. Neredeyse tüm özgüvenimi onlara bağladığım bu
doğal yeteneklerim sorgulanınca, sizin birkaç hafta önce sınıf
ta düşünce tarzlarını tartıştığınız derse kadar süren kişisel bir
buhran içinde girdim. Birçok sorunun aklımı "akıllı " olduğumu
ispatlamak ile meşgul etmemin ve başarısızlıktan kaçınmamın
bir sonucu
olduğunu anlamak, bu yaşadığım yıkıcı düzenden
kurtulmama yardımcı oldu.
Tony'nin iç monologu bundan:
Doğuştan yetenekliyim. Çalışma
ya ihtiyacım yok. Uyumaya ihtiyacım yok. Üstün biriyim.
Şuna dönüştü:
Onu kaybediyorum. Bazı şeyleri anlayamıyorum,
bir
şeyleri hatırlayamıyorum. Ben artık neyim?
Sonra da:
Akıllı olmayı kafana takma. Başarısızlıklardan kaçın-
294
Dostları ilə paylaş: