GEBELERE D VİTAMİNİ DESTEK PROGRAMI REHBERİ
Genel Bilgi:
D Vitamininin başlıca etkileri arasında intestinal kalsiyum emilimini arttırmak, PTH gen transkripsiyonunu inhibe etmek, kemik matriks proteinlerinin ekspresyonunu düzenlemek ve osteoklast farklılaşmasını hızlandırmak bulunmaktadır. D vitamini yetersizliğine bağlı klinik problemler olan rikets ve osteomalazi günümüzde önemini korumakla birlikte D vitamini, son yıllarda esas olarak “subklinik D vitamin eksikliği” tanımı çerçevesinde ve iskelet sistemi dışındaki etkileri nedeniyle güncelleşmiştir.
Bunun yanında D vitamin düşüklüğü özellikle sekonder hiperparatiroidizm gelişen bireylerde olmak üzere osteporoz gelişimi için önemli bir risk faktörüdür; ayrıca kas güçsüzlüğüne(ve buna bağlı düşmelere) neden olarak kırık riskini arttırmaktadır. D vitamin düşüklüğü kanser, diyabet ve diğer otoimmün hastalıklar için risk faktörüdür. Bu nedenle erişkin sağlığı bakımdan yeterli D vitamini düzeyine sahip olmak giderek önem kazanmaktadır.
İnsan vücudunda D vitamini durumu 25-hidroksivitamin D 10–30 (25-OH D) düzeyi ile değerlendirilmektedir. Serum 25-OH D düzeyi güneş ışığına maruziyet, yaşanılan bölgenin deniz seviyesinden yüksekliği, deri pigmentasyon yoğunluğu, yaş ve beslenmeyle alınan D vitamini miktarına göre değişmektedir. Bu nedenlere bağlı değişiklikler göstermekle birlikte genel olarak; erişkinlerde paratiroid hormon (PTH) yükselmesine neden olmayacak 25-OH D düzeyi olan 30 ng/ml eşik değer olarak alınmakta ve 30 ng/ml altındaki değerler yetersiz/düşük, 10 ng/ml altı ise eksiklik olarak normal kabul edilmektedir.
Perinatal D vitamin eksikliği ve etkileri:
Son 20 yılda dikkatler anne ve bebeğin biyolojik birliği temelinde D vitamini eksikliğinin anne ve bebeğin ortak bir sorunu olduğuna yoğunlaşmış ve bu çerçevede perinatal D vitamini eksikliği tanımlaması önem kazanmıştır. Maternal D vitamini eksikliğinin yenidoğan ve bebeklik dönemindeki D vitamini eksikliği ve “infantil rikets” için en önemli risk faktörü olmasının yanı sıra, D vitamininin özellikle kemik dışı etkileri göz önüne alındığında gebelik döneminin kritik bir dönem olabileceği, gebelikteki D vitamin eksikliğinin fetus üzerindeki etkilerinin yaşam boyu sürebileceği üzerinde durulmaktadır.
Fetus kalsiyum ihtiyacını anneden karşılar; annenin gebelikte ve laktasyon döneminde normak kalsiyum dengesi için D vitamini düzeyinin yeterli olması gereklidir. Doğumla birlikte anneden sağlanan kalsiyum kesilir ve ilk günlerde bebekler PTH ve aktif D vitamin ile kendi kalsiyum dengelerini korumaya çalışır. 25-OHD plasentayı geçebilir ve yenidoğanlar doğumda annelerin sağladığı D vitamin desteğine bağımlıdır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada yenidoğanlarda düşük 25-OHD düzeyi için en önemli risk faktörünün anne 25-OHD düzeyinin <10 ng/ml olması ( (OR = 15.2, p = 0.02) gösterilmiştir. Bu nedenle D vitamini eksikliği olan annelerden, doğan bebeklerde eğer dışardan destek sağlanmazsa serum 25-OHD düzeyleri hızla düşer ve bu da yenidoğan döneminde hipokalsemi ve/veya konjenital riketse neden olur. Annedeki D vitamin eksikliğinin şiddetli olduğu durumlarda bebeklere verilen 400 IU D vitamin ile yenidoğan dönemindeki hipokalsemileri önlemek mümkün olmayabilir. Ayrıca bebeklere ilk hafta içinde D vitamin başlanması mümkün olmayabilir. Dolayısı ile erken yenidoğan döneminde D vitamin eksikliğinin önlenmesi ancak annelerin D vitamin düzeyinin yeterli olması ile sağlanabilir. Benzer şekilde anne sütündeki 25-OHD düzeyi de annenin D vitamini durumundan etkilenmekte ve bebeklerdeki D vitamin eksikliği için risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
Maternal D vitamin eksikliği ve etkileri :
Son yıllarda yapılan çalışmalarda; maternal D vitamin eksikliğinin neonatal hipokalsemi ve infantil rikets yanında eklampsi/preeklampsi, fizyolojik kraniotabes sıklığında artma, düşük doğum ağırlığı/prematür doğum, dental/enamel hipoplazi, konjenital katarakt, çocuklarda Tip 1 diyabet, multiple skleroz, bipolar bozukluk, depresyon, astım, mental retardasyon sıklığında artma gibi sorunlarla ilişkili olabileceği üzerinde durulmaktadır.
Ayrıca D vitamininin fetal beyin ve immün sistem gelişimini etkilediği ileri sürülmektedir. Gebelikte D vitamini yetmezliğinin yenidoğan üzerindeki etkileri kalıcı olabilir ve daha sonradan verilecek D vitamin desteği ile tam olarak düzeltilemeyebilir. Bu durum özellikle beyin ve immün sistem gelişiminde önemlidir.
Yapılan araştırmalarda; D vitamin seviyesi düşük olan annelerde sezaryen oranı yüksek bulunmuştur. Preeklampsi riski 5 kat, gestasyonel diyabet riski 3 kat, bakteriyel vajinozis riski 2 kat artmış bulunmuştur.
Maternal D vitamini eksikliğinin anne ve bebekler üzerindeki etkisi aşağıda yer alan Tablo’da özetlenmiştir.
Maternal D vitamin eksikliği ve etkileri
EKSİKLİĞİN DERECESİ
|
SERUM 25-OHD DÜZEYİ (ng/ml)
|
ANNEYE ETKİLERİ
|
YENİDOĞANA ETKİLERİ
|
Şiddetli eksiklik
|
<10
| -
Preeklampsi/Eklampsi riskinde artma,
-
Kalsiyum emiliminde azalma,
-
Kemik kaybı,
-
Yetersiz kilo alımı, Yüksek PTH düzeyleri
| -
Düşük doğum ağırlığı,
-
Neonatal hipokalsemi, nöbet,
-
İnfantile kalp yetmezliği,
-
Enamel defekt, fontanel genişliği,
-
Konjenital rikets,
-
İnfantil rikets (D vitamin desteği almadan anne sütü ile beslenenlerde )
|
Yetersizlik
|
10-30
| -
Kemik kaybı
-
Subklinik miyopati
| -
Neonatal hipokalsemi,
-
Düşük kemik mineral dansitesi,
-
İnfantil rikets (D vitamin desteği almadan anne sütü ile beslenenlerde )
|
Fazlalık/toksisite
|
>100
| -
Hiperkalsemi,
-
hiperkalsiüri
| -
İnfantile idiopatik hiperkalsemi
|
D Vitamini eksikliğini önlemek için yapılması gerekenler:
Ülkemizde gebelik ve süt verme döneminde annelere D vitamin desteği sağlanması hem anne sağlığı bakımından hem de bebeklerde D vitamini eksikliğinin önlenmesi bakımından gereklidir. Bakanlığımız da gebelerde D vitamini eksikliğinin yaygın bir sorun olmasını dikkate alarak ücretsiz D vitamini dağıtılmasına dayanan bir program başlatmıştır. Programın aşağıdaki şekilde uygulanması gerekmektedir.
-
Gebelere D vitamini başlanırken; ülkemizde değişik bölgelerde yapılan çok geniş ölçekli olmayan çalışmaların sonuçları, D Vitamini eksikliğinin sıklığı ve şiddeti göz önüne alındığında gebelerde kan düzeyine bakılmaksızın başlanır.
-
Gebeye uygulanacak D vitamini desteği, gebeliğin 12. haftasından itibaren başlanmalı, gebelik süresince anneye destek sağlanmalı, doğum sonrası 6 ay sürdürülmelidir.
-
Doğum öncesi dönemde gebelere ve doğumdan sonraki dönemde annelere uygulanacak D vitamini dozu günlük tek doz olarak alınmak üzere 1200 IU (9 damla) olmalıdır.
-
D Vitamini desteği başlanan anne; hiperkalsemi bulguları hakkında (iştahsızlık, bulantı, kabızlık, poliüri, polidipsi vb) bilgilendirilmeli, izlenmeli ve değerlendirilmelidir. Gerekli durumlarda serum Ca, serum 25-OHD ve spot idrarda kalsiyum düzeyi bakılması için sevk edilmelidir.
-
D vitamini damlası içeren preparat; program kapsamında ödeme gücü olmayanlar için ücretsiz olarak temin edilecek sosyal güvencesi olanlar için ise reçete edilecektir.
-
Gebeler, ek olarak önerilen D vitamin damlasının yanı sıra önerilen multivitamin içerikli ilaçları kullanmaya devam edebileceklerdir.
10>10>
Dostları ilə paylaş: |