2.5. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi
Çocuk istismarını önleme, hükümet ve çok çeşitli kurumların işin içine girdiği
karmaşık ve hassas bir konudur. Daha olumlu bir çocuk ebeveyn etkileşimi ile
sonuçlanacak erken müdahalenin, risk altında bulunan çocuklar ve toplum açısından çok
önemli yararları olduğu bilinmektedir. Çocuk büyüdükçe bu yararlar daima kendilerini
gösterecektir. Travmanın önlenmesi, başta çocuğun kendine güveninin üzerindeki etkisi
olmak üzere, korku, endişe ve diğer psikopatolojik durumların ortaya çıkmasını
engelleyecek ve dolayısıyla sağlık durumunu da olumlu etkileyecektir
26,31
.
Çocuk istismarının önlenmesi konusunda yapılacaklar, hem alanlarına hem de
eylemlerine göre iki farklı grupta değerlendirilmelidir. Öncelikle evde, okulda,
toplumsal düzeyde ve hükümet ya da karar vericiler düzeyinde yapılacakları
değerlendirmek önemlidir. Diğer taraftan yapılacak eylemleri değerlendirmek
gerekmektedir. Bunların başında da eğitim gelmektedir. Eğitim denilince hem bu
konuda çalışan profesyonellere yönelik eğitim hem de toplum eğitimi yapılmalıdır
60
.
21
Şu anda ülkemizdeki mevcut durumda; doktorlar, hemşireler, ebeler istismara
maruz kalan çocuğu ilk fark edebilecek kişiler olmaktadırlar. Bu durumda istismarı fark
eden sağlık çalışanının görevi sadece tanı koymak ve tedavi sürecini başlatmak değil
ama birey olarak daha fazlasını yapmayı gerektirmektedir. Sağlık çalışanlarının daha
fazlasını yapmaları da birey olarak sorumluluk almalarını ve sivil inisiyatif içerisinde
gönüllü olarak çocuğa yardım etmesini içermektedir. Ayrıca çocuğun hukuksal
sürecinde yardımcı olmak ve sonrasında da desteklemesi, bizim gibi bu konularda yok
denebilecek olanaklara sahip ülkelerde bir mecburiyet olarak karşımıza çıkmaktadır
60
.
2.6. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesinde Hemşirelerin Rolü
Hemşireler, birey, aile ve toplumun sağlığının korunması ve geliştirilmesinde
önemli rolleri olan sağlık profesyonelleridir. Hemşire gerek koruyucu, gerekse tedavi ve
rehabilite edici alanda çocuk ve aile ile ilk karşılaşan meslek üyesi olma özelliği ile
anahtar konumdadır. Bu durum özellikle hemşirelere büyük sorumluluklar
getirmektedir
1,61
.
Hemşirenin yapacağı ilk girişim istismarın ve ihmalin belirtilerini tanıyıp ortaya
koymaktır. Hemşire istismar ve ihmal edilen çocuk ve aile hakkında kapsamlı bir
bilgiye sahip olmalı, iyi bir gözlemci olmalı, çocukların büyüme ve gelişme sürecini iyi
bilmelidir. Hemşirelik öyküsü alırken, ailenin güvenini kazanmaya çalışmalı ve bazı
ailelerden olumsuz davranışlar gelebileceğini bilmelidir. İstismar olgusuna yaklaşımda
sadece çocuğun durumunun değil, anne, baba veya istismarı uygulayan bireyin
durumunun da değerlendirilmesi gerekmektedir. Hemşire aileden ve çocuktan aldığı
bilgilerle gözlemlerini birleştirerek, istismar ve ihmali saptayabilir ve ekibin diğer
üyeleri ile gerekli işbirliğini başlatabilir
62
.
22
Mesleki eğitimleri nedeniyle hemşireler, çocuk istismarı ve ihmali sorununa
eğilme ve toplumda bu çocukların erken tanı ve tedavisinde rol oynamaya, istismar
olaylarını önlemeye çalışmalıdırlar. İstismarı önleme, sağaltıma kıyasla daha
ekonomiktir. Bu tür toplumsal sorunların topluma maliyeti yüksektir ve bunlar
önlenebilir sorunlardır Erken müdahale ederek çocukların evden kaçmaları, okulda
sorun yaşamaları, suç işlemeleri, ilaç ve alkol bağımlısı olmaları ve fahişeliğe yol
açabilen ciddi duygusal ve gelişimsel zorluklardan zarar görmeleri engellenmiş ve
giderlerden tasarruf edilmiş olur
63,64
.
Konu ile ilgilenen koruyucu sağlık hizmeti veren kurumlarda çalışan
hemşirelerin, çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşirelerinin, adli hemşirelikte görev yapan
hemşirelerin istismar ve ihmalin erken tanılanmasında, tedavisinde, risk grubunda yer
alan kişilerin tespit edilip önlemlerin alınmasında bireyleri, aileyi ve toplumu bu konuda
eğitilmesinde aktif olarak rol almaları gerekmektedir. Çocukların en çok güvende
olacakları yer ailelerinin yanı olmasına karşın aynı zamanda istismar olgularında en çok
risk altında oldukları yerde aileleridir. Özellikle annelerinin çocuklarını yetiştirmede ya
da problem çözme süreçlerinde sıklıkla fiziksel ya da duygusal istismar/ihmal davranışı
uyguladıkları bilinmektedir. Ancak bu toplum tarafından ailenin kendi sorunu olarak
görüldüğü için sağlık çalışanları tarafından da göz ardı edilen ve koruyucu önlemlerle
önlenebilir olan toplumsal bir sorundur. Çocuğun yaşantısının ilk bir iki yılında
müdahale edilebilir ve tehlikeyi yok etmek için tarama teknikleri kullanılabilirse ciddi
örselenmeler önlenebilir Temel hemşirelik felsefesi olarak aile merkezli bakım hedef
alınıp çocuğun bakımı, beslenmesi, korunması konusunda aile bilinçlendirilmeli, aile içi
ilişkileri geliştirmede, sorun çözmede ailenin de katkıları sağlanarak aileye destek
olunmalıdır
26
.
23
Çocukla ilgilenen tüm hemşireler ve hekimler konuları ne olursa olsun kötü
davranma ve ihmalin erken tanı ve tedavisinde, önlenmesinde, aile ve toplumu bu
konuda bilinçlendirmede aktif bir rol almalıdırlar. Gerek koruyucu sağlık hizmetlerinde,
gerekse tedavi edici kurumlarda çalışan hemşire veya hekimler aileyi bir bütün olarak
ele almalı, çocukların sağlığının korunması, bakımı, beslenmesi ve eğitimi ile ilgili
konular hakkında aileleri bilinçlendirmeli, aile içi ilişkileri geliştirmeli, sorunları
çözmeli, onların da katkılarını sağlayarak ailelere destek olmalıdırlar
26
.
24
3. MATERYAL METOD
3.1. Araştırmanın Şekli
Araştırma, çocukların karşılaştıkları istismar ve ihmal durumları, etkileyen
faktörler ile istismar ve ihmalin çocuklar üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerinin
incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman
Araştırma Eylül 2008-Ağustos 2010 tarihi arasında yapılmıştır. Araştırma
verileri, Erzincan il merkezinde bulunan Ziya Gökalp, Göktürk ve Kurtuluş İlköğretim
okullarında 2 Mart-31 Mart 2009 tarihleri arasında toplanmıştır.
3.3. Araştırmanın Evren ve Örneklemi
Araştırmanın evrenini Erzincan il merkezinde bulunan 34 ilköğretim okulunun
6. 7 ve 8. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini, üç farklı
sosyoekonomik durumu temsil eden okullar arasından kura ile tespit edilen, Ziya
Gökalp, Göktürk ve Kurtuluş İlköğretim okullarının, 6. 7. ve 8. sınıflarının A ve B
şubeleri oluşturmaktadır. Bazı okullarda C şubesinin bulunmayışı nedeniyle araştırma A
ve B şubelerinde, veri toplama formlarının dağıtıldığı gün okulda bulunan toplam 434
öğrenci ile yapılmıştır (Tablo 1). Çocukların tamamı çalışmaya katılmayı kabul etmiştir.
3.4. Araştırmanın Değişkenleri
Bağımsız Değişkenler: Çocukların, ebeveynlerin ve ailelerinin tanıtıcı özellikleri
bağımsız değişkenleri oluşturmaktadır.
25
Bağımlı Değişkenler: Çocuklarda gözlenen fiziksel ve psikolojik belirtiler
bağımlı değişkenleri oluşturmaktadır.
Tablo 1. Araştırmaya Alınan Okullardaki Öğrenci Sayısı
OKUL
6. Sınıf 7.
Sınıf 8.
Sınıf
A
Şubesi
B
Şubesi
A
Şubesi
B
Şubesi
A
Şubesi
B
Şubesi
Göktürk İlköğretim
Okulu 19 18 27 28 18 20
Kurtuluş ilköğretim
okulu 17 16 19 21 15 16
ZiyaGökalp İlköğretim
Okulu
31 32 34 36 33 34
3.5.Veri Toplama Araçları
a) Soru Formu: Araştırmanın bağımsız değişkenleri hakkında veri toplamak
amacıyla araştırmacı tarafından literatür doğrultusunda geliştirilen soru formu, çocuklar
ve aile ile ilgili soruları içermektedir. Soru formunda, çocuğun cinsiyeti, yaşı, sınıfı,
anne babasının sağ/ölü ve bir arada/ayrı oluşu, kardeş sayısı, anne babasının öğrenim
düzeyi ve mesleği, ailesinin gelir düzeyi, aile yapısı, bir işte çalışıp çalışmaması ile ilgili
sorular yer almaktadır. Ayrıca, ihmal ve istismar ile ilişkili olabilecek bazı şikayetlerin
kendilerinde son zamanlarda var olup olmadığını belirleyen sorular bulunmaktadır (EK-
1).
b) Çocuk İstismarı ve İhmalini Tanılama Anketi – Tarama Formu
(ÇİTA-T): ÇİTA-T, ilköğretim çağı çocuklarında çocuk istismarı ve ihmalini taramak
amacıyla geliştirilmiştir (EK-2). Ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Atamer
65
tarafından 2005 yılında yapılmıştır. Ölçek 6-8, 9-11 ve 12-15 olmak üzere üç yaş
grubuna uygulanabilmektedir ve zaman sınırlaması yoktur. Her madde için ‘hiç’,
‘zaman zaman’ ve ‘sık sık’ şıklarından birinin seçilip işaretlenmesi gerekmektedir.
26
Ölçekte bazı maddeler için ‘hiç’, bazı maddeler için ise, ‘sık sık’ yanıtlarına ‘0’ puan
verilir. Diğer şıklara da ‘1’ ve ‘2’ puan verilir. Çocuk istismar ve ihmalini taramak
amacıyla geliştirilen ÇİTA-T anketi bir tarama envanteri olarak düzenlendiğinden
herhangi bir toplam ya da kesme puanı yoktur. Ölçeğin değerlendirilmesinde ‘‘0’’
puanını üzerine çıkınca çocuğun herhangi bir tür istismar/ihmal davranışına maruz
kaldığı anlaşılmaktadır.
ÇİTA-T ile istismar ve ihmal 5 boyutta incelenmektedir. Bu boyutlar; fiziksel
istismar, cinsel istismar, duygusal istismar, ekonomik istismar ve ihmal olarak
belirlenmiştir. Her boyuta denk gelen maddeler şu şekildedir: 1-Duygusal İstismar (9
madde): 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. madde. 2-Cinsel İstismar (13 madde): 10, 11, 12, 13,
14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 22. madde. 3-Fiziksel İstismar (8 madde): 23, 24, 25,
26, 27, 28, 29 ve 30 madde. 4-İhmal (21 madde):31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40,
41, 42, 43, 44, 45, 46, 47 ve 48, 49, 50 madde. 5-Ekonomik İstismar ve Sömürü (6
madde):51, 52, 53, 54, 55 ve 56 madde.
Ölçeğin güvenilirlik çalışmalarında iki-yarım test güvenirliliği kullanılmıştır.
Buna göre, iki-yarım test güvenilirliği 86 ve iç tutarlılık katsayısı Cronbach’s α= 0.82
olarak tespit edilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliği her bir alt ölçek için şu şekildedir:
Duygusal istismar alt-ölçeği % 72, Fiziksel istismar alt-ölçeği % 77, Cinsel istismar
alt-ölçeği % 72, İhmal alt ölçeği % 72, Ekonomik sömürü alt-ölçeği % 74. ÇİTA-T,
faktör yapısı yoluyla yapı geçerliliği, yarım-test yolu ve iç-tutarlılık katsayısı yoluyla
güvenirliği incelenmiş ve 6. 7. ve 8. sınıf öğrencileri düzeyinde geçerli ve güvenilir bir
ölçek olduğu saptanmıştır. ÇİTA-T’nin, 12-15 yaş grubu öğrenciler için %78 güvenirlik
oranına sahip olduğu belirlenmiştir
65
.
Bu çalışmada ÇİTA-T testinin cronbah alfa katsayısı 0.87 olarak bulunmuştur.
27
c) Kısa Semptom Envanteri (KSE) (Brief Symptom Inventory):
Ölçek psikopatolojik değerlendirme yapmak amacıyla kullanılmaktadır.
Derogatis tarafından 1992 yılında geliştirilmiş olan ölçek kendini değerlendirme türü bir
envanterdir (EK-3). KSE, Ruhsal Belirti Tarama Listesi (Symptom Distress Check List-
SCL 90-R) ile yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan, SCL–90-R’nin kısa
formudur
66,67
.
KSE, SCL-90-R’nin 9 faktörüne dağılmış olan 90 madde arasından, her faktörde
en yüksek yükü almış toplam 53 madde seçilmesiyle, 5-10 dakikada uygulanabilen,
benzer yapıda kısa bir ölçektir. Aynen SCL-90-R’de olduğu gibi 9 alt ölçek, ek
maddeler ve 3 global indeksten oluşur. Ölçek bireylerin kendisini değerlendirmesine
dayanan ifadelerden oluşmaktadır. Bu ifadeler “hiç yok”, “biraz var”, “orta derecede
var”, “epey var”, “çok fazla var” şeklinde 5’li Likert derece yöntemiyle
değerlendirilmekte ve sırasıyla 0 ile 4 arasında puan verilerek ölçek puanlarına
ulaşılmıştır. Puan ranjı 0-212’dir. Ölçekten alınan puanların yüksekliği, bireyin
semptomlarının sıklığını göstermektedir. KSE’nin Türkçe formunun ergen yaş grubu
için güvenilirliğine ait bulgular, Cronbach alfa iç tutarlılık katsayılarının
hesaplanmasıyla elde edilmiştir. Bulunan en düşük katsayının α.= .70 (somatizasyon),
en yüksek katsayının ise α.= .88 (depresyon) olduğu görülmektedir
66
.
KSE’nin Türkiye uyarlaması üç ayrı çalışma ile Şahin ve Durak
67
tarafından
gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar da ölçeğin “anksiyete”, “depresyon”, “olumsuz
benlik”, “somatizasyon”, “hostilite” adı verilen beş faktörden oluştuğu bildirilmekte ve
geçerlilik güvenilirlik bilgilerine ayrıntılı bir biçimde yer verilmektedir. Bu çalışmada
anksiyete alt ölçeği Cronbach alfa katsayısı 0.83 , depresyon alt ölçeği Cronbach alfa
katsayısı 0.87, olumsuz benlik alt ölçeği Cronbach alfa katsayısı 0.79, somatizasyon alt
28
ölçeği Cronbach alfa katsayısı 0.78, hostilite alt ölçeği Cronbach alfa katsayısı 0.73
olarak tespit edilmiştir.
3.6. Verilerin Toplanması
Gerekli yasal izinler alındıktan sonra, araştırma kapsamındaki ilköğretim
okullarının müdürleriyle görüşülmüş ve araştırma için çalışma saatleri belirlenmiştir.
Çocuklar ve ailesi ile ilgili sosyo-demografik bilgilerin ve ihmal ve istismar ile ilişkili
olabilecek bazı şikayetlerin kendilerinde son zamanlarda var olup olmadığını belirleyen
soruların yer aldığı 15 sorudan oluşan soru formu, 44 sorudan oluşan ‘‘Çocuk İstismarı
ve İhmali Tanılama Anketi-Tarama Formu (ÇİTA-T)’’, 53 sorudan oluşan ‘‘Kısa
Semptom Envanteri’’, ebeveynlere ve çocuklara araştırma hakkında ön bilgi verilip
ebeveynlerin yazılı izni alındıktan sonra belirlenen tarihler ve saatlerde rehber öğretmen
eşliğinde öğrencilere uygulanmıştır. Her uygulama ortalama 25-30 dakika sürmüştür.
3.7.Verilerin Değerlendirilmesi
Araştırma sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesi bilgisayar
ortamında, SPSS 11.5 (Statistical Package for Social Science) paket programında
yapılmıştır.
•
Verilerin değerlendirilmesinde çocuklar, ebeveynler, ailelerin tanıtıcı
özellikleri ve ihmal ve istismar ile ilişkili olabilecek bazı şikâyetleri incelemek amacıyla
yüzdelik dağılımlar, ortalamalar,
•
Ölçek puanlarının belirlenmesi amacıyla ortalamalar,
•
İstismar ve ihmalin bazı değişkenlerden etkilenme durumunu incelemek
amacıyla ki kare testi,
29
•
Ölçek puanlarının istismar ve ihmalden etkilenme durumunu incelemek
amacıyla bağımsız gruplarda t testi,
•
Ölçek maddelerinin iç tutarlılığını belirlemek amacı ile Cronbach alfa
katsayı hesaplaması uygulanmıştır.
3.8. Araştırmanın Sınırlılıkları ve Genellenebilirliği
Araştırma 2008–2009 eğitim-öğretim yılında Erzincan ilinde bulunan 3
ilköğretim okulunun 6. 7.ve 8. sınıfında okuyan öğrencileri ile yürütülmüştür. Bu
nedenle araştırma sonuçları, bu gruba genellenebilir.
Araştırma çocuk istismarı ve ihmali konusunda fiziksel, duygusal, ekonomik
istismar ve ihmal boyutlarıyla sınırlıdır. Cinsel istismar boyutu araştırmanın yapıldığı
bölgenin sosyokültürel yapısı göz önüne alındığında katılımcılardan doğru ve sağlıklı
bir sonuç alınamayacağı düşüncesinden dolayı araştırma dışı bırakılmıştır.
3.9.Araştırmanın Etik Yönü
Araştırmanın yapılabilmesi için ilgili kurumlardan yasal izinler alınmıştır.
24.12.2008 tarih ve 2008.5.1/K numaralı etik kurul kararı ile çalışmaya başlanmıştır
(EK-4). Araştırma verilerini toplamak için İl Milli Eğitim Müdürlüğünden izin
alınmıştır (EK-5). Anket uygulaması ile ilgili cevapların gönüllü olarak verilmesi
gerekliliğinden araştırmaya alınan öğrencilerin gönüllü ve istekli olmalarına özen
gösterilmiş, çalışmaya katılıp katılmamakta özgür oldukları açıklanmıştır. Bunun
yanında veri toplamadan önce ebeveynlerden yazılı onam alınmıştır (EK–6).
Öğrencilere verdikleri bilgilerin gizli tutulacağı, başka hiçbir yerde kullanılmayacağı,
istedikleri anda çalışmadan ayrılabilecekleri açıklanmıştır.
30
4. BULGULAR
Araştırmada; çocukların, ebeveynlerinin ve ailelerinin tanıtıcı özelliklerine ait
bulgular, istismarı ve ihmali etkileyen faktörler ve istismar ve ihmalin çocuklar
üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerine ait bulgular yer almaktadır.
Tablo 2. Çocukların Tanıtıcı Özelliklerine Göre Dağılımı
Tanıtıcı Özellikler
Sayı %
Cinsiyet
Kız
Erkek
Yaş
11-13 yaş
14-16 yaş
Sınıf
6. sınıf
7. sınıf
8. sınıf
Okul Dışında Çalışma
Durumu
Çalışıyor
Çalışmıyor
216
218
335
99
132
166
136
31
403
49.8
50.2
77.2
22.8
30.5
38.2
31.3
7.1
92.9
Toplam 434
100.0
Çalışma kapsamına alınan çocukların tanımlayıcı özelikleri tablo 2’de
sunulmuştur. Elde edilen verilere göre araştırma kapsamındaki çocukların %49.8’i
(n=216) kız, %77.2’si (n=335) 11-13 yaş arasında, %38.2’si (n=166) 7. sınıf, %7.1’inin
(n=31) okul dışındaki zamanlarda çalıştığı belirlenmiştir.
31
Tablo 3’de ebeveynlerin tanıtıcı özelliklerine göre dağılımları verilmiştir.
Annelerin %99.3’ ünün sağ olduğu, %68.0’ ının ilkokul-ortaokul mezunu olan gurupta
yer aldığı, %94.4’ünün ise ev hanımı olduğu saptanmıştır. Babaların ise %3.7’sinin
hayatta olmadığı, %24.9’unun lise mezunu olduğu, %50.2’sinin memur-işçi gurubunda
yer aldığı, ebeveynlerin %93.1’inin evlilik durumunun devam ettiği belirlenmiştir
(Tablo3).
Tablo 3. Ebeveynlerin Tanıtıcı Özelliklerine Göre Dağılımı
Tanıtıcı Özellikler
Sayı %
Anne
Yaşıyor
Yaşamıyor
Annenin Eğitim Durumu
Okur yazar değil
İlkokul-Ortaokul
Lise
Üniversite ve üzeri
Annenin Mesleği
Ev hanımı
Memur-işçi
Emekli
Baba
Yaşıyor
Yaşamıyor
Babanın Eğitim Durumu
Okur yazar değil
İlkokul-Ortaokul
Lise
Üniversite ve üzeri
Babanın Mesleği
Çalışmıyor
Memur-işçi
Serbest meslek
Emekli
Ebeveynlerin Evlilik
Durumu
Devam ediyor
Devam etmiyor
431
3
58
293
67
13
407
22
2
418
16
16
238
104
60
33
210
138
37
404
30
99.3
0.7
13.5
68.0
15.5
3.0
94.4
5.1
0.5
96.3
3.7
3.8
56.9
24.9
14.4
7.9
50.2
33.0
8.9
93.1
6.9
32
Tablo 4’de ailelerin tanıtıcı özelliklerine göre dağılımları incelendiğinde;
%28.3’ünün çocuk sayısının 0-2 arasında olduğu, %18.2’sinin orta gelir düzeyine sahip
olduğu ve %71.4’ünün çekirdek aile olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 4. Ailelerin Tanıtıcı Özelliklerine Göre Dağılımları
Tanıtıcı Özellikler
Sayı %
Kardeş Sayısı
0-2
3-5
6 ve üzeri
Ailenin Gelir Düzeyi
Düşük
Orta
İyi
Aile Yapısı
Çekirdek Aile
Geniş Aile
123
280
31
166
79
189
310
124
28.3
64.6
7.1
38.2
18.2
43.6
71.4
28.6
Toplam
434 100.0
Tablo 5’de çocuklarda son zamanlarda görülen bazı fiziksel problemlerin
dağılımları incelenmiştir. Bu tabloya göre, öğrencilerin %65.9’unun iştahsızlık, %61.9’
u uyku bozukluğu, %75.6’sının baş ağrısı, %67.5’inin karın ağrısı, %30.0’ının kusma,
%2.2’sinin altını ıslatma, %6.5’inin parmak emme, %25.3’ünün tırnak yeme sorunuyla
karşılaştıkları görülmektedir.
33
Tablo 5. Çocuklarda Son Zamanlarda Görülen Bazı Fiziksel Problemlerin Dağılımları
Fiziksel Problemler
Sayı %
İştahsızlık
Evet
Hayır
Uyku Bozukluğu
Evet
Hayır
Dostları ilə paylaş: |