Barnabas İncili 170
Allah'ımız insanı dünyada yerleştirmek için değil, gerçekte
Cennet'e koymak için yarattı. Emin olun ki, kendisine yabancı
bir kanuna bağlı olduklarından, Romalılardan herhangi bir şey
almak ümidi olmayan kişi, sahip olduğu tüm şeylerle birlikte
kendi ülkesini terk etmek ve asla dönüp de, gidip Roma'da
yaşamak istemez. Ve kendisinin Kayser'e karşı geldiğini
gördüğü zaman, çok daha az ihtimalle böyle bir şey yapar. İşte,
ben de size diyorum ki bakın, Allah'ın peygamberi Süleyman da
benimle birlikte ağlıyor, “Ey ölüm, seni hatırlamak,
zenginlikleri içinde rahat rahat oturanlara ne kadar da acı gelir!”
Bunu, şimdi öleceğim için demiyorum; çünkü dünyanın sonuna
kadar yaşayacağımdan eminim. Fakat ölmeyi öğrenesiniz diye
size bundan söz edeceğim.
Allah sağ ve diridir ki, bir kez bile olsa yanlış yapılan her şey
gösterir ki, bir şeyi iyi yapmak için, o şeyde alıştırma yapmak
gereklidir. Askerleri gördünüz mü, barış zamanında sanki
savaştalarmış gibi nasıl da birbirleriyle kendilerini eğitirler. Ya
iyi ölmesini bilmeyen insan, iyi bir ölümle nasıl ölecektir?
“Rabbin gözünde kutsal kulun ölmesi çok kıymetlidir” demişti
Peygamber Davud. Neden biliyor musunuz? Söyleyeceğim size,
Şundan ki, nasıl, tüm az bulunan şeyler kıymetliyse, iyi ölenlerin
ölümü de, az bulunduklarından Yaratıcımız Allah'ın gözünde
kıymetlidir. Cidden, bir insan ne zaman bir şeye başlasa, aynı
şeyi bitirmek istemekle kalmaz, bunun yanı sıra, plânı iyi bir
sonuca varsın diye sancılanır.
Ey, donuna kendinden daha çok değer veren zavallı insan;
kumaşı keseceği zaman, kesmeden önce dikkatle ölçer; kesilince
de özenle diker. Ya, hayatını, ölmek için doğan, o kadar ki,
yalnızca doğmayan ölmez neden insanlar hayatlarını ölümle
ölçmezler? Yapı yapanları gördünüz mü; koydukları her taşta
duvar yıkılmasın diye, tam yerinde olup olmadığını ölçerek
temeli nasıl da göz önünde bulundururlar? Ey sefil insan, hayat
yapısı en büyük yıkımla yıkılacak, çünkü ölüm temeline
bakmıyor!