Barnabas İncili 142
Nasıl gemi rüzgârsız hareket edemezse, beden de nefs olmadan
günah işleyemez. “Sonra, pişman olanın masal söylemeyi
ibadete çevirmesi gerekir. Bu Allah'ın bir hükmü olmasa bile,
akıl bunu gösteriyor. Çünkü her haylaz kelimede insan günaha
girer ve Allah'ımız günahı ibadetle siler. Çünkü ibadet ruhun
avukatıdır; ibadet ruhun ilâcıdır; ibadet kalbin savunmasıdır;
ibadet inancın silâhıdır, ibadet nefsin gemidir; ibadet bedenin,
günahla bozulmasını önleyen tuzudur. Size diyorum ki, ibadet
hayatımızın elleridir; bununla, ibadet eden kişi hüküm gününde
kendisini koruyacaktır çünkü ruhunu burada, yeryüzünde
günahtan uzak tutacak ve kalbini kötü arzuların değmesinden
koruyacaktır; nefsini Allah'ın kanunu içinde tutup, istediği her
şeyi Allah'tan alarak bedeni de takva yolunda yürüdüğü için
Şeytan’ı kızdıracaktır.
Huzurunda durduğum Allah sağ ve diridir ki, ibadet etmeyen
insan, derdini köre açan dilsiz bir adamdan; merhemsiz
iyileştirilebilen fistülden, hareket etmeden kendini savunan veya
silahsız olarak bir başkasına saldıran, dümensiz kürek çeken
veya tuz olmadan ölü bedeni koruyan bir adamdan daha çok
salih amel sahibi değildir. Çünkü bakın, eli olmayan alamaz.
Eğer insan gübreyi altına ve çamuru şekere çevirebilecek olsa,
ne yapar?”
Sonra, İsa sustu, havariler cevap verdiler, “Kimse, altın ve şeker
yapmaktan başka bir işe kendini koşmaz.” O zaman İsa dedi,
“Şimdi, neden insan aptalca masal anlatıcılığı ibadete
dönüştürmez? Zaman kendine Allah tarafından Allah'a karşı
gelsin diye mi verilmiştir yoksa? Hangi reis kendi üzerine savaş
açsın diye bir şehri tebaasına verir? Allah sağ ve diridir ki, eğer
insan boş konuşmakla ruhunun ne hallere girdiğini bilmiş olsa,
konuşmaktansa hemen dilini dişleriyle koparır. Ey zavallı
dünya! Bugün insanlar ibadet için toplanmazlar da, mabedin
verandalarında ve mabedin ta içinde şeytan boş konuşma
kurbanlarını alır ve utanç duymadan sözünü edemediğim
şeylerden daha kötü olan da budur.