Barnabas İncili 204
Şundan ki, burada aşağıda yaşarken, bu tür şeyleri müşahede
edecek değerde değillerdir. Bu bakımdan, babamız Davud,
onları gerçekten görmüşse de, size diyorum ki, onları insan
gözüyle görmüş değildir; Allah ruhunu kendisine almış ve
böylece Allah'la bir olarak, onları ilahi ışıkla görmüştür.
Ruhumun huzurunda durduğu Allah sağ ve diridir ki, Cennet'in
nimetleri sonsuz, insan ise sonlu olduğundan, küçük bir toprak
kavanozun denizi içine alamayacağı gibi, insan da onları içine
sığdıramaz. Öyleyse bakın ki, dünya her şeyin meyve verdiği
yaz vakti ne kadar da güzeldir! Vakti gelen hasat nedeniyle
sarhoş olan şu köylü, emeklerini son derecede sevdiği için
vadileri ve dağları türküleriyle çınlatır. Şimdi, onları yapana
yakışan meyvelerle her şeyin yüklü olduğu Cennet'e yükselt
bakalım aynı şekilde kalbini.
Allah sağ ve diridir ki, Cenneti bilmek bakımından bu kadarı
yeterlidir. Öyle ki, Allah, Cennet'i kendi nimetlerinin yurdu
olarak yaratmıştır. Şimdi ölçüsüz derecedeki iyiliğin, ölçüsüz
derecede iyi şeyleri olmayacağını mı düşünüyorsunuz? Veya
ölçüsüz derecedeki güzelliğin ölçüsüz derecede güzel şeyleri
olmayacağını mı? Sakının ki, eğer olmayacağını düşünürseniz,
büyük hata işlersiniz.
Allah, kendine inanarak kulluk edecek olan insana şöyle der,
“Senin yaptıklarını biliyorum, sen Benim için çalışıyorsun.
Ebediyen sağ ve diriyimdir ki, senin sevgin Benim nimetimi
aşmayacaktır. Madem kendini Benim eserim bilip, Bana
yaratıcın Allah olarak kulluk edersin ve madem, Bana inanarak
kulluk etmek için Ben'den rıza ve merhametten başka bir şey
istemezsin; madem, Bana sonsuza değin kulluk etmek arzusuyla
Bana kulluğa bir son vermezsin, ben de işte aynen böyle yapacak
ve
seni,
Allah'mışsın,
benim
dengimmişsin
gibi
ödüllendireceğim. Ellerine yalnızca Cennet'in bol nimetlerini
koymakla kalmayacak, aynı zamanda sana kendim de bir hediye
vereceğim; şöyle ki, nasıl sen ebediyen Benim kulum olmak
istiyorsan, ben de senin ücretini ebedî yapacağım.”