Mitlerin Kısa Tarihi



Yüklə 0,55 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/11
tarix20.11.2023
ölçüsü0,55 Mb.
#165565
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11
Mitlerin Kısa Tarihi - Karen Armstrong

Neol t k Çağ
Tarım Toplumlarının M toloj s (MÖ
yaklaşık 8.000-4.000)
Yaklaşık on b n yıl önce nsanoğlu tarımı buldu. Avcılık artık
başlıca bes n kaynağı olmaktan çıkmış, çünkü toprağın sonsuz b r
bes n kaynağı olduğu keşfed lm şt . İnsan soyu Neol t k tarım
devr m nden daha öneml b rkaç gel şme yaşamıştır. Bu öncü
ç ftç ler n yen koşullara uyum sağlarken yaşadıklarını, daha sonrak
kültürler n m toslarına da yansıyan dehşet , sev nc ve korkuyu
yarattıkları m toloj de algılayab l r z. Tarım logosun, gerçeğ d le
get ren sözün ürünüydü, günümüzdek teknoloj k devr mler n ters ne,
la k b r g r ş m olarak görülmezd . İnsanlara kend ler ve dünyalarıyla
lg l yen anlayışlar kazandıran büyük b r ruhsal uyanışa yol açmıştı.
Yen tarım sanatına d nsel b r saygıyla yaklaşılırdı.
28
Paleol t k
çağın nsanları avlanmayı kutsal b r faal yet olarak görmüşlerd , ş md
de tarım aynı n tel ğe bürünmüştü. Ç ftç ler n tarlalarını şlerken ya da
ek n kaldırırken tam b r ay nsel havaya g rmeler gerek yordu.
Tohumların toprağın der nl kler ne gömülmeler n zled kçe, hayret
ver c bambaşka yaşam b ç mler ne dönüşmek üzere karanlıkta kırılıp
açıldıklarını anladıkça bunda g zl b r gücün parmağı olduğunu fark
ett ler. Ek n, o göksel varlığın tezahürü, açığa çıkmasıydı, ç ftç ler
toprağı ek p nsanları ç n y yecek elde ett kçe kutsal b r aleme
g rd kler n , bu muc zev bolluğa katıldıklarını h ssederlerd .
29
Toprak,


bütün yaratıkları -b tk ler, hayvanlar ve nsanlar- tıpkı rah m g b
ç nde barındırıyordu.
Bu güç tükenmes n d ye onu besleyecek kuttörenler uydurdular.
İlk tohumlar toprağa adak olarak "atılır," kutsal enerj ler n ger
dönüşümünü sağlamak adına lk ürünler toplanmazdı. Orta
Amer ka'da, Afr ka'nın bazı kes mler nde, Pas f k Adalarında ve
Drav dalar zamanında H nd stan'da nsanların b le adak olarak
kurban ed ld ğ yönünde bulgular vardır. Bu töreler k lkeye dayanır.
İlk olarak h çb r şey karşılıksız değ ld ; almak ç n b r şey vermen
gerek rd . İk nc s de gerçekl ğ n bütünsel olduğu görüşüydü.
Kutsalın, doğal dünyanın ötes nde, metaf z k b r gerçekl k olduğu
düşünülmezd . Yalnızca kend de kutsal olan toprakta ve onun
ürünler nde kend n göster rd o. Tanrılar, nsanlar, hayvanlar ve
b tk ler, heps aynı doğayı paylaşırlardı, dolayısıyla b rb rler ne güç
ver r, b rb rler n beslerlerd .
İnsanın c nsell ğ de temelde toprağın meyve vermes n sağlayan
göksel güçle aynı görülmekteyd . Erken Neol t k m toloj de hasat,
kutsal evl l k anlamına gelen h yerogam n n meyves yd : toprak
d ş yd ; tohumlar tanrısal ersuyu; yağmur da gökle yer n c nsel
b rleşmes yd . Ek m sırasında kadınlarla erkekler arasında c nsel
ay nler yaygındı. Başlı başına kutsal olan bu b rleşme toprağın
doğurgan enerj s n harekete geç r rd , ç ftç n n saban ya da çatal bel
de toprağın rahm n açıp onu tohumla ş ş ren kutsal b r erkekl k
organıydı (fallus). İnc l ay nleşm ş bu törenler n MÖ altıncı yüzyılın
neredeyse ortalarına dek Hoşea ve Hezek el g b peygamberler n
öfkes ne rağmen esk İsra l'de yapıldığına şaret eder. Kudüs


tapınağında b le Kenanların bereket tanrıçası Asherah'ın (Aşera) ve
kutsal fah şeler n onuruna törenler yapılırdı.
30
Oysa Neol t k devr m n lk aşamalarında toprak d ş olarak
görülmezd .
31
Ç n ve Japonya'da varlığın temel eşeys zd , ancak
daha sonra, a le yaşamında kadının üstlend ğ annel k rolünün
sonucunda olsa gerek, toprağa d ş , besley c b r özell k eklend .
Dünyanın ger kalan yerler nde toprak k ş leşt r lmem şt , fakat kutsal
d ye tapınılırdı. Nasıl b r kadın çocuk doğuruyorsa, toprak da
rahm nden bütün canlıları çıkarıyordu. Avrupa ve Kuzey
Amer ka'dak en erken yaratılış m tler nden bazıları lk nsanların
b tk ler g b topraktan türed kler n varsayıyordu: tohumlar g b onların
da yaşamı yeraltında başlar, yen nsanlar toprak üstüne çıkana ya
da ç çek açıp nsan anneler tarafından toplanana dek orada
büyürlerd .
32
B r zamanlar nsanlar göksel varlıkla karşılaşmak ç n
yükseklere çıktıklarını hayal ederken, artık kutsala yeryüzünde,
ay nlerle ulaşırlar. Lascaux'da ortaya çıkarılan Paleol t k tünellere
benzeyen Neol t k lab rentlerde, nsanlar yeraltı mağaralarında kutsal
hayvanlarla buluşmak yer ne Toprak Ananın rahm ne g rer, g zeml
b r yolla bütün varlıkların kaynağını h ssederlerd .
33
Bu yaratılış m tler nsanlara tıpkı kayalar, akarsular ve ağaçlar
g b toprağa a t olduklarını öğrett . Demek k onun doğal akışına
saygı göstermek zorundaydılar. D ğer topluluklar b r yerle sıkı sıkıya
özdeşleşt ler, onunla kurdukları bağ a leyle ya da baba soyuyla olan
bağlarından daha der n oldu. Bu tür m tos özell kle ant k Yunanda
yaygındı. M toloj de At nalıların beş nc kralı Er khthon os Akropol s' n
kutsal toprağından doğmuştu; çok erken tar hten kalma özel b r
tapınakta kutlanan kutsal b r olaydı bu.


Neol t k devr m nsanların bütün evren kaplayan yaratıcı b r
enerj n n varlığını fark etmeler n sağlamıştı. Önceler dünyanın
tanrısalda vücuda geld ğ ayrışmaz kutsal güçtü bu. Ancak m te
dayalı mgelem her zaman daha somut ve gel ş güzeld r; başlangıçta
b ç mden yoksunken b r çer k ve özell k kazanır. Gökyüzünü
yüceltme nasıl Gök Tanrının k ş leşt r lmes n get rd yse, anaç,
besley c toprak nasıl Ana Tanrıçaya dönüştüyse, bu da benzer b r
gel şmeyd . Sur ye'de Yüce Tanrı El' n karısı Aşera ya da kızı Anat le
özdeşt ; Mezopotamya'da Sümerler ona İnanna adını verm şlerd ;
Mısır'da İs s't ; esk Yunan'da, Hera, Demeter ve Afrod t. Ana Tanrıça
avcı toplumların Ulu Anasıyla kaynaştı, onun ürkütücü özell kler n
üzer nde topladı. Anat acımasız b r savaşçıdır, örneğ n, genell kle
kan den z nde yüzerken tasv r ed l r; Demeter öfkel ve k nc olarak
anlatılır, aşk tanrıçası Afrod t b le öç alarak korku salar.
B r kez daha y neleyel m, m toloj gerçeklerden kaçmaz. Yen
Neol t k m tler nsanları ölümün gerçekl ğ yle yüzleşmek zorunda
bırakmayı sürdürdüler. Ne bunlar kır ş rler yd ne de Ana Tanrıça
yumuşak başlı, tesell eden b r tanrısal varlık, çünkü tarım huzurlu,
nceden nceye düşünülen b r uğraş olarak yaşanmıyordu.
Ver ms zl k, kuraklık, kıtlık ve kutsal gücün de dışavurumu olan
doğanın öfkel güçler ne karşı hep b r savaş, umutsuz b r çaba
vardı.
34
Ek m n c nsel tasv r n yapmaları nsanların tarımı doğayla
romant k b r aşk l şk s olarak yaşadıkları anlamına gelm yordu.
İnsanın üremes de gerek anne gerekse bebek açısından kend
ç nde tehl keler barındırırdı. Aynı şek lde tarlaların ek lmes de ancak
canhıraş emek gerekt ren yorucu çabalarla gerçekleşt r l rd . Yaradılış
k tabında başlangıçta varolan cennet benzetmes n n y t r lmes
tarımın köles hal ne gelmek olarak yaşanır. Aden'de lk nsanlar


Tanrının bahçes yle lg len rken çaba harcamak zorunda değ llerd .
Günah sonrasında kadın çocuklarını acı ç nde doğurmaya, erkek de
ekmeğ n alnının ter yle topraktan çıkarmaya mahkûm ed ld .
35
Erken m toloj de ekme b çme şler ş ddetle ç çed r, y yecek elde
etmek uğruna ölüm ve yıkımın kutsal güçler ne karşı sürekl
savaşmak gerek r. Tohumun toprağın ç ne g rmes , meyve vermeden
önce ölmes gerek r, ölümü acılı ve sancılıdır. Tarım araçları s lahlara
benzer, mısırdan un elde etmek ç n öğütülmes , üzümlerden şarap
yapmak ç n ayaklar altında ç ğnen p özler n n çıkarılması
gerekmekted r. Bütün bunları, eşler n n hemen heps ek nlerle b rl kte
yen den dünyaya gelmek üzere ayağa kalkmadan önce paramparça
ed len, uzuvları koparılan, hunharca sakatlanan ve öldürülen Ana
Tanrıçayla l şk l m tlerde görürüz. Bu m tler n heps ölüme karşı
meydan okumaktan söz eder. Paleol t k çağdan kalma esk
kahramanlık öyküler nde halkına yardım get rmek uğruna tehl kel b r
yolculuğa çıkanlar çoğu zaman erkek kahramanlardı. Neol t k devr m
ertes nde erkekler çares z ve ed lg nd r. Dünyayı baştanbaşa
dolaşan, ölümle savaşan, nsan soyuna y yecek get ren tanrıçadır.
Sonsuz denge ve yen den sağlanan uyumun söz ed ld ğ m tlerde
Toprak Ana kadın kahramanlığının s mges ne dönüşür.
Fırtına tanrısı Baal' n kız kardeş ve karısı, yalnızca tarım
savaşımını değ l aynı zamanda bütünlük ve uyumu kazanmayı
s mgeleyen Anat'ın m t nde bu açıkça bell d r. Güneş n altında
kavrulmuş toprağa yağmur get ren Baal de devlere, kargaşa ve
parçalanmaya karşı yaratıcı b r savaş vermekted r. Ne var k b r gün
yeryüzünü ıssız b r çöle çev rmekle tehd t eden ölüm, ver ms zl k ve


kuraklık tanrısı Mot ona saldırır. Mot'ün karşısında Baal b r anda
korkusuna yen l r ve d renmeden ona tesl m olur. Mot onu ağzına
layık b r kuzu g b lokma lokma ç ğneyerek yeraltına, ölüler n
topraklarına 
nmeye zorlar. Artık Baal yeryüzüne yağmur
yağdıramayacağı ç n b tk örtüsü sararıp nleyerek ölür. T p k b r
Yüce Tanrı olan Baal' n babası El çares zd r. Baal' n ölümünü haber
alınca yüce tahtından ner, abasını kuşanır, yas töreler gereğ
yanaklarında yarıklar açar, ne var k oğlunu kurtaramaz. Etk gücü
olan tek tanrısal varlık Anat'tır. Acı ve öfkeden çılgına dönmüş
yeryüzünü arşınlamakta, alter egosunu (ben k z n ), ötek yarısını
aramaktadır. Bu m t saklayan Süryan ce met n, onun Baal' " neğ n
buzağısı, koyunun kuzusu" ç n arzuladığını söyler.
36
Ana Tanrıça
tıpkı yavrusu tehl kede olan b r hayvan g b azgındır, kudurmuştur.
Baal'den ger ye kalanları bulduğunda onun anısına büyük b r cenaze
şölen düzenler Anat, orada yana yakıla El'e ş kayette bulunur ve
yen den Mot'ü aramaya koyulur. Mot'ü bulunca onu ay n orağıyla
k ye b çer, taneler n elekten geç r p savurur, güneşte kavurup
değ rmende öğütür, et n tarlalara saçarak tıpkı b r ç ftç n n buğdaya
yaptıklarını y neler.
El m zdek kaynaklar yeters zd r, bu nedenle Anat'ın Baal'
yen den yaşama döndürmey nasıl başardığını b lm yoruz. Öte
yandan k s de tanrısal varlıklar olduklarından ne Baal' n ne de
Mot'ün tümden yok ed lemeyecekler n unutmamak gerek.
Aralarındak savaş sürecek, hasat yılda yalnızca b r kez ölümün
pençes nde gerçekleşecekt r. M t n b r başka çeş tlemes nde, Anat
Baal' öyle güzel y leşt r r k Mot'ün b r sonrak saldırışında Baal
olanca gücüyle karşılık verecekt r. Yağmur yeryüzüne döner,


vad lerden bal akar, gökten rahmet yağar. Öykü bütünlük ve
bütünleşt rmen n s mges olarak Baal le Anat'ın b r kez daha c nsel
b rleşmes yle sona erer, Yen Yıl şölen nde yen den yaşatılan b r kült
olur.
Aynı mot f Mısır'da da karşımıza çıkar, ancak İs s, Anat kadar
güçlü değ ld r. Mısır'ın lk kralı Os r s, halkına tarım sanatını öğret r.
Tahta göz d ken erkek kardeş Seth onu kalleşçe öldürür, kız kardeş
ve karısı İs s onun beden n aramak üzere yollara düşer. Cesed
bulduğunda onu, ancak soyunu sürdürecek Horus'a gebe kalmasını
sağlayacak kadar yaşatmayı başarır. Daha sonra Os r s' n beden
doğranır, her b r parça Mısır çapında farklı b r yere gömülür, tıpkı
tohum g b . Duat'ın, ölüler dünyasının hâk m olur, ayrıca yıllık
hasadın sorumlusudur, her yıl ek nler n b ç l p başakların ayrılması
sırasında yapılan ay nler ölümüyle parçalanmasını yen den sahneler.
Ölüler tanrısı aynı zamanda hasat tanrısıdır, ölümle yaşamın ç çe
g rd ğ n göster r. B r olmazsa ötek de olamaz. Ölen tanrının yen den
canlanması, mevs mler n büyüyüp küçülmes g b evrensel b r sürec
tems l etmekted r. Yen b r yaşam başlayab l r, ancak ölen b tk ler n
tanrılarının m tosu ve kültünün ortaya çıkış noktasında hep b r felaket
yaşanır, kan dökülür ve yaşamın t c güçler n n zafer h çb r zaman
tamamlanmaz.
Mezopotamya tanrıçası İnanna'nın yeraltı dünyasına n ş n
anlatan m tte bu daha da açıktır. Bunu ölüler ülkes ne n s yasyon
tören , yen yaşama dönüşecek ölüm deney m olarak da
yorumlayab l r z. İnanna toprağın der nl kler ne doğru tehl kel
yolculuğuna çıkarken nsanlara yardım etmek g b b r amacı yoktu.
El m zdek eks k kaynaklardan anladığımız kadarıyla onun sted ğ


Cehennem Kral çes ve aynı zamanda da Yaşamın Sah bes olan kız
kardeş Ereshk gal' n yer ne geçmekt r. Ereshk gal' n lac vert taşı
sarayına g rmeden önce İnanna'nın şehr n yed duvarındak yed
kapıdan geçmes gerek r. Kapıcı her b r nde ona zorluk çıkarır,
İnanna'dan üzer ndek g ys lerden b r n çıkarmasını söyler, sonunda
kız kardeş n n huzuruna vardığında bütün savunma araçlarından
yoksun kalmasını stemekted r. Darbe g r ş m başarısızlıkla
sonuçlanınca İnanna yeraltı dünyasının Yed Yargıcı tarafından ölüm
cezasına çarptırılır, ölüsü de mızrağa geç r l p bret olsun d ye
serg len r.
Gelgeld m ötek tanrılar İnanna'yı kurtarırlar; kötü ruhlarla b rl kte
yeryüzüne dönüşü görkeml ve korkunçtur. Ev ne vardığında yakışıklı
genç b r çoban olan kocası Dumuz 'n n tahtına geçmeye yeltend ğ n
görür. İnanna tarafından ölüm cezasına çarptırılan Dumuz kaçar,
kötü ruhlar onu İnanna'nın yer n almak üzere yeraltına nmes ç n
kandırmışlardır, fakat yaptıkları anlaşma gereğ yıl Dumuz le kız
kardeş Gesht nanna arasında paylaşılır, her b r Ereshk gal'le b rl kte
altı ay yeraltında kalacaktır.
İnanna'nın serüven yle b rl kte yeryüzü sonsuza dek değ şm ş,
b tk ler n yen tanrısı Dumuz 'n n yokluğu mevs mler n değ şmes ne
yol açmıştır. İnanna'nın yanına döndüğünde kuzular doğar, tohumlar
f l z ver r, yeryüzü canlanır ve hemen arkasından hasat mevs m gel r.
Yeraltı dünyasına ger nd ğ nde yeryüzü yaz mevs m yle gelen uzun
sürel kuraklığın acısını çeker. Ölüme karşı kes n b r yeng olmaz.
M tosu d le get ren Sümer ş r şu haykırışla noktalanır: "Ah
Ereshk gal! Sana şükürler olsun!"
37
Akılda kalan en can alıcı nokta


kadınların, özell kle de Dumuz 'n n annes n n oğlunu y t rmen n
acısıyla ağlayışıdır: "Issız b r yerde yapayalnız; b r zamanlar
d pd r yken, ş md vurulmuş genç b r boğa m sal boylu boyunca
yerde."
38
Ana Tanrıça kurtarıcı değ l, ölüm ve keder n sebeb d r. Onun
çıktığı yolculuk hep m z n katılması beklen len n s yasyon tören n n,
değ ş m n kuralıdır. İnanna kız kardeş yle, kend varlığının gömülü,
b l nmeyen boyutu olan kız kardeş yle buluşmak üzere ölüler
dünyasına ner. Ereshk gal son gerçekl ğ tems l etmekted r. Bu
dönemden kalmış Ana Tanrıçayla buluşmayı anlatan pek çok m t
kahramanın son serüven n , yüce aydınlanmasını vurgular. Ölümle
yaşamın sah bes Ereshk gal de sürekl doğum yaparken tasv r
ed len b r Ana Tanrıçadır. Ona yaklaşmak ve doğru anlamak ç n
İnanna'nın kend n savunmasına yardımcı olan g ys ler n çıkarması,
benl k davasını b r kenara bırakması, esk ben n öldürmes , kend ne
karşı ve zararlı görünen özümsemes ve katlanması güç olanı,
açıkçası ölüm, karanlık ve yoksunluk olmadan yaşamın var
olmayacağını kabul etmes gerek r.
39
İnanna'yla l şk lend r len kuttörenler onun öyküsündek ağlatıya
odaklanmış ve bahar zamanı Dumuz le yen den b r araya gelmes
h ç kutlanmamıştı. Varoluşun temel yasası olarak yaşanan deney m
çarpıcı b r b ç mde tems l ett ğ ç n kült yayılmıştı. İnanna'ya Bab ll ler
İshtar adını verd ler, Sur ye'de Astarte (ya da Asherah) adını aldı;
Dumuz Yakındoğu'da Tamrnuz d ye b l n rd , öldüğü zaman
bölgedek kadınlar ağıtlar yakmışlardı.
40
Yunan stan'daysa Adon s
den l rd , çünkü Sam kav mler , efend ler n n (adon) kaybına yas


tutarlardı. Adon s' n başından geçenler yıllar boyunca değ ş me
uğradı, ancak tanrıçanın eş n ölüme tesl m ett ğ n n göster ld ğ
özgün b ç m Sümerler n m tosunun temel yapısına uymaktadır.
41
Avcıların Ulu Tanrıçası g b Neol t k Ana Tanrıça da erkekler n daha
güçlü görünmeler ne karşın, aslında kadınların daha güçlü
olduklarını ve denet m eller nde tuttuklarının gösterges d r.
Grekler n yaklaşık Neol t k çağdan kalma Demeter ve kızı
Persephone m t nde de bel rg nd r bu.
42
Demeter ek nler ve toprağın
bereket n koruyan Ulu Tanrıçadır. Hades, yeraltı dünyasının hâk m
Persephone'y kaçırıp alıkoyunca Demeter Ol mpos Dağını terk eder
ve dertl dertl dünyayı dolaşır. Öfkeyle hasadı engeller, eğer kızı
Kore ("kız evlat") ger ver lmezse nsanoğlunu açlığa mahkûm
etmekle tehd t eder. Telaşa düşen Zeus, Kore'y kurtarması ç n
tanrıların haberc s Hermes' gönder r, fakat ne yazık k kız Ölüler
Ülkes ndeyken nar çek rdekler yem şt r, bundan ötürü artık kocası
olan Hades' n yanında dört ay geç rmek zorundadır. Kız annes ne
yen den kavuştuğunda Demeter yasağı kaldırır, yeryüzünü yen den
meyve ç çekler kaplar.
Bu doğa olayının bas t b r s mgesel anlatımı değ ld r. Demeter
törenler ne ek m ne de ürün kaldırmayla eşzamanlıdır. Persephone
tohum g b toprağa g rm ş olab l r, ne var k Akden z'de b r tohumun
f l z vermes dört ay sürmez, yalnızca b rkaç hafta yeterl d r
yeşermes ne. İnanna m tosu g b bu da ortadan kaybolan ve ger
dönen tanrıçanın b r başka öyküsüdür. Ölümle lg l b r m tt r. Esk
Yunan'da ürün tanrıçası Demeter aynı zamanda Ölüler n Sah bes d r,
At na yakınlarında Eleus s'te g zem kültünü yönet r. Bunlar g zl


ay nler olmakla b rl kte ergenler (mysta ) ölümün kaçınılmazlığını
yaşamın b r parçası olarak kabul etmek zorunda bırakan, bunun
sonucunda da dehşet kaybolan törenlerd . Bu etk l ay nler m t n
anlamını uzun n s yasyon törenler nden geç r len ergenler n
bellekler ne ve yürekler ne b r daha s l nmemeces ne kazırdı. Ölüme
karşı kes n b r utku elde ed lmez. Kore yukarı ve aşağı dünyalar
arasında sürekl g d p gelmek zorundadır. Genç kızın s mgesel ölümü
olmaksızın ne ek n toplanır, ne y yecek bulunur ne de yaşam sürer.
Eleus s ay nler yle lg l b lg m z çok azdır, ancak ay nlere
katılanlar m tte anlatıldığı g b Persephoneün gerçekten toprağa
nd ğ ne 
nanıp 
nanmadıkları sorusuyla karşılaşınca apışıp
kalmışlardır herhalde. M t gerçekt , çünkü nereye bakarsanız bakın,
yaşamla ölümün b rb r nden koparılmaz olduğunu, toprağın öldüğünü
ve yen den canlandığını görürdünüz. Ölüm korkutucu, ürkütücü ve
kaçınılmazdı, fakat son değ ld . B r b tk y keser, ölen dalını fırlatıp
atarsanız, yen b r f l z elde ederd n z. Tarım sınırlı olsa b le yen b r
y mserl ğe yol açmıştı.
43
Tohumun yen ürünler vermes ç n ölmes
gerek yordu; budama şlem b tk lere yardım eder ve yen den
büyümeler n desteklerd . Eleus s'tek n s yasyon törenler ölümle
yüzleşmen n ruhsal açıdan tazelenme get rd ğ n , b r anlamda
nsanın budanması demek olduğunu göster yordu. Ölümsüzlük
get remezd -yalnızca tanrılar sonsuza dek yaşardı- ancak nsanın
daha gözü pek yaşamasına, dolayısıyla ölüm karşısında sak n
davranarak yeryüzünü daha dolu yaşamasına olanak ver rd .
Gerçekten de her geçen gün kazandığımız k ş l ğ öldürmek zorunda
kalırız. Neol t k çağda da bu geç ş sürec n n m tler ve ay nler
nsanlara ölümlü olduklarını kabul etmeye, b r sonrak evreye


geçmeye ve değ ş p büyüme yürekl l ğ n göstermeye yardımcı
olurdu.



Yüklə 0,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin