Barnabas İncili 207
Ruhumun huzurunda durduğu Allah sağ ve diridir ki, Allah'ımız
rahmetini günahkâra vaat ederek der, “Günahkârın günahına
ağlayacağı şu saatte, Kendi üzerime yemin ederim ki, onun
kötülüklerini artık hiç hatırlamayacağım.” Şimdi, eğer beden
oraya gitmeyecekse, Cennet'in yiyeceklerini kim yiyecektir?
Ruh mu? Emin olun ki değil. Çünkü o manevîdir.”
Petrus karşılık verdi, “O halde, kutsananlar Cennet'te yiyecekler,
ama pislik olmayacaksa, yemekler nasıl boşaltılacaktır?” İsa
cevap verdi,
“Şimdi eğer yemez içmezse insan nasıl nimetlendirilir?
Yüceltilen şeye oranla yüceltmede bulunulmasının uygun
olduğu açıktır. Fakat sen Petrus, böyle yemeğin pislik şeklinde
boşaltılacağını düşünmekle yanılgıya düşüyorsun. Çünkü bu
beden şimdi bozulabilen yemekler yiyor ve bundan dolayı da
kokuşma ve çürüme ortaya çıkıyor; ama Cennet'te beden
bozulmayacaktır, ölümsüz ve her türlü dertten kurtulmuş
olacaktır ve hiç bir kusurlu yanı olmayan yemekler herhangi bir
kokuşma veya çürüme hâsıl etmeyecektir.
Allah, fasık üzerine nefret yağdırarak İşaya Peygamber'e şöyle
der, “Kullarım Benim evimde Benim soframda oturacaklar,
neşeyle, mutluluk içinde ve harp ve org sesleriyle yiyip içecekler
ve onlara hiç bir ihtiyaç hissettirmeyeceğim. Fakat siz Benim
düşmanım olanlar, Benden uzağa atılacaksınız ve orada, Benim
kullarımın hepsi sizi hor görürken, sefillik içinde helak
olacaksınız.” Onlar yiyip içecekler” sözü ne demeye gelir? Emin
olun ki, Allah açık konuşuyor. Fakat bu kadar meyve ile birlikte,
Cennet'teki dört kıymetli şarap içecek ırmağı hangi amaca
yöneliktir? Kesinlikle Allah yemez, melekler yemez, ruh yemez,
nefis yemez, ama bizim vücudumuz olan beden yer. Bu
bakımdan, Cennet'in ihtişamı içinde yemekler beden içindir;
Allah, meleklerin konuşması ve kutsanmış ruhlar da nefs ve ruh
için.