Barnabas İncili 169
Ve onlar ağlayarak dediler, “Ey üstat, bizden neden kaçtın?
Yana yakıla seni aradık; tüm havariler de ağlaya ağlaya seni
arıyorlar.” İsa cevap verdi, “Kaçtım. Çünkü biliyordum ki,
şeytanların bir yol göstericisi, bir zaman sonra göreceğiniz bir
şey hazırlıyor benim için. İleri derecedeki kâhinlerle halkın önde
gelenleri bana karşı ayaklanacak ve Romalı validen beni
öldürmek için yetki koparacaklar. Çünkü benim İsrail krallığını
gasp etmek istediğimden korkuyorlar. Hatta Yusuf'un Mısır'a
satıldığı gibi, ben de havarilerimden biri tarafından ihanete
uğrayacak ve satılacağım. Ama peygamber Davud'un, “O,
çukura, komşusuna tuzak kuranı düşürecektir.” dediği gibi,
adaletli Allah, kendisini düşürecek. Allah, beni onların elinden
kurtarıp, dünyadan çekip alacak.” Üç havari korktular; ama İsa,
“Korkmayın, çünkü sizden hiç biriniz bana ihanet etmeyecektir”
diyerek kendilerini rahatlattı.
Ertesi gün olunca, İsa'nın şakirtlerinden otuz altısı ikişer ikişer
geldi ve İsa diğerlerini bekleyerek Şam'da kaldı. Ve herkese dert
yanıyorlardı. Çünkü İsa'nın dünyadan ayrılması gerektiğini
biliyorlardı. Bunun üzerine ağzını açtı ve dedi,
“Kesinlikle mutsuz odur ki, nereye gideceğini bilmeden yürür;
ama bundan daha mutsuz olan ise, gücü yettiği ve iyi bir hana
nasıl varılacağını bildiği halde, yağmur altında, eşkıya
tehlikesine karşı batak yolda kalmak diler ve arzu eder. Söyleyin
bana kardeşler, bu dünya bizim ana vatanımız mıdır? Hiç de
değil. Çünkü ilk insan dünyaya sürgüne gönderildi ve burada
hatasının cezasını çekiyor. Yoksulluk içinde olduğunu görürken,
kendi zengin ülkesine dönme özlemini duymayan bir sürgün
bulunur mu acaba? Akıl bunu kesinlikle reddeder, ama tecrübe
doğruluyor, çünkü dünyayı sevenler ölümü düşünemezler; hem
de biri kendilerine ondan söz etti mi, konuşmasına kulak
vermezler. İnanın ki ey insanlar, ben dünyaya, hiç kimsenin,
hatta Allah'ın Elçisi'nin bile sahip olmadığı bir ayrıcalıkla
geldim. (Bu ayrıcalık İsa Peygamberin kıyamete yakın bir
zamana kadar yükseltildiği yerde yaşamasıdır.)