İlköğretim öğrencilerinde fizik büyüme-gelişme ve bunu etkileyen etmenler



Yüklə 381,66 Kb.
səhifə3/4
tarix10.03.2017
ölçüsü381,66 Kb.
#10893
1   2   3   4
Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığının afetlere hazırlık durumunun değerlendirilmesi [The evaluation of disaster preparedness of fire department of Ankara metropolitan municipality.] /Mustafa Oğuz Adıgüzel
Danışman:Doç.
Dr.Kerim Hakan Altıntaş
Yer
Bilgisi:Hacettepe Üniversitesi-Tıp Fakültesi-Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Konu
Başlıkları:Halk Sağlığı
Dizin
Terimleri:İtfaiye=Fire department-İtfaiyeci=Fireman-Yangın=Fire

Onaylandı,Tıpta Uzmanlık,Türkçe,2010,215 s.

tez no:260433 tam metin:26.7.2013 tarihine dek kısıtlı

Özet
Bu çalışma ile Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nın personel ve kurum bazında afetlere hazırlık durumu değerlendirilmesi yapılmış ve itfaiyenin 2008 yılı gider durumu incelenmiştir. Araştırma 23.03.2009-01.06.2010 tarihleri arasında yapılmıştır. Çalışmada veriler anket yöntemi ile derlenmiştir. Personelin %76,5’i çalışmaya katılmıştır. Personel sayısı bin nüfus başına 0,12 bulunmuştur. Katılımcıların yaş ortalaması 45,3±5,0 bulunmuştur. Çalışmaya katılanların %98,6’sını erkekler, %65,8’ini lise ve üstü öğrenim seviyesinde olanlar oluşturmuştur. Katılımcıların %27,4’ünde sürekli ilaç kullanmalarını gerektirecek bir hastalık vardır. Çalışanların %36,2’si afet ya da yangında görev yaparken yaralanma / hastalık yaşamıştır. Katılımcıların %85,0’ının 11 yıl ve daha uzun süredir kurumlarında çalıştığı, %75,1’inin mesleki spor yapmadığı bulunmuştur. Araştırmaya katılanların %89,0’u ilk yardım kursu, %84,8’i kurumlarında mesleğe hazırlık eğitimi, %96,2’si hizmet içi eğitim almıştır. İtfaiyecilerin %93,4’ü yangın söndürme, %80,5’i trafik kazasına müdahale, %72,0’ı yangında arama kurtarma müdahalesini yeterli düzeyde yaptıklarını belirtmiştir. Son bir yıl içinde katılımcıların %5,0’ı masabaşı afet tatbikatına, %19,2’si saha afet tatbikatına katılmıştır. Katılımcıların %93,4’ü herhangi bir afet / acil durum / kazada görev almıştır. İtfaiyecilerin görev esnasında en çok karşılaştıkları problem koordinasyon sorunu olmuştur. Araştırmaya katılanların %70,1’i kişisel koruyucu donanım kullandığını belirtmiştir. Çalışanların %75,0’ından çoğu afetlere ve yangınlara müdahalede kendilerini fiziksel, ruhsal, bilgi ve beceri yönünden yeterli görmektedir. Çalışanların %54,4’ü kurumlarında çalışmaktan memnundur. Kurumda hizmet içi eğitim ve spor faaliyetlerinin yapıldığı, genel olarak araç gereçlerin yeterli olduğu, birçok itfaiyecilik müdahalesinin yapıldığı belirtilmiştir. Kurumun 2008 yılı toplam giderinin 19.940.560,93 TL olduğu bulunmuştur. Kurum bütçesi Belediye’nin 2008 yılı mali bütçesi içinde %1,5’luk payı oluşturmaktadır. Giderlerin %64,2’sini personel giderleri oluşturmaktadır. Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nın afet ve yangınlara hazırlık durumunun personel ve kurum bazında yeterli düzeyde olmadığı anlaşılmıştır.


Anahtar Kelimeler: Afet, afete hazırlık, itfaiye, itfaiyeci, yangın

13-Yemek fabrikası çalışanlarının portör muayenelerinin değerlendirilmesi [The evaluation of porter rate among the employees working in catering companies] /İzzettin Toktaş
Danışman:Doç.
Dr.Ali Ceylan
Yer
Bilgisi:Dicle Üniversitesi-Tıp Fakültesi-Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Konu
Başlıkları:Halk Sağlığı

Onaylandı,Tıpta Uzmanlık,Türkçe,2010,88 s.

tez no:266720 tam metin:01.09.2013 tarihine dek kısıtlı

Özet
Amaç:Bu araştırma, Diyarbakır il merkezindeki yemek fabrikalarında çalışanlarda portör sıklığını (gaitada salmonella, shigella ve parazit yönünden, burunda stafilokok yönünden ve boğazda Streptokok yönünden) belirlemek amacıyla yapılmıştır.


Yöntem: kesitsel tipte olan bu araştırma, 15 kasım 2009 – 30 aralık 2009 tarihleri arasında yürütülmüştür. Diyarbakır il merkezinde Tarım Müdürlüğü kayıtlarına göre 15 yemek fabrikası ve yemek fabrikalarında toplam 568 personel çalışmaktadır. Örnek seçiminde yemek fabrikalarının tüm çalışanları hedeflenmiştir. Bazı çalışanların çok erken saatlerde il veya ilçelerdeki kurumlara yemek götürdükleri ve akşama doğru fabrikaya döndükleri için örneğe dahil edilmemiştir. Bu yolla, Diyarbakır’da 252 kişiye anket uygulanmıştır ve 237 kişiden burun, boğaz örnekleri ve 217 kişiden ise dışkı örnekleri alınmıştır. İstatistiksel analizde Ki-kare, Fisher’s Exact testleri kullanıldı. İstatistiksel olarak anlamlılık düzeyi için p<0.05 alındı.
Bulgular:Araştırma grubunun yaşları 14–59 yaş arasında değişmekte olup, %93,7’sini erkek çalışanlar oluşturmaktadır. Çalışanların %41,0’i ilkokul mezunu, %28,5’i ortaokul mezunu ve %25,7’si ise lise mezunudur. Çalışanların %6,9’unun herhangi bir sağlık güvencesi olmadığı ve sağlık güvencesi olanların büyük çoğunluğunu (%77,4) SSK olduğu saptanmıştır. Aylık gelirlerine göre %73’u 750 TL altında almaktadır. Çalışanların büyük çoğunluğu Diyarbakır il merkezinde (%97,2) ve apartman dairesinde (%70,2) yaşamaktadır. Ortalama hane büyüklüğü 5,8±2,1dir. Çalışanların %95,6’sı şebeke suyunu içtiğini, % 98,4’ü kanalizasyona bağlı tuvaleti kullandıklarını belirtmişlerdir. Tuvaletlerin %5,2’si evin dışında bulunmaktadır. Çalışanların %7,3’ü aynı zamanda evde hayvan beslediklerini ve % 5,3’ü ise bağ-bahçe işlerinde çalıştığını belirtmiştir. Mesleklerine göre çalışanların büyük çoğunluğunu (%61,6) garson ve aşçılar oluşturmaktadır. Çalışanlarının %6,4’ünün son 15 gün içinde ishal olduğunu belirtmiştir. Çalışanların %40,3’ün portör muayene kartı olmadığını belirtmiştir. Çalışanların %81,5’i portör muayenelerini son 6 ay içinde yaptıklarını, %18,5’i ise en son yaptıkları portör muayeneleri üzerinden 6 aydan daha fazla süre geçtiğini belirtmiştir. Çalışanların; boğazında A grubu Beta Hemolitik Streptokok (AGBHS) taşıyıcılığı % 9,3, burunda Staphylococcus aureus taşıyıcılığı %7,6, bağırsakta parazit taşıyıcılığı ise % 7,4 olmak üzere toplam çalışanların %19,9’unda en az bir taşıyıcılık olduğu saptanmıştır. Hiçbirinde gaita kültüründe salmonella ve shigella rastlanmamıştır.
Sonuç:Araştırmamızdan elde edilen verilere göre; çalışanların % 40,3’ünün portör muayene kartının olmadığı tespit edilmiştir. Çalışanlarda ishal olanların ishal olmayanlara göre parazit görülme sıklığı 14,1 kat daha yüksek bulunmuştur. Evde kullanılan tuvaleti kanalizasyona bağlı olmayan ve tuvaleti evin dışında olan çalışanlarda gaitada parazit görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur.
Burunda s.aureus taşıyıcılığı aşçılarda diğer çalışanlarına göre 5,49 kat daha yüksek bulunmuştur.
Evde hayvan besleyen çalışanlarda, beslemeyen çalışanlara göre 4,5 kat daha fazla boğazda AGBHS taşıyıcılığı olduğu bulunmuştur.
ANAHTAR SÖZCÜKLER: Gıda Çalışanları, Portör Muayenesi, Staphylococcus Aureus, A Grubu Beta Hemolitik Streptokok, Bağırsakta parazit
14-Kronik obstrüktif akciğer hastalığı görülme sıklığına aktif ve pasif sigara içiciliğinin etkisi [Effects of active and passive smoking on chronic obstructive pulmonary disease prevalance] /Refik Budak
Danışman:Prof.
Dr.Gazanfer Aksakoğlu
Yer
Bilgisi:Dokuz Eylül Üniversitesi-Tıp Fakültesi-Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Konu
Başlıkları:Halk Sağlığı-Göğüs Hastalıkları

Onaylandı,Tıpta Uzmanlık,Türkçe,2010,77 s.

tez no:272797 tam metin var YÖKSİS

Özet
Araştırmanın amacı 40 yaş ve üzerindeki kişilerde Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) prevalansını saptamak ve aktif ve pasif sigara içiciliği başta olmak üzere risk etmenlerinin KOAH’a etkisini incelemektir. Araştırma kentsel bir alan olan Balçova İlçesi’nde yürütülmüştür.


Kesitsel tipteki bu araştırmada en az örnek büyüklüğü oluşturan 380 kişi mahalle düzeyinde nüfusa göre tabakalama yapıldıktan sonra rasgele sayılar tablosu kullanılarak belirlenmiştir. KOAH tanısı Global Initiative for Chronic Obstructive Lung Disease (GOLD) 2008 kılavuza uygun olarak, bronkodilatör sonrası spirometrik ölçümde 1. saniyedeki zorlu ekspirasyon hacminin (FEV1) zorlu vital kapasiteye (FVC) oranı <%70 saptandıysa konmuştur.
Toplamda 306 kişi KOAH yönünden değerlendirilmiş ve ulaşılma oranı %80.5 olarak saptanmıştır.
KOAH prevalansı %11.8 olarak belirlenmiştir. Yapılan lojistik regresyon analizinde 20 paket*yıl ve üzerinde sigara kullananlarda KOAH olma olasılığı hiç kullanmayanlara göre 8.2 (%95 GA=2.7-24.7) kat anlamlı olarak yüksek saptanmıştır. Evlenmeden önce ve evlendikten sonra yaşanılan ev(ler)de ayrıca işyerinde pasif sigara içimi olması KOAH olma olasılığını anlamlı olarak artırmamıştır. Yaş ve aylık kişi başı gelir düzeyi KOAH varlığının diğer belirleyici etmenleri olarak bulunmuştur.
Anahtar sözcükler: KOAH prevalansı, aktif sigara içiciliği, pasif sigara içiciliği, KOAH risk etmenleri.

15-Ankarada sağlık personelinin mevsimsel ve/veya Pandemik A (H1N1) grip aşısı yaptırmayı düşünme ve uygulama sonrasında görülebilecek bazı istenmeyen etkilerin görülme sıklığı [The frequency of vaccination and some adverse effect after seasonal influenza and/or Pandemic A (H1N1) influenza vaccination in health care workers (HCW) working in Ankara.] /Asiye Uğraş Dikmen
Danışman:Doç.
Dr.F. Nur Aksakal
Yer
Bilgisi:Gazi Üniversitesi-Tıp Fakültesi-Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Konu
Başlıkları:Halk Sağlığı
Onaylandı,Tıpta
Uzmanlık,Türkçe,2010,228 s.

tez no:267991 tam metin var YÖKSİS



Özet
Araştırmada, Ankara’da görev yapan bazı sağlık personelinde mevsimsel ve/veya pandemik A (H1N1) grip aşısı uygulaması sonrasında görülebilecek bazı istenmeyen etkilerin görülme sıklığını saptamak amaçlanmıştır.
Mart-Nisan 2010 yılında, Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi, Sami Ulus Eğitim Araştırma Hastanesi ve Etimesgut Sağlık Grup Başkanlığı’na bağlı 13 sağlık ocağında yapılan çalışmada 1611 sağlık çalışanına ulaşılmıştır. Ulaşım yüzdesi 79.2’dir.
İncelenenlerin %41.1’i daha önce mevsimsel grip aşısı yaptırmış ve yaptıranların %26.1’inde yan etki görülmüştür. Aşıyı yaptırmayanların büyük çoğunluğu, gerek duymadığı ve aşının yan etkilerinden korktuğu için aşı yaptırmadığını ifade etmiştir. 2009-2010 sezonunda incelenenlerin %36.4’ü mevsimsel grip aşısı yaptırmıştır. Bu sezon mevsimsel grip aşısı yaptıranların %28.7’sinde aşı sonrası yan etki ve %36.3’ünde grip benzeri hastalık görülmüştür. Bu yan etkiler beklenen hafif yan etkilerdir. 44 yaş ve altındakilerde ve gıda/ilaç alerjisi olanlarda yan etki görülme sıklığı anlamlı derecede yüksektir. Kadınlarda ve yine gıda/ilaç alerjisi olanlarda grip benzeri hastalık daha sıktır.
İncelenenlerin %46.6’sı pandemik grip aşısı yaptırmıştır. Pandemik grip aşısı sonrası, aşı yaptıran personelin %66.4’ünde herhangibir yan etki saptanmıştır. Kadınlarda ve gıda/ilaç alerjisi olanlarda daha fazla yan etki görülmüştür. Pandemik grip aşısı yaptırmayanlar gerek duymadığı için, yan etki sebebiyle, aşıya güvenmediği için, gündemdeki tartışmalar ve çelişkiler yüzünden, başbakan yaptırmadığı için aşıyı yaptırmadıklarını belirtmişlerdir.
Sonuç olarak, aşılanma yüzdeleri beklenilenin altındadır. Sağlık çalışanları da toplumun tüm kesimleri gibi gündemdeki tartışmalardan ve çelişkilerden etkilenmektedir. Sağlık hizmetlerinin bu durumdan etkilenmemesi için sağlık çalışanlarının bilgileri eğitimlerle yenilenmeli ve güncellenmelidir.
16-Adana ili Yüreğir ilçesi Solaklı Beldesinde yaşayanların sağlık, bilgi, tutum ve davranışlarına göçün etkisinin araştırılması [Research into the effect of internal migration on the health, knowledge levels, attitudes and behaviour of inhabitants of The Town Of Solakli, In The District Of Yuregir, Adana region, Turkey] /Hürsan Zorba
Danışman:Yrd.
Doç. Dr.Ertan Kara
Yer
Bilgisi:Çukurova Üniversitesi-Tıp Fakültesi-Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Konu
Başlıkları:Halk Sağlığı
Dizin
Terimleri:Göçler=Migrations-Sağlık=Health-Koruyucu hekimlik=Preventive medicine

Onaylandı,Tıpta Uzmanlık,Türkçe,2010,160 s.

tez no:267892 tam metin var YÖKSİS

Özet
Giriş, Amaç:Göç: İnsanların bir ülkeden diğerine ya da bir coğrafi alandan diğerine geçişi, ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işidir ve çağımızın en önemli toplumsal olgulardan biridir. Çalışmamızda; Adana İli Yüreğir İlçesi Solaklı Beldesinde yaşayan insanların sağlık ile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarının saptanması, göç etme durumları ve zamanlarına göre sağlık ile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarına göçün etkisi olup olmadığının incelemesi ile şu andaki durumun saptanması ve daha sonra yapılacak projelere ışık tutması amaçlanmıştır.


Gereç, Yöntem:Bu araştırma Adana İl’i Solaklı Beldesi’nde ve köylerinde yaşayan kişilerde yapılan kesitsel, tanımlayıcı bir çalışmadır. Solaklı beldesi ve köylerinde toplam 1137 hane olduğu saptanmıştır. %95 güven aralığında, %5 hata payı ile örneklem büyüklüğü 287 hane olarak hesaplanmıştır. Anketler 355 hanede yaşayan hane halkı reisi olan erkek/kadın ve/veya onun evli olduğu kişiyle, toplam 684 birey ile yapılmıştır. İstatistiksel analiz Epi- info 6 ve SPSS 11.5 programı kullanılarak yapılmıştır.
Bulgular:Araştırmamıza katılan erkeklerin ortanca yaşı 38, kadınların 34 olduğu görülmektedir. Göç eden erkeklerin evlenme yaş ortalaması 22,5±5,5, kadınlarda 18,1±3,8 olduğu saptanmıştır. Göç eden kadınların %30,3’ünün eşi ile akraba olduğu görülmektedir. Göç etmeyen kadınların evlerinde 4,8 kişinin yaşamakta olduğu görülmektedir. Göç eden kadınlarda okuryazar olmayanların oranı % 54,3, göç eden erkeklerde ilkokul mezunu oranı % 54,4olarak bulunmuştur.
Araştırmamıza katılan % 76,6 erkeğin, % 89,3 kadının Solaklıya göç ederek geldikleri saptanmıştır. Erkeklerin en sık (% 44,8) göç etme nedeninin ekonomik nedenler, kadınların ise en sık (% 53,6) göç etme nedeni ailevi nedenlerle gerçekleştirdiği saptanmıştır. Erkeklerin ve kadınların en çok göç ettikleri yerlerin Adıyaman, Diyarbakır, Adana ve Şanlıurfa olduğu öğrenilmiştir.
Araştırmamızda kadın başına düşen çocuk sayısı ortalama 4,01±2,5 olduğu saptanmıştır. Araştırmaya katılan hamile olmayan kadınların % 58,3’ünün aile planlaması yöntemi kullandığı öğrenilmiştir. Doğum yapmış kadınların % 66,1’inin doğum öncesi bakım aldığı ve en sık sağlık personeline başvuruda bulunduğu öğrenilmiştir. Evde doğum yapanların % 99,1’i göç etmiştir
Araştırmaya katılan evlerde 65 yaş ve üstü 69 kişi bulunmaktadır. Bu kişilerin yaş ortalaması 71,3±6,3’dür. Bu yaşlıların %82,7’si kişisel ihtiyaçlarını kendisi karşılamaktadır. % 53,6 yaşlıda en az bir kronik hastalık bulunduğu öğrenilmiştir. % 85,5 yaşlının herhangi bir yere bağımlı olmadan yaşadığı öğrenilmiştir.
Sonuç:Sağlığın iyileştirilmesi için yöneticilere, sağlık personeline ve beldede yaşayanlara büyük işler düşmektedir, sektörler arasında ve halk ile işbirliği yapılmalı, sorunları önlemek ve azaltmak için koruyucu sağlık politikaları oluşturulmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Göç, Sağlık, Koruyucu Hekimlik

17-Denizli merkez ilçe liselerinde 5727 sayılı yasanın ve eğitimin öğretmenlerde sigara içmeyi bırakma üzerine etkileri[Effects of education and law on tobacco cessation among high school teachers in denizli] Elif Turhan
Danışman:Prof.
Dr.Mehmet Bostancı
Yer
Bilgisi:Pamukkale Üniversitesi-Tıp Fakültesi-Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Konu
Başlıkları:Halk Sağlığı

Onaylandı,Tıpta Uzmanlık,Türkçe,2010,83 s.

tez no:281675 tam metin var YÖKSİS

Özet
Topluma yön veren, yeni yetişen gençlere rol model olması beklenen öğretmenler arasında sigara kullanım oranı çok yüksektir. Ülkemizde tütün kullanımını sınırlamak amacıyla 2008 yılının Ocak ayında kabul edilen kanun ile eğitim kurumlarının hem kapalı alanlarında hem de bahçelerinde sigara içme yasağı getirildi. Bu çalışma, yasanın ve eğitimin etkisiyle öğretmenlerin sigara kullanımında meydana gelecek değişimi değerlendirmek amacıyla planlandı. 


Denizli merkez ilçedeki 33 lisenin tüm öğretmenlerine, yasa öncesinde (Mayıs 2008) ve bir yıl (Eylül 2009) sonra uygulanan iki anketi yanıtlayan 545 (%34.6) öğretmenin sigara içme davranışındaki değişim değerlendirildi. Anketler, öğretmenlerin demografik özelliklerini, kendilerinin ve ailelerinin sigara içme alışkanlıklarını, bağımlılık düzeylerini, yeni yürürlüğe giren sigara ile ilgili yasa konusundaki düşüncelerini sorguluyordu. Ayrıca 2008 yılı Mayıs ayında, sigara içen öğretmenlerden bir gruba sigarayı bırakma konusunda “bireysel eğitim”, diğer gruba “grup eğitimi” verildi. Bir grup da kontrol grubu olarak kaldı.
Öğretmenlerin %57.4’ü erkek olup yaş ortalaması 40.40 ± 6.86 idi. Öğretmenlerin %74.7’si yaşamları boyunca en az bir kez sigara içmeyi denemişti. Sigara içen öğretmenlerin %80.2’si sigara içmeyi bırakmayı düşünüyordu. Sigara içme prevalansı, uygulanan yasaya ve sigara bıraktırma eğitimine bağlı olarak %34.9’dan %29.5’e düştü (p<0.001). Hem yasa öncesinde hem de sonrasında tütün kullanımını düzenleyen yasaya, sigara içmeyen öğretmenlerin desteği fazlaydı (p<0.05). Yasa sonrasında hem sigara içenlerin hem de içmeyenlerin desteği artmakla birlikte bu artış sigara içen öğretmenlerde daha fazlaydı (p>0.05).
Sigara içen öğretmenlerden, bireysel eğitim verilenlerde bir yıl sonunda bırakma oranı %21.4, grup eğitimi verilenlerde %20.8, kontrol grubunda ise %12.2 idi. Her üç grup da yasadan etkilenmişti.
Sigarayı bırakma üzerine etkili olabileceği düşünülen değişkenler lojistik regresyon analizi ile değerlendirildi. Bu değişkenler; öğretmenlerin cinsiyeti, yaşı, sigarayı bırakma eğitimi alıp almamaları, bağımlılık düzeyleri, eşlerinin sigara içme durumu ve sigara ile ilgili yasaya destek olup olmamaları idi. Yasaya destek olanlarda (OR: 3.31, p:0.026) ve eşi sigara içmeyenlerde (OR: 2.74, p:0.032) bırakma oranları anlamlı olarak yüksek bulundu.

18-
Yüklə 381,66 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin