II INTERNATIONAL SCIENTIFIC CONFERENCE OF YOUNG RESEARCHERS
326
Qafqaz University
18-19 April 2014, Baku, Azerbaijan
2. Birinci önermede medeniyeti bir dil, toplumları da bu dili kullanma biçimi dolayısıyla ‘söz’ kavramıyla
karşılamıştık. Bu ikinci önermede bireyi merkeze alıp toplumsal bir ürün olan şehri soyutlaştırıp genelleştirebiliriz. Bu
durumda şehir bir ‘dil’ olurken’ şehirle diyaloğa geçen bilinci de bir ‘söz’ olarak göstermek mümkün olur. Bu durumda,
İstanbul bir dil ise Baki’nin, Nedim’in, Tevfik Fikret’in, Yahya Kemal’in İstanbul’unu da ‘söz’ olarak anlamak gerekir.
Tevfik Fikret’in Sis şiiri ile Yahya Kemal’in Sis’te Söyleniş şiirleri yukarıda anlattığımız kavramlar çerçevesinde bir
örnek olarak gösterilebilir. Her iki şair de hemen hemen aynı zaman diliminde, aynı şehri (İstanbul) ve şehrin aynı
manzarasını bir dil mantığı içinde algılıyor, hayat zevkleri, anlayışları, ruh halleri çerçevesinde ‘söz’e dönüştürüyorlar.
Unutmamalı ki ‘söz’, bireyi kimlik kâğıdıdır. Dil malzemesini kullanma biçimine göre de sanatçı tam da buralarda bir
yerlerde aranmalıdır.
Dostları ilə paylaş: |