itaatsiz dönem denir. Bu geçtiğinde, zar yeniden bir
başka impulsu aktarmaya hazırdır.
İmpulsun geçme hızı. İmpulsun geçme hızı, sinir uzantısının büyüklüğüne ve
miyelinle kaplı olup olmamasına bağlıdır. Küçük miyelinsiz uzantılarda, sinir impulsları 2
metre/saniyelik yavaş bir hızda geçerler. Büyük miyelinli uzantılarda impuls 100
metre/saniyeden daha çabuk geçer.
Miyelinli uzantılarda iletimin bu kadar hızlı olmasının nedeni, impulsun, aksonun çıplak
olduğu Ranvier boğumlarının birinden diğerine “sıçrayarak” geçmesidir. İletimin
bu çeşidine
sıçramalı iletim deni
r. Miyelin siniri yalıtır. İyonlar bu maddenin içine
sızamazlar. Bununla birlikte, bu sinir uzantılarında, boğumlardaki zar çok hassastır.
Sıçramalı iletim, sıçramasız iletimden hızlı olduğu kadar, ayrıca depolarizasyon yalnızca
boğumlarda meydana geldiğinden daha da az enerji kullanır. Böylece, impulslar
geçtikten sonra iyonların normal dağılımını sağlamak için daha az aktif taşınım
gerektirir.
Sinir hücre eşikleri. Belirli bir sinir hücresinde bir impulsun başlatılabilmesi için,
uyarının mutlaka belirli bir minimum kuvvette olması gerekir. Her bir sinir hücresinin bir
minimum duyarlılık düzeyi ya da
eşiği vardır. Kuvveti, bu eşiğin altında olan bir uyarı,
nöronda impulslar başlatamaz. Bununla birlikte, eşiğin üzerindeki bir uyarı nöronda
impulsları başlatacaktır. Belirli nöronla iletilen impulslar tamamen benzerdir, yani hepsi
aynı “büyüklükte”dir ve nörondan aynı hızda geçerler. Böylece, bir nöron “ya hep ya hiç”
kuralına göre çalışır. Bir impulsun başlatılıp başlatılmaması, sadece uyarının eşik
düzeyinin altında veya üstünde olasına bağlıdır. Bu durum daha çok bir tüfeğin
ateşlenmesine benzer. Eğer tetiğe yeterli güç uygulanırsa, tüfek ateşler. Fakat
patlamanın büyüklüğü ve merminin hızı her zaman aynıdır. Tetiğin kuvvetli çekilmesinin
hiç bir etkisi yoktur.