İSTİsmar ve ihmaliN Çocuklar üzerindeki FİZİksel ve psikolojik etkileriNİN İncelenmesi


Çocuk İstismarı ve İhmalinin Tipleri



Yüklə 449,87 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/6
tarix22.04.2017
ölçüsü449,87 Kb.
#15586
1   2   3   4   5   6

 

2.2. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Tipleri 

2.2.1. Fiziksel istismar ve ihmal 

Fiziksel istismar; çocuğun, kaza dışı fiziksel açıdan zarar görmesi ve bedensel 

bütünlüğünün bozulmasıdır. İstismar türleri içerisinde fiziksel istismar, tanımlanması ve 

belirlenmesi en kolay olanıdır. Kaza sonucu olmayan, çocukta fiziksel bir hasara, 

yaralanmaya ve hatta ölüme neden olabilen tüm erişkin davranışlarını kapsamaktadır 

24



Çocuklarda kazalar sık görülmekle birlikte, yaşına uygun olmayan, kendi 

kendine olma olasılığı çok düşük olan hasarlarda istismardan şüphelenmek gerekir. 

Kaza dışı travmalar genellikle çocuk anne-babası tarafından cezalandırılmak 

istendiğinde veya anne-baba kontrolünü kaybettiğinde ortaya çıkar. En sık olarak 

dövme şeklinde görülür. Tipik başvuru şekli anne-baba tarafından nasıl meydana geldiği 

çok iyi açıklanamayan morarmalardır

10



Fiziksel istismar için çok sayıda tanım olmasına karşın hepsinin ortak noktası; 

çocuğun sağlığını olumsuz etkileyen ve vücutta iz bırakan lezyonların ve 

yaralanmaların bulunmasıdır. Fiziksel istismarın çeşitli kategorilerde incelendiği ve 

farklı alt başlıkların bulunduğu görülmektedir. Bunlar: 

İstismarı yapan kişilere göre; 

1. Ebeveyn tarafından istismar: Aile içinde çocukların kaza dışı yaralanmaları 

sonucu ortaya çıkar. 

2. Kurumda istismar: Okul, yuva, yetiştirme yurdu veya kamp gibi kurumlarda 

yönetici ya da öğretmenler tarafından uygulanan istismar olgularıdır. 

Fiziksel istismar uygulama şekline göre ise iki başlık altında incelenmektedir. 

1. Aletsiz saldırılar: Bunlar istismarın bir alet kullanmaksızın yapıldığı olayları 

kapsamaktadır. Tokat, yumruk, itip-kakma, tekme, sarsma ve çimdikleme gibi 

uygulamalar ile çocukta lezyonların oluştuğu gözlenmektedir. 

2. Aletli Saldırılar: Bu tür saldırılar ise istismarın bir alet kullanılarak, çocukta 

çeşitli lezyonların oluşturulduğu durumlardır. Kullanılan araçlar genellikle kemer, 

kayış, herhangi bir ev eşyası, hortum, sigara, ütü veya sıcak su kullanımıdır

8,25,26


Fiziksel ihmal ise, çocuğun başkaları tarafından yaşam için gerekli olan 

beslenme, tıbbi bakım, giyim ve korunma gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılması 

ve bunların sağlanmaması durumu olarak ifade edilmektedir. Fiziksel ihmalin de 

fiziksel istismar gibi kolay belirlenebildiği belirtilmektedir

14



Theodora


27

, çalışmasında, 0-17 yaş arası çocuğu olan 1435 anneye telefon ile 

ulaşmış ve fiziksel istismar oranını %4.3 olarak belirlemiştir. Toplum temelli bu 

çalışmada ulaşılan oranın, resmi kayıtlarda çok daha fazla olduğu bildirilmiştir. 

Başbakanlık Aile Kurumu’nun 1995 yılında yaptığı “Aile içi şiddetin Sebep ve 

Sonuçları” isimli çalışmada 14 yaş grubundaki çocukların yaklaşık %40’ının anne 

ve/veya babaları tarafından  şiddete maruz bırakıldıkları belirlenmiştir. Yine Aral’ın 

1997’de yaptığı çalışmada çocukların %65.72’sinin anne ya da baba tarafından fiziksel 

olarak istismar edildikleri belirlenmiştir

26



 

2.2.2. Duygusal istismar ve ihmal 

Duygusal istismar ve ihmal, çevredeki yetişkinler tarafından gerçekleştirilen 

çocuğun kişiliğini zedeleyici, duygusal gelişimini engelleyici eylemler ya da 

eylemsizlikler olarak tanımlanır.  Duygusal istismar; sözel istismar, fiziksel olmayan 

ancak çok ağır olan cezalar ya da tehditleri içerir. Duygusal ihmal ise çocuğa bakmakla 

yükümlü kişinin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, beslenme, giyim, tıbbi, sosyal 

ve duygusal gereksinimler ya da yaşam koşulları için gerekli ilgi ve sevgiyi 

göstermemek ayrıca çocuğun şiddetle karşı karşıya kalmasına izin vermektir

,6,28



Duygusal istismar, kapsamı ve sınırlarının tanımlanması çok zor olan bir 



istismar türüdür. Çocuğuna çok düşkün olan aşırı koruyucu anne, gence özgürlük ve 

sorumluluk tanımayan baskıcı baba, kız çocukların eğitim ve öğrenimini engelleyen 

aileler, gereksiz yere çocuk ve gençleri suçlayan toplumsal kurumlar vb. duygusal 

istismarın günlük yaşamda yer alan, ancak fark edilmeyen yansımalarıdır. Bundan 

başka alaylı konuşma, değer vermeme, isim takma, sık eleştirme, aşırı baskı, aşırı 


sorumluluk ya da özgürlük, kardeşler arasında ayırım yapma gibi birçok ailede görülen 

davranışlar da duygusal istismar kapsamı içinde yer alır

29



Polat’a

30

 göre, duygusal istismarın temelinde çocuğun psikolojik hasar yaşaması 



bulunmaktadır. Bunun da iki temel nedene bağlı olduğunu, bunlardan birinin çocukların 

kendilerine bakmakla yükümlü kişiler tarafından olumsuz olarak etkilendikleri tutum ve 

davranışlara maruz kalmaları, ikincisinin de gereksindikleri ilgi ve sevgi bakımından 

mahrum bırakılmaları olduğunu belirtmektedir. 

UNICEF duygusal istismar ve ihmali çocuğun nitelik, kapasite ve arzularının 

devamlı kötülenmesi, sosyal ilişki ve kaynaklarla ilişkiden yoksun bırakılması, çocuğun 

sürekli olarak insan üstü güçlerle, sosyal açıdan ağır zararlar verme veya terk etme ile 

tehdit edilmesi, çocuktan yaşına ve gücüne göre olmayan taleplerde bulunulması ve 

çocuğun, topluma aykırı düşen çocuk bakım yöntemleri ile yetiştirilmesi olarak 

tanımlamıştır

26

 

Erkman’a



31

 göre duygusal istismara neden olan davranışlar, daha çok çocuk ve 

ergenin yakın çevresinde onunla ilişkili olan yetişkin kişiler tarafından gösterilir. Bu 

davranışlar aşağıdaki biçimde sıralanmaktadır

32, 33





 

Reddetme, kabul etmeme 

 

Aşağılama 



 

Yalnız bırakma, yalıtma, ayırma 



 

Korkutma, yıldırma, tehdit etme 



 

Suça yöneltme 



 

Duygusal bakımdan ihtiyaçlarını karşılamama 



 

Aşırı koruma 



10 

 



Ayırım ve karşılaştırma yapma 

 



Kendi çıkarına kullanma ve yaşının üstünde sorumlulukları bekleme. 

Duygusal istismar olarak algılanan başlıca ebeveyn davranışları  şöyle 

sıralanabilir: 

Reddetme: Yetişkin bireyin çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamaması, onu ayrı bir 

birey olarak kabul etmemesi, o yokmuş gibi davranması, çocuğun olumlu yönlerini 

ortaya çıkarmak, motive etmek için her hangi bir şey yapmaması, yardım taleplerini 

reddetmesi, çocuğa hiçbir işe yaramıyor duygusu vermesi, fiziksel temastan kaçınması 

ve ona dokunarak yakınlığını belli etmemesi

8,33




Tek başına bırakmak: Ebeveynin çocuğu toplumsal ilişkilerden ve kendinden 

uzak tutması, çocuğun bu tip ilişkilere girmesini sağlayacak fırsatlar sağlamaması veya 

kasıtlı olarak bu fırsatları engellemesi, çocuğun yalnız olduğuna inandırılması

8,33




Yıldırma: Ebeveynin sözel ve fiziksel saldırılar ile çocuğu korkutması, tehdit 

etmesi, gözdağı vererek korku dolu bir ortamda yaşamasına neden olması

8,33



Suça yöneltme: Antisosyal davranışlara yöneltmesi, buna özendirilmesi, çocuğa 



toplumsal açıdan kötü örnek olunması, kötü örnekler gösterilerek o yola 

yöneltilmesi

8,33



Duygusal tepki vermeyi reddetme: Bu tip eylemlerin kökeninde çocuğun 



sağlıklı olarak hem duygusal hem de sosyal gelişimini sağlayacak tepkilerin 

verilmemesi bulunmaktadır

8,33



Aşağılama: Ebeveynin çocuğun küçük düşmesine neden olacak, onurunu 



zedeleyecek davranışlarda bulunması, çocukta yetersizlik duygusu uyandıracak takma 

isimlerle çağırması ve bu tip davranışların sistematik olarak uygulanması

8,33



11 

Kendi çıkarına kullanma: Ebeveynin kendi çıkarları için çocuğu 

kullanmasıdır. Bu tip olaylar özellikle sorunlu evliliklerde çocuğun evlilik güvencesi 

olarak kullanılması olarak görülür

8,33




Vaktinden önce yetişkin rolü verme: Çocuktan gerçekçi olmayan beklentilerin 

olması ve bu tip başarıların beklenmesi, yapamayacağı  şeyleri başarması için 

baskılamak, yaş gelişimine uygun olmayan sorumlulukları verilmesidir

8,33


Johnson


34

, istismara etken olan nedenleri doğum sonrası çocuk ile anne arasında 

sıcak bağın kurulamaması, bozuk iletişim, olgunlaşmama, geniş aileler ve psikolojik 

problemler olarak sıralamıştır. 

Güler ve arkadaşları

35

 tarafından yapılan bir çalışmada anneleri tarafından 



çocuklara uygulanan duygusal istismar/ihmal davranışlarına baktığımızda; annelerin 

çoğunluğu (%81.1) çocuklarına sevdiklerini belli etmeme, bağırma-azarlama (%77.6) 

davranışlarında bulunduklarını ifade ederken, daha düşük oranda (%8.4) odaya 

kapatma, ellerini ve ayaklarını bağlama (%2.1) gibi duygusal istismar/ihmal 

davranışlarında bulunduklarını ifade etmişlerdir. 

 

2.2.3. Cinsel istismar ve ihmali 

Cinsel istismar, psikososyal gelişimini tamamlamamış ve yaşı küçük olan bir 

çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel uyarılma (stimulasyon) için kullanılmasıdır. Yani 

bir erişkinin cinsel gereksinim ve isteklerini karşılamak amaçlı çocukları araç olarak 

kullanmasıdır. Çocuk istismarı tipleri içerisinde saptanması en zor olan ve çoğunlukla 

gizli kalan cinsel istismar, özellikle kısa ve uzun dönem ruhsal etkileri açısından önemli 



12 

bir olgudur. Genital bölgeleri elleme, teşhircilik, röntgencilik, pornografide kullanımdan 

ırza geçmeye kadar çok geniş bir yelpazedeki davranışları kapsamaktadır

36–38


Cinsel istismarın herhangi bir sosyo-demografik grupla bağlantısı saptanmamış 

ve her sosyo-ekonomik düzeyde görülebileceği belirtilmiştir. Tacizde bulunan kişilerin 

çoğunluğu erkeklerdir. Boşanma, şiddet, alkol ve madde kullanımı olan ailelerde cinsel 

istismar daha sık görülmektedir. Çocuğun bakımıyla doğrudan ilgilenen babaların daha 

az istismar uyguladığı saptanmıştır. Cinsel istismarın sık görüldüğü aileler genel olarak 

işlevselliği bozuk aileler olarak tanımlanmakta ve bu ailelerde olaya yol açtığı 

düşünülen çeşitli patolojiler bulunmaktadır

39



 



2.2.4. Ekonomik istismar ve ihmali 

Ekonomik istismar, çocuğun gelişimini engelleyici, haklarını ihlal edici işlerde 

ya da düşük ücretli iş gücü olarak çalışması veya çalıştırılmasıdır. Çocukların küçük 

yaşta çalışma veya çalıştırılma nedenleri, sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlarla 

yakından ilgilidir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yaygınlaşan yoksulluk, köyden kente 

hızlı bir şekilde göç ve bunun sonucunda ortaya çıkan toplumsal ve ekonomik sorunlar, 

kaçak işçiliğin artması, çocuk emeğinin ucuz olması ve işverenin de ucuz işgücünü 

tercih etmesi sonucunda çalışan ya da çalışma hayatına itilen çocuk sorunu ortaya 

çıkmaktadır

39



Çalışan çocukların sayısı, kendi yaş grubundaki çocukların %8,5’ini 

oluşturmakta ve bu, çocukların asgari çalıştırılma yaşı olan “15 Yaş”  ın altında 

çalışmaya başladığını göstermektedir

23



13 

Günümüzde pek çok ülkede çalışan milyonlarca çocuk, ailedeki iş bölümüne 

katılmaktan çok daha ciddi işgücü istismarı biçimleriyle karşılaşmaktadır. 

Endüstrileşme sürecinde geniş halk yığınlarının hazırlıksız olarak kırdan kente 

göçmeleri, kentlerde yoksul kitlelere yeterli geçim olanaklarının sağlanamaması ve 

etkili toplumsal hizmetlerin götürülememesi, çocukların aile dışındaki işgücüne artan 

oranlarda katılmalarıyla sonuçlanmıştır. Bu ise, aile korunmasında da yoksul kalan, 

toplumsal haklarının bilincinde olmayan çocuk işgücünün, istismar edilme riskini 

giderek artırmıştır

 40,41


Çocuk emeğinin kullanımı veya çocuğun erken yaşta çalışma yaşamında yer 

alması sorunu, birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de yaşanan temel problemlerden 

biri haline gelmiştir. Ülkemizde yaklaşık 3.8 milyon çocuk çalışmakta olup bunların 

büyük çoğunluğu yaşına uygun olmayan işlerde ve güç koşullarda çalışmaktadır. 

Ancak, çocukların çalışmalarına neden olan toplumsal etkenler, ülkeden ülkeye veya 

ülke içinde yaşanılan kentin özel şartlarına göre değişiklik gösterebilir. Her ne kadar 

farklı toplumsal ve kültürel kaynakları olsa da, erken yaşlarda çalışma yaşamına katılma 

çocuk açısından çeşitli sorunlara sebep olabilmektedir. Bu sorunlar; sosyal, psikolojik 

ve fiziksel problemler şeklinde tezahür edebilir

40-42



Dünyada ise 250 ile 400 milyon arasında çocuk aktif olarak çalışmaktadır. Bu 



çocukların büyük çoğunluğu haftada 40 saatin üzerinde ve sigortasız çalışmaktadır 

42



Çocuk Hakları Bildirgesi’ne göre, çocukların sömürüden, bedensel, akılsal ve 

ahlaki gelişimlerine uygun olmayan işlerden korunması gerekmektedir. Çünkü çocukluk 

çağı, çocuğun sürekli büyüme, gelişme, değişme sürecinde olduğu, fiziksel, ruhsal ve 

sosyal yönden erişkinliğe hazırlandığı bir dönemdir. Bu bağlamda çocukların 



14 

çalıştırılması, çocuğun, fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz yönde 

etkilemektedir

42



 

2.3. Çocuk İstismar ve İhmalinin Nedenleri 

2.3.1. Anneye ve babaya yönelik nedenler 

İstismar ve ihmalin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik incelemelere göre farklı 

nedenleri bulunmaktadır. Tüm nedenler bir arada ele alındığında çocuk istismarı ve 

ihmalinin genellikle ailenin yaşam stresi ile ilgili olduğu görülmektedir. Ailedeki 

ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel stres kaynakları iç ve dış stres kaynakları olarak 

değerlendirilmektedir

14



Dış stres kaynakları: Aile için ekonomik yetersizlik en önemli stres 



kaynaklarından biri olup, yoksulluk, işsizlik ve borçlanma şeklinde kendini 

gösterebilmektedir. Yapılan çalışmalar çocuk istismarı ve ihmali ile ilgili en önemli risk 

faktörünün ailenin ciddi ekonomik sıkıntısı olduğunu göstermiştir. Özellikle aile içinde 

evin gereksinimlerini ve bütçe ayarlamalarını yapmak zorunda kalan kişinin anne 

olduğu düşünülecek olursa ciddi ekonomik sıkıntıların anneyi olumsuz etkileyeceği 

söylenebilir

13,35,43-45

Sosyal ve çevresel stres yapıcı faktörler de aile ilişkilerini olumsuz 



etkilemektedir. Anne-babaların kısıtlı bir sosyal çevreye sahip olmaları, arkadaşlarının 

olmaması ya da çevreleriyle uyumsuzluk içinde olmaları sorunlara neden 

olabilmektedir. Ayrıca aile çevresinde meydana gelen hastalık ve kazaların, diğer sosyal 

sorunların ailenin iç yapısını etkileyerek çocuk ihmal ve istismarına neden olabileceği 

belirtilmektedir

22,46,47




15 

İç stres kaynakları: Çocuğun ihmal ve istismarına neden olan iç stres faktörleri 

çok yönlü olup, anne-babaların kişilik yapısı, çocuğun özellikleri ve çevreye bağlı 

olarak çocuktan çok şey beklenmesi şeklinde ifade edilmektedir

18-22


Eşler arasında anlaşmazlık, çocuklarla ilgili gerçekçi olmayan beklenti içine 

girme, çocuk sayısının fazla olması, çocukların yaşlarının birbirine yakın olması, ailede 

tek ebeveyn olma, çocuk yetiştirme bilgi ve becerisine sahip olmama, ailede sert 

disiplin kurallarının olması da ailesel risk faktörlerindendir

33,48


Ölüm, boşanma veya ayrı bir yerde çalışma nedeniyle parçalanmış aileler çocuk 

istismarında önemli bir risk grubunu oluşturmaktadır. Çünkü tek ebeveynli aileler daha 

fazla finansal ve duygusal desteğe ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle tek kalan ebeveynin 

duygusal ya da zihinsel gerginlik yaşaması istismar için risk oluşturmaktadır

13,49


. Anne-

baba tarafından ihmal ve istismar edilme, anne-baba arasındaki  şiddete tanık olma, 

parçalanmış aileden gelme veya çeşitli aile sorunlarının çocukta yarattığı duygular 

çocuğun yaşam biçimini ve ilişkilerini önemli ölçüde etkileyerek çocuğun bunları 

öğrenerek taklit etmesine, dolayısıyla istismarcı bir kişilik kazanmasına neden olabilir

46



Çocukluğunda istismara uğramış annelerin kendi çocuklarını istismar etmeye 

daha yatkın olduğu da yine çalışmalarla gösterilmiştir 

50

. Anne babanın kendi çocukluk 



yıllarındaki deneyimleri, şimdiki tutumlarında rol oynayabilir. Çocukluk yıllarında 

kendi anne babasıyla sağlıklı bir iletişim kuramayan, yeterli sevgi göremeyen bir 

babayla, genç kızlık yıllarında aşırı baskı gören bir annenin tutumları, bu kötü 

deneyimler nedeniyle olumsuz olabilmektedir

51

. Sevgiden yoksun ve yegane davranış 



şekli kötü davranma modeli olan bu anne babalar, bir stres durumunda 

kullanabilecekleri tek davranış biçimini sergilemektedir. Bu da kendilerinden daha 

güçsüz olan çocuklarına saldırma ve dövme olmaktadır

8



16 

İstismarcı anne babalar genellikle kendi kişisel memnuniyetini çocuğunkinden 

üstün tutan, çocuğun gereksinimlerini karşılayacak bir alet yerine koyan, çocukla ilgili 

gerçekçi olmayan beklentileri olan katı, duygularını kontrol edemeyen kişilik 

yapısındadır. Çocuk anne babasının beklentilerini kaçınılmaz olarak karşılayamadığında 

anne baba bunu hıyanet olarak algılar ve kızar, sık sık çocuğu cezalandırma yöntemine 

başvurmaya başlar

10



Çocuğunu istismar ve ihmal eden anne-babaların fiziksel ve ruhsal sağlıklarının 

bozuk olduğu, olumsuz bir benlik kavramına sahip oldukları, toplumsal açıdan 

dışlandıkları ve anti sosyal davranışlar içinde bulundukları belirtilmektedir

14

. Ailesel 



özelliklerden bir tanesi de ebeveyn yaşının genç olması ve annenin hamileliğe hazır 

olmamasıdır. Anne ve babanın küçük yaşta evlenmiş olması ve erken yaşta çocuk sahibi 

olmaları o çocuğun istismar ve ihmale uğramadaki riskini artırır. Yeterince 

olgunlaşmamış ebeveynlerin bir çocuğun bakımından sorumlu olduklarında, onun 

yoğun ihtiyaçlarıyla karşılaştıklarında çocuklarını duygusal olarak istismar 

edebilecekleri düşünülmektedir. Çocuklarını istismar eden anneler genç yaşta, sık 

aralıklarla doğum yapmış, yeteri kadar doğum öncesi bakım almamış, büyük olasılıkla 

ölü doğum yapmış veya çocuklarını düşürmüş annelerdir

26,33,52

Çocuk istismar ve ihmalini arttıran diğer bir neden de anne ve babanın eğitim 



seviyesinin düşük olmasıdır. Bilir ve arkadaşlarının

47

, yaptıkları bir çalışmada, anne ve 



babaların eğitim seviyeleri yükseldikçe çocukların istismar edilme olasılığının azaldığı 

ortaya konmuştur. Hiç eğitimi olmayan anneler çocuklarını %36.7 oranında istismar 

etmekte iken, yüksek öğrenim görmüş olan anneler ise %11.6 oranında istismar 

etmektedirler. Babalarda ise hiç eğitimi olmayan babalar çocuklarını %40.7 oranında 



17 

istismar etmekte iken, yüksek öğrenim görmüş olanlar ise %16.9 oranında istismar 

ettikleri görülmüştür. 

 

2.3.2. Çocuğa ait nedenler 

Ailedeki bütün çocuklar istismara maruz kalmazlar. Ancak bazı çocuklar 

istismar açısından risk altındadır. Araştırmalar; erken doğum, öğrenme yetersizliği, 

fiziksel engeli olan ya da konuşmada problem yaşayan çocuklar ile duygusal, 

davranışsal bozuklukları olan çocukların istismar için daha çok risk altında olduklarını 

göstermektedir. Çocuklar için diğer risk faktörleri; düşük doğum kilosu, kronik hastalık, 

hiperaktivite ve saldırganlıktır

13,26,53


Dünya Şiddet ve Sağlık Raporu’nda belirtildiği üzere

54

, şiddet için tanımlanmış 



risk faktörlerine bakıldığında, çocuklar için belirleyici olan faktörlerin öncelikle yaş ve 

cinsiyet olduğu belirtilmektedir. Dünya Şiddet ve Sağlık Raporun’da belirtildiği üzere; 

küçük çocuklar fiziksel istismara, daha büyük, özellikle, kız çocuklar da cinsel istismara 

maruz kalmaktadır

53,54



Çocukların istismar ve ihmal edilmesinde, istismar ve ihmalin nedenini 



genellikle çocukların davranışlarının olduğu belirtilmektedir. “Söz dinlememe, 

saygısızlık” gibi davranışlarla çocuk istismar ve ihmali davet etmektedir. Bunun 

yanında çocukların bitmek tükenmek bilmeyen ve karşılanamayan yüksek istekleri 

çocuk istismarının nedenleri arasındadır

23,53,55

Evdeki çocuk sayısının fazlalığı ve çok fazla sayıda kardeşe sahip olma istismar 



olaylarını artırmaktadır. Çünkü aile genişledikçe anne babaların çocuklarına olan ilgisi 

azalmakta ve çocuklar arasında bölünmektedir

26



18 

Çocukların doğum sırası da istismar ve ihmal olgusunun ortaya çıkmasında etkili 

olmaktadır. İlk doğan çocuklardan anne babaların beklentileri daha yüksek olmakta ve 

bu durum çocukların üzerinde başarılı olma yönünde baskı yaratmaktadır

26



 



2.4. İstismar ve İhmalin Çocuklar Üzerindeki Fiziksel ve Psikolojik Etkileri 

İstismar ve ihmal çocuğun gelişimsel sürecini olumsuz yönde etkiler. Genel 

olarak her türlü istismar çocukta davranışsal, duygusal ve sosyal sorunlara neden olur. 

Fiziksel istismar birçok kişilerarası, bilişsel, duygusal ve davranışsal sorun, 

madde kötüye kullanımı ve psikiyatrik hastalıklarla ilişkilidir. Fiziksel ihmal de 

çocuğun sosyal, bilişsel, duygusal ve davranışsal gelişiminde ağır ve uzun dönemli 

sonuçlar doğurabilmektedir

56



Fiziksel istismara maruz kalan çocuklarda uyku bozuklukları, konuşma 

bozuklukları, tikler ve davranış bozuklukları fiziksel istismara maruz kalmayan 

çocuklara göre daha yüksek oranda görülmektedir. Ayrıca bebek gibi konuşma, alt 

ıslatma, parmak emme gibi yaşına uygun olmayan davranışlar gösterme, arkadaşlarına, 

yetişkinlere ya da diğer nesnelere karşı saldırganca davranma, zayıf arkadaşlık ilişkileri, 

evden kaçma girişimlerinde bulunma, okula erken gitme ve okuldan eve dönmeyi 

istememe şeklinde davranış biçimleri de görülebilir

8,23,47


Duygusal istismarın etkileri yaşam boyunca kendini gösterebilmektedir. 

Duygusal  İstismar çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz yönde 

etkileyebilmektedir. Bu çocuklarda zihinsel kapasite normal olmasına rağmen, öğrenme 

güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi sorunlar görülmektedir. Dolayısıyla duygusal istismar 

çocuğun hem kişiliğini hem de başarısını olumsuz yönde etkilemektedir

57



19 

Duygusal istismara maruz kalan çocuklarda aileden uzaklaşma, gergin olma, 

bağımlı kişilik, değersizlik duyguları geliştirme, uyumsuzluk ve saldırgan davranışlarda 

bulunmaya sık rastlanır. Duygusal istismar, fiziksel istismar ve cinsel istismar veya 

ihmale eşlik edebileceği gibi tek başına da görülür. Aynı zamanda duygusal istismara 

bağlı hasarlar fiziksel istismar kadar zedeleyicidir, buna karşın bulguları daha 

gizlidir

8,10


Duygusal istismara uğrayan çocukların davranışlarından bazıları: depresyon 

(çevresel koşullara bağlı), davranışlarda aşırıcılık (aşırı şikayetçi tutum, pasif, saldırgan, 

talepçi), davranış bozuklukları (tırnak yeme, parmak emme, enürezis, yeme 

bozuklukları), nevroz (gereksiz korku ve intihar davranışlarını gösteren jestler), 

davranış ve öğrenme bozuklukları,(antisosyal davranışlar, hırsızlık), endişe ve duygusal, 

zihinsel gelişim gecikmeleridir

8,23,31,58

Cinsel istismar yaşamış çocuklarda yüksek oranda depresyon gözlenmekte ve 



benlik saygısı ciddi hasara uğramaktadır. Bu çocuklarda intihar düşünceleri ve 

girişimleri sık görülmektedir. Erişkin yaşta başlayan majör depresyon, çocukluktaki 

cinsel istismarla ilişkili bulunmuştur

7



Cinsel istismara uğrayan çocuklardaki duygusal ve davranışsal etkileri 

tanımlayan araştırmalara göre, bu çocuklarda korku reaksiyonu, anksiyete, depresyon, 

kızgınlık, düşmanlık, travma sonrası stres bozukluğu, uygunsuz cinsel davranışlar sık 

görülmektedir. Dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu, ikincil enürezis ve enkoprezis 

cinsel istismar kurbanlarında daha sık ortaya çıkmaktadır

7,39,59


Ekonomik istismarında çocuklar üzerinde fiziksel ve psikolojik etkileri oldukça 

fazladır. Çalışan çocukların fiziksel gelişimi, okula giden çocuklarla karşılaştırıldığında, 


20 

önemli derecede geri kaldığı görülmüştür. Bunun yanında bazı işlerde çalışanların diğer 

istismar tiplerine maruz kaldıkları saptanmıştır. Örneğin, ev işlerinde çalışan çocuklar 

sözel, cinsel ve fiziksel kötü muamele ile karşılaştıkları ve aç bırakıldıkları 

belirlenmiştir

23



Çocukların sömürüden, bedensel, akılsal ve ahlaki gelişimlerine uygun olmayan 

işlerden korunması gerekmektedir. Çünkü çocukluk çağı, çocuğun sürekli büyüme, 

gelişme değişme sürecinde olduğu, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden erişkinliğe 

hazırlandığı bir dönemdir. Bu bağlamda çocukların çalıştırılması, çocuğun, fiziksel, 

zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir

42



Yüklə 449,87 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin