GÖz biLİMİ SÖZLÜĞÜ Dr. Ömer Faruk Recep Göz Bilimi Sözlüğü


Tap, choroidal/ koroid musluğu



Yüklə 1,32 Mb.
səhifə20/22
tarix07.01.2017
ölçüsü1,32 Mb.
#5037
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   22

T


Tap, choroidal/ koroid musluğu: Suprakoroidal sıvının skleraya kesi yapılarak boşaltılması. Dry / kuru musluk tablosu: Retina dekolmanı cerrahisinde subretinal sıvı drenajının başarılamaması.

TAPD/ TAPD (tam aferent pupilla defekti): Bkz. Total afferent pupillary defect.

Tarsal/ tarsal: Tarsus ile ilgili; tarsusa ait.

Tarsorrhaphy/ tarsorafi: Genellikle fasiel sinir paralizisi sonrası göz küresinin açıkta kalmasını önlemek amacıyla göz kapaklarının cerrahî olarak kapatılması. Bilateral / bilateral tarsorafi: Hem iç hem de dış açıya yapılan tarsorafi. Central / santral tarsorafi: Göz kapaklarının ortadan birbirine dikilmesi ile kapak aralığının tamamen kapatılması girişimi. Lateral / lateral tarsorafi: Göz kapaklarının lateral tarafta birbirine dikilmesi ile kapak aralığının küçültülmesi girişimi. Permenant / kalıcı tarsorafi: Dikişler alındıktan sonra da açılmayacak şekilde göz kapaklarının birbirine dikilmesi girişimi. Temporary / geçici tarsorafi: Göz kapaklarının kolayca açılabilecek şekilde birbirine dikilmesi.

Tarsus/ tarsus: Göz kapağının şeklini oluşturan bağ dokusu düzlemi.

TBUT/ göz yaşı kırılma süresi testi: Bkz. Tear break-up test.

Teaming, eye/ gözlerin birlikte çalışması: Bkz. Binocularity.

Tear (1), giant/ dev yırtık: Göz küresi içinde 90 derece veya daha fazlası büyüklüğünde olan retina yırtığı. Incomplete U / tam olmayan at nalı yırtığı: L veya J şeklindeki retina yırtığı. Operculated / operkulumlu yırtık: Retina yırtığının flebinin retinadan tamamen ayrışması ile karakterize yırtık. Retinal / retina yırtığı: Dinamik vitreoretinal traksiyon sonucu oluşan retina defekti. U / at nalı yırtık: Tabanı retinaya tutunan, kalkık kısmı arkaya doğru uzanan yırtık.

Tear (2)/ göz yaşı: Gözün ön yüzeyini ıslatan sıvı. Artificial s/ yapay göz yaşı: Kuru göz veya göz yaşı düzensizliklerinin olduğu durumlarda kullanılmak üzere göz yaşına benzer olarak üretilmiş ilaç. Crocodile s/ krokodil göz yaşları: Yemek yerken gözde yaşarma meydana gelmesi.

Tearing/ sulanma: Genellikle ağlama veya herhangi bir irritasyon sonucu refleks olarak artan göz yaşının gözden taşması.

Technique/ teknik, yöntem: Herhangi bir işlemin yapılış tarzı; herhangi bir müdahalede uygulanan kendine has usul; aynı zamanda Bkz. Surgery, Procedure, Operation, Block, Akinesia. Bare sclera / çıplak sklera tekniği: Skarlı konjunktivanın göz küresinden ayrıştırılıp bir konformer ile fornikste tutulduğu yöntem; pterijiyum tedavisinde anormal doku alındıktan sonra skleranın örtülmeden bırakıldığı yöntem. Beyer-Bathrick / Beyer-Bathrick tekniği: Üst kapaktan tarsokonjunktival flep ve yanaktan ilerletme flebi ile alt kapak defektinin onarıldığı teknik. Can opener / konserve açacağı tekniği: Lensin ön zarına dairesel çentikler yapılarak yuvarlak bir parçanın çıkarıldığı kapsüloreksis yöntemi. Chip-and-flip / yontma ve takla attırma tekniği: Nükleusun epinükleustan ayrıştırıldıktan sonra nükleusun yontularak aspire edilidiği ve epinükleusun takla attırılarak alındığı bir fakoemülsifikasyon tekniği. Comberg / Comberg tekniği: Üzerinde radyopak işaretleri bulunan bir kontak lens kullanılarak göz içi yabancı cisimlerinin yerinin tespit edildiği eski bir radyolojik yöntem. Crack-and-flip / kırma ve takla attırma tekniği: Nükleusun epinükleustan ayrıştırıldıktan sonra nükleusun dört parçaya ayrıştırılarak aspire edildiği ve epinükleusun takla attırılarak aspire edildiği bir fakoemülsifikasyon tekniği. Crater-divide and conquer / krater oluşturma- bölme ve yutma tekniği: Fakoemülsifikasyon katarakt cerrahisinde önce nükleusun merkezine derin bir krater açılıp kenardan kırarak ve kırılan parçaların aspirasyonu ile lens içeriğinin alındığı bir teknik. Crawford / Crawford tekniği: Ptozis tedavisinde üst göz kapağının fasya lata ile frontal kasa asıldığı bir teknik. Cutler-Beard / Cutler-Beard tekniği: Üst kapak defektinin alt kapaktan hazırlanan gref ile onarımı. D-ACE : Bkz. Drain-air-cryo-explant technique. Divide and conquer / bölme ve yutma tekniği: Bkz. Crater-divide and conquer technique. Dore / Dore tekniği: Nazal tarafa filmi koyup temporal kısımdan ışın göndererek orbitayı görüntüleme tekniği. Down-slope sculpting / aşağı doğru tıraşlama tekniği: Nükleusun aşağı itilerek üstten aspire edildiği fakoemülsifikasyon tekniği. Drain-air-cryo-explant / drenaj-hava enjeksiyonu-kriyo-eksplant tekniği: Büllöz retina dekolmanında uygulanan bir cerrahi tekniği. Endocapsular / endokapsüler teknik: Bkz. Intercapsular cataract extraction. Envelope / zarf tekniği: Bkz. Intercapsular cataract extraction. Esser / Esser tekniği: Üst kapaktan hazırlanan üçgen fleple alt kapak defektinin onarılması tekniği. Fine / Fine tekniği: Bkz. Chip-and-flip technique, Crack-and-flip technique. Hang-Loose / Hang-Loose tekniği: Geriletilen göz dışı kasın yeni yapışma yerine dikilmemesi, bunun yerine eski yapışma yerine uzun bırakılan sütürlerle tutturulması. Hewes-Beard / Hewes-Beard tekniği: Üst kapak lateral kısmından saplı olarak hazırlanan tarsokonjunktival fleple alt kapak defektinin onarıldığı teknik. Jackson cross-cylinder / Jackson çapraz silindir tekniği: Bkz. Cross cylinder. Koch / Koch tekniği: Bkz. Stop-and-chop technique. Laissez-Faire / Laissez-Faire tekniği: Özellikle medial kantustaki lezyonların eksizyonu sonrası defektin kendiliğinden iyileşmeye bırakılması. Leone / Leone tekniği: Alt kapaktan hazırlanan tarsokonjunktival flep ile üst kapak defektinin onarılması tekniği. Loop suture / lup sütür tekniği: Şaşılık cerrahisinde maksimum geriletme yapıldıktan sonra daha fazla geriletme için sütürün değişik kalınlıklardaki çubuklar üzerinden bağlanarak lup oluşturulması. McCord / McCord tekniği: Üst kapak defektinin alt kapaktan köprülü fleple onarımı esnasında kas ve konjunktiva arasına kıkırdak grefinin yerleştirildiği teknik. Mustarde / Mustarde tekniği: Alt kapaktan hazırlanan üçgen fleple üst kapak defektinin onarılması tekniği. Nagahara / Nagahara tekniği: Bkz. Phaco chop technique. Phaco chop / fako parçalama tekniği: Nükleusun fazla enerji kullanılmadan parçalayıcı alet yardımıyla küçük parçalara ayrıştırılıp aspire edildiği fakoemülsifikasyon tekniği. Phoropter / foropter tekniği: Bir gözün önüne horizontal, diğer gözün önüne vertikal prizma yerleştirilerek yapılan forya ölçümü. Recep’s / Recep tekniği: Dış kantusun alt temporal kısmından 23 gauge iğne ile girilerek hem perioküler cilt anestezisi, hem de retrobulber anestezinin gerçekleştirildiği bir teknik. Scleral buckling / skleral çökertme tekniği: Eksplant kullanılarak yapılan retina dekolmanı cerrahisi. Stop-and-chop / tıpalama ve parçalama tekniği: Fakoemülsifikasyon elciğinin nükleusa saplanmasından sonra parçalayıcı yardımı ile nükleusun ikiye ayrıştırılması, yine parçalayıcılar kullanılarak küçük parçalar oluşturulması ve bu parçaların alınması şeklindeki fakoemülsifikasyon tekniği. Trough divide and conquer / oluk oluşturma- bölme ve yutma tekniği: Nükleusa dikey oluk açılıp kırıldıktan sonra yarı parçaların da tekrar kırılarak aspire edildiği fakoemülsifikasyon tekniği. Von Graefe / Von Graefe tekniği: Bkz. Phoropter technique.

Telangiectasia, idiopathic juxtafoveolar retinal/ idyopatik jukstafoveolar retinal telanjiektazi: Maküla temporal kısmında küçük bir alanı tutan veya foveal avasküler bölgenin kenarında bir saat kadranı büyüklüğünde telanjiektazi ile karakterize durum. Retinal s/ retinal telanjiektaziler: Retina damarlarında genişleme ve kıvrımlanma artışı yanında çok sayıda anevrizma oluşumu, değişen derecelerde sızıntı ve lipit eksüdaların birikmesiyle karakterize bir grup nadir, idyopatik, konjenital, retinal vasküler anomali.

Telecanthus/ telekantus: İnterpupiller mesafenin normal olmasına rağmen interkantal mesafenin normalden fazla olması.

Temple/ kulak kısmı: Gözlüğün kulağa doğru uzanan aksamı. Library / kütüphane tipi kulak kısmı: Kulak üzerinde eğrilmeyen kulak kısmı tipi. Paddle / hafif eğimli kulak kısmı: Bkz. Skull temple. Riding bow / kavisli kulak kısmı: Kulağı saracak şekilde kavisi bulunan kulak kısmı tipi. Skull / hafif eğimli kulak kısmı: Kulak üzerine hafifçe eğilen ve başı da hafif saran kulak kısmı tipi. Spatula / hafif eğimli kulak kısmı: Bkz. Skull temple.

Tenotomy, central/ santral tenotomi: Daha önce maksimum geriletme yapılmış göz dışı kasın yapışma yerinin orta kısmındaki liflerin alınması ile zayıflatma etkisinin artırılması.

Test/ test, test etmek. After-image / ardhayal testi: Fovealardan birinin dikey, diğerinin ise yatay parlak bir ışıkla uyarılarak yönelimlerinin incelendiği bir test. Allen / Allen testi: Üzerinde resimler bulunan kartların giderek daha uzun mesafelerden gösterilmesiyle çocuğun görme keskinliğinin belirlendiği bir test. Alternate cover / ardışık örtme testi: Kapama gözden göze kaydırılırken açılan gözdeki toparlayıcı harekete bakılarak şaşılık muayenesinin yapıldığı test. Base-out prism / tabanı dışa prizma testi: Bir gözün önüne 16 PD’lik bir prizmanın tabanı dışa gelecek şekilde yerleştirilmesiyle göz hareketlerinin izlendiği binoküler tek görme testi. Basic secretion / bazal sekresyon testi: 5 mm genişliğinde, 30 mm uzunluğunda Whatman No. 41 filtre kağıdı kullanılarak, topikal anestezi ile refleks göz yaşarması ekarte edilerek 5 dakika sürede bazal göz yaşı miktarının ölçüldüğü bir test. Behçetin skin / Behçetin cilt testi: Behçet hastalığının tanısı için kullanılan paterji testi. Bichrome / bikrom testi, çift renk testi: Bkz. Duochrome test. Bielschowsky’s / Bielschowsky testi: Paretik siklovertikal kasın tespiti için kullanılan baş eğme testi. Camsiton / Camsiton testi: Bkz. Edrophonium test. Cocain / kokain testi: Horner sendromu tanısı için %5-10’luk kokain göz damlası ile yapılan test. Cold water irrigation / soğuk su irrigasyon testi: Bkz. COWS. Color perception / renk algılama testi: Renkleri belirleme ve ayırma yeteneğini ölçen test. Confrontation visual field / konfrontasyon görme alanı testi: Doktorun, kendi görme alanını dikkate alarak hastanın görme alanını incelediği basit bir test. Consensual light reflex / indirekt ışık refleksi testi: Bir göze ışık tutulduğunda diğer göz pupillasının tepkisinin ölçüldüğü test. Contrast sensitivity / kontrast duyarlılık test: Kontrast duyarlılığı ölçen testlerden her biri. Corneal reflex / kornea refle testi: Fiksasyon yapan gözün önüne prizma yerleştirilip giderek değeri artırılarak ışık reflesinin kayan gözün merkezine düşürülmesi ile kayma ölçümü yapılan bir test. Cover / örtme testi: Bir göz kapatılıp açıkta bırakılan gözün hareketine bakılarak manifest kaymanın belirlendiği test. Dark room / karanlık oda testi: Hastanın 60-90 dakika karanlık bir odada bekletildikten sonra göz içi basıncının ölçümünün yapıldığı bir açı kapanması provokasyon testi. Dark room prone / karanlık odada öne eğilme testi: Riskli dar açıları belirlemek için kullanılan bir test. Depth perception / derinlik algısı testi: Bkz. Stereopsis test. Differential intraocular pressure / ayırıcı göz içi basınç testi: Önce düz bakışta, sonra hareketin kısıtlı olduğu yönlerde bakışta göz içi basıncı ölçülerek nörolojik defektlerin kısıtlayıcı defektlerden ayrımının yapıldığı bir test. Diplopia / diplopi testi: Hastanın bir gözünün önüne kırmızı filtre yerleştirilip Maddox haçına bakması istenerek şaşılık değerlendirmesi yapılan bir test. Direct light reflex / direkt ışık refleksi testi: Işık tutulan pupillanın tepkisinin ölçüldüğü test. Dissimilar image s/ farklı görüntü testleri: İki göze farklı görüntüler sunulup birbirlerine göre olan pozisyonları dikkate alınarak kaymanın değerlendirilmesinin yapıldığı testler. Doll’s head / taş bebek testi: Bebeklerde göz hareketlerinin muayenesi için kullanılan bir test. Baş ani olarak sağa veya sola döndürüldüğünde gözler aksi yöne hareket eder. Duction / düksiyon testi: Giderek artan kuvvette prizmalarla binoküler tek görmeyi muhafaza ederek gözün içe veya dışa dönme yeteneğinin test edilmesi. Duochrome / duokrom testi, çift renk testi: Lenslerin kromatik aberasyon özelliğinden istifade ederek kırılma kusurunun sferik kısmının bulunması. Kişi, kırmızı bölümdeki harfleri yeşil bölümdeki harflerden daha iyi görüyorsa odaklanma retinanın önünde meydana gelmiştir ve negatif lens eklenmesi gerekir. Yeşil daha net görünüyorsa odaklanma retinanın gerisinde meydana gelmiştir ve pozitif lensler kullanılması gerekir. Dye dilution /boya seyrelmesi testi: Topikal olarak damlatılan boyanın göz yaşı tabakasından kaybolması esasına dayanan göz yaşı testi. Edridge-Green / Edridge-Green renkli fenerleri: Fenerlerin renginin fenerin önüne konan değişik özellikteki perdelenmelere rağmen ayırt edilebilmesi esasına dayanan bir renk görme testi. Edrophonium / edrofonyum testi: Miyasteni gravis tanısında edrofonyum kullanılarak ptozis ve diplopinin incelendiği bir test. Farnsworth-Munsell’s / Farnsworth-Munsell testi: Değişik renk tonlarına sahip pulların belli bir sırada dizilmesini esas alan renk görme testi. Farnsworth-Munsell 100 hue / Farnsworth-Munsell 100 renk testi: Bkz. Farnsworth-Munsell’s test. Finger tension / parmakla göz içi basınç ölçümü: Hasta aşağı bakarken üst kapaklardan göz küresine basınç uygulanarak göz içi basıncının ölçümü. Fixation / fiksasyon testi: Bir gözün önüne 16 PD tabanı dışarıda prizma yerleştirilip diğer gözün kapatıldığı, daha sonra bu gözün açılarak hareketlerin izlenmesiyle çocuklarda görme konusunda fikir sahibi olunan bir test. Fluorescein disappearance / flüoresein kaybolma testi: Bkz. Dye dilution test. Flying corpuscle / uçuşan parçacık testi: Perifoveal kapillerlerde hareket etmekte olan lökositlerin göz içinde algılanmasına dayanan bir görme testi. Forced duction / zorlamalı düksiyon testi: Bir göz kasının bağlanma noktasından dişli pensetle kavranıp çekilmesiyle nörolojik defektlerin kısıtlayıcı defektlerden ayrımının yapıldığı bir test. 4 base-out / 4 tabanı dışa prizma testi: Mikrotropyada, görüntünün tabanı dışa prizma üzerinden yer değiştirmesi esasına dayanarak küçük skotomun tespitini sağlayan bir test. Frisby / Frisby test: Her biri rasgele yerleştirilmiş küçük şekillerin bulunduğu dört adet karenin yer aldığı üç saydam plastik levhadan oluşan üç boyutlu görme testi. Fusion / füzyon testi: Her bir gözden gelen görüntünün tek görüntüye dönüştürülmesi yeteneğini belirleyen test. Glare / kamaşma testi: Kamaşma meydana getiren bir uyarıdan önce ve sonra kişinin fonksiyonel görmesinin objektif olarak tespit edildiği bir test. Grating / siyah-beyaz çizgi testi: Siyah-beyaz çizgilerle yapılan görme keskinliği veya kontrast duyarlılık testi. Hardy-Rand-Ritter / Hardy-Rand-Ritter testi: Psödoizokromatik kartlardan yapılmış ve geometrik şekiller içeren bir renk görme testi. Head tilt / baş eğme testi: Bkz. Bielschowsky’s test. Hering-Bielschowsky afterimage / Hering-Bielschowsky ardhayal testi: Bkz. Afterimage test. Hess (screen) / Hess (perdesi) testi: Normal retinal korespondansı olan paretik veya paralitik şaşılıklı hastalarda hangi kaslarda tutulum olduğunu değerlendirmede kullanılan bir test. Hirschberg / Hirschberg testi, korneadan ışık yansıması testi: Gözlere tutulan ışığın reflelerinin pupillaya göre durumu değerlendirilerek şaşılık tip ve derecesinin belirlendiği bir şaşılık testi. Hundreds and thousands sweet / küçük şeker testi: Çocukların çok sayıda küçük şekeri yakın mesafeden toplayabilmesi ile görme düzeyinin belirlendiği test. Holmgren’s / Holmgren yün yumakları: Hastaya yeşil veya kırmızı bir yumak gösterilip bu renge uygun yumakları seçmesi istenerek yapılan renk görme testi. Jaeger / Jaeger testi: Her sırada giderek küçülen yazılardan oluşan yakın görme testi. Jones I / Jones I testi: Flüoreseinin konjunktiva kesesinden buruna pasif geçişinin olup olmadığının izlendiği test. Jones II / Jones II testi: Jones I testinde burunda flüoresein izlenmediği takdirde lakrimal kesenin irrigasyonu ile burunda flüoresein tespit edilip edilmediğinin incelendiği test. Kay single picture / Kay tek resim testi: İki yaşındaki çocukların görme keskinliğini test etmede kullanılan, her bir kartta tek resim bulunan test. Kestenbaum’s limbus / Kestenbaum limbus testi: Düksiyonların derecelendirilmesi ile şaşılığın restriktif mi, yoksa paralitik mi olduğu konusunda bilgi veren test. Krimsky / Krimsky testi, prizma ile ışık yansıması testi, prizma refle testi: Giderek artırılan prizma değerleriyle ışık reflelerinin simetrisi sağlandığında kaymanın miktarı tespit edilmiş olur. Lacrimal irrigation / lakrimal irrigasyon testi: Bkz. Jones II test. Lactoferrin / laktoferrin testi: Keratokonjunktivitis sikka tanısı için göz yaşında laktoferrine bakılan immün inceleme. Lancaster red-green / Lancaster kırmızı-yeşil testi: Hastanın kırmızı ve yeşil camları olan gözlük taktıktan sonra 1 m’den, üzerinde açısı kalibre edilmiş kareler bulunan bir perdeye bakarak kırmızı ve yeşil fenerlerin ışıklarını üst üste getirmeye çalıştığı, böylece horizontal, vertikal ve torsiyonel sübjektif kayma açısının belirlendiği bir test. Lang / Lang testi: Üzerine yerleştirilen silindirik merceklerin hedefin ancak bir gözle görülmesine izin verdiği, özel gözlük gerektirmeyen üç boyutlu görme testi. Lang two-pencil / Lang iki kalem testi: Bkz. Two-pencil test. Lea / Lea testi: LogMAR sistemine uygun şekilde düzenlenmiş, 3 m’den uygulanan bir görme keskinliği testi. Lees / Lees testi: Hess perdesine benzeyen, fakat gözlerin ayrıştırılmasının kırmızı-yeşil camlar yerine bir ayna ile sağlandığı test. Lysozyme / lizozim testi: Göz yaşındaki lizozim konsantrasyonuna bakılarak keratokonjunktivitis sikka hakkında bilgi sahibi olunan bir test. Macular photostress / maküler fotostres testi: Hastanın gözüne ışık tutulup görme keskinliğine bakılarak maküler disfonksiyon olup olmadığının incelendiği test. Maddox rod / Maddox çubuğu testi: Bir göze Maddox çubuğu takılarak kaymaların incelendiği bir test. Mr. Happy / Mr. Happy testi: Çocuktan hangi sayfada yüz resmi olduğunu göstermesi istenerek yapılan bir kontrast duyarlılık testi. Multiple picture / çok sayıda resim testi: İki yaşındaki çocuklara çok sayıda resim gösterilerek görme keskinliklerinin belirlendiği test. Mydriatic provocative / midriyazis ile provokasyon testi: Bir göze %0,5 tropikamid damlatıldıktan 1 saat sonra göz içi basıncının ölçüldüğü bir açı kapanması provokasyon testi. Near point of convergence / konverjans yakın noktası testi: Burna doğru yaklaştırılan bir cisimle konverjans yakın noktasının ölçüldüğü test. Neutral density filter / nötr yoğunluk filtresi testi: Nötr yoğunluk filtreleri kullanılarak fonksiyonel ambliyopinin organik ambliyopiden ayrıştırıldığı bir test. Panel D-15 / Panel D-15 testi: Pilot test nesneleri arasına renkli taşların tonlarına uygun olarak sıralanmasını esas alan bir renk görme testi. Paredrine / Paredrine testi: Üçüncü nöron Horner sendromunu birinci ve ikinci nöron Horner sendromlarından ayırmak için %1 hidroksiamfetamin (Paredrine) kullanılarak yapılan test. Parks / Parks testi: Bkz. Parks-Bielschowsky test. Parks-Bielschowsky / Parks-Bielschowsky testi: Vertikal hareket eden tek bir kastaki kazanılmış zayıflıktan dolayı hastada vertikal kaymanın bulunduğu durumda üç basamakta zayıf kasın bulunmaya çalışıldığı test. Perimeter corneal reflex / perimetre ile kornea refle testi: Hasta, tercih ettiği gözle merkezdeki noktaya bakarken diğer göze ışık düşürülerek kaymanın hesaplandığı bir yöntem. Phenylephrine / fenilefrin testi: Tarsal kas işlevinin tespiti için %10 fenilefrin damlası ile yapılan test. Photostress (recovery) / fotostres testi: Görme pigmentlerinin ışıkla ağartılması esasına dayanan karanlık adaptasyon testinin kabaca uyarlanmış bir şekli. Pinhole vision / pinhol görme testi: Göz önüne ortasında delik bulunan bir lens yerleştirilerek görme keskinliğinin belirlendiği test. Primary dye / primer boya testi: Bkz. Jones I test. Prism cover / prizma örtme testi: Tabanı kaymanın tersi yönünde yerleştirilen değişik derecelerdeki prizmalar kullanılarak, aynı zamanda ardışık örtme yapılarak kaymanın derecesinin belirlendiği test. Prone provocative / öne eğilme testi: Hastanın 30-45 dakika öne eğik şekilde bekletildikten sonra göz içi basıncının ölçüldüğü bir açı kapanması provokasyon testi. Pursuit / yavaş takip testi: Gözlerin hareketli bir cismi takip etme yeteneğini ölçen test. Random dot E / tesadüfi noktalı E testi: Polarılmış gözlükle sabit büyüklükteki E harfine farklı uzaklıklardan bakılarak stereopsisin saptandığı bir test. Red glass / kırmızı cam testi: Bir gözün önüne kırmızı numarasız bir lens yerleştirilip, kaymanın tipine göre tabanı uygun şekilde yerleştirilmiş prizmalar kullanılarak hasta fiksasyon lambasına bakarken beyaz ve kırmızı ışığa ait horizontal ve vertikal diplopinin giderilmesiyle kaymanın direkt ölçümünün yapıldığı bir diplopi testi. Refraction / refraksiyon testi: Gözün kırılma kusurunun ve bunu düzeltecek en iyi gözlük camının tespit edildiği test. Regurgitation / regürgitasyon testi: Lakrimal kese bölgesine basınç uygulanarak punktumlardan sıvı çıkışının izlendiği, buna göre nazolakrimal sistemde tıkanıklığın yerinin tespit edildiği bir test. Rose bengal staining / rose bengalle boyanma testi: Göz yüzeyindeki hasarlı epitel hücrelerinin %1 rose bengal solüsyonu kullanılarak gösterildiği bir test. Rotation / döndürme testi: Çocuğun 360 derece döndürülmesi ile gözlerde ortaya çıkacak olan hareket dikkate alınarak görme keskinliği değerlendirmesi yapılan test. Saccadic / sakkadik test: Gözlerin hızlı ve hassas hareket yeteneğini ölçen test. Saccharin / sakarin testi: Bkz. Taste test. Schirmer I/ Schirmer I testi: 5 mm genişliğinde, 30 mm uzunluğunda Whatman No. 41 filtre kağıdı kullanılarak, 5 dakika sürede toplam göz yaşı miktarının ölçüldüğü bir test. Schirmer II/ Schirmer II testi: 5 mm genişliğinde, 30 mm uzunluğunda Whatman No. 41 filtre kağıdı kullanılarak, burun mukozası pamuk uçlu bir çubukla irrite edilip 2 dakika sürede refleks göz yaşı miktarının ölçüldüğü bir test. Secondary dye / sekonder boya testi: Bkz. Jones II test. Seidel / Seidel testi: Flüoresein kullanılarak göz içinden dışına sıvı sızıntısının olup olmadığının kontrol edilmesi. Seperate image s/ ayrı görüntü testleri: Her bir göze ayrı görüntüler sunularak kayma ölçümünün yapıldığı testler. Sheridan-Gardiner / Sheridan-Gardiner testi: Tek harf optotiplerinin eşleştirilmesi şeklinde çocukların görme keskinliğinin ölçüldüğü test. Snellen visual acuity / Snellen görme keskinliği testi: Bkz. Snellen’s chart. Sonksen-Silver / Sonksen-Silver testi: Çocuğun, gösterilen harfi belli bir grup harf içinden seçerek eşleştirmesi gereken görme keskinliği testi. Spinning / bebekle birlikte dönme testi: Hekim, bebeği dik tutup çevirdiğinde gözlerde dönmenin aksi yönünde hareket ortaya çıkar. Stereopsis / stereopsis testi: Görme sisteminin değişik cisimlerin uzaklıklarını kestirebilme yeteneğini ölçen test. STYCAR (Screening Test for Young Children and Retardates)/ STYCAR testi (Küçük Çocuklar ve Gelişme Geriliği Olanlar için Tarama Testi): Çocuğun, muayene eden kişinin gösterdiği harfle aynı harfi göstermesi esasına dayanan bir görme keskinliği testi. Suppression / supresyon testi: Beynin herhangi bir görüntüyü ihmal etme eğiliminin olup olmadığını belirleyen test. Swinging flashlight / sallanan fener testi: Gözlere ardışık olarak ışık düşürülmesiyle pupillanın durumunun kontrol edildiği test. Tangent screen / tanjant perdesi testi: Tanjant perdesi ile yapılan görme alanı testi. Taste / tat testi: Tatlı bir maddenin göze uygulanmasından sonra tadının alınıp alınmamasına dikkat edilerek nazolakrimal sistemin incelendiği bir test. Tear (film) break-up time / göz yaşı kırılma süresi testi: Göze flüoresein damlatıldıktan sonra göz yüzeyinde noktaların oluşmaya başladığı sürenin tespit edilmesiyle göz yaşının kalitesi hakkında bilgi veren bir test. Tear quality / göz yaşı kalite testi: Göz yaşı kalitesini ölçen testlerden her biri. Tear quantity / göz yaşı miktarı testi: Göz yaşı miktarını ölçen testlerden her biri. Tear secretion s/ göz yaşı salgılama testleri: Kronik göz yaşarmasının sebebinin tespiti için yapılan testler. Teller preferential looking / Teller tercihli bakış testi: Bkz. Forced choice preferential looking. Tensilon / Tensilon testi: Bkz. Edrophonium test. Titmus / Titmus testi: Sağ tarafta büyük bir sinek resmi, sol tarafta bir dizi halka ve hayvan resimleri bulunan iki levhadan oluşmuş ve polarılmış gözlükle izlenen üç boyutlu görme testi. TNO random dot / TNO tesadüfi nokta testi: Birbirlerini tamamlayıcı renklerden meydana gelmiş tesadüfi noktalarla oluşturulan ve her biri değişik şekiller içeren yedi levhadan oluşmuş, kırmızı-yeşil gözlükle bakılan üç boyutlu görme testi. Traction / traksiyon testi: Bkz. Forced duction test. Two-pencil / iki kalem testi: Hastanın gözleri açıkken elindeki kalemin ucunu muayene eden kişinin elindeki kalemin ucuna değdirmeye çalışması ile yapılan bir stereopsis testi. Uncover / açma testi: Kapatılıp açılan gözün hareketine bakılarak forya tipi kaymaların belirlendiği test. Vestibulo-ocular reflex / vestibulo-oküler refleks testi: Bkz. Spinning test. Visuscope motor / vizüoskop motor testi: Oftalmoskop içindeki yıldıza baktırılarak hastanın santral fiksasyonunun kontrol edildiği test. Visuscope sensory / vizüoskop duyu testi: Vizüoskop yıldızı ambliyop gözde fovea nazal kısmına düşürülerek eksantrik görme veya fiksasyonun değerlendirildiği test. Warm water irrigation / sıcak su irrigasyon testi: Bkz. COWS. Water drinking / su içme testi: Açık açılı glokomun tanısında kullanılan bir tetikleme testi. Watzke-Allen / Watzke-Allen testi: Gerçek maküla deliğini yalancı delikten ayırmak için yarık ışıkla yapılan test. Worth four-dot / Worth dört nokta testi: Hastanın, bir gözünün önüne kırmızı, diğer gözünün önüne yeşil cam konulan bir gözlükle üstte kırmızı, altta beyaz ve ortada iki adet yeşil ışık bulunan şablona bakmasıyla normal binoküler görme, supresyon veya diplopinin ortaya çıkarıldığı test.

Tetartanope/ tetartanop: Tetartanopisi olan.

Tetartanopia/ tetartanopi: Kadrantanopi; sadece kırmızı ve yeşil renklerin algılandığı, sarı ve mavinin grinin tonları şeklinde görüldüğü renk körlüğü.

Theory, dilator muscle/ dilatatör kas teorisi: Primer açı kapanması glokomunun mekanizmasını iris dilatatör kasının kasılmasının bir arka vektör oluşturduğu şeklinde açıklayan teori. Direct mechanical / direkt mekanik teori: Kronik olarak yüksek seyreden göz içi basıncının retina sinir liflerine lamina kribrozadan geçişleri esnasında doğrudan zarar verdiğini öne süren teori. Ischemic / iskemik teori: Optik sinir başında yer alan aksonlara ait mikrovasküler yapının zayıf düşmesinin glokomatöz hasarın patogenezinde rol oynadığını öne süren teori. Nerve fiber layer / sinir lifleri tabakası teorisi: Görme aksonlarının harabiyeti ile birlikte kapillerleri bulunduran glial kolonlar arasından geçen sinir lifleri demetlerinin kalınlığında ve yapısında meydana gelen değişikliklerin disk solukluğunu meydana getirdiğini ifade eden bir teori. Sphincter muscle / sfinkter kas teorisi: Primer açı kapanması glokomunda pupilla sfinkterini bir numaralı tetikleyici faktör gösteren teori. Vascular glial / vasküler glial teori: Optik sinir harap olunca kan akımının azalması ve normal diskte görülebilen küçük damarların görüntüden kaybolması, buna ek olarak optik atrofiyle birlikte sinir başında glial doku yapılmaya başlanması ile kazanılmış disk solukluğunu izah eden bir teori.

Therapy/ terapi, tedavi. CAM / CAM tedavisi: Yüksek kontrastlı ve hareket eden siyah-beyaz çizgilerden oluşmuş disklere bakarken disklerin üzerinde bulunan daha çok bulmaca çözme şeklindeki testle ambliyop gözün görmesinin artırılması. Corneal refractive / korneal refraktif terapi: Korneaya yeni bir şekil vermek ve düzeltici lenslere ihtiyacı azaltmak amacıyla sert gaz geçirgen kontak lensler ile yapılan deneme. Occlusion / kapama tedavisi: Bkz. Occlusion. (Optometric) vision / (optometrik) görme tedavisi: Bkz. Orthoptics. Photoradiation / fotoradyasyon tedavisi: Sistemik olarak uygulanan hematoporfirin türevinin tümör dokusu tarafından emilmesi sonrasında kırmızı lazer uygulanarak tümör hücrelerinin öldürülmesi tekniği. Subconjunctival / subkonjunktival tedavi: Bazı göz hastalıklarının subkonjunktival enjeksiyonlar yapılarak tedavisi.

Thermokeratoplasty, laser/ lazer termokeratoplasti: Bkz. Laser thermal keratoplasty. Radial / radyal termokeratoplasti: Merkezî görme bölgesinin dışında belli kornea meridyenlerine ısı uygulaması ile hipermetropinin tedavi edildiği bir yöntem.

Thermosclerostomy, Scheie/ Scheie termosklerostomi: Bkz. Scheie procedure.

Thermotherapy, transpupillary/ transpupiller termoterapi: Infrared bir diod lazerle doku içinde ısı artışı sağlanarak tümör ve anormal damar gibi belli lezyonların tedavi edilmesi.

Thickness, center/ merkez kalınlığı: Kontak lensin geometrik merkezde ön ve arka yüzeyleri arasındaki mesafe.

Threshold, visible/ görme eşiği: Statik olarak sunulduğunda sürenin %50’sinde fark edilen uyarının aydınlığı.

Tilt, pantoscopic/ pantoskobik eğim: Horizontal eksen çevresinde gözlüğe verilmesi gereken eğim.

TM/ trabeküler ağ: Bkz. Trabecular mesh(work).

Tomography, Heidelberg retinal/ Heidelberg retinal tomografi: Optik diskin ve peripapiller retina bölgesinin üç boyutlu görüntüsünü elde edebilen ve yüksek tekrarlanabilirlik analizini yapan bir konfokal tarayıcı oftalmoskop. Optical coherence / optik koherens tomografi: Diod lazer kullanılarak gözden derinlemesine kesitler alabilen ve bu şekilde retina ve sinir lifi tabakasının kalınlıklarının ölçülebildiği bir teknik.

Tonograph/ tonograf: Göz içi basıncını devamlı olarak kaydeden âlet.

Tonography/ tonografi: Göz içi basıncının tonograf aracılığıyla devamlı olarak kaydedilmesi.

Tonometer/ tonometre: Göz içi basıncını ölçen alet. Air-puff / hava üflemeli tonometre: Kornea merkezi kısmının prizma yerine hava kullanılarak düzleştirildiği, Goldmann aplanasyon prensibini kullanan ve göze temas etmeyen bir tonometre. Draeger / Draeger tonometresi: Elektrikli motora sahip ve taşınabilir, aplanasyon yöntemiyle çalışan bir tonometre. Goldmann applanation / Goldmann aplanasyon tonometresi: 3,06 mm çapında iki prizmadan oluşan değişken güçlü bir tonometre. Mackay-Marg / Mackay-Marg tonometresi: Skarlı veya düzensiz korneaya sahip gözlerde basıncın ölçümü için kullanılabilen, taşınabilir, elektronik aplanasyon tonometresi. Maklahov / Maklahov tonometresi: Hasta sırtüstü yatarker ölçüm yapabilen ve aplanasyon yöntemiyle çalışan bir tonometre. Noncontact : Bkz. Air-puff tonometer. Perkins / Perkins tonometresi: Goldmann prizmasının küçük bir ışık kaynağına adapte edilmiş şeklini kullanan, elde taşınabilir bir tonometre. Pneumatic / pnömatik tonometre: Bkz. Pneumotonometer. Schiotz / Schiotz tonometresi: Değişik ağırlıklarla korneanın çökertilerek göz içi basıncının ölçüldüğü alet.

Tonometry/ tonometri: Göz içi sıvı basıncını ölçmek için kullanılan yöntem. Applanation / aplanasyon tonometrisi: Birim alan başına uygulanan gücü ölçen tonometri yöntemi. Impression : Bkz. Indentation tonometry. Indentation / indentasyon tonometrisi: Değişik ağırlıklarla korneanın çökertildiği, çökertme miktarının bir cetvel yardımıyla milimetre civa şekline çevrildiği tonometri yöntemi.

Tono-pen: Elde tutularak kullanılan ve pille çalışan bir tonometre.

Topographic(al)/ topoğrafik: Belli bir vücut bölgesi ile ilgili.

Topography/ topoğrafya: Belli bir vücut bölgesinin anatomik anlamda ayrıntılarıyla incelenmesi. Corneal / korneal topoğrafya: Korneaya ait kırılma kusurlarını daha detaylı görebilmek için haritasının çıkarıldığı yöntem.

Toric/ torik: İki farklı eğrilik yarı çapına sahip yüzey.

Toxin, Botulinum (type A)/ botulinum toksini tip A: Meydana getirmiş olduğu geçici paralizi nedeniyle bazı göz kapağı hastalıkları ve şaşılıkların tedavisinde kullanılan bir madde.

Trabecular/ trabeküler: Trabeküllerle ilgili; bölmeciklerle ilgili; bölmecikler gösteren.

Trabeculectomy/ trabekülektomi: Lameller bir sklera flebi altından küçük sklera parçasının çıkarıldığı filtran glokom cerrahisi.

Trabeculitis/ trabekülit: Trabekül dokusunun iltihabı.

Trabeculodysgenesis, isolated/ izole trabekülodisgenezi: Trabekülde, başka büyük göz anomalilerinin eşlik etmediği, iridotrabeküler birleşim yerini de içine alacak şekilde ortaya çıkan bir gelişme bozukluğu.

Trabeculoplasty, laser/ lazer trabeküloplasti: Glokomun tedavisinde trabeküle küçük yanıklar uygulanarak aközün dışa akımının artırıldığı ve göz içi basıncının azaltıldığı argon veya diod lazer girişimi.

Trabeculotomy/ trabekülotomi: Açının yeterince görülmesini engelleyen kornea bulanıklığına sahip gelişimsel glokomlu olgularda tercih edilen bir eksternal gonyotomi girişimi.

Trabeculum/ trabekül: Bkz. Trabecular mesh(work).

Trachoma/ trahom: Chlamydia trachomatis’in kornea ve konjunktivada meydana getirdiği kronik enfeksiyöz hastalık.

Trachomatous/ trahomla ilgili.

Tracker, eye/ göz izleyicisi: Ekzimer lazer bilgisayarı tarafından yönlendirilen, gözün hareketlerine göre ışına yön veren cihaz.

Tracking, eye/ gözün izleme yeteneği: Gözün fazla gayret sarf etmeden hareket eden bir hedefi izleyebilme yeteneği.

Tracks, bear/ ayı izleri: Retinada grup halindeki konjenital pigmentasyonlar için tanımlayıcı bir terim; fundusta bir çeşit benign pigment birikimi.

Tract/ traktus, sistem: Birbirine bağlı belli organların oluşturduğu sistem; özellikle sinir liflerinin oluşturduğu kordon veya demet. Geniculocalcarine / genikulokalkarin traktus: Bkz. Optic radiation. Optic / optik traktus: Optik kiazma ile lateral genikulat cisim arasında yer alan görme lifleri. Uveal / üveal sistem: Gözde iris, silier cisim ve koroidin oluşturduğu yapı.

Traction, anteroposterior/ anteroposterior traksiyon: Çekişin retinadan vitreus tabanına doğru olduğu traksiyon. Dynamic / dinamik traksiyon: Hızlı göz hareketleriyle oluşan ve vitreus merkezine doğru çekme yapan traksiyon. Static / statik traksiyon: Göz hareketlerinden bağımsız olarak meydana gelen traksiyon. Tangential / yüzeysel traksiyon: Epiretinal veya subretinal membranların kontraksiyonu sonucu retina yüzeyine paralel gelişen traksiyon. Vitreoretinal / vitreoretinal traksiyon: Vitreus kökenli yapıların retina üzerine uyguladığı kuvvet.

Training, eye/ göz eğitimi: Bkz. Orthoptics. Vision / görme eğitimi: Bkz. Orthoptics. Visual / görme eğitimi: Bkz. Orthoptics.

Tranaglyph/ tranaglif: Gözlerin birlikte hareket yeteneklerini geliştirmek için kırmızı/ yeşil gözlüklerle kullanılan kırmızı/ yeşil hedefler.

Transconjunctival/ transkonjunktival. Konjunktivadan geçilerek; konjunktivadan yapılan kesi ile.

Transillumination/ transilüminasyon: Küçük bir el lambası skleradan uygulanarak pupillanın kırmızı reflesinin izlendiği, göz içi tümörleri ve iris atrofisi konusunda bilgi veren bir test.

Translocation, foveal/ foveal translokasyon: Foveanın yeni, sağlıklı bir koroid, Bruch membranı ve pigment epiteli üzerine cerrahi olarak kaydırılması.

Translucent/ yarı saydam.

Transplant(ation)/ nakil. Corneal / kornea nakli: Bkz. Keratoplasty.

Transposition (1)/ transpozisyon: Bir doku parçasını yerinden tamamen ayırmadan kesip başka bir yere yapıştırma ameliyatı.

Transposition (2)/ transpozisyon: Bir organın olağan dışı bir yerde bulunması.

Transposition (3)/ transpozisyon: Sferosilindir bir lensin güçlerinin bir silindir formundan diğer bir silindir formuna dönüştürülmesi.

Treatment, grid/ grid tedavisi: Diyabetik retinopatide özellikle makülayı tutan lezyonların tedavisinde kullanılan bir lazer tedavi yöntemi. Orthoptic / ortoptik tedavi: Bkz. Orthoptics.

Trepano-trabeculectomy: Bkz. Goniotrephination.

Trephination, covered Elliot’s/ örtülü Elliot girişimi: Bkz. Covered goniotrephination. Elliot’s / Elliot trefinasyonu: Limbustan tam kat sklera bloğunun çıkarıldığı bir glokom girişimi.

Trephine/ trefin: Düğme şeklinde küçük parça çıkarmada kullanılan cerrahî âlet.

TRIC/ trahom inklüzyon konjunktiviti: Bkz. Trahoma-inclusion conjunctivitis.

Triad, Hutchinson’s/ Hutchinson üçlüsü: Klasik olarak konjenital sifilisin geç döneminde görülen sinir tipi sağırlık, interstisyel keratit ve Hutchinson kesici dişlerinden oluşan üç bulgu.

Trichiasis/ trikiazis: Kirpiklerin göze değecek şekilde içe dönüşü.

Trichromatism/ trikromatizm: Üç renk gösterme hali. Anomalous / anormal trikromatizm: Üç tip koninin çalıştığı, ancak birinin diğer ikisi kadar iyi çalışmadığı renk görme bozukluğu.

Trifocals/ trifokal lensler: Bkz. Trifocal lenses.

Trigger happy patient: Görme alanı incelemesinde devamlı düğmeye basarak yüksek oranda bir yanlış pozitif skor ortaya çıkaran hasta.

Triplopia, binocular/ binoküler triplopi: İki gözle bir cismin üç görüntüsünün görülmesi.

Tritan/ tritan: Tritanomali veya tritanopi ile ilgili; tritanomali veya tritanopisi olan.

Tritanomaly/ tritanomali: Mavi dalga boylarına karşı nispî duyarsızlık.

Tritanopia/ tritanopi: Mavi dalga boylarına karşı duyarsızlık.

Trochlea/ troklea: Organ veya oluşumun makara görevi yapan veya makaraya benzeyen kısmı. of superior oblique muscle/ superior oblik kası trokleası: Orbitanın üst nazal ön kısmında bulunan ve içinden superior oblik kasının tendonunun geçtiği fibrökartilaj halka.

Trochlear/ troklear: Troklea ile ilgili; troklea şeklinde; troklea niteliğinde.

Tropia/ tropya: Gözlerin manifest kayması.

Troposcope/ troposkop: Bir çeşit büyük ambliyoskop.

TTT/ TTT (transpupiller termoterapi): Bkz. Transpupillary thermotherapy.

Tube, Jones/ Jones tüpü: Kanalikül sisteminde bozukluk olduğu zaman yapılan konjunktivodakriyosistorinostomi girişiminde karünkülden yerleştirilen cam tüp. Lester Jones / Lester Jones tüpü: Bkz. Jones tube. Molteno / Molteno tüpü: Bazı glokom olgularında aközü subkonjunktival aralığa iletmek için cerrahi olarak yerleştirilen bir tüp.

Tubercle/ tüberkül: Kemik üzerindeki küçük yuvarlak tümsek. Marginal (of zygomatic bone)/ (zigomatik kemiğin) marjinal tüberkül(ü): Orbita lateral kenarının hemen gerisinde, zigomanın frontal uzantısında, levator aponörozu, lateral palpebral ligament ve lateral kontrol ligamentinin yapıştığı kabarıklık.

Tucking/ katlama: Bir kasın güçlendirilmesi için kendisinin veya tendonunun katlanması işlemi.

Tumor, benign mixed-cell/ benign karma hücreli tümör: Bkz. Pleomorphic lacrimal gland adenoma. Intraocular / göz içi tümör: Göz içi yapıları ilgilendiren veya göz içi yapılardan köken alan tümör. Orbital / orbital tümör: Göz arkası veya çevresinde yer alan iyi veya kötü huylu tümör.

Tunic/ tunik: İnce tabaka. Fibrous / fibröz tunik: Gözün sklera ve korneadan oluşan dış koruyucu tabakası. Internal / iç tunik: Gözün, duyu retina, pigment epiteli, iris ve silier cismin arka kısımlarından oluşan iç tabakası. Vascular / vasküler tunik: Bkz. Uveal tract.

Tunica vasculosa lentis/ tunika vasküloza lentis: Embriyonik dönemde lensi besleyen damar kılıfı.

20/20 / 10/10, 1,0: Normal görmeyi ifade eden sayısal değer. 20/20 ifadesinde payda ne kadar büyürse görme kaybının o kadar fazla olduğu anlaşılır. Örn. 20/400, normal kişinin 20 feet mesafede gördüğünü bu kişinin ancak 20 feet mesafede görebildiğini göstermektedir. Türkiye’de daha çok 10 sıralı Snellen eşeli kullanılmaktadır. Buna göre payda sabit kalmakta, görme azaldıkça pay küçülmektedir. Yani 6 metre mesafeden normal kişi 10/10 sıra görürken görme kaybı olan kişi 9/10 veya daha az görmektedir.

Yüklə 1,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin