II INTERNATIONAL SCIENTIFIC CONFERENCE OF YOUNG RESEARCHERS
339
Qafqaz University
18-19 April 2014, Baku, Azerbaijan
Nâbî bir his ve hayal adamı değildir. Nâbî’yi Nâbî yapan, hiç şüphesiz onun fikrî tarafıdır. Zâhir-bâtın ilşkisinde de o,
bâtının tarafında, bâtının savunucusudur. Nâbî’ye göre hayhuydan ibaret olan zâhir-bâtın karışımı bu dünyada, insan,
çokluğun ardındaki birliği görmeli, sözde gizlenmiş olan anlamı fark ederek görülen maddi alemin ötesindeki melâkut
alemini, yâni mâna âlemini keşf etmelidir.
Nâbî bu görüşünü aşağıdaki gazelinde şöyle dile getirir:
Zâhir ü bâtına bak hây ile hûyı seyr it
Vahdet ü kesreti gör rûy ile mûyı seyr it
Mülk içinde melekûtı göreyüm dirsen eger
Lafzda ma’niye bak nâfede bûyı seyr it
İmtiyâzun sebebin asldan istersen eger
Hâke bak dîde-i ibretle sebûyı seyr it
Bilmek istersen eger halk-ı cedîdün sırrın
Gülşenün nâmiyesin gör leb-i cûyı seyr it
Noktadan dâ’irenün gerdişin it istişhâd
Tohmınun za’fını gör cirm-i kedûyı seyr it
Bâd-pay-ı nefes üzre sipeh-i savt-ı hurûf
Sayd-ı ma’nâ içün eyler tek ü pûyı seyr it
Mâverâ-yı felege eyle güzer ey Nâbî
Ham-ı çevgân-ı irâdetdeki gûyı seyr it
Sonuç olarak Nâbî dönemini iyi tanımış ve onu eserlerine iyi nakşetmiştir. Şiirlerindeki gerçekçi tutumuyla insanlara
hikmetli sözler söyleyerek zamanına ışık tutmaya çalışmıştır. Ayet ve hadislere sık sık atıfta bulunması, tasavvufi terimleri
iyi bilmesi, onu şiirlerinde başarıya ulaştırmıştır. Nâbî gibi usta şairlerin eserleri iyi tahlil edilmelidir. Böyle güzel şiirlerin
şairleri edebiyat vekültür tarihi açısından son derece önemlidir.
Dostları ilə paylaş: |