Barnabas İncili 126
O zaman Yuhanna dedi, “Ey muallim, insan günahtan başka
şeyler üzerine ağlamakla nasıl kaybeder?” İsa cevap verdi;
“Eğer, Hirodes sana tutman için bir gömlek verse ve ardından
onu senden çekip alsa, bu senin için bir ağlama nedeni olur mu?”
“Hayır” dedi Yuhanna” O zaman, İsa dedi, “Şimdi, insan hiçbir
şey yitirmediği zaman, ağlamasına neden yoktur, yitirdiği
zaman da yoktur; çünkü her şey Allah'ın elinden gelir. Öyleyse,
Allah'ın istediği zaman elindekini çıkarma kudreti olmasın mı,
ey aptal adam? Madem senin olan senin, günah kendinin,
öyleyse sen bunun için ağlayacaksın, bir başka şey için değil.”
Matta dedi, “Ey muallim, tüm Yahudiye önünde Allah'ın insana
hiç benzemediğini itiraf ettin, şimdi de, insanın her şeyi Allah'ın
elinden aldığını söylüyorsun; o halde, Allah'ın eli olduğuna göre,
insana benzeyen bir yanı var demektir.” İsa cevap verdi
“Yanılgı içindesin ey Matta ve kelimelerin anlamını bilmeyen
pek çokları da bu şekilde yanılmışlardır. İnsan, kelimelerin dış
biçimini değil, insan konuşmasını bizimle Allah arasında bir
yorumcuymuş gibi görerek, anlamı göz önüne almalıdır. Bilmez
misiniz ki, Allah babalarımıza Sina dağında konuşmak dilediği
zaman, babalarımız, “Bize sen konuş ey Musa, Allah bize
konuşmasın, yoksa ölürüz” diye haykırmışlardı? Ve Allah İşaya
peygamber aracılığıyla ne dedi bilmez misiniz ki, gök yerden ne
kadar uzaksa, Allah'ın yol ve yöntemleri insanların yol ve
yönteminden o kadar uzaktır.
Allah Öylesine ölçümlenemezdir ki, O'nu anlatmaktan
titriyorum. Ama sizin için bir girişimde bulunmam gerekiyor.
Size diyorum ki, gökler dokuz tanedir ve birbirlerine olan
uzaklığı, birinci göğün yerle olan uzaklığı kadardır. Bu da
yerden beş yüz yıllık bir yolculuk uzaklığındadır. Bu bakımdan,
yer en yüksek gökten dört bin beş yüz yıllık bir yolculuk
uzaklığında olmaktadır. Size diyorum ki, yine yer birince göğe
oranla bir iğnenin ucu gibidir. Birinci gök aynı şekilde ikinciye
oranla bir nokta gibidir ve bunun gibi tüm gökler bir sonrakinden
daha küçüktür.