Barnabas İncili 134
Şimdi, zamanının en iyisini işlerinde ve en kötüsünü de ibadet
ve kanunu incelemede geçiren bir adama Allah ne yapacaktır?
Yazıklar olsun dünyaya, çünkü bununla ve daha büyük
günahlarla kalbi ağırlaşmıştır! Bu yüzden, size gülmek
ağlamaya, ziyafetler oruca ve uyku uyanıklığa dönüşmeli
dediğim zaman, duyduğunuz şeylerin tümünü üç kelimeye
sıkıştırdım. Burada, yeryüzünde kişi her zaman ağlamalı ve bu
ağlama yürekten olmalı, çünkü Yaratıcımız Allah'a karşı
geliniyor; nefis üzerinde hâkimiyet kurmak için oruç tutmalı ve
günah işlememek için uyanık olmalısınız ve bedenen ağlama,
bedenen oruç tutma ve uyanık olma her bir kişinin bünyesine
göre yapılmalıdır.
Hayatımızı sürdürmemiz için tarlanın meyvelerinden aramaya
çıkmalısınız, çünkü sekiz gündür hiç ekmek yemiyoruz. Bu
bakımdan, Allah'ımıza dua edecek ve Barnabas ile birlikte sizi
bekleyeceğim. Bunun üzerine, tüm şakirtler ve havariler, İsa'nın
sözüne göre dörder altışar yola koyuldular. İsa'nın yanında bu
satırları yazan kaldı; o zaman İsa ağlayarak dedi, “Ey Barnabas,
sana büyük sırlar açıklamam gerekiyor, bundan sonra ben
dünyadan ayrılacağım ve sen de onlara anlatacaksın.” O zaman,
bu satırları yazan ağlayarak dedi; “Beni ağlat ey muallim,
başkalarını da ağlat. Çünkü biz günahkârlarız. Ve Allah'ın bir
mukaddesi ve peygamberi olan sen, senin için bu kadar ağlamak
uygun değildir.” İsa karşılık verdi,
“İnan bana Barnabas, ben ağlamam gerektiği kadar
ağlayamıyorum. Çünkü eğer insanlar bana Allah dememiş
olsaydı, ben Allah'ı burada, Cennet'te görüleceği biçimde
görecek ve Hüküm Günü'nden korkmama emniyetine
erişecektim. Ama Allah biliyor ki, ben suçsuzum, çünkü hiç bir
zaman bir köleden öte tutulma düşüncesi beslemedim. Hem,
sana diyorum ki, eğer Allah diye çağırılmamış olsaydım,
dünyadan ayrılınca Cennet'e götürülecektim, ama şimdi Hüküm
Günü'ne kadar oraya gitmeyeceğim. Şimdi, benim ağlamama
neden olup olmadığını görüyorsun.