Barnabas İncili 135
Bil ki ey Barnabas, bu yüzden her halde büyük zulme uğrayacak
ve havarilerimden biri tarafından otuz paraya satılacağım. Bu
bakımdan, eminim ki, beni satacak olan benim adıma
öldürülecek, çünkü Allah beni yeryüzünden çekecek ve herkes
onun ben olduğuma inansın diye hainin görünümünü
değiştirecek; yine de, o, şerli bir ölümle öldüğü zaman, ben uzun
bir süre bu lekeyle dünyada kalacağım.
Fakat Allah'ın kutlu Elçi'si Muhammed gelince, bu rezalet
silinip gidecek. Ve Allah bunu yapacak, çünkü bana bu canlı
bilinme ve şu rezil ölüme yabancı olma ödülünü verecek olan
Mesih gerçeğini itiraf etmiş bulunuyorum.”
O zaman, bu satırları yazan karşılık verdi, “Ey muallim, söyle
bana, kimdir bu alçak! Çünkü seve seve boğar öldürürüm onu.”
“Sus, bir şey söyleme” diye cevap verdi İsa, “Çünkü Allah böyle
diliyor ve o hain başka türlüsünü de yapamaz. Fakat gör ki,
annem böyle bir olaya üzüldüğünde, rahatlaması için ona
gerçeği anlatırsın.” O zaman, bu satırları yazan karşılık verdi,
“İnşallah bütün bunları yapacağım ey muallim.”
Şakirtler dönüşlerinde, çam kozalakları getirdiler ve Allah'ın
iradesiyle bir hayli de hurma bulmuşlar. Öğle namazından sonra
İsa ile birlikte yediler. Bu sırada bu satırları yazanın üzgün
yüzünü gören şakirtler ve havariler, İsa'nın hemen dünyadan
ayrılması gerektiğinden korkuya kapıldılar. Bunun üzerine, İsa
onları teselli ederek dedi,
“Korkmayın, çünkü sizden ayrılma saatim henüz gelmiş değil.
Yanınızda bir süre daha kalacağım. Bu bakımdan, dediğim gibi,
Allah'ın İsraili'lerin üzerine merhamet etmesi için, tüm İsrail'e
varıp, pişman olmayı anlatmayı size öğretmeliyim. Öyle ki,
herkes tembelliğin farkına varsın ve çok daha fazla günahının
kefaretini ödesin; çünkü iyi meyve vermeyen her ağaç kesilecek
ve ateşe atılacaktır.