ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNE ÇEVRİLEN İLK MUSİKİ ESERİNİN ANLATIM
ÖZELLİKLERİ HAKKINDA
Zümrüt EMİROĞLU
Qafqaz Üniversitesi
zumrutshirinova@hotmail.com
Osmanlı tarihi kaynaklarında kendisi için “ebü’l-hayr” diye zikredilen II. Murad, Emir Süleyman (Süleyman
Çelebi)’dan sonra duraklayan ilim ve kültür hareketlerini yeniden başlatan bir hükümdardır. Onun döneminde Türk
dünyası, Doğu’da ve Batı’da siyasi açıdan ilerleme kaydederken, buna paralel bilim ve sanatta da gelişmeler göstermiştir.
Bu dönemde her çeşit ilim dalında değerli âlimler yetişmiş, musiki alanında çok değerli bilim adamları ortaya çıkmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun kültür tarihine değerli yapıtlar kazandıran hükümdarın saltanat yıllarında Arapça ve Farsçanın
yanı sıra Türkçe Kur’an tercümesi ve tefsirleri, fıkıh, tasavvuf, tıp eserleri, edebi ve ansiklopedik eserler, sözlükler,
siyasetnameler telif edilerek ona sunulmuştur. Ulemasını, özellikle Türkçe eser telif etmeleri yönünde teşvik eden II.
Murad’ın devrinde bu şekilde değişik konularda yazılmış eserlerin her biri birer dil hazinesidir. Bu eserlerin yalnızca
mukaddime kısımlarında ağır ve külfetli ifadelere rastlanmaktaydı. Dolayısıyla XIV ve XV. yüzyılın başlarında meydana
getirilen en sanatlı manzum eserlerde bile dil basit ve sade idi. Saltanat yılları Türk kültürünün diğer dalları gibi, musikinin
gelişmesi açısından da önemli olup, musikimizin kaynak kitapları olarak kabul edebileceğimiz en önemli Türkçe eserler
onun zamanında yazılmıştır. Böylece XV. yüzyıl Türk Musikisi, kaynakları ve Türk musiki sahasında eser veren bilginler
bakımından parlak bir dönemi yansıtmaktadır. Bu dönemde yaşayan Ahmedoğlu Şükrullah’ın Arapça kaynaklardan tercüme
ettiği “Risale-i İlmü’l-Edvâr” isimli eseri de Anadolu Türkçesine tercüme edilmiş ilk musiki eseri olması bakımından önem
arz eder. (Burada dikkat edilmesi gereken husus aynı devirde yaşamış başka bir şahsı, Osmanlı tarihi üzerine yazdığı
“Behcetü’t Tevârîh’ isimli tarihi eseri ile bildiğimiz Şükrullah’ı karıştırmamak gerekir, her iki şahıs arasında sadece isim
benzerliği mevcuttur. Bu kanıya söz konusu bilginlerin eserlerinden yola çıkarak yapılan araştırmalar sonucunda vardık.)
|