KAMAL ABDULLA’NIN “ADAŞLAR” HİKAYESİNDE
GÖLGE ARKETİPİNİN GÖRÜNÜM VE İŞLEVLERİ
Fatih KESKİN
Gazi Üniversitesi
mtarzan@hotmail.com
TÜRKİYE
Kamal Abdulla’nın Adaşlar isimli hikâyesi arketipsel ve psikanalitik bir tahlille çözümlenebilecek psikolojik ve
fenemoneolojik yönü ağır basan bir anlatıdır. Ayrıca hikâyede, metinlerarası göndergelerin de işlevsel bir rol oynadığı
görülmektedir.
Anlatının baş karakteri olan Kamal’ın çocukluk yıllarını düşlemesi ve daha sonra paralel dünyalarda yaşamaya devam
eden bir öte yüz / gölgesiyle karşılaşması anlatının dramatik aksiyonunu sağlayan en önemli epizotlardır. Olay örgüsünü
olağan üstü unsurlarla zenginleştiren bu epizotlar, ilkel insan düşüncesinin ürünü olan mitik anlatmaların sembolik dilini
modern hikâyeye taşımaktadır.
Carl Gustav Jung’un psikolojik araştırmalarla temellendirdiği arketip kavramı, gerek ilkel insan düşüncesinin ürünü
olan mitlerin gerekse modern edebiyat mahsullerinin çözümlenmesinde önemli bir yere sahiptir. Jung’a göre arketipler,
ortak bilinç dışını oluşturan ve zaman zaman çeşitli semboller yoluyla bilinç düzeyine aktarılarak tüm benlik / psikenin
dengeli ve sağlıklı bir işleyişe kavuşmasını sağlayan yapı taşlarıdır. Bu yapı taşları toplumsal ve kültürel unsurlara göre
daha kapsayıcı bir özellik gösterirler. Yöresel ve kültürel özelliklere bürünerek çeşitlemeler halinde karşımıza çıkan yerel
motiflerin derininde ortak bir insan düşünüş ve davranışına işaret eden evrensel semboller yer alır. Arketiplerin sembollere
bürünerek kendilerini ortaya çıkardıkları alanlar ise hayaller, rüyalar, mitler, sanat ve edebiyat ürünleridir.
Gölge arketipi, insan bilincinin yüzleşmek istemediği ve bastırarak yok ettiğini sandığı niteliklerdir. Bastırılan duygu
ve düşüncelerin kendilerini bilince kabul ettirmek üzere ortaya çıkması bilinci rahatsız etse de bu unsurlarla yüzleşmek ve
diğer yarı / öte yüzle barışmak benliğin sağlıklı işleyişi için elzem bir durumdur. Bu bağlamda, gölge arketipinin çeşitli
semboller yoluyla ortaya çıkmasına imkan tanıyan sanat ve edebiyat ürünleri, insan ruhunu sağaltıcı bir etki gösterirler.
Adaşlar isimli hikâyenin baş karakteri olan Filolog Kamal, çocukluk yıllarında yaşadığı evi her gün rüyasında görür.
Rüyada çocukluğa duyulan özlem, kendi zamanı içinde sıkışan bireyin maziye kaçış iştiyakının bir ifadesidir. Şimdiki
durumundan memnun olmayan birey, geçmişi düşleyerek bu geçmiş üzerine farklı bir hayat inşa edebileceğini duyumsar.
Filolog Kamal’ın simetrik bir yansıması olan ve paralel bir dünyadan geldiği ifade edilen Doktor Kamal’ın olay
örgüsüne dâhil olması, belki de Filolog Kamal’ın bir bilinç yarılması yaşadığının göstergesi olarak kabul edilebilecek bir
durumdur. Ancak daha derin ve sembolik düzeyde Doktor Kamal’ın bir norm karakter, yani Filolog Kamal’ın bilin dışına
itilmiş eksiklerini, yaşanmamış arzularını ve ulaşılamamış emellerini simgeleyen tamamlayıcı bir gölge arketipi olduğu
anlaşılmaktadır.
Gölgesiyle karşılaşan baş karakter değişim ve dönüşüme açık bir kişilik haline gelir. Romanda ikincil ve tamamlayıcı
bir karakter olduğuna dair hakkında göndergeler bulunan Doktor Kamal’ın Filolog Kamal’ı değiştirme ve dönüştürme
sürecinde sözün gücü çok etkili bir araç olarak ortaya çıkar. İkisi arasında geçen sohbet, değişim ve dönüşüm sürecinin en
|