Barnabas İncili 153
Ya, yalnızca fena şeyler arzulayan beden ve nefs için, günahtan
başka bir şey teklif etmeyen dünya için, Şeytan’a kulluk edip,
Allah'ın kanununa göre yaşayan herkese eziyet ve zulmeden
lanetliler için ne diyeyim? Açıktır ki kardeşler, eğer bir insan,
babamız Davud'un dediği gibi “Sonsuzluğa gözleriyle bakarsa
günaha girer.” “Kişinin kendini kalbinde yüceltmesi,
bağışlanmaması için Allah'ın rahmetini ve acımasını
kilitlemekten başka bir şey değildir. Çünkü babamız Davud der
ki, “Allah'ımız toprak olduğumuzu ve ruhumuzun gidip bir daha
dönmeyeceğini bilir. Kim kendini yüceltirse, toprak olduğunu
inkâr etmiş olur. Bu yüzden de ihtiyacını bilmeyerek yardım
istemez ve böylece yardımcısı olan Allah'ı kızdırır. Ruhumun
huzurunda durduğu Allah sağ ve diridir ki, şeytan kendi
zavallılığını bilse ve her zaman Sübhân olan Yaratıcısından
merhamet isteseydi, Allah Şeytan’ı bağışlardı.”
İşte böyle kardeşler, ben yeryüzünde yürüyen ve size pişman
olun ve günahlarınızı bilin diyen bir insanım. Toprağım ve
çamurum. Diyorum ki kardeşler, Roma askerleri aracılığıyla
şeytan, benim Allah olduğumu söylediğinizde sizi aldattı. Bu
bakımdan, sahte ve yalan ilâhlara kulluk ederek Allah'ın lanetine
uğradıklarından, aman onlara inanmayın. Babamız Davud bile
onlara şöyle lanet okur, “Ulusların tanrıları gümüş ve altındır,
kendi ellerinin eseridir; gözleri vardır, görmezler; kulakları
vardır, duymazlar; burunları vardır koklamazlar, ağızları vardır
yemezler; dilleri vardır, söylemezler; elleri vardır dokunmazlar;
ayakları vardır, yürümezler.” Bu nedenle babamız Davud sağ ve
diri olan Allah'ımıza dua ederek dedi, “Onları yapanlar ve onlara
güvenenler de onlar gibi olsunlar.”
Ey duyulmamış gurur, Allah tarafından topraktan yaratıldığı
halde kendi durumunu unutan ve kendi keyfine göre seve seve
ilâh yaratan insanın ah bu gururu! Burada o, sanki “Allah'a
kulluk etmekte hiç bir yarar yoktur” diyerek, Allah'la sessizce
alay etmektedir. Çünkü yaptıkları bunu gösteriyor.