Barnabas İncili 127
Fakat tüm göklerle birlikte yerin tüm büyüklüğü, Cennet'e
oranla bir nokta gibidir, olmadı bir kum taneciği gibidir. Bu
büyüklük ölçülemez değil midir?” Havariler cevap verdiler,
“Evet, mutlaka.” O zaman, İsa dedi,
“Ruhumun huzurunda durduğu Allah sağ ve diridir ki, Allah'ın
Arşı? önünde Kâinat bir kum taneciği kadar küçüktür. Ve
Allah'ın Arşı? Kâinattan, tüm gökleri, Cennet'i ve daha başka
şeyleri doldurmak için gidecek kum taneleri sayısınca büyüktür.
Şimdi, bakın bakalım; Allah yeryüzü üzerinde küçük bir çamur
parçası olan insanla herhangi bir şekilde oranlanabilir mi?
Öyleyse, dikkat edin de eğer ebedî hayatı elde etmek
istiyorsanız, çıplak kelimelere değil, anlama bakın.”
Havariler karşılık verdiler, “Yalnızca Allah bilebilir kendini ve
gerçek İşaya peygamberin dediği gibidir, “O, insan
duyularından gizlidir.” İsa cevap verdi,
“Evet, böylesi doğrudur; bu bakımdan, Cennet'te olduğumuzda,
burada kişinin bir damla tuzlu sudan denizi tanıdığı gibi, biz de
Allah'ı tanıyacağız. Dersime dönecek olursam, size diyorum ki,
insan yalnızca günahı için ağlamalıdır. Çünkü günah işlemekle
insan Yaratıcısını bir yana iter. Ya, eğlencelere ve ziyafetlere
gidip duran insan nasıl ağlayacaktır? Bu ateş çıkaracakmış gibi
ağlayacaktır o! Eğer nefisleriniz üzerinde hâkimiyetiniz varsa,
ziyafetleri oruca çevirmelisiniz. Çünkü böyle bir hâkimiyete
sahiptir Allah'ımız.”
Teddeus dedi, “Öyleyse madem, Allah'ın üzerinde hâkimiyeti
bulunan nefsi vardır.” İsa cevap verdi, “Yine mi geriye dönüp,
“Allah'ın bunu vardır”, “Allah böyledir” gibi sözler söylemek?
Deyin bana, insanın nefsi var mıdır?” “Evet” diye cevap verdi
havariler. İsa dedi, “Bir insan bulunabilir mi ki, içinde hayat
olsun da nefsi çalışmasın?” “Hayır” dedi havariler. “Siz
kendinizi aldatıyorsunuz çünkü kör, sağır, dilsiz ve kötürüm
insan için nefis nerededir? Ya, bir insan bayıldığı zaman?”