MüMİn sekman, Kişisel gelişim ve


Aklın ofsayt pozisyonları: Problem, çözümü



Yüklə 1,62 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/114
tarix09.05.2022
ölçüsü1,62 Mb.
#56943
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   114
2 5204350642956535162

Aklın ofsayt pozisyonları: Problem, çözümü 
görememekten doğar
İnsanın  gerçek  çaresizlik  mi,  yoksa  sahte  çaresizlik  mi  yaşa­
dığına  karar  vermesi  kolay  değildir,  demiştik.  Çünkü  sahte 
çaresizliği  üreten  de,  onu  gerçek  çaresizlikten  ayıracak  olan  da 
insan  zihnidir.  Peki,  insan  zihni  deney  dışındaki  dünyada  sahte 
çaresizliği nasıl üretir?
İnsan  zihni  herhangi  bir  problem  durumunda  bildiği  (algıladığı) 
çözüm  seçenekleri  içerisinden  en  iyisini  seçer.  Peki  ya  var  olan  ama 
algılanmamış  seçenekler?  Herhangi  bir  durumda  çok  sayıda 
seçenek  varken,  ya  onları  göremiyorsak?  Ya  tıkanma  önümüz­
deki yollarda değil, zihnimizdeyse?
Geleneksel 'düz mantık'la akıl yürütme tarzım kullanan insan­
lar  hayatın  sunduğu  neredeyse  sınırsız  seçenekleri  göremezler.  Bu 
yüzden  yollarının  tıkalı  olduğunu  düşünüp  çaresizlik  psikolojisine 
kapılırlar.  Öğrenilmiş  çaresizlik,  önünde  hiçbir  seçeneğin  olma­
dığını  düşünmektir.  Oysa  gerçekte  'güneşin  doğduğu  her  ufukta, 
umuda giden bir yol bulunur!'
5
Her  zaman  kullandığımız  mantık  yürütme  biçiminden  dola­
yı  yaşadığımız  sorunları,  ancak  o  mantık  kalıbının  dışına  çıkarak 
çözebiliriz.  Çıkmaz  sokağa  girip  çıkar  yol  arıyorsanız,  yapmanız 
gereken  ilk  şey  o  sokaktan  geri  çıkmaktır.  Einstein,  "Bir  sorun, 
onun üretildiği andaki zihin düzeyinde kalınarak çözülemez,” der.
Bu  akıl  tutulmasını  bazen  çok  basit  ve  komik  şekilde  yaşarız. 
Bir  arkadaşım  bir  bankanın  bir  şubesine  müdür  olmayı  hayat 
hedefi  olarak  seçmiş,  beynini  buna  şartlandırmış,  tüm  deneme­
lerine  rağmen  sonuç  alamamış,  son  bir  umutla  bana  gelmişti. 
Ona  gerçekten  ne  istediğini  sordum:  "Şube  müdürü  olmak  sana 
ne kazandıracak?"
27


"Saygınlık ve güvenli bir hayat/' dedi.
"Bu  iki  şeyi  sağlayan  diğer  10  meslek  veya  makamı  yaz, 
yarın gel!" dedim.
Arkadaşım çok şaşırdı! Çözüm bu muydu yani? Bir gün sonra 
34 maddelik listeyle geldi. Bir yıl sonra çok saygın bir işi ve bir ban­
ka şube  müdürünün iki kaü maaşı vardı. Aklınızı çıkmaz sokağa 
sürüp  sonra  da  'yolum  tıkalı'  diye  söylenmek  yerine,  zihninizi 
geri vitese takıp temel varsayımlarınızı sorgulamaya ne dersiniz?
Çoğu  durumda  çaresizlik  hiçbir  seçeneğin  olmamasından 
değil,  kapalı  akıl  nedeniyle  açık  seçeneklerin  görülememesinden 
kaynaklanır. Tıkanıklık doğada değil, aklımızdadır.
Yaşlı  adam  hapisteki  oğluna  mektup  yazar:  "Patates  ekmek 
için  tarlanın  kazılması  gerekiyor.  Yaşlı  ve  hastayım,  yapamıyo­
rum. Yanımda olsaydın, ne iyi olurdu..."
Oğlu  mektubu  okur  ama  hapistedir.  Bu  'gerçek  çaresizlik' 
durumunda yapılacak bir şey yok gibi görünmektedir.
Neyse  ki,  genç  adam  bizim  gibi  düşünmez.  Hemen  babasına 
cevap  yazar:  "Baba,  sakın  tarlayı  kazma,  cesetleri  oraya  gömdüm!" 
Polis  mahkûmun  mektubunu  okuyunca  hemen  harekete  geçer, 
cesetleri bulmak için tüm tarlayı kazar. Fakat ceset bulamaz!
Birkaç  gün  sonra  yaşlı  adam  oğlundan  bir  mektup  daha  alır: 
"Baba, bu şartlarda elimden gelenin en iyisini yaptım!"
Aşılamaz  görülen  engelleri  zekâ  ve  yaratıcı  düşünce  gücüyle 
aşmak,  yaratıcı  başarı  tarzıdır.  Yaratıcı  başarı  eldeki  imkânlara  bağlı 
olmadığı için, çok sınırlı imkânlarla sınırsız sonuçlar aldırabilir. Hiçbir 
şeyiniz  yok  ama  engelleriniz  çoksa,  zekânız  tek  sermayenizdir. 
Engelleri aşmak için aklınızı kullanmayı öğrenin. Aklınızın önünü­
ze koyduğu iç engelleri aşmak için bile aklınızı kullanmanız gerekiyor.
Aklımızın  ikametgâhı  beynimizdir.  Beynimiz  en  değerli  orga­
nımız  olduğu  için,  vücudumuzun  en  üst  kısmına  konulmuştur. 
Tabii  bir  de  önümüzü  daha  geniş  görüp,  kaplumbağadan  hızlı  ilerle­
yebilelim diye!
Sıkıcı  olmak  pahasına,  çok  sayıda  öğrenilmiş  çaresizlik  örne­
ğini  anlatmamın  nedeni,  iç  engellerinizi  her  açıdan  görmenizi 
sağlamak.
28


İç  engellerimiz  sadece  'ben  yapamam'  inancından  ibaret 
değildir.  Düz  mantıkla  düşünme  alışkanlığı  da  çeşitli  şekillerde 
bizi  çözümsüz  yollara  düşürür.  Akıl  yürütme  biçimimizdeki 
körlükleri görmek için körlerle konuşmak çok yararlıdır!
Hayatımdaki  en  büyük  çuvallamam,  bu  duruma  bir  örnek­
tir.  Gözleri  görmeyen  şarkıcı  Metin  Şentürk'e  bir  sohbette 
sordum:  "Anadolu'ya  konsere  gittiğinizde  otel  odalarındaki 
elektrik  düğmelerinin  yerini  nasıl  buluyorsun?  Öyle  garip  yer­
lere  koyuyorlar  ki,  ben  gördüğüm  halde  bulamıyorum."  Ne 
'mantıklı' soru değil mi?
Şentürk'ün  cevabı  beni  bitirdi:  "Ben  ışıkları  yakmıyorum  ki!  Bir 
kör niye ışık yaksın?"

Yüklə 1,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin