Barnabas İncili 144
O zaman, İsa karşılık verdi, “Ruhunu yitirmemek için, pişman
olanın da yapması gereken budur. Çünkü Allah her insana zabıt
kâtibi olarak, biri yaptığı iyilikleri, diğeri de kötülükleri yazan
iki melek vermiştir. Öyleyse, eğer bir insan merhamet görmek
istiyorsa, altını ölçtüğünden daha çok konuşmasını ölçsün.
Hırs ve tamaha gelince, bu da sadaka vermeye çevrilmelidir.
Bakın, size diyorum ki, nasıl terazi denge merkezi varsa,
tamahkârın da sonunda varacağı yer olarak Cehennem vardır.
Neden biliyor musunuz? Anlatacağım size, Ruhumun
huzurunda durduğu Allah sağ ve diridir ki, tamahkâr diliyle
sessiz bile olsa yaptıklarıyla der, “Benden başka Allah yoktur.”
Sahip olduğu ne varsa, başını, sonunu, çıplak doğup, her şeyi
ardında bırakarak öleceğini düşünmeden istediği gibi harcar.
Şimdi söyleyin bana, Hirodes size bakmanız için bir bahçe verse,
siz de kendinizi hemen sahip yerine koyup, Hirodes'e hiç meyve
göndermeseniz ve Hirodes size adam gönderip meyve
istediğinde elçileri kovsanız, söyleyin bana, kendinizi bu
bahçenin kralları yapmış olmaz mısınız? Mutlaka, öyle.
Şimdi, diyorum ki size, aynen tamahkâr adam da böyle, Allah'ın
kendine vermiş olduğu zenginliği üzerinde kendini ilâh yapar.
Hırs ve tamah, zevkine göre yaşamasının günahıyla Allah'ı
yitiren ve kendinden gizli olup, çevresini iyilikleri yerine
koyduğu geçici şeylerle kuşatan Allah'tan memnun olmayan
nefsin bir susuzluğudur ve bu susuzluk arttıkça, kendini o kadar
çok Allah'tan uzaklaşmış bulur. Ve günahkârın doğru yolu
bulması, tövbe etme lütfunda bulunan Allah'tandır. Babamız
Davud da şöyle der, “Bu değişim Allah'ın sağ elinden gelir.”
Pişmanlığın nasıl olması gerektiğini bilmek istiyorsanız, size
insanın ne tür bir şey olduğunu anlatmam lâzım. Ve bugün bize
iradesini sözlerim aracılığıyla bildirme lütfunda bulunan Allah'a
şükürler edelim.”
Bundan sonra ellerini kaldırıp dua ederek, dedi,