En sık rastlanan tipleri medulloblastom , pineoblastom, ependimom, primitif nöroektodermal tümörler (PNET) ve astrositomdur
Erişkin yaşlarda görülen beyin tümörlerinin ise % 15- 40’ı infratentoryal yerleşimlidir
Büyük bölümünü metastatik tümörler, ikinci sıklıkta ise hemanjioblastom oluşturmaktadır
Posteriyor fossa içerisinde, retiküler aktivatör sistem, kraniyal sinirler, kardiyovasküler ve respiratuvar sistemin kontrolünü sağlayan vital yapılar yer almaktadır
Lezyonun kendisi ve/veya travma, iskemi bu yapılara zarar verebilir
Her birisi belirli problemleri olan değişik pozisyonlarda- pron, lateral ve oturur- yapılır
Retiküler aktivatör sistem, kraniyal sinirler, kardiyovasküler ve respiratuvar sistemin kontrolünü sağlayan vital yapılar, posterior fossa içerisinde yer alır
Hastalarda disfaji, laringeal disfonksiyon, solunum düzensizliği veya bilinç bozuklukları görülebilir
Havayolu reflekslerinin kaybına bağlı olarak kronik aspirasyon görülebilir
İntrakraniyal HT supratentoriyal tümörlerden daha az gelişir, fakat ventriküler akımın bozulmasına sekonder hidrosefali gelişebilir
İntrakraniyal HT supratentoriyal tümörlerden daha az gelişir, fakat ventriküler akımın bozulmasına sekonder hidrosefali gelişebilir
Ventriküler drenaj veya peroperatif hipertonik osmoterapi ( mannitol) veya furosemid ile tedavi gerektirebilir
Minimal kraniyal sinir veya serebellar lezyonu bulunanlarda, premedikasyon kontrendike değildir
Minimal kraniyal sinir veya serebellar lezyonu bulunanlarda, premedikasyon kontrendike değildir
Yükselmiş İKB ve semptomatik hidrosefalide premedikasyondan kaçınılmalıdır
Posterior fossa cerrahisi arteriyel kateteri de içeren rutin monitörizasyon gerektirir
Kan basıncı kafa seviyesinde ölçülmelidir
Kalp seviyesinde ölçüldüğünde beyin perfüzyonu olduğunun altında saptanacaktır
Venöz hava embolisi monitörizasyonu için değişik opsiyonlar vardır
Genelde prekordiyal doppler ve end-tidal C02 monitörizasyonu esastır
Hemodinamik stabilitenin sağlanması
Hemodinamik stabilitenin sağlanması
KİB artışının önlenmesi
Tümörün cerrahi eksizyonunun kolaylaştırılması
Beyin ve kraniyal sinirlerin elektrofizyolojik monitörizasyonunun sağlanması
Kan kaybının replasmanı, koagülopatinin önlenmesi ve tedavisi
Operasyon sonunda kısa sürede nörolojik değerlendirmeye olanak sağlanması
Postoperatif havayolunun korunması
SSS işlevlerinin reversibl depresyonu
Serebral kan akımında belirgin artış oluşturmamalı
Serebral metabolizma hızını azaltmalı
Serebral perfüzyon basıncını korumalı
Serebral otoregülatuar kapasiteyi azaltmamalı
Antiepileptik etkisi olmalı
Cerrahi sonunda hızlı derlenme sağlamalı
İntrakraniyal kompliyansı sınırda seyreden hastalarda kafa içi basıncını arttırmadan ve beyin kan akımını riske etmeden entübasyonu sağlamaktır
İntrakraniyal kompliyansı sınırda seyreden hastalarda kafa içi basıncını arttırmadan ve beyin kan akımını riske etmeden entübasyonu sağlamaktır
Hiperosmolar tedavi ve diüretikler
Kortikosteroidler
Kan basıncı kontrolü
Yüzeyel anestezi ve ıkınmadan kaçınma
Hipertonik ve hiperosmolar
Hipertonik ve hiperosmolar
(% 20 solusyon = 1280 mosm kg-1) bir ajan olan mannitolün molekül ağırlığı 182 dalton olup, altı karbonlu bir şeker bileşiğidir
BOS yapımını azaltıp, reabsorbsiyonunu artırırlar
Ekstravasküler alandan intravasküler alana sıvı geçişini sağlarlar
Kan viskozitesinin azalmasıyla vazokonstriksiyon oluşturup, beyin kan volümünü azaltırlar
Mannitol her intrakraniyal girişimde “proflaktik” olarak kullanılmamalı, mümkünse KİB ölçülüp doğrulanan durumlarda serum osmolaritesi dikkate alınarak kullanılmalıdır
Halotan, BOS absorbsiyonunu azaltırken, BOS oluşumu üzerine minimal etkide bulunur
İzofluran, BOS absorbsiyonunu artırır, serebrospinal sıvı dinamiklerine etkileri açısından en uygun volatil ajandır
Nitröz oksit yalnız başına verildiğinde, hafif serebral vazodilatasyona neden olur ve KİB’nı artırabilir
Volatil ajanlara nitroz oksit ilavesiyle daha fazla SKA artışı meydana gelir
Bütün İV anesteziklerle serebral otoregülasyon ve CO2 yanıtı etkilenir
Ketamin dışındakiler SMH ve SKA azaltır
BOS absorbsiyonunu artırırlar
Serebral vasküler rezistans artışı nedeniyle SKA ve SKV’ de oluşan azalmayla beraber BOS’ da azalma, barbitüratları KİB'ı azaltmada oldukça etkili kılar
Antikonvülzan etkileri vardır
SMH depresyonu yaparlar
Barbitüratla oluşan serebral vazokonstriksiyon sadece normal alanlarda oluştuğu için, bu ajanlar kan akımının normal alandan iskemik alana redistrübisyonuna neden olur ( ters çalma sendromu )
Barbitüratla oluşan serebral vazokonstriksiyon sadece normal alanlarda oluştuğu için, bu ajanlar kan akımının normal alandan iskemik alana redistrübisyonuna neden olur ( ters çalma sendromu )
İskemik alanlardaki serebral damarlar maksimum dilatasyonda kaldığı için, iskemik vazomotor paralizi nedeniyle barbitüratlardan etkilenmezler
SMH, SKA ve KİB’ını tiopentale benzer şekilde azaltır
Kortekste etkileri beyin sapından daha fazladır barbitüratlarla kıyaslandığında daha iyi hemodinamik stabilite sağlar
BOS üretimini azaltır
Genellikle tüm opioidlerin (solunum depresyonuna bağlı PaCO2 yükselmesi olmadığı sürece); SKA, SMH ve KİB üzerine minimal etkileri vardır
Morfin düşük lipid solubilitesi nedeniyle nöroanestezide kullanımı pek uygun değildir
SSS'ne geç penetre olur ve sedatif etki uzar
İntrakraniyal tümörlü hastalarda, sufentanil daha az olarak da alfentanil verilimi sonrası İKB artışı olduğu bildirilmiştir
İntrakraniyal tümörlü hastalarda, sufentanil daha az olarak da alfentanil verilimi sonrası İKB artışı olduğu bildirilmiştir
Remifentanil İKB’da değişiklik yapmaz ve kısa etkilidir
Normeperidinin potansiyel birikici etkisi ve kardiyak depresyon yapıcı etkisi nedeniyle meperidinin kullanımı sınırlıdır
SKA ve SMH’ı düşürürler
Bu düşme barbitüratlar, etomidat ve propofolden daha azdır
Antikonvülzan özellikleri de vardır
Midazolam; seçilecek kısa etkili benzodiazepindir
SKA, SKV ve BOS volüm artışı, intrakraniyal kompliyansı azalmış hastalarda ileri derecede KİB artışına yol açabilir
Ketamin, serebral damarları dilate edip SKA’ını artıran (% 50-60) tek IV anesteziktir
Selektif aktivasyon (limbik ve retiküler) etkisi somatosensoryal depresyonla kısmen dengelenir. SMH değişmez
2 adrenoreseptörler beyin vasküler yatakta oldukça geniş bir yayılım gösterir
Reseptör aktivasyonu spesifik vazokonsriktif yanıta neden olur
Deksmedetomidin infüzyonu hem direkt olarak vasküler düz kas konstriksiyonunu tetikler, hem de indirekt yoldan santral sempatik aktivitede değişiklikler yapar
Membran stabilizasyonu etkisiyle yararlıdır. SMH, SKA ve KİB’ını düşürür. Fakat bu etki diğer ajanlara oranla daha azdır
Lidokainin en önemli avantajı hemodinamiyi bozmadan SKA’ nı azaltmasıdır (Serebral vasküler direnci artırarak)
Kas gevşeticilerin beyin üzerine direkt etkileri yoktur, sekonder etkileri vardır
Kas gevşeticilerin beyin üzerine direkt etkileri yoktur, sekonder etkileri vardır
Hipertansiyon ve histamin salınımıyla oluşan serebral vazodilatasyon KİB 'ı arttırırken, histamin salınımı ve ganglion blokajı ile oluşan sistemik hipotansiyon SPB'nı düşürür
Süksinilkolin KİB'ını artırabilir
Posteriyor fossa girişimlerinde anestezi yönetimi genel nöroanestezi prensiplerine benzerdir
Ancak, hastaların daha çok pediyatrik yaş grubunda olması, ameliyat sırasında verilen pozisyonların özellikli ve hava embolisi gibi ciddi komplikasyonların daha sık görülmesi nedeniyle diğer nöroanestezi uygulamalarından ayrı bir önemi vardır