Genelde her toplumda,duygusal dengesizlik gösteren bir çok



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/28
tarix21.04.2017
ölçüsü4,8 Kb.
#15082
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   28

6- Japonya 
 
SanayileĢmiĢ ülkelerin çoğunda uyuĢturucu suçlarını afyon ve 
eroin gibi maddeler oluĢtururken Japonya'da uyuĢturucu problemini 
genel 
olarak 
wakemine 
gibi 
amphetaminlerin 
veya 
diğer 
uyarıcıların suistimali oluĢturur. Uyarıcı ilaç vakaları 1970'den 
beri  önemli  ve  dikkate  değer  bir  artıĢ  göstermiĢtir.  1987'de 
31301  olarak  belirlenen  uyarıcı  hap  vakası  sayısının  bir  önceki 
yıla  göre  %4,2'lik  bir  düĢüĢ  göstermesine  rağmen  oldukça  yüksek 
bir seviyede seyrettiğini belirtmek gerekir.  
 
Diğer  uyuĢturucu  suçları  arasında  1987'de  1395  olan  esrar 
suçu  sayısının  bin  önceki  yıla  göre  58  olay  artıĢ  göstermesi 
dikkat çekicidir (141). 
________________ 
(139) ALTINDAL,  s.8, 14 
(140) HEĠLANT,  s.90 
(141)  HEĠLANT,    s.73.  Dönmezer  uyuĢturucu  madde  iptilası  yönünden  en  büyük  epideminin  2.  Dünya  savaĢı 
sonunda Japonya'da kendini gösterdiğini belirtmektedir. BaĢlangıçta  fahiĢeler ve suçlular arasında kendini gösteren 
epidemi  yayılmıĢ,  1954'te  iki  milyon  Japonun  amfetamin  kullandığı  tahmin  edilmiĢtir.  Sonradan  Ģiddetli  cezaları 
içeren  mevzuat  getirilmiĢ,  1954'te  5500  kiĢi  suçtan  dolayı  yakalanmıĢ  iken  rakam  1958'de  271'e  düĢmüĢtür.  Bkz. 
DÖNMEZER, "Ġlgili yön", s.8,9 Yücel ise Japonya'da bu dönemde amfetaminle mücadele için öngörülen tedbirlerin, 
imalatı  ile  reçete  kontrolünü,  eğitim,  tretman,  ceza  uygulaması  ile    koordinasyonu  içerdiğini  belirtmektedir.  Bkz. 
Mustafa T. YÜCEL, "Ġlaç alıĢkanlığının hukuki ve cezai yönleri",  AD,  y.1973,  sy.7, s.674 
 
 

 
7- Ġngiltere 
 
Toksikomani, farmakodepandans Ġngiltere'de  suç değildir. Mevzuat 
sadece  bu  uyuĢturucu  maddeleri  tarif  etmekte  ve  bunların  ihtiyacı 
olanlara  verilmesi  usulünü  düzenlemektedir.  1935-1955  yılları  arasında 
Ġngiltere  ĠçiĢleri  Bakanlığı'nca  bilinen  toksikoman  sayısı  700'den 
400'e düĢmüĢtü. Toksikomanların hemen hepsi orta yaĢlı idiler; Böylece 
Ġngiliz  kanunları  koydukları  tedbirlerle  toksikomaniyi  durduran  bir 
sonuç  elde  edilmesini  hemen  hemen  sağlamıĢtı.  Fakat  sonraki  yıllarda 
durum çok değiĢmiĢtir.  
 
1953  yılında  Dünya  Sağlık  Örgütü  Ġngiltere'de  eroin  imalinin  ve 
hastalara  verilmesinin  durdurulmasını  tavsiye  etmiĢti.  Buna  rağmen 
uygulamaya devam olundu. Fakat 1955'den sonra eroin ithali kesin olarak 
yasaklandı.  1964'ten  itibaren  eroin  bağımlılarının  sayısında  ve 
özellikle  bunlardan  35  yaĢından  küçük  olanlarda  çok  hızlı  bir  artıĢ 
görüldü.  Sonra  araĢtırmalar  bu  artıĢın  eroin  veren  hekimlerin 
reçetelerinde toksikomanların ihtiyacını aĢan dozda eroin yazmalarından 
ileri  geldiğini  ortaya  çıkardı.  Bunun  üzerine  hekimlerin  uyuĢturucu 
madde yazma yetkisini düzenleyen yeni ve sıkı tedbirler getirilmiĢtir. 
Bu hükümlerden sonra Hongkong'tan Ġngiltere'ye kanun dıĢı eroin ithali 
baĢlamıĢtır (142).  
 
Son 10 yılda uyuĢturucu suçlarından mahkum olan sanıkların sayısı 
1979'da  1368'den,  1989'da  3855  rakamına  ulaĢmıĢtır.  Aynı  dönemde  5 
yıldın  fazla  cezaya  mahkum  olan  suçluların  oranı    %3'den  %9,6'ya 
çıkmıĢtır.  Bunun  ötesinde,  en  fazla  rahatsız  edici  olan  ülkeye 
uyuĢturucu  madde  sokanların  (ithal  edenlerin)  oranındaki  dramatik 
artıĢtır. 1979'da %6 iken 1989'da %31,8 (143).  
 
AĢağıdaki  tablolarda  Ġngiltere'de  yasadıĢı  uyuĢturucu  ithaline 
iliĢkin istatistiki değerler gösterilmektedir: 
_____________________ 
(142)  DÖNMEZER,    Notlar,    s.14;  Ġngiltere'de  kendilerine  reçete  ile  metodon  verilen  eroinmanların  metodonu 
satarak  parasıyla  eroin  almayı tercih ettikleri  görülmektedir. Bu uygulamanın olumlu yönü olarak, toksikomanlara 
tıbbi  kontrol  altında  ihtiyaç  duydukları,  Ģırıngalar  ve  uyuĢturucular  verilerek,  toksikomanlar    arasında  Aids 
hastalığının önüne geçildiği belirtilmektedir. Bkz. le nouvel  observateur. no:1464,  26 Kasım-2 Aralık 1992, s.9 
(143) Penny GREEN,  Drug Courriers,  the Howadr League for penal Reform, Londra 1991,  s.16, 17 
 
 
Tablo 6 
 

 
1979-1989 
arasında 
kokain 
ithalinden 
suçlu 
bulunan 
Ģahısların sayısı 
 
Yıl 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 
__________________________________________________________ 
 
46    65  100  57   93   117   99   79  119  148  222 
__________________________________________________________ 
 
 
 
Tablo 7 
 
 
 
1979-1989  arasında  eroin  ithal/ihraçından  suçlu  bulunan 
Ģahısların sayısı 
 
Yıl  1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 
___________________________________________________________ 
 
 65   95   106  109  214  207  197  207  265  198  358 
___________________________________________________________ 
 
 
Tablo 8 
 
 
1979-1989 
arasında 
yasadıĢı 
esrar 
ithalinden 
suçlu 
bulunanların sayısı 
 
Yıl 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 
__________________________________________________________ 
 
786  978 1157  984 1262 1483 1398 1230 1397 1509 1950 
__________________________________________________________ 
 
 
Kaynak: Penny GREENDrug Courıers, The Howard League 
 
 
   for Penal Reform s. 16, 17, 18. 

 
 
Diğer  uyuĢturuculara  gelince  1989'da  LSD'den  dolayı  35  kiĢi 
suçlu  bulunmuĢtur.  Metadondan  dolayı  suçlu  bulunanların  toplamı 
1989'da 6'dır. Bu rakam 1979'da 2 idi(144). 
 
 
Tablo 9 
 
 
BM UYUġTURUCU MADDELER KOMĠSYONUNA GÖRE BAZI ÜLKELERDE 
 
UYUġTURUCU MADDELERĠN SUĠSTĠMALĠNĠN TEHLĠKELĠK DÜZEYĠ 
 
 
 
 
Oldukça 
 
 
Orta derc. 
Ciddi 
 
Ülke  
ciddi 
 Ciddi    ciddi 
 
değil 
 
Almanya 
 
 
 
 
  X 
 
Avusturya  
 
 
 
  X 
 
Danimarka  
 
  X 
 
Fransa 
  X   
 
 
Hollanda   
 
  X 
 
Ġsveç 
 
 
  X 
 
Ġsviçre 
 
 
  X   
 
Ġtalya 
  X 
 
Ġngiltere  
 
  X 
 
Polonya 
 
  
  X 
 
Türkiye 
 
 
 
 
  X 
 
Yunanistan 
 
 
 
  X 
 
Macaristan 
 
 
 
 
 
 
  X 
 
Mısır 
  X 
 
Hindistan  
 
 
 
  X 
 
Japonya 
 
 
  X 
 
Nijerya 
 
 
  X 
 
Suudi Arab. X   
 
 
Tayland 
 
 
  X 
 
Arjantin   
 
  X 
 
Kolombiya  
 
 
 
  X 
 
Venezuella 
 
  X 
 
____________________________________________________ 
 
 
Kaynak: Drugs and punishment, UNSDRI, Roma, 1988, 
 
 
   s. 23, 64, 90 
_______________ 
(144) GREEN,  s.18 

 
C. Türkiye'de UyuĢturucu Maddeler Problemi 
 
 
1- Genel olarak 
 
Anadolu  halkı,  haĢhaĢ  bitkisinin  yan  ürünlerinden  yüzyıllar 
boyunca  yararlanmasına  rağmen,  son  20-30  yıl  öncesine  kadar 
yurdumuzda  uyuĢturucu  madde  kullanımı  hiçbir  zaman  sorun 
olmamıĢtır (145).  
 
Türkiye'de  herkes  uzun  seneler  uyuĢturucu  ve  psikotropik 
madde kullanılması ve bu maddelere karĢı bağımlılık ve alıĢkanlık 
konusunun  ciddi  bir  problem  oluĢturmadığı  konusunda  birleĢmiĢti 
(146). 
 
Ancak  son  yıllarda  uyuĢturucunun  Türk  insanının  yaĢamına 
girdiği  ve  uyuĢturucu  alıĢkanlığının  yakın  bir  gelecekte 
Türkiye'nin  en  önemli  sorunlarından  biri  olmaya  aday  olduğu 
yolunda  ciddi  belirtiler  gözlenmektedir.  Bir  kere  1950'li 
yıllardan 
itibaren 
iç 
göç, 
sağlıksız 
kentleĢme, 
plansız 
sanayileĢme,  gecekondu  olgusu  ve  ekonomik  dengesizlikler  sonucu 
ortaya  çıkan  hızlı  değiĢim,  kavram  ve  değer  kargaĢasına, 
toplumsal  çeliĢkilere  yol  açmıĢ,  böylelikle  son  yıllarda 
uyuĢturucu kullanmaya aday bir kesim oluĢmuĢtur. Birde olayın arz 
yönü  vardır.  1980'den  itibaren  Avrupa'da  polis  denetiminin 
artması,  birçok  Avrupa  ülkesinin  Türklere  vize  uygulamaya 
baĢlaması sonucu bir transit geçidi, ve adeta "eroin yolu" olarak 
kullanılan  Türkiye'den  dıĢarıya  giden  uyuĢturucu  madde  miktarı 
azalmıĢtır.  Buda  dıĢarıya  uyuĢturucu  madde  kaçırıp,  Türkiye'ye 
silah getiren kaçakçıların elinde uyuĢturucu madde birikimine yol 
açmıĢtır.  Bu  nedenle  eldeki  uyuĢturucu  maddeler  özellikle  eroin 
içeren karıĢımlar iç piyasaya sürülmeye baĢlanmıĢtır (147).  
145) GÜNDOĞMUġ,  s.2, 1950-1953 yılları arasında Türkiye'de uyuĢturucu maddelerin kullanılması yönünden çok 
kötü bir durumun ortaya  çıktığı öne  sürülmüĢtü. Gerçi   bu yıllarda durumun ne olduğu hususunda tam bir bilimsel 
araĢtırma  yapılmamıĢ  olduğu  için  durumu  kesin  sayılarla  tesbit  imkanı  olmamıĢtır.  Bkz.  DÖNMEZER,  "Hukuk  ve 
UyuĢturucu AlıĢkanlık Yaratıcı Maddeler", İÜİFM 1987, S.F. Ülgenere armağan,  c.43,  s.471 
(146) DÖNMEZER,  "Sosyo-Politik"  S.1021 
(147) GÜNDOĞMUġ,  s.3 

 
Profesör  Dr.  Sevil  Atasoy  1984  yılında  Adli  Tıp  Günleri 
çerçevesinde  düzenlenen  "Uyuşturucu  Madde  Sorunları"  panelinde: 
"Ģurası  muhakkakki  ülkemizde  uyuĢturucu  madde  kullanımı  her  ne 
kadar  Ģu  anda    önemli  boyutlarda  görülmüyorsada,  kendi 
labaratuvar  bulgularımıza  göre  gerek  toz  halinde  yakalanan 
gerekse kan ve idrar gibi biyolojik sıvılarla yapılan deneylerin 
bulgularına  göre,  daha  önceki  yıllara  oranla  artıĢ  tesbit 
edilmektedir" demiĢtir (148).  
 
Yargıtay  tetkik  hakimi  Sedat  Bakıcı  ise  uyuĢturucu  madde 
suçlarını  incelediği  makalesinde,  Yargıtaya  temyiz  incelemesi 
için gelen dava dosyalarında her yıl artıĢ gözüktüğünü, bunun ise 
uyuĢturucu  madde  suçlarının  arttığına  karine  teĢkil  etmekte  olup 
bu  konuda  gerekli  önlemlerin  en  kısa  sürede  ve  en  etkin  Ģekilde 
alınması gerektiğini ortaya çıkardığını belirtmektedir (149). 
 
Basında 
çıkan 
haberlerde, 
uyuĢturucu 
ve 
psikoaktif 
maddelerin  kullanımının  özellikle  gençlik  gurupları  içinde 
süratle  popülerleĢip  yaygınlaĢtığı  bildirilmektedir  (150).  Ancak 
bir  ülkede  uyuĢturucu  maddelerin  yaygınlığı,  epidemik  nitelik 
alıp almadığının belirlenmesi için kriminoloji biliminin metod ve 
verilerine  uygun  araĢtırmalar  yapmak  ve  bunları  tekrarlamak 
gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır (151). 
 
1976-1977  öğretim  yılı  baĢında,  Ġstanbul  Üniversitesine 
kaydolan toplam 4613 gence uygulanan ankette elde edilen bulgular 
Ģöyledir:  Öğrencilerin  %16,41'i  Diazem,  Serapaks  gibi  teskin 
edici  sedatif  ilaçları,  %11,10'u  uyku  ilaçlarını,  %2,60'ı 
deesoksin,  amfetamin  gibi  uyarıcı  maddeleri,  %2,47'si  esrar, 
%7'si  LSD'yi  ve  %0,5'i  afyonu çeĢitli  derecelerde 
_______________ 
(148) Uyuşturucu Madde Sorunları,  PANEL,  S.53 
(149) Sedat BAKICI,  "UyuĢturucu madde suçları", AD, y.1984, sy.6, s.1570 
(150) Tempo,  2.2. 1992, Aktüel, 26.10.1991. 
(151) DÖNMEZER,  "Sosyo-Politik", s.1024 

 kullandıklarını belirtmiĢlerdir (152). 
 
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimi 
öğretim 
üyelerinden 
Doç.Dr. 
Mustafa 
Yılmaz'ın 
üniversite 
bünyesinde  gerçekleĢtirdiği  yeni  tarihli  bir  araĢtırmaya  göre 
ise, gençlerin %6,7'si hap, esrar, eroin gibi uyuĢturucu maddeler 
kullanıyor. 
Oran 
kız 
öğrencilerde 
5,4'e 
düĢerken 
erkek 
öğrencilerde 8,1'e tırmanıyor (153). 
 
Orta 
Öğrenim 
öğrencileri 
arasında 
yapılan 
yeni 
bir 
araĢtırmada ortaya çıkan bulgularda her ne kadar uyuĢturucu madde 
kullanımının  salgın  halini  almadığını  gösteriyorsada,  uzman 
doktor  ve  yetkililer  görünenin  sadece  aysbergin  su  üstündeki 
kısmı  olduğunda  birleĢmektedirler.  Dr.  Ömer  Akil  Özer'in  "orta 
öğretim  öğrencilerinin  psikoaktif  madde  kullanımına  yaklaĢım  ve 
demografik  özellikler"  adını  taĢıyan  uzmanlık  tezi,  Ġstanbul'un 
dört  lisesinde  yapılan  bir  araĢtırmanın  sonuçlarını  kapsıyor. 
Ataköy,  Bakırköy,  Bağcılar  ve  Kadıköy  Anadolu  Lisesi'nde  toplam 
1800  öğrenciye  uygulanan  anket  öğrencilerin  sadece  %2,56'sının 
uyuĢturucu  madde  kullandığını  ortaya  çıkarıyor.  Yaygın  olarak 
kullanılan  mad-denin  ise  çeĢitli  haplar  olduğu  görülüyorBunda 
baĢlıca  faktör  hapların  ucuzluğu  ve  kolay  elde  edilebilir 
oluĢlarıdır(154). 
 
 
2- Ġstatistiklerin ıĢığında 
 
Bilindiği gibi bir toplumda uyuĢturucu maddeler kullanımının 
ne  derecede  yaygın  bulunduğunu  tam  bir  isabetle  belirlemeye 
olanak  yoktur.  Bu  konudaki  metod,  kolluk  ve  diğer  kamu 
kuruluĢları  ile  psikiyatrik  kliniklerin  faaliyetleri  sonucu  elde 
edilen  rakamları,  yapılabilecek  pilot  niteliğindeki  anketlerin 
verilerini 
ve 
toplumsal 
hayattaki 
diğer 
göstergeleri 
değerlendirerek  bir  sonuca                  ulaĢmaktır.  Oysa  uyuĢturucu 
madde suçları mağdursuz                      suç sayıldığı için 
bunların ihbar edilmeleri oranı, bütün  
(152) Aysel EKġĠ,  "UyuĢturucu, uyarıcı ve teskin edici madde kullanımı", İÜB, y.1978, sy.7,  s.33 
(153) Aktüel dergisi,  26.10.1991,  s.22 

(154) Tempo dergisi,  2.2.1992,  y.5,  sy.5,  s.25 

dünyada  çok  düĢüktür;  buna  karĢılık  uyuĢturucu  madde  ticaretine 
iliĢkin  suçların  ihbarı  daha  yüksek  orandadır.  Madde  kullanımını 
bir  hayat  stili  haline  getirmiĢ,  yıkılmıĢ  kiĢiliklere  sahip 
Ģahısların kimlikleri çok kere kolluğun bilgisi dahilindedir. Ama 
bu  maddeyi  tesadüfen  kullanan  ve  bu  alana  ilk  adımlarını  atan 
kiĢilerin tesbiti çok güçtür(156). 
 
UyuĢturucu  maddelerin  kötüye  kullanılmasına  iliĢkin  fikir 
verecek resmi istatistikler Ģu kaynaklardan sağlanabilir (156 a). 
 
1) Emniyet Genel Müdürlüğü, Kaçakçılık Ġstihbarat ve Harekat 
Dairesi ve narkotik bürosu 
 
2) Cumhuriyet Savcılıkları 
 
3) Asliye ceza, Ağır ceza veya Devlet Güvenlik Mahkemeleri 
 
4) Adli Tıp Kurumu 
 
5) AMATEM ve akıl ve sinir hastalıkları hastaneleri 
 
6) Devlet ve Üniversite hastaneleri ve doktor muayeneleri 
 
Ancak 
resmi 
istatistiklere 
geçmeyen 
sayı, 
sözkonusu 
yerlerden  sağlanacak  rakamların  çok  üzerindedir.  Genel  bir 
kanaate  göre  bu  rakam  resmi  istatistiklerin  on  katı  kadarıdır 
(49). 
 
ġimdi  bu  kaynakların  bir  kısmından  sağlanan  istatistikleri 
verecek  ve  bu  istatistiklerin  ıĢığında  varılabilecek  sonuçlara 
değineceğiz. 
_______________ 
(156) KÖKNEL,  "Toplu BakıĢ",  s.84 
(156  a)  KuĢkusuz,  Ġstatistikler  her  zaman  gerçek  durumu  yansıtmamaktadır. Özellikle  suçluluk konusunda  oldukça 
önem kazanan karanlık sayı karĢısında (dark numbers) uyuĢturucu madde suçlarına iliĢkin verilere pek güvenilmemek 
gerekmektedir. ĠĢlenen suçların büyük bir yüzdesi karanlıkta kalmaktadır. Bkz. YÜCEL, "Ġlaç alıĢkanlıkları", s.677, 
Ayrıca Bkz. George PICCA, Kriminoloji, Cep üniversitesi, ĠletiĢim yy. Ġstanbul 1992 
 

 
a- DĠE istatistikleri 
 
Devlet  Ġstatistik  Enstitüsü  istatistiklerinde  yer  alan, 
uyuĢturucu  madde  suçlarından  dolayı  cezaevine  giren  hükümlülerin 
sayısının  toplam  hükümlü  sayısına  oranın  bulunması  Ģeklinde 
yaptığımız 
1969-1990 
yılları 
arasını 
kapsayan 
bir 
karĢılaĢtırmadan  uyuĢturucu  maddelere  iliĢkin  suçların  genel 
suçluluğa  göre  büyük  bir  oran  teĢkil  etmediği  sonucuna 
varılabilmektedir.  Bununla  beraber  1979'dan  1986'ya  kadar  hafif 
bir  tırmanma  meydana  geldiği  bu  tarihten  sonra  ise  bir  iniĢin 
sözkonusu olduğu tesbit edilebilmektedir. (bkz. tablo-10) 
 

 
Tablo 10 
 
 
DĠE ADALET ĠSTATĠSTĠKLERĠ 
 
 
CEZAEVĠNE YENĠ GĠREN HÜKÜMLÜLER 
 
YILLAR     SUÇUN KONUSU 
 
 
 
UyuĢturucu madde    UyuĢturucu madde    UyuĢturucu madde 
 
 
 ithal ve ihraç      kullanılmasını      kullanma, satma 
 
 
 edenler  403/1      kolaylaĢtıranlar    satın alma 
 
 
 
 
 
   ile kullananlar 
 
 
 
 
 
   404/1,2 
 
Toplam      Sanık                 Sanık          Sanık 
 
Sanık       Sayısı    Oran        Sayısı   Oran  Sayısı    Oran 
1969  61830        752     %1,216        795    %1,285  1550    %2,506 
1970  54753        626     %1,143        818    %1,493  1544    %2,819 
1971  59412        448     %0,754       1094    %1,841  1657    %2,788 
1972  70090        708     %1,010       1198    %1,709  2100    %2,996 
1973  55138        660     %1,196       1149    %2,083  1904    %3,453 
1974  25585        447     %1,747        654    %2,556  1115    %4,358 
1975  44469        340     %0,764        983    %2,210  1323    %2,957 
1976  49770        436     %0,876       1026    %2,061  1412    %2,937 
1977  36271        229     %0,631        591    %1,629   820    %2,260 
1978  45762        249     %0,544        765    %1,671  1014    %2,215 
1979  36613        223     %0,609        633    %1,728   856    %2,337 
1980  31518        221     %0,701        823    %2,611  1038    %3,293 
1981  36920        392     %1,061        904    %2,448  1296    %3,510 
1982  36520        533     %1,459        875    %2,395  1408    %3,855 
1983  32955        546     %1,656        843    %2,558  1389    %4,214 
1984  27929        421     %1,507        591    %2,116  1012    %3,623 
1985  29443        503     %1,708        522    %1,772  1025    %3,481 
1986  34931        662     %1,895        849    %2,430  1201    %3,438 
1987  39657        678     %1,709        378    %0,953  1056    %2,662 
1988  45821        544     %1,187        399    %0,870   943    %2,058 
1989  41028        447     %1,089        371    %0,9040  818    %1,993 
1990  44826        589     %1,313        488    %1,088 
______________________________________________________________________ 
 
 
Kaynak: 1989 yılına kadarki rakamlar her yıl  
 
 
 
   yayınlanan DĠE Ġstatistikleri adlı eserden   
 
 
   
1989 ve 1990 rakamları ise elden bizzat  
 
 
 
   
alınmıĢtır.
   
 

 
b- Polis istatistikleri 
 
Bu  istatistiklere  baĢvururken  ilkin  fazla  gerilere  gitmeden 
1980  ve  1990  yılları  arasında  10  yıllık  dönemde  Türkiye  çapında 
yakalanan  uyuĢturucu  madde  miktarını  gözönüne  alacağız.  Ġkinci 
olarak  1966  ile  1989  arasında  5  yıllık  dönemler  halinde  polis 
tarafından  ortaya  çıkarılmıĢ  uyuĢturucu  madde  suçu  olgusu  ve 
suçlu sayılarını vereceğiz. 
 
1980'de  yakalanan  esrar  miktarı  2150  kg.  iken  1990'da  bu 
miktar  9647  kg.dır.  1987'den  itibaren  elegeçirilen  esrar 
miktarında  devamlı  bir  yükseliĢ  gözlenmektedir.  1980'de  ele 
geçirilen  eroin  miktarı  107  kg.  iken  bu  miktar  1985'de  330, 
1990'da  ise  807  kg'dır.  Ġlk  defa  olarak  1983'te  elegeçirilen 
kokain  miktarı  15  gram  iken,  1990'da  bu  miktar  1100  gram  olarak 
gerçekleĢmiĢtir.  Yakalanan  sentetik  uyuĢturucularda  da  düzensiz 
olmakla  birlikte  büyük  artıĢ  gözlenmektedir.  (1980-20  tablet, 
1985-1400 tablet, 1990'da 6300 tablet). (bkz. tablo-12). 
 
Ancak  polis  istatistiklerinde  resmi  makamlar  tarafından 
müsadere edilen uyuĢturucu maddelerin miktarı ve cinsi dallarında 
bilgi verilmekte olup, satıcı, içici, kaçakcı vb.den elde edilen 
miktarlar  hakkında  bilgi  yoktur.  Elde  edilen  miktarlar  içinde 
büyük  bir  oranın  Türkiye'de  piyasaya  sürülmek  amacından  ziyade 
Avrupa  ve  Ortadoğu  (özellikle  sentetik  haplar)  ülkelerine  nakil 
ve ihraca yönelik olduğunu gözden uzak tutmamak gerekir. 
 
Öte  yandan  tablo  11'de  polis  tarafından  ortaya  çıkarılan 
uyuĢturucu  suçu  olgusu  ve  suçlu  sayıları  görülmektedir.  Polis 
istatistiklerinin  gerçek  durumu  yansıtmaktan  yoksun  olduğu 
kriminolojik bir olgu olarak belirtilebilir (157). 
 

 
Tablo 11 
 
 
Polis Tarafından Ortaya Çıkarılan Suç Olgusu ve Suçlu  
 
Sayısı 
 
 
 
Yıl 
 
Olgu   
Suçlu  
Erkek Kadın 
 
1966   
1217   
1994   
 
1938   
  56 
 
1970   
1682   
2745   
 
2652          93 
 
1975   
1244   
2204   
 
1566   
  29 
 
1980   
1613   
3414   
 
3251   
 163 
 
1985   
 820   
1345   
 
1290   
  55 
 
__________________________________________________ 
 
Kaynak: 
Mustafa T. YÜCEL, Kriminoloji, Ankara 1986 S. 119
 
 
 
Tablo 12 
 
 
1980-1990 YILLARI ARASINDA TÜRKĠYE'DE ÇAPINDA 
 
Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   28




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin