Barnabas İncili 130
Ve bunda da başarılı olamazsa, hiç yemek yemeyen, fakat daima
günah işleyen kendisine benzemesi için, orucunu yalnızca
bedensel yemeğe dayandırtmanın çaresini arayacaktır. Allah sağ
ve diridir ki, oruç tutmayanları hakir görüp, kendini onlardan
daha üstün tutarak bedeni yemekten yoksun bırakmak ve ruhu
gururla doldurmak iğrenç bir şeydir. Söyleyin bana, hasta olan
adam, doktorun kendisine verdiği perhizden dolayı böbürlenip,
perhizsiz olanlara deli mi diyecektir? Kesinlikle hayır. Aksine,
kendisine, perhiz verilmesini gerektiren hastalıktan dolayı
üzülecektir. Böyle de, size diyorum ki, pişman olan orucundan
dolayı övünmemeli ve oruç tutmayanları hakir görmemelidir;
bunun yerine, oruç tutmasına neden olan günahı için
üzülmelidir. Pişman olup oruç tutan, lezzetli yemekler de
yememelidir, kaba yemeklerle yetinmelidir. Şimdi, bir insan
ısıran köpeğe ve tepen atan ata lezzetli yemek verir mi? Hayır,
kesinlikle, ama tam tersini yapar. Ve oruçla ilgili olarak bu kadar
size yetsin.
Bakın, uyanık olmakla ilgili size söyleyeceklerime kulak verin.
Nasıl, vücudun uyuması ve ruhun uyuması diye iki tür uyuma
varsa, böyle de, uyanık olmakta, vücut uyurken ruhun
uyumamasına dikkat etmelisiniz. Çünkü bu en ağır bir hatadır.
Deyin bana, benzetme olsun diye söylüyorum. Yürürken kendini
kayaya çarpan ve ayağını kayaya vurmamak için kaçındıkça
başını vuran bir adam var. Nedir böylesi bir adamın durumu?”
“Zavallı böyle bir adam kendinde değildir.” diye cevap verdi
havariler, O zaman, İsa dedi,
“İyi cevap verdiniz, çünkü bakın size diyorum ki, vücuduyla
uyanık olup, ruhuyla uyuyan kendinde değildir. Manevî
kötürümlük maddî olandan daha çok ağırsa, iyileşmesi de daha
zor olur. Bu bakımdan, böylesi bir zavallı, yaşamanın başı olan
ruhuyla uyuma bedbahtlığının farkına varmayıp da, yaşamanın
ayağı olan vücuduyla uyumadığı için övünecek midir? Ruhun
uyuması, Allah'ı ve korkunç hükmünü unutmaktır.