İnsan haklari derneğİ Dİyarbakir şubesi



Yüklə 2,38 Mb.
səhifə8/30
tarix09.02.2017
ölçüsü2,38 Mb.
#7919
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   30

*Diyarbakır merkez Bağlar İlçesi Emek Caddesi'nde polis aracının camını kırdığı ve cezaevine taş attığı iddiasıyla gözaltına alınan 10 yaşındaki R.C. adlı çocuk, Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube'de ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Çocuğun ifadesinin avukat bulundurulmaksızın alındığı belirtilirken, çocuğun hırpalandığı da ileri sürülüyor. (11.02.2011/DİHA)
*14.02.2012 tarihinde şubemize Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Vedat Karabulut, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık bir haftadır alakamın olmadığı bir suçtan dolayı cezaevinde bulunmaktayım. Gözaltındayken adını bilmediğim bir avukat gelip bana suçlamayı kabul etmem karşılığında beni serbest bırakacaklarını söyledi. Ancak ne bırakıldım ne de avukat tutacak durumum var. Annemin vefatından sonra 5 kardeşime ben bakıyordum. Şuan hem ben hem de kardeşlerim çok mağdur durumdayız. Gözaltındayken tartaklandım, avukat tarafından kandırıldım. Eğer varsa insan hakları hakkımı aramam için sizden avukat talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*24.02.2012 tarihinde şubemize başvuran Haci Türkekul, şu beyanlarda bulundu: “Ben 22.02.2012 tarihinde saat 18.00 sıralarında ilçe otogarda dolmuştan indim ve yaya olarak evime giderken Şehitler Polis Amirliği önünde sendelendim ve yere düştüm. Yerden kalktığım esnada sivil giyimli 2 polis sarhoş olduğum gerekçesiyle koluma girip beni polis merkezine götürdüler. Polis merkezinde cüzdanımı çıkarmak istedim bunun üzerine bana saldırdılar. Yüzümü yere vurdular. Bu olay nedeniyle sağ gözümün alt kısmında ve dudağımda yaralanmalar ve morluklar oluştu. Daha sonra bu sivil polisler beni Adanalı olan polise teslim ettiler. O da konuşmama fırsat vermeden dövmeye başladı. Burada sağ tarafıma tekme atarak “senin sahibin kimse gelip seni alıp götürsün” dedi. Ben bana atılan tekmenin etkisiyle yola savruldum. Arkadaşım beni Diyarbakır devlet hastanesine götürdü. Beni muayene eden doktor nasıl bu hale geldiğimi sordu. Bende olayın tamamını anlattım. Doktor hastanede bulunan polis memurlarını çağırdı. Nöbetçi polis memurları orada benim alkol muayenemi yaparak şikâyetimi gidip şehitler polis merkez amirliğinde yapmamı ve burada ifade vermemi söylediler. Hastane müdürüyle birlikte polis merkezine gittik. Orada bulunan polisler ifademi geri çekmek için beni tehdit etmeye başladılar. Ben bana yapılan işkence nedeniyle yürüyemeyecek vaziyetteyim. Benim hem yüzümde yaralanmalar olmuş hem de belime atılan tekmeler sonucunda kemiklerimde kırılmalar, ezilmeler meydana gelmiştir. Başıma gelen olayın tamamı polis merkezi bahçesinde bulunan mobese kameraları önünde meydana gelmiştir. Bu kayıtların silinmeden getirilmesini talep ediyorum. Beni döven, bana işkence yapan Şehitler Polis Merkezi Amirliğinde görevli sivil, resmi polislerden ve görevlerini ihmal eden, ifademi hastanede almayan görevli polislerden davacı ve şikâyetçiyim. Bu polislerin tespit edilerek cezalandırılmaları için gerekli soruşturmanın yapılarak haklarında kamu davası açılmasını istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*14.03.2012 tarihinde şubemize başvuran G.E., şu beyanlarda bulundu: “13.03.2012 tarihinde saat 10.20’de arkadaşımla görüşecektir. 10 Nisan karakolun karşısında resmi ekipli polis etrafımı sardılar. Kimliğimi istediler. Bana “sen burada yarım saattir bekliyorsun ve emniyet lojmanların fotoğraflarını çekiyorsun” diye sordular. Bende onlara “buyurun cep telefonumu kontrol edebilirsiniz” dedim. Beni 10 Nisan karakoluna götürdüler. Bayan polislerden biri beni arama yaptı. Sonra tek bir odaya koydular. 6-7 polis içeri girdi. Bazı sorular sordular. Bana “Reber” adında ve bölge sorumlusu olarak söyledikleri kişiyi tanıyıp tanımadığımı sordular, bende tanımadığımı söyledim. Ama buna rağmen ısrarla o söylenen kişiyle görüştüğümü iddia ettiler. Daha sonra beni Devlet Hastanesine götürdüler. Sağlık kontrolü yapıp imza attırdılar. Daha sonra beni Direkhanede bulunan emniyete götürdüler. Orada sorgu odasına aldılar. 7-8 polis beni çapraz sorguya alıp, eski dosyamı önüme sürdüler. Ben bu dosyadan beraat etmiştim. Bana sorguda “çok iyi bir insan olduğumu, kendilerine yardımcı olmamı, cezaevine düşersem çok yaşlı biri olarak çıkacağımı, evlenemeyeceğimi ve çocuklarımın olamayacağını” söylediler. Kendileriyle görüşmem istenildi. Onlara bunu yapamayacağımı söylediğimde hakaret etmeye başladılar. Hatta komiserlerden biri bana şerefsiz dedi. Bütün bunu dayatan polisler ve komiserlerden şikâyetçiyim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*Diyarbakır'ın Çınar İlçesi'ne bağlı Aktepe Köyü'nde 13 Şubat'ta çıkan çatışmada ağır yaralanan HPG'li İsmet Akın'ın (Zindan Gilord) yürütülen soruşturma kapsamında tedavi gördüğü Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden tedavisi bitmeden Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'ne getirilerek, 2 gündür sorgulandığı bildirildi. Ameliyat sonrası kurşun yaraları nedeniyle bir böbreğini kaybeden ve karaciğerinden ise parça alınan Akın'ın, sorgu sırasında fenalık geçirdiği öğrenildi. Durumunun ağırlaşması üzerine yeniden tedavi gördüğü hastaneye kaldırılan Akın'ın yoğun bakıma alındığı ve sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu kaydedildi. 13 Şubat'ta Aktepe Köyü'nde çıkan çatışmada İran nüfusuna kayıtlı HPG'li Kazım Huseyinzade (Yunus) yaşamını yitirmiş, İsmet Akın (Zindan Gilord) ise ağır yaralanmıştı. (09.03.2012/DİHA)
*Batman'da 20 Mart günü Newroz kutlaması sırasında çıkan olaylarda gözaltına alınarak tutuklanan H.S. (23), H.D. (18) ve S.A. (40) isimli kadınlar insanın kanını donduracak iddialarda bulundu. Hak ihlallerinin tavan yaptığı cezaevinden gelen iddia tartışılacak türden. Batman E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan DİHA Muhabiri Gülsen Aslan ile aynı koğuşta kalan kadınlar, yaşadıklarını muhabirimiz Aslan'a anlattı. Tutuklanan kadınlardan H.S., Newroz olaylarında 37 kadın ile birlikte gözaltına alındıklarını ve TEM Şube'ye götürüldüklerini belirtti. Gözaltında iken 3 kişi ile birlikte "sohbet odası"na götürüldüğünü belirten H.S., kendileri ile birlikte 2 kadın polisin de içeriye girdiğini, çırılçıplak soyularak zorla oturup kalkmalarının istendiğini anlattı. Yaşlı bir kadının çırılçıplak soyulduktan sonra bir kadın polisin cep telefonunu çıkararak onun görüntüsünü çekmeye çalıştığını dile getiren H.S., duruma tepki göstermeleri üzerine polisin fotoğraf ve görüntü çekmekten vazgeçtiğini aktardı. Polislerin yaşananlardan sonra da kendilerini tehdit ettiğini dile getiren H.S., "Bu yaşananları anlatırsanız, sizden bunun hesabını sorarız" şeklinde polis tehdidine de maruz kaldıklarını kaydetti. Gözaltında işkenceye de maruz kaldıklarını ifade eden H.S., gözaltındaki kadınların cop ile vücutları morarana kadar darp edildiğini ve hala işkencenin izlerini üzerinde taşıdıklarını söyledi. H.S., yaşananların ardından tekrar nezarete alındıklarını ve bir süre sonra psikolog ile görüştürme bahanesiyle yeniden "sohbet odası"na alındıklarını ifade ederek, "Bize psikolog olarak tanıtılan bir kişi vardı odada. Kadınların birbirini suçlaması ve birbirinin üzerine ifade vermesini istiyordu. Yaşadığımız kötü muameleyi psikolog denen kişiye anlattığımızda ise 'Bunlar normal şeyler her yerde oluyor. Bunda bir şey yok' yanıtını verdi" şeklinde konuştu. Gözaltına alınıp tutuklanan 3 kadından dershane öğrencisi H.D.'nin ise, gözaltında iken polisler tarafından boynuna zorla sarı-kırmızı-yeşil bir flama takılarak fotoğrafının çekildiği ifade edildi. Batman'da 20 Mart'ta yapılan Newroz kutlamalarına polis müdahale etmiş, yaşanan mücadelenin ardından 37 kadından 3'ü tutuklanarak Batman M Tipi Kapalı Cezaevine gönderilmişti.(01.04.2012/DİHA/ Yuksekovahaber.com)
*Diyarbakır'ın Çınar İlçesi'ne bağlı Aktepe Köyü'nde 13 Şubat'ta çıkan çatışmada ağır yaralanan HPG'li İsmet Akın'ın (Zindan Gilord) yürütülen soruşturma kapsamında tedavi gördüğü Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden tedavisi bitmeden Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. 2 gün süren işlemlerin ardından fenalaşarak Dicle Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Akın, Çarşamba günü tedavisi bitmeden sevk edildiği adliyeden Diyarbakır D Tipi Cezaevi'ne gönderildi. İsmet Akın'ın abisi Rıfat Akın, konu hakkında şunları söyledi: "Kardeşimin tedavisi sürüyordu. Ben Salı günü tedavisini yapan doktor ile görüştüm. Birkaç gün daha tedavi göreceğini söyledi. Ancak Çarşamba günü başka bir doktor bakıyordu ve kardeşimin artık taburcu olacağını söyledi. Konu hakkında fazla bilgi sahibi değilim. Ancak Çarşamba günü kardeşim savcılığa çıkarılıp D Tipi cezaevine gönderildiği bize söylendi." (06.04.2012/DİHA/Yuksekovahaber.com)
*Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan PKK'li ve PAJK'lı tutuklu ve hükümlüler, aileleri aracılığıyla yaptıkları açıklamada, Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde Newroz kutlamaları sırasında gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanarak Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne getirilen 17 kişinin gözaltında işkenceye maruz kaldığını belirtti. 17 yurttaşın vücutlarında darp izleri olduğunu bildiren tutuklular, "Gözaltında işkence görmelerine rağmen, birçok kişi darp edilmesine rağmen, cezaevine konulması dikkat çekicidir" diye kaydetti. (08.04.2012/DİHA)
*Mardin'in Dargeçit İlçesi'nde dün akşam bir dershaneye molotof kokteyli atılmasının ardından polisler, ilçede aldığı önlemleri yoğunlaştırdı. Mahalle aralarında herkesten kimlik soran ve daha sonra 7 kişiyi gözaltına alan polislerin, 7 kişiye işkence yaptığı iddia edildi. Evinin önünde polisler tarafından yaka paça gözaltına alınan T.A. adlı 14 yaşında bir çocuğun da aralarında bulunduğu 7 kişinin şiddete maruz kaldığı öne sürüldü. Karakolda yaşadıklarını anlatan T.A. adlı çocuk, polis sorgusunda kendisine işkence yapıldığını ve polislerin kendisini darp etmesi sonucunda bayıldığını belirterek, polislerin kendisini ayıltmak için üzerine su attığını söyledi. Karakolda halsiz düşmesinin ardından kendisini hastaneye attıklarını söyleyen T.A., burada tedavi edildikten sonra kendisine rapor verilmediğini kaydetti. T.A., halen her yerinde ağrılar hissettiğini belirterek, baş kısmında ve alnında darp izlerinin bulunduğunu ifade etti.Gözaltına alınan 7 kişi gecenin ilerleyen saatlerinde serbest bırakıldığını öğrenildi. (14.04.2012/DİHA/Rojname.com)
*Mardin Derik'te dün saat 15.00 sıralarında ilçe emniyet müdürlüğü önünden geçen Azadiya Welat Gazetesi çalışanı 3 çocuk annesi Yasemin Yılmaz, sivil polisler tarafından üst araması ve kimlik sorgusu için durduruldu. Yapılan aramadan sonra Yılmaz'ı karakola götürmek isteyen polislere, Yılmaz'ın direnmesi üzerine saçlarından sürüklenerek gözaltına alındığı iddia edildi. Konu hakkında bilgi veren kendisi de Azadiya Welat dağıtımcısı olan Yılmaz'ın eşi Nizamettin Yılmaz, şunları söyledi: "Eşimden önce ben gazete dağıtımı yaparken aynı muameleyi bana da yaptılar. Akşam saat 15.00 sıralarında eşim oradan geçerken, sivil polisler etrafını sarıyor. Üst ve kimlik kontrolü yapmak istediklerini söylüyorlar. Aramada bir şey çıkmayınca polisler eşime 'Merak ettik diye aradık' diyorlar. Daha sonra eşime kimlik sorgusu için karakola gelmesini söylüyorlar. Eşim buna itiraz edince, iki kolunu büküp saçlarından sürükleyerek karakola götürüyorlar." Eşinin bu şekilde gözaltına alındığını ve emniyette 3 saat bekletildiğini anlatan Yılmaz, eşinin gözaltında darp edildiğini söyledi. Yılmaz, "Gözaltında eşime 'ağzını burnunu dağıtırız' diye tehdit ediyorlar. Daha sonra eşimin kafasını duvara vurarak darp ediyorlar. Eşime 'Sizi burada öldürsek kim bize ne diyecek' diyerek hakaret ve tehditlerine devam ediyorlar" dedi. Eşinin sağlık kontrolü için Derik Devlet Hastanesi'ne sevk edildiğini aktaran Yılmaz, 3 polisin eşiyle birlikte doktorun yanına gittiğini söyledi. Eşinin doktora darp edildiğini ve yüzündeki şişkinlikleri ile morlukları göstermesine rağmen doktorun sağlam raporu verdiğini söyledi. Sağlık kontrolünden sonra eşinin serbest bırakıldığını söyleyen Yılmaz, polisler ve hastane doktoru hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirtti. (26.04.2012/DİHA/Ozgur-gundem.com/Yeniozgurpolitika.org)

-Köy Korucuları Tarafından Yapılan İşkence ve Kötü Muamele

*09.03.2012 tarihinde şubemize başvuran Süleyman Teyfur, şu beyanlarda bulundu: “Kızım Fatma Teyfur, komşumuz olan Fırat Bozkurt denilen kişi tarafından zorla kaçırıldı. Kızımı kaçırdıktan sonra sürekli olarak evime saldırı girişimlerinde bulunup tehdit ediyorlar. Evimin camlarını ve kapılarını kırıp çekip gidiyorlar. Ben o şahıslardan şikâyetçi oldum. Ancak kızım onların korkusundan kendi isteğiyle kaçtığını söylemiş. Kızımın yaşı 18’den büyük olduğu için bu kişiler hakkında dava açılmadı. Benim 3 dönüm arazim var ve Mehmet Bozkurt, Sabri Dulkadir adına tapuludur. Ancak arazimi adıma geçirmek için bunların kardeşi olan Selim Bozkurt benden para talep ediyor. Her yıl evime silahlarla saldırıyorlar. Bizi tehdit edip, malımıza zarar veriyorlar. Bu kişilerden çoğu koruculuk yapmaktadırlar. Ben o şahıslardan şikâyetçi oldum ama hiçbir işlem yapılmadı. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)


-Gözaltı Yerleri Dışında İşkence ve Kötü Muamele

*02.01.2012 tarihinde şubemize başvuran Nebahat Beker, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Nurullah Beker, 31.12.2011 tarihinde saat 12.00’da Bayındırlık caddesinde 2 arkadaşıyla birlikte yeni yıl kutlamalarına katıldığı esnada polisler tarafından tartaklanarak gözaltına alındı. 2 arkadaşını serbest bıraktılar. Kardeşim 24 saat gözaltında kaldı. Gözaltına alınma gerekçesi ise aramasının olduğudur. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*Mardin'in Derik İlçesi'nde, Bahçelievler Mahallesi'nde polis lojmanlarına komşu olan Bülent Süer (38) adlı yurttaş, polis tarafından darp edildiğini iddia etti. 15 yıldır polis lojmanlarına komşu olduğunu belirten Süer, evden çıktığı sırada 5 polisin sorgusuz sualsiz kendisini yere yatırarak kollarını kelepçeledikten sonra dövdüklerini ve silah dipçikleri ile başına vurduğunu öne sürdü. Süer, "Karakola götürdükten sonra kimliğimi sordular. Polis lojmanlarına neden baktığımı sordular" dedi. Polisin ihtar yaptığını ancak duymadığını belirten Süer, ardından darp edildiğini ve gözaltında polisin neden durmadığını da sorduğunu kaydetti. Hakkını arayacağını belirten Süer, polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi. (09.01.2012/DİHA)
*Bitlis'in Adilcevaz İlçesi'nde bulunan Adilcevaz Meslek Yüksek Okulu’nda okuyan Kürt öğrenciler ile ülkücü öğrenciler arasında kavga çıktı. Akşam saatlerinde bilinmeyen bir nedenden dolayı çıktığı belirtilen kavgada, polislerin ülkücü öğrencileri koruduğu bildirildi. İsmini vermek istemeyen bir öğrencinin verdiği bilgiye göre, olayın akşam saatlerinde okulda derslerin bitmesi ile çıktığı belirtilirken, ülkücü oldukları belirtilen grubun Kürt öğrencilere saldırdığını ifade etti. Kürt öğrencilerin karşılık vermesi ile birlikte olayların büyüdüğünü belirten öğrenci, okul içinde bulunan sivil polislerinde ülkücülerin tarafına geçerek onları koruduğunu iddia etti. Yaklaşık bir saat sürdüğü belirtilen kavgada, polislerin Kürt öğrencilere darp ederek, 4 kişiyi yaraladığı ifade edildi. Kürt öğrencilerin dağılması ile birlikte olayların sona erdiği bildirilirken, kavgada M.A, H.A, S.D ve S.A isimli öğrencilerin yaralandığı kaydedildi. Yaralı öğrencilerin durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, ülkücü öğrencilerin polis ile birlikte Kürt öğrencilere dönük linç kampanyası başlattığı iddia ediliyor. (13.01.2012/DİHA / Gazetebitlis.com / Bitlishaber13.com)
*Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nde bulunan Reşat Erden Lisesi'ne sabah saatlerinde karnelerini almak için gelen öğrencilere, sivil elbiseler ile geldikleri için karne verilmeyeceğinin belirtilmesi üzerine öğrenciler ile okul müdürü arasında tartışma çıktı. Öğrencilerin daha önceki yıllarda da sivil elbiseler ile karnelerini aldıklarını belirtmesi üzerine, okul yönetimi de yeni çıkan yasa gereği karne veremeyeceğini belirtti. Öğrenciler ile okul yönetimi arasındaki tartışmanın büyümesi üzerine, okul yönetimi tarafından çevik kuvvet polisleri çağırıldı. Okula gelen polisler, öğrencileri dağıtmak için gaz bombaları ile öğrencilere müdahale etti. Çok sayıda öğrenciyi darp eden polis, basın mensuplarının da görüntü almasına izin vermedi. Polislere tepki gösteren öğrenciler ise polislerin dağılmasını isteyerek, okullarında polis istemedikleri belirtti. Okula gelen Emniyet Müdürü ile Doğubayazıt Kaymakamı Hüseyin Yılmaz, okul yönetimi ile görüşerek konu hakkında bilgi aldı. Yaralanan iki öğrencinin Doğubayazıt Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığı belirtilirken, çok sayıda öğrencinin de yaralı olduğu iddia edildi. (20.01.2012/DİHA / Patnosnet.com / Haberler.com / Milliyet.com.tr / Mynet.com)
*Halfeti'de PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getiriliş tarihi olan 15 Şubat nedeniyle kadınlar tarafından yapılmak istenen yürüyüş öncesi polis BDP İlçe binasını çok sayıda zırhlı araç ve özel hareket timi ile ablukaya aldı. Halfeti'nin belde ve köylerinden yürüyüşe katılmak için gelen birçok araca para cezası verilirken, 2 aracın da cezası olduğu gerekçesiyle polis tarafından bağlandığı belirtildi. Urfa'dan Halfeti'ye gelen grup içerisinde bulunduğu öğrenilen Azadiya Welat Gazetesi çalışanı Mustafa Göktaş'ın da jandarma arama noktasında araçların durdurulması üzerine haber için fotoğraf çekmek isterken, jandarma tarafından tartaklandığı ve gözaltına alındığı öğrenildi. (12.02.2012/DİHA/ Atilimhaber.org)
*Nusaybin'de evlerine akşam saatlerinde yapılan baskın sonucu Belediye Başkan Yardımcısı Saliha Cabadak ve kardeşi Derviş Cabadak gözaltına alındı. Mardin ve Nusaybin emniyet müdürlüklerinden gelen çok sayıda polisin, baskın sırasında kapıları çalmadığı ve Cabadak ile kardeşini gözaltına alırken darp ettiği iddia edildi. Anne Cabadak, "Evimizin etrafını sarıldığını gördük. Kapıyı açmaya giderken kapımızı ve penceremizi kırarak içeri girdiler. Bu şekilde bir baskın yapılmasının hukuksuz olduğunu ifade ettik, ancak oğlum ve kızım biber gazı da kullanılarak darp edildi. Bizim evimizde bir şey bulunmayınca etrafı açık olan arka bahçemizde arama yapmak istediler. Elleriyle koymuş gibi hemen bomba bulduklarını söylediler. Komşularımız ve akrabalarımız evin yakınına gelmeden darp edilerek, biber gazıyla etkisiz hale getirildiler. Kesinlikle böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Ufak tefek 10 cm çukurlar açarak arama süsü verdiler. Ama hemen alçak bahçe duvarındaki açık evin dibinden 3 tane bomba bulduklarını söylediler. Yapılan hukuksuzluktur. Kızımın özel eşyalarına kadar erkek polisler arama yapıyordu. Buna itiraz etmemize rağmen aramalara devam ettiler ve her tarafı dağıttılar, penceremizi ve kapımızı kırdılar" diye konuştu. (16.02.2011/DİHA/Nusaybinim.com/Milliyet.com.tr/Aktifhaber.com/Medya73.com)
*Muş'ta Azadiya Welat ve Özgür Gündem gazetesi dağıtımcılığı yapan Ersin Akman, çarşıda polisler tarafından sorguya alındı. Muş Devlet Hastanesi önünde sivil polisler tarafından durdurulan Akman'ın kimlik kontrolünü yapan polisler, üst araması yaptı. Çantasındaki gazeteleri soran polisler, "Başka ne dağıtıyorsun. Kime çalışıyorsun" gibi sorular sorarak Akman'ı yaklaşık bir saat boyunca bekletti. Polisler, daha sonra Akman'ı serbest bıraktı. (16.02.2011/DİHA)
*Batman'da polis müdahalesinin ardından yeniden Newroz Alanı'nın girişinde toplanan onbinlerce yurttaşa polis sert müdahalede bulundu. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Ahmet Türk ve BDP'li vekillerin de aralarında olduğu kitleye müdahale sonucunda Ahmet Türk baygınlık geçirdi. Türk'ün polislerin fiziki müdahalesine de maruz kaldığı ve tekme tokat tartaklandığı bildirildi. Olaylar devam ederken Türk, Dünya Hastanesi'ne kaldırıldı. (20.03.2012/ANF/DİHA/Bianet.org/Cumhuriyet.com.tr/Sabah.com.tr/ Milliyet.com.tr/Haberturk.com)
*Ağrı’da Newroz kutlaması için BDP İl binası önünde bir araya gelen kitle alana yürümek istedi. Yürümek isteyen kitle polis engeline takıldı. Kitle yürümekte direnerek, alana yürüyeceklerini dile getirdi. Bunun üzerine kitle ile polis arasında gerginlik yaşandı. Gerginlikte polis BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ve kitlenin üzerine tazyikli su ve gaz bombası attı. Müdahale üzerine dağılan kitle tekrar bir araya gelerek, Newroz’un kutlanacağı eski Saman Pazarı’na doğru yürüyüşe geçti. BDP Milletvekili Aksoy, kitleye müdahale etmek isteyen TOMA aracının önüne geçerek saldırıyı engellemeye çalışması üzerine çevik kuvvet polisleri Aksoy'u darp etti. Aksoy'un darp edilerek yoldan çıkarılmasının ardından TOMA aracı yürüyüşe geçen kitleye tekrar müdahale etti. (21.03.2012/DİHA/Bianet.org)
*Urfa'da Newroz alanında alınan olağanüstü önlemler sırasında yurttaşların alana girişlerinde, üzerlerindeki aksesuarlara kadar çıkartılıp, detaylı aramalar yapılırken, bu sırada polislerin yurttaşlara yönelik uygulamalarına karşı çıkan 3 gözlemci avukat darp edildi. Eyüp Sabri Tınaş, Mehmet Emin Uygune ve Hidayet Ellek isimli avukatların, Newroz'da hukuksuz uygulamaları önleme amacıyla gözlemci olarak alana gelirken, polislerin uygulamasına karşı çıktığı için darp edildiği öğrenildi. Avukatlar Balıklıgöl Hastanesi'ne kaldırılırken, alana girişlerde ve Newroz bitiminden sonra en az 15 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. (21.03.2012/DİHA/Urfahaber.net)
*Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde 21 Mart günü 50 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen Newroz kutlamasının ardından yurttaşlar yürüyüşe geçti. Otogar alanından Özgürlük Meydanı'na yürüyen 10 binlerce kişi, Kilise Caddesi üzerinde barikat kuran polis tarafından engellendi. Polisin barikatına taşlarla karşılık veren kitle, daha sonra Sobacılar Sokağı üzerinden Özgürlük Meydanı'na doğru tekrar yürüyüşe geçti. Özgürlük Meydanı'nda son bulan yürüyüşün ardından polisler gaz bombalarıyla kitleye müdahale etti. Yurttaşlarda gaz bombalarına taşlarla karşılık verdi. Polisin sert müdahalesi sonucunda Kızıltepe gaz bombalarının dumanı altında kalırken, çok sayıda yurttaş gazdan etkilenerek fenalaştı. Özgürlük Meydanı'nda polisler bir kişiyi feci şekilde darp etti. İsmin öğrenilemeyen yurttaş, kanlar içinde kaldı. Burnunda kırıklar oluşan yurttaşın, kulaklarından da kanlar aktı. Ağzı ve burnu kanlar içinde kalan yurttaş, hastaneye götürüldü. (21.03.2012/DİHA)
*Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde oturan Beyhan Kaya isimli zihinsel engelli yurttaş, Serment caddesinden geçerken İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı sivil bir polis tarafından darp edildi. Vücudunda darp izleri bulunan Kaya, ailesiyle birlikte savcılığa giderek, Şemdinli İlçe Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulundu. Emniyetin yanında yoldan geçtiği sırada sivil bir polis tarafından darp edildiğini belirten Kaya, "Ben yoldan geçerken sivil bir polisin sözlü hakaretlerine uğradım. Daha sonra beni tutarak, dövmeye başladı. Bir ara beni duvardan aşağıya atacaktı. Oradaki esnaflar engel oldu. Zaten özürlüyüm yüzde 55 engelli raporum var ve şu anda özel bir rehabilitasyon merkezinde tedavi görüyorum. 2 gündür polis beni tehdit ediyor. Neden bana bunu yaptıklarını anlamış değilim" diye konuştu. (26.03.2012/DİHA/Serhattv.com.tr/Diyarbakirhaber.gen.tr)
*Şırnak'ın Cizre İlçesi'nin Cudi Mahallesi'nde dün akşam polisler tarafından yapılan ev baskınlarında Agit Düşkün (20) isimli yurttaş gözaltına alındı. Düşkün'ün geçtiğimiz yıl düzenlenen "Amara yürüyüşü"ne katıldığı gerekçesi ile gözaltına alındığı iddia edildi. Urfa'ya gönderileceği bildirilen Düşkün'ün annesi Hediye Düşkün, baskınlar sırasında polislerin aile fertlerini darp ettiğini savundu. (29.03.2012/DİHA)

*TUHAD-FED'in organize ettiği Amara Yürüyüşü'ne katılmak için Diyarbakır'dan yola çıkan DTK Eşbaşkanı ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP'li vekiller Emine Ayna, Nursel Aydoğan, Özdal Üçer, BDP İl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt'ün araçları Urfa'nın Suruç İlçesi girişinde asker ve polisler tarafından durduruldu. Burada vekillerin araçlarında zorla arama yapılmak istendi. Araçta bulunan vekil danışmanları polis tarafından darp edilerek, yerlere atıldı. Buna tepki gösteren BDP'li vekillerinin üzerine çullanan polis, vekilleri de darp etti. Öte taraftan emniyet amirinin polislere bağırarak, sert bir şekilde "hepsini alacaksınız" diye talimat vermesi dikkat çekti. Polis müdahalesinde BDP çalışanı 4 kişi gözaltına alındı.


Polis tarafından Suruç girişine bariyer kurulurken, basın mensupları dahil hiç kimsenin Suruç'a geçmesine izin verilmiyor. Gergin bekleyiş devam ediyor. (03.04.2012/DİHA/Yuksekovahaber.com/Evrensel.net/Urfadagundem.com/Sabah.com.tr/Yeniozgurpolitika.org)
*PKK lideri Abdullah Öcalan'ın doğum günü nedeniyle Urfa'daki abluka sürüyor. Dünden beri Antep-Urfa Yolu üzerindeki Aligor Beldesi'nin dört bir tarafına kurulan arama noktaları hala kaldırılmazken, Suruç ve Aligor'a Urfa nüfusuna kayıtlı olmayanlar dışında kimsenin alınmayacağı belirtiliyor. Dün basının da Aligor'a alınmayacağı yönünde karar bulunduğunu belirten ve DİHA muhabirlerinin beldeye girişini engelleyerek tehditte bulunan polisler, bugün de tavrını sürdürüyor. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve BDP'li vekillerin gelmesinin beklendiği Aligor'a hemen hemen kentteki bütün basın mensuplarının alındığı görülürken, DİHA muhabirleri bir kez daha polisin keyfiyetçi yaklaşımı ve tehdidiyle karşı karşıya kaldı. DİHA muhabiri Sertaç Kayar'ın "Bütün basının Aligor'a geçişine izin verdiniz. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın gelmesi bekleniyor ve biz de diğer basın gibi bunu takip edeceğiz. Aligor'a geçişimizi engellemeniz tamamen keyfiyetçi bir yaklaşımdır" demesi üzerine arama noktasında bulunan sivil polisler Kayar'ı tartakladı. Kayar ve beraberindeki DİHA muhabirleri, kenti terk etmemeleri durumunda gözaltına alınacakları tehdidiyle bir kez daha karşı karşıya kaldı. (04.04.2012/DİHA/Ozgur-gundem.com)
*06.04.2012 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Mehmet Demirbaş, şu beyanlarda bulundu: “05/02/2012 günü sabah saat 06.00 sularında kapımız çalındı. Kapıyı babamız kayınbabam Ahmet Demirbaş açtı. Eve hızlı bir şekilde giren yüzleri maskeli, silahlı şahıslar kendilerinin polis olduklarını söylediler. Evi aramaya başladılar. O saatte hepimiz yataktaydık. Evde 4 yaşında küçük çocuk da vardı. Bağırıp çağıran güvenlik güçleri İlyas DEMİRBAŞ’ ın kafasına silahı dayayarak yere yatırdılar. Ahmet DEMİRBAŞ’ı kanepeye oturttular. Ayakkabılarını çıkarmadan evin her tarafını, yerdeki yatakları aradılar. Üstümüzün müsait olmadığını söylememize rağmen bayanları salona çağırdılar. Çekmecelerimizin müsait olmadığını söylememize rağmen bütün çekmeceler boşaltıldı. Odalarımızda bulunan Kur’an-ı Kerimleri görünce; “Burası Kuran Kursu mu? Hepiniz hacdan mı geldiniz. Bu ne bu kadar Kur’an-ı Kerimdir.” diye bizle alay ettiler. Bizlere, sanki Müslüman olmadığımız halde göz boyama için Kur’an-ı Kerimi okuyormuşuz şeklinde bir şeyler hissettirmeye çalışıyorlardı. Evi 5-6 kişi aradı. Dışarıda da polislere ait 5 araç vardı. Evi kuşatan polisler vardı. Evdeki polislerden biri bayan olmasına rağmen mahrem oda ve eşyalarımızı erkek polisler aradılar. Aramaya başlayınca Ahmet DEMİRBAŞ’ı dışarıdaki araçlardan birine aldılar. Arama yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Arama tutanağını bize zorla imzalatmak istediler fakat biz imzalamadık. Konuyla ilgili, 06/04/2012 tarihinde Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Ev halkı olarak tanıklık ettiğimiz bu kötü muamele karşısında şubenizden hukuki yardım talebinde bulunuyoruz.” (İHD Bingöl Şubesi)
Yüklə 2,38 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin